Geri Dön

The evaution of central Eurasia policy of the US in the post-Soviet Era and the geopolitics of Caspian oil

Sovyet dönemi sonrası Amerika Birleşik Devletleri'nin merkez Avrasya politikasının evrimi ve Hazar petrolünün jeopolitiği

  1. Tez No: 204692
  2. Yazar: DENİZ DEĞER
  3. Danışmanlar: PROF.DR. MELİHA BENLİ ALTUNIŞIK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Amerika, Hazar, Enerji, Jeopolitik, Rusya, Orta Asya, Kafkaslar, 11 Eylül, Güvenlik, NATO, Güç gösterimi/atışı, Boruhatları, the US, the Caspian, Energy, Geopolitics, Russia, Central Eurasia, September 11, Security, NATO, power-projection, Pipelines
  7. Yıl: 2006
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 187

Özet

Bu tezin konusu, Amerika Birleşik Devletleri'nin Merkez Avrasya politikasının 1991-2006 tarihleri arasında incelenmesidir. Amacı, Amerika'nın bölge genelindeki stratejikkonuşlanmasının ardında yatan nedenleri, Sovyetler Birliği'nin çökmesiyle değişen jeopolitikdüzlem çerçevesinde incelemektir. Temel argüman, Amerika'nın bölgesel politikasının, bölgenindünya egemenliği yarışında stratejik bir atlama tahtası olması dolayısı ile, öncelikle jeopolitikgereklerden doğduğudur. Bu çerçevede, enerji süregelen jeopolitik mücadelenin sadece birboyutudur. Jeopolitik önceliklerin, jeoekonomik çıkarların önüne geçmesinin en güzel örneğibölgedeki olası petrol ve doğal gaz boru hatlarını kontrol amaçlı verilen devletler arasıjeostratejik güç yarışıdır.Araştırma sonrasında varılan nokta şudur ki çerçevesi Amerika tarafından çizilenjeopolitik güç mücadelesinin esas parametreleri 11 Eylül olayları sonrasında açıkça ortayaçıkmıştır. 11 Eylül'le birlikte, Kafkasya ve Orta Asya Bölgesinin, 21. yy.'ın hayati sorunsalları ilemücadele etme eksenindeki stratejik önemi pekişmiştir. Bu çerçevede,bölge bir tarafta AmerikaBirleşik Devletleri, diğer bir tarafta da Rusya ve Çin ikilisinin karşı karşıya geldiği gizil birstratejik mücadele sahasına dönüşmüştür. 11 Eylül sonrası Avrasya kıtası genelinde mevcut olankaygan jeopolitik zemin karşısında, Amerika'nın Kafkaslar ve Orta Asya'nın kaderi konusundakayıtsız kalamaması, bölge ölçeğinde Amerika'nın uzun vadeli dünya egemenliğine meydanokuyacak güç merkezlerinin doğma olasılığı ile en yakından ilişkilidir.

Özet (Çeviri)

The objective of this thesis is to analyze the US Central Eurasia Policy in the periodbetween 1991 and 2006. Within this context, the purpose is to figure out the foremost motivebehind the US?s strategic engagement in the region with a due regard to changing geopoliticalcontext with the demise of the Soviet Union. The main argument rests upon the assumption thatthe US regional policy is primarily motivated by geopolitical imperatives as the Central Eurasianregion becomes the primary springboard for the attainment of global supremacy. Within thisrespect, energy is only one aspect of the ongoing geopolitical competition. That the geopoliticalpriorities are preponderant to geoeconomic interests are basically observed by the intensegeostrategic struggle over dominating the prospective oil and gas pipelines from the region.Eventually, within the confines of this thesis, it is deduced that the ultimate parameters ofthe geopolitical struggle, the framework of which was specified by the United States, haverevealed themselves more explicitly in the aftermath of the September 11, which only reinforcedthe strategic significance of Central Eurasia in coping with the new geopolitical fault lines of the21st century. Within this regard, Central Eurasia has transformed into an implicit geostrategicstandoff between the United States on the one hand, and Russia and China on the other.Accordingly, the fact that the United States could by no means remain complacent about the fateof Central Eurasia against such a backdrop of high geopolitical fluidity in the overall Eurasiancontinent is most relevant to the possibility of rising potential aspirants for global dominance thatwould challenge the United States in the long term.

Benzer Tezler

  1. Tehafüt geleneğinde sudur teorisine yöneltilen eleştiriler

    Criticism of the emanation theory in the tradition of tehafut

    ALİ BEDEL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    FelsefeEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KAMİL SARITAŞ

  2. Trabzon ilindeki akciğer kanserleri ile radon gazı arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

    The evalution of relationship between radon gas and lung cancers in Trabzon

    ESRA AŞIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    OnkolojiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FEYYAZ ÖZDEMİR

  3. Ana hatları ile Türk Hukuk Devrimi ve cumhuriyet sonrası benimseme ve kanunlaştırma çalışmaları

    Outlines of the Turkish Law Revolution and reception and codification efforts in post-republic period

    HALİM ÖZATAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    Türk İnkılap Tarihiİstanbul Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EROL CİHAN

  4. MIKE 21 SW programı ve yapay sinir ağları yöntemi ile spektral dalga analizi

    Spectral wave analysis of using MIKE 21 SW and artificial neural network (ANN)

    FATMANUR AKDOĞAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Mühendislik Bilimleriİstanbul Teknik Üniversitesi

    Kıyı Bilimleri ve Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ABDÜSSELAM ALTUNKAYNAK

  5. Döviz kurunu belirleyen faktörler ve kur riski

    Determination of foreign exchange rates and foreign exchange risk

    MEHMET COŞKUN ÖZAVNİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1994

    BankacılıkMarmara Üniversitesi

    DR. SAADET TANTAN