Antikoagüle edilmiş ve diabetik denek hayvanlarında diyot lazerin yara iyileşmesi ve kanama kontrolü üzerine etkilerinin incelenmesi
The assessment of the influence of diode laser on wound healing and hemostasis in anticoagulated and diabetic experimental animals
- Tez No: 247735
- Danışmanlar: PROF. DR. NEJAT BORA SAYAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2009
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 154
Özet
Günümüzde lazerler giderek yaygınlaşmış ve oral ve maksillofasiyal cerrahide de yerini almıştır. Oral ve maksillofasiyal cerrahide kullanılabilen lazerlerin birçok çeşidi mevcut olup minör cerrahi işlemlerde kullanılabilen bir lazer de diyot lazerdir. Diabetes mellitus ise yara iyileşmesi üzerine olumsuz etkileri olan metabolik bir hastalıktır. Kan koagülasyon sistemlerindeki herhangi bir bozukluk ise cerrahi işlemler sırasında kanama kontrolünü zorlaştırmaktadır. Bu çalışmanın amacı, streptozotosin ile deneysel diabetes mellitus modeli oluşturulmuş ve antikoagülan ilaç tedavisi uygulanmış ratlarda ve kontrol gruplarında diyot lazer, elektrocerrahi ve bistüri cerrahisinin yara iyileşme süreci ve kanama kontrolü üzerine olarak etkilerini karşılaştırmaktır.Araştırmada 42 adet 250?300 gram ağırlığında Wistar Albino genç erişkin erkek ratlar kullanılmıştır. Ratların sağlık durumuna göre, kontrol, diabetik ve antikoagüle edilen ratlar olmak üzere 3 ana grup oluşturulmuş ve bu 3 ana grupta, örneklerin alınma süreleri olan 5. ve 14. günler dikkate alınarak kendi içlerinde iki üst gruba ayrılmıştır. Her üst grup da yara oluşturulmasında kullanılan yöntemler olarak bisturi, elektrocerrahi ve diyot lazer şeklinde 3 alt gruba ayrılmıştır. Deneysel diabetik grup, streptozotosinin 35 mg/kg olacak şekilde aç karnına olan ratlara tek doz intraperitonel (i.p.) olarak enjekte edilmesiyle oluşturulmuştur. Antikoagüle grup ise, ratlara ilk olarak 0,5 mg/kg oranında tek doz verildikten sonra, sonraki 7 gün boyunca günde bir defa olacak şekilde 0,1 mg/kg oranında warfarinin oral gavaj yolu ile verilmesi ile oluşturulmuştur. Ratların sırtlarına bisturi, elektrocerrahi ve diyot lazer ile olacak şekilde 1 cm uzunluğunda 3 ayrı insizyon yapılmıştır. Tüm yaralar sekonder iyileşmeye bırakılmış ve 5. günde ve 14. günde örnekler alınıp ratlar sakrifiye edilmiştir. Elde edilen örnekler histopatolojik ve histomorfometrik olarak incelenmiştir. Kanama kontrolü ise yara oluşturulması sırasında kullanılan cerrahi pediler yardımıyla ölçülmüştür.Tüm gruplarda eksuda ve fibrin 5. gün örneklerinde 14. gün örneklerine göre yüksek bulunmuştur.5. günde alınan örnekler orta-yoğun inflamasyon gösterirken, 14. günde alınan örneklerde ise inflamasyon hafif seyretmektedir. 5. gün örneklerinde vaskülarize granülasyon dokusu görülürken, 14. gün örneklerinde ise fibröz granülasyon dokusu görülmüştür.Diabetik grupta 5. günde alınan örneklerde bisturi grubunda, elektrocerrahi ve diyot lazer gruplarına göre inflamasyon derecesi anlamlı derecede düşük görülmektedir. Kontrol grubunda ise diyot lazer grubunda diğer gruplarına göre granülasyon dokusu oluşumu anlamlı derecede düşük bulunmuştur.Histomorfometrik incelemelerde diabetik ve kontrol gruplarında bisturi ile oluşturulan yaralarda 5. günde alınan örneklerde defekt alanı ve epitelin bulunmadığı alanın uzunluğu anlamlı derecede düşük bulunmuştur.Tüm gruplarda 14. günde alınan örneklerde diyot lazer ile oluşturulan yaralarda diğer iki gruba göre granülasyon dokusu düşük oranda fibrözis göstermekle beraber, inflamasyon daha yüksek derecede bulunmuştur. Kontrol grubunda 14. günde alınan örneklerde yüzeyden çöküklük, elektrocerrahi ile oluşturulan yaralarda daha fazla bulunmuştur. Diabetik ve antikoagüle gruplarında ise diyot lazer grubunda diğer iki gruba göre defekt alanı ve epitelin bulunmadığı alanın uzunluk miktarları daha yüksek olarak bulunmuştur.Yaraların oluşturulması sırasında sadece bisturi grubunda kanama görülmüş, elektrocerrahi ve diyot lazer gruplarında kanama olmamıştır.Bu bulgular ışığında diyot lazer ile oluşturulan yaralarda 14. günde iyileşmenin halen tamamlanmadığı ve geç iyileşme görüldüğü belirtilmiştir. Elektrocerrahi grubunda ise yara iyileşmesi diyot lazer grubundaki kadar geç olmamakla beraber, bisturi grubuna göre yaraların daha fazla skar dokusu meydana getirerek iyileştiği gözlenmiştir.Diyot lazer ile oluşturulan yaralarda, her ne kadar iyileşme safhasında gecikme görülse de lazer, kanama kontrolü sağlaması açısından, antikoagülan ilaç kullanımı durumunda cerrahi işlemlerde kullanılabilirliği bakımından önem kazanmaktadır. Lazerin dokular ile etkileşiminin birçok parametreye dayanması; bu parametrelerin etkinliği ve dokularda oluşturacağı sonuçlar açısından çok farklı parametrelerin karşılaştırıldığı ileri çalışmaların gerekliliğini göstermektedir.
