Postfeminist discourse in Shakespeare's The Tempest and Warner's Indigo: Ambivalence, liminality and plurality
Shakespeare'in Fırtına ve Warner'ın Indigo adlı eserlerinde feminizm sonrası söylem: İkirciklik, aradalık ve çoğulluk
- Tez No: 262562
- Danışmanlar: PROF. DR. ESRA MELİKOĞLU
- Tez Türü: Doktora
- Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Batı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 416
Özet
Salt us kavramı ekseninde, düzen, çelişkisizlik, düzçizgisellik ve birörneklik arayışını ifade eden özcülük yönelimli egemen söylemler, ötekiler üzerinde kurmaya çalıştıkları hakimiyetlerini meşru kılabilmek için var olan tek `doğru'yu yansıttıklarını iddia ederler. Aslen Batı metafiziğinin ürünü olan bu gelenekle eleştirel bir ilişki kuran postmodern felsefeye göre ise, tüm gerçekliğimizi kendisi de kaygan, değişken ve çok anlamlı olan dil belirlediğinden, tutarlı bir gerçeklikten veya özden bahsedilemez. Feminizm sonrası, postmodernizm eksenli feminist söylem de, bu geleneği erkek özneyi merkezine aldığı ve Irigaray'in deyimiyle ?ana katli? üzerine inşa edildiği gerekçesiyle ayrıca eleştirir. Bu söylem, edebiyat alanında metinlerarasılığı bir strateji olarak kullanıp temelde ikircikliği, aradalığı ve çoğulluğu yücelten yeni bir ahlak ve bakış açısı arayışındadır. Kadınlık ve ötekilik temsillerini merkezine alan bu çalışma öncelikle, bu üç temel kavramın farklı imalarını feminizm ve sömürgecilik sonrası söylemlerin ortak paydalarıyla olan ilintileri kapsamında irdeledikten sonra, William Shakespeare'in The Tempest adlı tiyatro eserini ve onun feminizm sonrası söylem açısından yeniden yazımı olan Marina Warner'ın Indigo, or Mapping the Waters adlı romanını bu bağlamda hem birer edebiyat eseri olarak hem de siyaseten karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Disiplinlerarası bir bakış açısına sahip bu çalışma, The Tempest'ın zımni yazarının, ataerkil ve sömürgeci söylemlerle ilişkisi bağlamında kendi kendini yapıbozuma uğratan bir tutum içinde olduğunu; kadınlık ve ötekilik temsillerinin sembolik veya bedensel olarak varlık gösterdiği her alanda, eril öznenin kurmaya çalıştığı mutlak iktidarının aşındığını; Indigo'nun yeniden yazdığı tiyatro eseriyle hem bir benzerlik hem de tehdit ilişkisi içinde olduğunu öne sürmektedir.
Özet (Çeviri)
Denoting a search for order, non-contradiction, linearity and singularity revolving around absolute reason, essentialism-oriented dominant discourses claim to be reflecting the `truth? to legitimise their attempts to dominate others. Engaged in a critical relationship with this tradition as a by-product of Western metaphysics, postmodernism claims absolute truth no longer exists, for all truth is determined by language, itself slippery, fluid and ambiguous. Postfeminism further criticises the said tradition for centralising the male subject and hinging itself upon what Irigaray dubs ?the murder of the mother.? In the literary vein, postfeminist discourse is in search for a new ethics and perspective that mainly champion ambivalence, liminality and plurality through the employment of intertextuality as a strategy. Taking as its focus representations of femininity and the other, this study first scrutinises the various implications of these three concepts in terms of their relevance for the conjunctures of postfeminism and post-colonialism, then carries out a comparative analysis of William Shakespeare?s The Tempest and its postfeminist rewriting Marina Warner?s Indigo, or Mapping the Waters within this context in terms of both poetics and politics. Informed by interdisciplinarity, this study proposes that the implied author of The Tempest destabilises the text, inviting a deconstructionist reading in terms of his relation to patriarchal and colonial dynamics ingrained in the play; that the absolute authority the male subject endeavours to establish erodes wherever representations of femininity or the other are symbolically or corporeally present; and that Indigo is at once resemblance and menace to its mother-text.
Benzer Tezler
- Türkiye'de postfeminist kültürün izini sürmek: 'Çıtır' kadın filmlerinin genç kadınlar tarafından alımlanması
Tracing postfeminist culture in Turkey: Young women's reception of chick flicks
SENA MEŞE
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Sahne ve Görüntü SanatlarıHacettepe Üniversitesiİletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ÇAĞLA KARABAĞ
- Queering the yuppie: Identity and performativity in Ally McBeal
Ally McBeal'da kimlik ve edimsellik
EMRECAN ÖZER
Yüksek Lisans
İngilizce
2005
Amerikan Kültürü ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiAmerikan Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NUR GÖKALP AKKERMAN
- Post feminism in Angela Carter's The Passion of New Eve
Angela Carter'ın The Passion of New Eve adlı romanında post feminizm
ZÜMRÜT ŞAHİN
Yüksek Lisans
İngilizce
2017
İngiliz Dili ve EdebiyatıNamık Kemal Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. PETRU GOLBAN
- Bir dönüşüm pratiği olarak dijital öz-takip: Kadın, beden ve sağlık
Digital self-tracking as a transformation practice: Women, body and health
HİLAL ULUDAĞ
Doktora
Türkçe
2024
SosyolojiAnkara Hacı Bayram Veli ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SERDAR SAĞLAM