Avrupa Birliği'ne yeni üye ülkeler ile Türkiye'nin mali iş birliği politikaları karşısındaki durumu
The new member countries of European Union and Turkey?s status towards the financial cooperation policies of European Union
- Tez No: 227239
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. HAKAN AY
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Avrupa Birliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 159
Özet
Bu çalışmanın amacı, AB ile yeni üye olan on iki ülkenin mali işbirliği politikalarının ortaya çıkış ve gelişimini, Avrupa Birliği mali işbirliği ve dayanışma politikalarının çerçevesinde incelemek ve bu bağlamda Türkiye'nin günümüze kadar almış olduğu mali yardımları, dönemler itibariyle, içinde bulunduğu ülke grupları karşısında değerlendirmektir. Bu kapsamda, özellikle yeni üye ülkeler ile Türkiye'nin mali yardımlardan ne şekilde yararlandıkları ve yararlanmakta oldukları karşılaştırmalı bir şekilde değerlendirme konusu yapılmaktadır. Tarih boyunca kurulmuş olan çeşitli birlikler, üyeler arasında karşılıklı çıkarları dengeleyemedikleri için başarılı olamamışlardır. Doğal olarak ekonomik birlikler, birliği oluşturan üyelerin bazılarına diğerlerinden daha fazla yarar sağlar hatta bazılarına zarar bile verebilir. Bu durumda çıkar oluşturan etkilerin tanımlanabilmesi, ölçülebilmesi ve bir telafi mekanizması vasıtasıyla çıkar dengesinin sağlanabilmesi, üyeleri bir arada tutarak birliğin sürekliliğini korumak için zorunlu olmaktadır. Birbirinden çok farklı gelişmişlik düzeyindeki ülkeleri bir arada tutmayı sağlayabildiği için uzun süredir birlikteliğini sürdürebilen AB, tarihin en başarılı ekonomik birlik örneğini oluşturmaktadır. AB'nin ekonomik birlik yönünü oluşturan AET, bu açıdan ele alınınca, gümrük birliği ile bunun gereği olan ortak ticaret politikası ve telafi mekanizması işlevini yerine getiren geniş bir ortak çıkar ve dayanışma sisteminden oluşmaktadır. AB'ye bakıldığı zaman kuzeyin gelişmiş ülkeleri ile güneyin az gelişmiş ülkeleri olan Yunanistan, İspanya ve Portekiz arasındaki sanayileşme farkı hemen görülmektedir. Söz konusu farkın sonucu olarak anılan ülkelerin Topluluğa karşı büyük ticari açıklar vermeleri kaçınılmaz olmuştur. Yalnız başına böyle bir ticari ilişki, gelişmişleri daha fazla geliştiren ve az gelişmişleri daha geriye götüren bir süreç oluşturur. Bu döngüyü kırmak üzere Topluluk çeşitli telafi ve dayanışma mekanizmaları geliştirmiştir. Bunların başında Avrupa Yatırım Bankası ve AB bütçesi gelmektedir. AB'de telafi mekanizması, ticarette dezavantajlı ülkelere doğrudan kaynak aktarmayı öngörmemekte, bunun yerine bir dayanışma anlayışı içinde gelişme ve refahı bütün Topluluk coğrafi alanına yaymayı esas almaktadır.ÖZETAvrupa Birliğine Yeni Üye Ülkeler İle Türkiyenin Mali İş Birliği PolitikalarıKarşısındaki DurumuZümrüt Arpaz BaşerDokuz Eylül ÜniversitesiSosyal Bilimler EnstitüsüAvrupa Birliği Anabilim DalıAvrupa Birliği ProgramıBu çalışmanın amacı, AB ile yeni üye olan on iki ülkenin mali işbirliği politikalarının ortaya çıkış ve gelişimini, Avrupa Birliği mali işbirliği ve dayanışma politikalarının çerçevesinde incelemek ve bu bağlamda Türkiye'nin günümüze kadar almış olduğu mali yardımları, dönemler itibariyle, içinde bulunduğu ülke grupları karşısında değerlendirmektir. Bu kapsamda, özellikle yeni üye ülkeler ile Türkiye'nin mali yardımlardan ne şekilde yararlandıkları ve yararlanmakta