Geri Dön

Zonguldak İl Merkezinde kadın nüfusunda cinsel işlev bozukluğu prevalansı

Prevalence of female sexual dysfunction in the center of Zonguldak province

  1. Tez No: 225883
  2. Yazar: ÜLKEM ANGIN ÖZTÜRK
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. NURAY ATASOY
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2008
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 66

Özet

Kadınlarda cinsel işlev bozukluğu dünya genelinde önemli bir halk sağlığı sorunudur. Kadınlarda cinsel sorunlara olduğundan daha az tanı konulduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada Zonguldak İlinde yaşayan kadın toplumunda cinsel işlev bozukluğunun sıklığını ve ilişkili sosyo-demografik risk etkenlerini Golombok-Rust cinsel doyum ölçeğinin (GRCDÖ) Türkçe uyarlamasını kullanarak araştırmayı amaçladık. Çalışma grubu, cinsel işlev bozukluğunu değerlendirmek için GRCDÖ'yü ve sosyo-demografik soru listesini dolduran 15-49 yaş arasında (ortalama yaş 36.5±7.87) 517 evli kadını içeriyordu. Bu grupta yaş grubu, eşin yaşı, eğitim süresi, doğum yeri, iş durumu, evlilik süresi, çocuk sayısı, aylık gelir düzeyi ve aile tipi gibi etkenlerle kadın cinsel işlev bozukluğu arasındaki ilişki incelendi. GRCDÖ'ye göre kadınların % 45.5'i kadın cinsel işlev bozukluğu gösteriyordu (GRCDÖ toplam puanı 5'den yüksek olan). GRCDÖ'e göre cinsel işlev bozukluğu sıklığı sırasıyla şöyleydi: vajinismus (% 67.3) ve anorgazmi (% 23.8). 40-49 yaş grubunda cinsel işlev bozukluğu ve anorgazmi sıklığı 19-29 yaş grubundan anlamlı olarak daha yüksekti (sırasıyla, p= 0.001, p= 0.036). Ancak vajinismus 19-29 yaş grubunda anlamlı olarak daha yüksekti (p= 0.005). Düşük gelir düzeyi grubunda dokunma sorunu ve vajinismus daha fazlaydı (sırasıyla, p=0.006, p=0.034 ). Anorgazmi kırsal bölgede doğanlarda kentlerde doğanlara göre daha sıktı (p= 0.015). Dokunma sorunu ve anorgazmi artan eğitim düzeyiyle azalıyordu (sırasıyla, p=0.017, p=0.003). Vajinismus ise artan eğitim düzeyiyle anlamlı olarak artıyordu (p= 0.0001). Daha uzun süre evli olan grupta ilişki sıklığında azalma, iletişim ve dokunma sorunu daha kısa süreli evli olan gruba göre daha fazlaydı (sırasıyla, p=0.0001, p=0.002, p=0.001). En sık cinsel işlev bozukluğu vajinismustu ve bunu sıklık sorunu takip ediyordu. Vajinismus sıklığı literatürdeki ve Türkiye'deki daha önceki çalışmalara göre oldukça yüksekti. Biz çalışmaya katılanların çoğunun (% 78.2) GRCDÖ'nün vajinismus sorularından olan 11. maddeyi yüksek olarak (4 puan) puanladıklarını gördük. Vajinismusun bu kadar sık olmasını bu madde puanlanmasına bağladık. Bu nedenle GRCDÖ'nün özellikle vajinismusla ilgili maddelerinin tekrar değerlendirilmesinin gerekli olabileceğini düşündük. Toplumda cinsel işlev bozukluğunun en önemli ana nedeninin toplum ve hatta sağlık profesyonellerinin yetersiz bilgi düzeyi olduğu düşünülebilir. Gerçek yaygınlık ve sıklıkların tespit edilmesi erkek ve kadın cinsel işlev bozukluğunun gerçek yükünü anlamakta ve koruyucu etkenlerin belirlenmesinde önemli görünmektedir.