Özet (Çeviri)
Lasers have a significant role in oral and maxillofacial surgery. There are several types of lasers available in the field of oral and maxillofacial surgery, of which diode laser is widely used in minor surgeries. A common complication of diabetes mellitus, which is a kind of metabolic disease, is poor wound healing. Blood coagulation disorders cause excessive bleeding during the surgical procedures. This study aims to assess the effects of diode laser, electrosurgery and scalpel on wound healing process and hemostasis in rats divided into three groups as: Streptozotocin-induced diabetic, anticoagulated and control group of rats.In this study, 42 adult male Wistar albino rats, weighing between 250?300 grams, are divided into three groups as control, diabetic and anticoagulated. Each main group is divided into two subgroups with respect to the time of excision. Excisions are performed on each rat on days 4 and 15. These subgroups are also divided into three groups based on the method of incision as diode laser, electrosurgery and scalpel. Experimental diabetes mellitus is induced by intraperitoneal injection of a single dose (35 mg/kg) streptozotocin. Anticoagulation is administered by oral gavage of single dose warfarin as 0,5 mg/kg followed by subsequent dosing at 24 hours intervals as 0,1 mg/kg for seven days.Three full thickness skin incisions, 1 cm in length, are made on the dorsum of each rat. The sequenced incisions are created with the diode laser, electrosurgery and scalpel. All wounds are allowed to go through a period of secondary healing and excised on day-5 and day-14 and rats are sacrificed. All excisions were sectioned for histopathological and histomorphometrical evaluation. Surgical brain pads are utilized for the evaluation of hemostasis during incisions.In all three groups, exuda and fibrin grades are higher on the day?5 sections compared to those of day?14. Medium-dense inflammation is seen in the day?5 sections whereas a slight grade of inflammation is noted in the day?14 sections. Vascularised and fibrous granulation tissues are examined respectively in the day?5 sections and day?14 sections.Inflammation grade of the day?5 sections of the wounds incised by scalpel in the diabetic group is significantly lower than the other two groups. The granulation tissue grade of the day?5 sections of the diode laser wounds in the control group is significantly lower than the scalpel and electrosurgery groups.Histomorphometrical evaluation reveals that defect area and the deepithelization width of the day?5 sections of the scalpel wounds in the diabetic and control groups are significantly lower than the diode laser and electrosurgical wounds.In all three groups, granulation tissue in the day?14 sections of the wounds incised by diode laser, shows less fibrosis than the other two groups whereas the inflammation grade is higher. Surface concavity of the electrosurgical wounds is higher in the day?14 sections of the control group. In the diabetic and anticoagulated groups, the defect area and deepithelization width of the day?14 sections of the wounds incised by diode laser are higher than the electrosurgery and scalpel groups.Bleeding is only observed during the scalpel incisions. Hemostasis is maintained by diode laser and electrosurgery.It is observed that wound healing is delayed for the day?14 incisions made by diode laser as compared to electrosurgical incisions. However, in the electrosurgery group, scar tissue formation is widespread than scalpel group. Briefly, scalpel incisions are healed with less scar tissue compared to the other two groups.Although delayed tissue healing is observed on diode laser incisions, diode laser is superior to the other methods in terms of its hemostatic capabilities on patients undergoing anticoagulated drug treatment. Further investigation is required due to the variation in the number of parameters that needs to be considered in the laser-tissue interaction and the efficiency of these parameters.
Benzer Tezler
- Açık kalp cerrahisinde düşük ve yüksek ACT gruplarının postoperatif drenaj ve kan transfüzyonu acısından karşılaştırılması
Comparison of short and prolonged ACT groups during cardiopulmonary bypass about postoperative drainage and blood transfusion
BERKE ÖZKAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiDokuz Eylül ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZTEKİN OTO
- Antikoagüle edilmiş ratlar üzerinde gerçekleştirilen minör oral cerrahi girişimlerde hemostatik maddelerin etkinliklerinin karşılaştırılması : deneysel çalışma
Evaluation of hemostatic products efficacy on minor oral surgery operations performed on anticoagulated rats: an experimental study
EVREN SÜTEKİN
Doktora
Türkçe
2011
Diş HekimliğiEge ÜniversitesiAğız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN KOCA
- Ailevi akdeniz ateşi tanılı çocuklarda ortalama trombosit hacminin değerlendirilmesi
Evaluation of mean platelet volume in children diagnosed with familial mediterranean fever.
EDA GÜNGÖR EŞİTKEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAbant İzzet Baysal ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYTEN PAMUKÇU
- Astımlı çocuklarda, hışıltı fenotiplerinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası ortalama trombosit hacminin değerlendirilmesi.
Evaluation of mean platelet volume between pretreatment and posttreatment values in wheezing phenotypes of asthmatic children.
AHMET ÖZBAĞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAbant İzzet Baysal ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYTEN PAMUKÇU UYAN