oldukları karşılaştırmalı bir şekilde değerlendirme konusu yapılmaktadır. Tarih boyunca kurulmuş olan çeşitli birlikler, üyeler arasında karşılıklı çıkarları dengeleyemedikleri için başarılı olamamışlardır. Doğal olarak ekonomik birlikler, birliği oluşturan üyelerin bazılarına diğerlerinden daha fazla yarar sağlar hatta bazılarına zarar bile verebilir. Bu durumda çıkar oluşturan etkilerin tanımlanabilmesi, ölçülebilmesi ve bir telafi mekanizması vasıtasıyla çıkar dengesinin sağlanabilmesi, üyeleri bir arada tutarak birliğin sürekliliğini korumak için zorunlu olmaktadır. Birbirinden çok farklı gelişmişlik düzeyindeki ülkeleri bir arada tutmayı sağlayabildiği için uzun süredir birlikteliğini sürdürebilen AB, tarihin en başarılı ekonomik birlik örneğini oluşturmaktadır. AB'nin ekonomik birlik yönünü oluşturan AET, bu açıdan ele alınınca, gümrük birliği ile bunun gereği olan ortak ticaret politikası ve telafi mekanizması işlevini yerine getiren geniş bir ortak çıkar ve dayanışma sisteminden oluşmaktadır. AB'ye bakıldığı zaman kuzeyin gelişmiş ülkeleri ile güneyin az gelişmiş ülkeleri olan Yunanistan, İspanya ve Portekiz arasındaki sanayileşme farkı hemen görülmektedir. Söz konusu farkın sonucu olarak anılan ülkelerin Topluluğa karşı büyük ticari açıklar vermeleri kaçınılmaz olmuştur. Yalnız başına böyle bir ticari ilişki, gelişmişleri daha fazla geliştiren ve az gelişmişleri daha geriye götüren bir süreç oluşturur. Bu döngüyü kırmak üzere Topluluk çeşitli telafi ve dayanışma mekanizmaları geliştirmiştir. Bunların başında Avrupa Yatırım Bankası ve AB bütçesi gelmektedir. AB'de telafi mekanizması, ticarette dezavantajlı ülkelere doğrudan kaynak aktarmayı öngörmemekte, bunun yerine bir dayanışma anlayışı içinde gelişme ve refahı bütün Topluluk coğrafi alanına yaymayı esas almaktadır.ÖZETAvrupa Birliğine Yeni Üye Ülkeler İle Türkiyenin Mali İş Birliği PolitikalarıKarşısındaki DurumuZümrüt Arpaz BaşerDokuz Eylül ÜniversitesiSosyal Bilimler EnstitüsüAvrupa Birliği Anabilim DalıAvrupa Birliği ProgramıBu çalışmanın amacı, AB ile yeni üye olan on iki ülkenin mali işbirliği politikalarının ortaya çıkış ve gelişimini, Avrupa Birliği mali işbirliği ve dayanışma politikalarının çerçevesinde incelemek ve bu bağlamda Türkiye'nin günümüze kadar almış olduğu mali yardımları, dönemler itibariyle, içinde bulunduğu ülke grupları karşısında değerlendirmektir. Bu kapsamda, özellikle yeni üye ülkeler ile Türkiye'nin mali yardımlardan ne şekilde yararlandıkları ve yararlanmakta oldukları karşılaştırmalı bir şekilde değerlendirme konusu yapılmaktadır. Tarih boyunca kurulmuş olan çeşitli birlikler, üyeler arasında karşılıklı çıkarları dengeleyemedikleri için başarılı olamamışlardır. Doğal olarak ekonomik birlikler, birliği oluşturan üyelerin bazılarına diğerlerinden daha fazla yarar sağlar hatta bazılarına zarar bile verebilir. Bu durumda çıkar oluşturan etkilerin tanımlanabilmesi, ölçülebilmesi ve bir telafi mekanizması vasıtasıyla çıkar dengesinin sağlanabilmesi, üyeleri bir arada tutarak birliğin sürekliliğini korumak için zorunlu olmaktadır. Birbirinden çok farklı gelişmişlik düzeyindeki ülkeleri bir arada tutmayı sağlayabildiği için uzun süredir birlikteliğini sürdürebilen AB, tarihin en başarılı ekonomik birlik örneğini oluşturmaktadır. AB'nin ekonomik birlik yönünü oluşturan AET, bu açıdan ele alınınca, gümrük birliği ile bunun gereği olan ortak ticaret politikası