Özet (Çeviri)

Sexual dysfunction in females is an important public health problem worldwide. It is suggested that sexual problems among women are underdiagnosed. In this study we aimed to assess the prevalence of and risk factors for Female Sexual Dysfunction (FSD) using the Turkish version of the Golombok Rust Inventory of Sexual Satisfaction (GRISS) in Turkish women population in Zonguldak city. The study group consisted of 517 married women 15 to 49 years old (means age 36.5±7.87) living in Zonguldak, who completed the GRISS for the evaluation of Female Sexual Dysfunction and sociodemograhic questionaires. We investigated the associated factors of FSD like age groups, age of spouse, the duration of education, the birthplace, the occupation, the duration of marriage, the number of children, montly income level, family type. According to the GRISS score 45.5% of women reported FSD (GRISS total score higher than 5). The prevalence of sexual dysfunction types according to GRISS were as follows: vaginismus (67.3%) and anorgasmia (23.8%). In 40-49 age group frequency of FSD and anorgasmia were significantly higher than 19-29 age group (p=0.001, p=0.036, respectively). However vaginismus was significantly higher in 19-29 age group (p=0.005). in low income groups nonsensuality and vaginismus were significantly higher (p=0.006, p=0.034, respectively). In rural birthplace anorgasmia was significantly prevalant than urban birth place (p= 0.015). Non-sensuality and anorgasmia were significantly decreasing with increasing education level (p=0.017, p=0.003, respectively). However vaginismus was significantly increasing with education level (p= 0.0001). In longer duration of marriage group infrequent intercourse, noncommunication, nonsensuality were significantly higher than shorter duration of marriage group (p=0.0001, p=0.002, p=0.001, respectively). The most common sexual problem was vaginismus, followed by infrequent intercourse. Frequency of vaginismus was higher than previous studies in literature and Turkish samples. We observed that most of subjects (78.2%) scored highly (4 point) in item 11 of GRISS. We thougt that high frequency of vaginismus was related to this item scores. Therefore We suggested that reevaluation of GRISS items especially for vaginismus may be needed. It is suggested that inadequate knowledge of population and also the health proffessionals are the main important causes of FSD in this population. Accurate estimates of prevalence/incidence are important in understanding the true burden of male and female sexual dysfunction and in identifying risk factors for prevention efforts.

Benzer Tezler

  1. Zonguldak il merkezinde çocuk kliniklerinde çalışan hemşirelerin çocuğun bakımında ebeveyn katılımına yönelik tutumlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of the attitudes of the nurses working in the child clinics in the center of Zonguldak to parental involvement in the care of the child

    SELDA TÜRKMEN ÇOBAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBülent Ecevit Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. TÜLAY KUZLU AYYILDIZ

  2. Zonguldak il merkezinde kamuda çalışan özürlüler ile özürlü olmayanların sağlık algılamalarının SF 36 ile karşılaştırılması

    Comparison of the health perception of disabled and non-disabled individuals working in public sector within Zonguldak city center by means of SF 36

    HAKAN KALYON

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Halk SağlığıZonguldak Karaelmas Üniversitesi

    Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. FERRUH AYOĞLU

  3. Zonguldak il merkezinde kronik obstrüktif akciğer hastalığı prevalansının değerlendirilmesi

    Prevalence of chronic obstructive lung disease in zonguldak province of turkey

    TACETTİN ÖRNEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Göğüs HastalıklarıZonguldak Karaelmas Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. MÜGE MELTEM TOR

  4. Öğretmenlerin eğitim teknolojileri kullanım düzeyleri ile mobil telefon yoksunluğu korkusu arasındaki ilişkinin incelenmesi

    Investigation of the relationship between educational technology usage levels of teachers and nomophobia

    MUSTAFA TURGUT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Eğitim ve ÖğretimZonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi

    Eğitim Programları ve Öğretimi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MURAT İNCE