Geri Dön

İbn Sînâ'da Ölümsüzlük Düşüncesi

The deathless tought according to Avicenna

  1. Tez No: 207582
  2. Yazar: ÖZCAN SARIDOĞAN
  3. Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. ŞABAN HAKLI
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Din, Felsefe, Religion, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2007
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İslam Felsefesi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 101

Özet

İbn Sînâ'ya göre insan, ruh ve beden diye ontolojik bakımdan birbirinden tamamen farklı iki cevherin ilişkisinden meydana gelmiş bir varlıktır. Ruhla beden arasındaki ilişki kaynağını Tanrı'dan alan zorunlu bir ilişkidir. Yani her bir beden yaratılınca, onun kendi mizacına uygun bir ruh yaratılır. Ruhsuz bir beden olmadığı gibi, her bedenin ruhu da ayrıdır. Dolayısıyla tenasüh anlamsızdır. Filozofumuza göre beden, ölümle birlikte kendi unsurlarına ayrışarak toprak olur. Ancak ruh, ölümsüzdür. Çünkü ruh, bir cisim olan bedenle kaim olmayıp beden, ruh için bir âlet olmaktan öteye geçemez. Böylece, İbn Sînâ felsefesinde ?cevher ruhun ölümsüzlüğü? ilkesi bütün eskatolojik problemlerin çözümü için bir giriş olmaktadır. İbn Sînâ, ruhun, bedenle birlikte bulunduğu durumuyla, bedenden ayrıldıktan sonraki durumu arasında sıkı bir ilişkinin olduğunu söyler. Ona göre, bedenin ölümünden sonra baki kalan ruh, idrak eden bir cevher olması dolayısıyla ya haz duyar ya da elem duyar. Onun haz duyması mutluluğu, elem duyması ise bedbahtlığıdır. Onun için başka bir durum söz konusu değildir. Buradan anlaşılmaktadır ki ölüm sonrası mutluluk veya bedbahtlık bedene değil, ruha ait olacaktır. Çünkü ruh, bedenden ayrıldıktan sonra bir zat olarak kendi varlığının bilincindedir. Öyle görünüyor ki İbn Sînâ, ölüm sonrası hayat anlayışını, bedeni dışarıda bırakıp sadece ruha ait diye temellendirmiştir. Ancak o, en önemli eserlerinde ölüm sonrası hayatın hem ruh hem de beden için olacağını ifade etmektedir. O halde diyebiliriz ki İbn Sînâ, farklı yaklaşımlarına rağmen ölüm sonrası hayatın hem ruh hem de beden için olacağını kabul etmektedir.

Özet (Çeviri)

In accordance with İbn Sînâ, human being is a presence existed of the relation of two very different ores, known as soul and body. The relation between soul and body is an obligatory relation receiving its resource from God. In other words, when each body was created, a suitable soul convenient to its character is also is created. There doesn't exist any body without soul, and every body has also got a soul. So we can say that transmigration of soul is unmeaningful. According to our philosopher, body getting separated in to its own elements with death becomes soil. However soul is without death, immortal. Because, soul doesn't exist together with a body that is an object, body is nothing but only a tool for soul. In this way, in the philosophy of İbn Sînâ, the principle“Ore is the immortality of soul”becomes an input for all the estagologic problems. İbn Sînâ says that there is a tight relation between the position of soul with body and the position after leaving the body. In his opinion, the soul staying continuously after the body's death, because of being a considering ore, it feels either enjoyment or sadness. Its feeling of enjoyment means its happiness; its feeling sadness means it's unlucky. There isn't any other situation for it, by means of these topics, happiness after the death or being unlucky will belong not to body but to soul. Because soul after leaving the body, as an individual, is conscious of its own existence It is seen that, İbn Sînâ has founded the understanding of life after the death as belonging only to the soul leaving the body outside. However, he, in his most important works, expresses that the life after death will occur for both soul and body. So, we can say that İbn Sînâ, in spite of his different approaches, agrees that the living after death will happen for both soul and body.

Benzer Tezler

  1. Ölüm ve ölümsüzlük: Ateist varoluşçu felsefe ve İslam düşüncesi bağlamında mukayese

    Death and immortality: Comparison in the context of atheist existential philosophy and Islamic thought

    MEHMET DEMİRCİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DinAtatürk Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CELAL BÜYÜK

  2. İbn Sina felsefesinde ruh ve ruhun ölümsüzlüğünün rasyonel temelleri

    Rational foundations of the soul and its immortality in the philosophy of Ibn Sina

    İREM SUNMAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    FelsefeSelçuk Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZÜBEYİR OVACIK

  3. Farabi ve İbn Sina düşüncesinde Mead

    Eschatology accordin to Al Farabus and avicenna

    HASAN ÖZALP

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    DinCumhuriyet Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NURİ ADIGÜZEL

  4. Constant cycle in nature and existential dread in Shakespeare's Hamlet and Khayyam's Rubaiyat

    Shakespeare'in Hamlet'i ve Hayyam'ın Rubailer'inde doğadaki sürekli döngü ve varoluşsal kaygı

    SURHAY GÖÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Karşılaştırmalı EdebiyatAnkara Sosyal Bilimler Üniversitesi

    Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZÜMRE GİZEM YILMAZ KARAHAN

  5. Ankara'da çeşitli hastanelerde, sağlık çalışanları ve sağlık yöneticilerinin erkek hemşirelere ilişkin görüşleri ve ilişkili etmenler

    Health employees' and health managers' opinions regarding male nurses in various hospitals in Ankara and related factors

    ELİF SARAÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    HemşirelikAnkara Üniversitesi

    Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZELİHA FERDA ÖZYURDA