ve telafi mekanizması işlevini yerine getiren geniş bir ortak çıkar ve dayanışma sisteminden oluşmaktadır. AB'ye bakıldığı zaman kuzeyin gelişmiş ülkeleri ile güneyin az gelişmiş ülkeleri olan Yunanistan, İspanya ve Portekiz arasındaki sanayileşme farkı hemen görülmektedir. Söz konusu farkın sonucu olarak anılan ülkelerin Topluluğa karşı büyük ticari açıklar vermeleri kaçınılmaz olmuştur. Yalnız başına böyle bir ticari ilişki, gelişmişleri daha fazla geliştiren ve az gelişmişleri daha geriye götüren bir süreç oluşturur. Bu döngüyü kırmak üzere Topluluk çeşitli telafi ve dayanışma mekanizmaları geliştirmiştir. Bunların başında Avrupa Yatırım Bankası ve AB bütçesi gelmektedir. AB'de telafi mekanizması, ticarette dezavantajlı ülkelere doğrudan kaynak aktarmayı öngörmemekte, bunun yerine bir dayanışma anlayışı içinde gelişme ve refahı bütün Topluluk coğrafi alanına yaymayı esas almaktadır.ÖZETAvrupa Birliğine Yeni Üye Ülkeler İle Türkiyenin Mali İş Birliği PolitikalarıKarşısındaki DurumuZümrüt Arpaz BaşerDokuz Eylül ÜniversitesiSosyal Bilimler EnstitüsüAvrupa Birliği Anabilim DalıAvrupa Birliği ProgramıBu çalışmanın amacı, AB ile yeni üye olan on iki ülkenin mali işbirliği politikalarının ortaya çıkış ve gelişimini, Avrupa Birliği mali işbirliği ve dayanışma politikalarının çerçevesinde incelemek ve bu bağlamda Türkiye'nin günümüze kadar almış olduğu mali yardımları, dönemler itibariyle, içinde bulunduğu ülke grupları karşısında değerlendirmektir. Bu kapsamda, özellikle yeni üye ülkeler ile Türkiye'nin mali yardımlardan ne şekilde yararlandıkları ve yararlanmakta oldukları karşılaştırmalı bir şekilde değerlendirme konusu yapılmaktadır. Tarih boyunca kurulmuş olan çeşitli birlikler, üyeler arasında karşılıklı çıkarları dengeleyemedikleri için başarılı olamamışlardır. Doğal olarak ekonomik birlikler, birliği oluşturan üyelerin bazılarına diğerlerinden daha fazla yarar sağlar hatta bazılarına zarar bile verebilir. Bu durumda çıkar oluşturan etkilerin tanımlanabilmesi, ölçülebilmesi ve bir telafi mekanizması vasıtasıyla çıkar dengesinin sağlanabilmesi, üyeleri bir arada tutarak birliğin sürekliliğini korumak için zorunlu olmaktadır. Birbirinden çok farklı gelişmişlik düzeyindeki ülkeleri bir arada tutmayı sağlayabildiği için uzun süredir birlikteliğini sürdürebilen AB, tarihin en başarılı ekonomik birlik örneğini oluşturmaktadır. AB'nin ekonomik birlik yönünü oluşturan AET, bu açıdan ele alınınca, gümrük birliği ile bunun gereği olan ortak ticaret politikası ve telafi mekanizması işlevini yerine getiren geniş bir ortak çıkar ve dayanışma sisteminden oluşmaktadır. AB'ye bakıldığı zaman kuzeyin gelişmiş ülkeleri ile güneyin az gelişmiş ülkeleri olan Yunanistan, İspanya ve Portekiz arasındaki sanayileşme farkı hemen görülmektedir. Söz konusu farkın sonucu olarak anılan ülkelerin Topluluğa karşı büyük ticari açıklar vermeleri kaçınılmaz olmuştur. Yalnız başına böyle bir ticari ilişki, gelişmişleri daha fazla geliştiren ve az gelişmişleri daha geriye götüren bir süreç oluşturur. Bu döngüyü kırmak üzere Topluluk çeşitli telafi ve dayanışma mekanizmaları geliştirmiştir. Bunların başında Avrupa Yatırım Bankası ve AB bütçesi gelmektedir. AB'de telafi mekanizması, ticarette dezavantajlı ülkelere doğrudan kaynak aktarmayı öngörmemekte, bunun yerine bir dayanışma anlayışı içinde gelişme ve refahı bütün Topluluk coğrafi alanına yaymayı esas almaktadır.
