A discussion on how to formulate the question of contingency in leibniz's system: AQ logical approach
Leibniz'in sistemindeki olumsallık sorununun nasıl formüle edileceği üzerine bir tartışma: Mantıksal bir yaklaşım
- Tez No: 228524
- Danışmanlar: DOÇ. DR. DAVİD GRÜNBERG
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Bölümü
- Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 130
Özet
Bu çalışmanın ana amacı, Leibniz'in felsefi sistemindeki olumsallık probleminin formülasyonunda yer alan bazı zorluklara ışık tutmaktır. Leibniz'in olgun dönem felsefesi bu probleme ilişkin olarak öne sürdüğü çözümler ile bu çözümlerin altında yatan veya onları destekleyen varlıkbilimsel düşüncelerle karakterize olur. `Olumsallık problemi', onun kavramsal içerme doğruluk kuramıyla tüm doğru varoluşsal önermelerin ? başka deyişle, edimsel bireyler hakkındaki önermelerin ? olumsal olduğu iddiası arasındaki gerilime göndermede bulunur. Leibniz tek bir olumsallık kuramına sahipmiş gibi görünmese de, önermeler ve önermesel doğruluk hakkındaki yazılarından iki genel düşünce çizgisi ayırt edilebilmektedir. Birincisi, genel olarak Leibniz'in gerçek olumsallık kuramı olarak görülen sonsuz analiz kuramı, diğeriyse mutlak ve varsayımsal modaliteleri ayırt etmemizi sağlayan bir zorunluluk kuramıdır. Bu tez, Leibniz'in söz konusu problemi çözmeyi gerçekten başarıp başarmadığı üzerine bir çalışma değil, problemi mantıksal ve varlıkbilimsel kökenlerine kadar izleme, ve görece basit bir biçimde yeniden tanımlama girişimidir. İlk olarak Leibniz'in önermeler kuramının, büyük oranda, modaliteler hakkındaki salt olanaklılık ve edimsellik arasında bir tür ayrımı öngören varlıkbilimsel yorumuna dayandığı, sonra da bu ayrımın, mantıksal düzeyde, özsel ve varoluşsal önermeler ayrımı olarak yansıtıldığı gösterilmektedir. Bahsedilen iki düşünce çizgisi ile Leibniz'in modaliteler yorumunun bazı kendine has özelliklerinin bizi şu sonuca getirdiği iddia edilmektedir: esas sorun, kullandığı önermeler kalkülünün akıl doğrulukları (özsel doğruluklar) ile olgu doğrulukları (varoluşsal doğruluklar) arasındaki farkı mantıksal yapısal bir fark olarak ifade etme güçsüzlüğüdür.
Özet (Çeviri)
The main objective of this study is to shed light on some difficulties involved in the formulation of the problem of contingency in Leibniz?s philosophical system. Leibniz?s mature philosophy is characterized by the solutions he proposes for this problem, and the ontological ideas underlying or assisting them. `The problem of contingency? refers to the tension between his conceptual containment theory of truth and his claim that true existential propositions ? that is, propositions which concern actual individuals ? are all contingent. Though Leibniz does not seem to have one definite theory of contingency, two general lines of thought can nevertheless be discerned from his fragments on propositions and propositional truth. The first one is the infinite analysis theory, which is regarded in general as Leibniz?s real theory of contingency, and the other is a theory of necessity, providing a division between absolute and hypothetical modalities. This thesis is not a study on the question whether Leibniz did really manage to solve the problem, but rather an attempt to trace the problem to its logical and ontological origins, and redefine it under a relatively simple form. It is first shown that Leibniz?s theory of propositions relies heavily on his ontological conception of modalities, which covers the idea of a division between pure possibility and actuality; and then this idea is shown to be reflected on the logical level as a division between essential and existential truths. Finally it is argued that the two lines of thought and some peculiar characteristics of Leibniz?s conception of modalities bring us to the conclusion that his real problem is the (deliberate) inability of his propositional calculus to express the difference between truths of reason (essential truths) and truths of fact (existential truths) as a logical structural one.
Benzer Tezler
- Likya arkeolojik peyzajı: Korumaya bölge ölçeğinde yaklaşmak
Lycian archaeological landscape: A regional approach to preservation
NEVİN ESİN TEKİN BELLİBAŞ
Doktora
Türkçe
2022
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLSÜM TANYELİ
- Construction of everyday reality in a virtual world: The case of 'World of warcraft'
Sanal dünyada gündelik gerçeklik kurulumu: 'World of warcraft' vakası
CEYDA YOLGÖRMEZ
Yüksek Lisans
İngilizce
2016
SosyolojiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ÇAĞATAY TOPAL
- Kentsel mekanda konut sorununa bir çözüm olarak gecekonduların değerlendirilmesi
The Evaluation of squatter settlements as a solution to housing problem in urban space
HALİL DİNÇEL
- A digital transition roadmap for Türkiye: Bridging the digital divide at national, urban/regional, and enterprise levels
Türkiye için dijital dönüşüm yol haritası: Ulusal, mentsel/bölgesel, ve işletme düzeyinde dijital eşitsizliklerin üstesinden gelmek
GÜLFİYE ÖZCAN ALP
Doktora
İngilizce
2024
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiŞehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TÜZİN BAYCAN
- Interregional Relations: Perspectives on the Summit of South American-Arab Countries 'New' patterns of engagement
Bölgelerarasi ilişkiler: Güney Amerika - Arap Ülkeleri zirvesindeki 'Yeni' angajman yapısı perspektifleri
MARSHA MARİE HALL
Yüksek Lisans
İngilizce
2015
Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik ÜniversitesiOrtadoğu Araştırmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MELİHA BENLİ ALTUNIŞIK
DOÇ. DR. DERYA GÖÇER AKDER