Özet (Çeviri)
The aim of this study is to analyze the emergence and development of financial cooperation policies of twelve countries who became members to EU recently in light of the European Union financial co-operation and solidarity policies, and in this context, to compare the financial help Turkey received until today, in respect of periods, against the country groups, of which it?s a part of. Especially, how the new member countries and Turkey took advantage of and are still taking advantage of these financial helps will be evaluated by comparison. Various unions which are formed throughout the history became unsuccessful due to the fact that they couldn?t balance out the various benefits between the member countries. It comes naturally that in economical unions, some member countries receive more help from the others, and it might even hurt some countries. So identifying and measuring the effects which create a benefit, and creating a benefit balance with a compensation mechanism is elementary to keep the members on the same page and maintain the well being of the union. EU is one of the most successful unions in the history because; it can keep the countries together for a long time, countries which are on way different development levels. European Economy Community, which forms the economical aspect of EU, is composed of a common benefit and solidarity system which carries out the customs and its rightly function of common trade policy and compensation mechanism. When you look at EU, you can immediately see the industrial difference between the well developed countries of the north and underdeveloped countries of the south, like Greece, Spain and Portugal. As a consequence of this difference, it is inevitable for these mentioned countries not to give large quantities of trade gap to the Union. That kind of trade relationship only makes the developed countries become more developed, and underdeveloped countries go backwards. In order to break this cycle, The Union has developed various compensation and solidarity mechanisms. The examples would be Europe Investment Banks and EU budget. The compensation mechanism in EU doesn't prioritize the direct transfer of resources to disadvantaged countries in trade, but instead tries to spread the development and well being to all the Union geographic areas in a spirit of solidarity.
Benzer Tezler
- Türkiye'de dünyada ve Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili organizasyonların, düzenlemelerin ve uyum çalışmalarının karşılaştırmalı bir incelemesi
A comparative examination of the regulations, organizations and ongoing negotiations deal with health and safety in Turkey, also in member countries of European Union and around the world
İSMAİL UÇAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2002
Halk SağlığıGazi Üniversitesiİşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Ana Bilim Dalı
DR. SEÇİL ÖZKAN
- Gümrük Birliği sürecinde ithalat mevzuatı ve ithal ürün kompozisyonundaki değişim
Change of the import regulations and import goods' composition in Customs Union process
NEDİM ELİUZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
EkonomiAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FİLİZ ELMAS SARAÇ
- Euro'ya geçiş ve euro para birimli tahvil piyasalarının yapısı ve işleyişi üzerine bir araştırma
Başlık çevirisi yok
SEVGİ AYDOĞDU TÜRKKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2001
EkonomiMarmara ÜniversitesiSermaye Piyasası ve Borsa Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. GÜREL KONURALP
- Avrupa Birliği'nde yerellik ilkesi ve Avrupa Birliği mali yardımları bağlamında kalkınma ajansları
Development agencies in the context of the principle of subsidiarity in European Union and European Union financial aids
MERVE MESÇİOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Kamu YönetimiÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. KEREM BATIR
- Avrupa Para Birliği ve Türk ekonomisine etkileri
European Monetory Union and its impact on the Turkish economy
VEYİS FERTEKLİGİL