GATA Nükleer Tıp AD' da 1992-2007 yılları arasında uygulanan I-131 tedavi sonuçlarının, başlangıç evrelemesi ve risk faktörleri ile karşılaştırarak kurumsal tedavi ve takip protokolünün belirlenmesi
The establishment of institutional treatment and follow-up protocols by comparison of I-131 treatment results, which were performed between 1992 and 2007 at GATA Department of Nuclear Medicine, with the primary staging and the risk factors.
- Tez No: 272274
- Danışmanlar: DOÇ. DR. NURİ ARSLAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2008
- Dil: Türkçe
- Üniversite: GATA
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
Bu retrospektif çalışmada, tiroid cerrahisi sonrası radyoaktif iyot tedavisi uygulanan ve tedavi sonrası uzun süreli takip ettiğimiz tiroid karsinomalı olgularda, tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi ve prognozu etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır.Bu amaçla Ocak 1992 ? Aralık 2007 tarihleri arasında GATA Nükleer Tıp AD'a radyoaktif iyot tedavisi için başvuran tiroid kanserli toplam 1337 olgunun (yaş: 41.64 ± 13,94) ameliyat ve patoloji raporlarını, görüntüleme testlerini ve laboratuar sonuçlarını içeren klinik kayıtları gözden geçirilmiştir.Histopatolojik inceleme sonucunda olguların 1156 (%86,4)'sında papiller karsinoma, 132 (%9,9)'sinde folliküler karsinoma ve 49 (% 3,7)'unda hurtle hücreli karsinoma tespit edildi. AJCC-2002 evreleme sistemine göre yapılan değerlendirmede, 1337 olgunun 1104 (% 82)'ü Evre I, 97 (%8) `si Evre II, 29 (%3)'u Evre III, 107'si (% 8) Evre IV hastalığa sahipti. Papiller karsinomalı olgularımızın 419'unda (341 kadın, 78 erkek) mikrokarsinom saptanırken 122 olguda multifokal tümör mevcuttu. Tümör tipleri arasında uzak metastaz en sık folliküler karsinomada (%17,1) görüldü. Lokal nüks tiroid kapsül invazyonu olanlarda daha sık gözlendi. Çalışma grubumuzdaki 1337 olgunun 69'unda (%5,2) hastalık seyri esnasında yaygın metastaz saptanırken; 39 hastada akciğer, 21'inde kemik ve 9 tanesinde kemik ve akciğer metastazı birarada bulundu. Milier akciğer metastazlı grubun büyük bir kısmını papiller karsinoma foliküler varyantlı oluşturmaktaydı (%54.5).Tedaviye yanıt ile ablasyon tedavisi öncesi Tg değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır (P< 0,05). Tedavi öncesi DxTVT yapılan (325 olgu) ve yapılmayan (1012 olgu) hastalar arasında uygulanan tedavi dozları ve ablasyon başarısı arasında istatiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir (p
Özet (Çeviri)
In this retrospective study; our aim was to detect the factors which influence the therapy results and the prognosis of the patients suffering from thyroid carcinoma that received radioiodine treatment and had a long term follow-up in our clinic.For this purpose; we evaluated the surgery, pathology, imaging and laboratory results of a total of 1337 patients with thyroid carcinoma (age: 41.64± 13,94) who were referred to GATA, Department of Nuclear Medicine to receive radioiodine therapy between January 1992 and December 2007.The histopathologic evaluation revealed papillary carcinoma in 1156 (86,4%), folliculary carcinoma in 132 (9,9%) and Hurthle cell carcinoma in 49 (3,7%) patients. According to the AJCC-2002 staging system; 1104 patients (82%) had stage I, 97 (8%) had stage II, 29 (3%) had stage III and 107 (8 %) had stage IV disease.Among our patient group there were 419 (female:341, male:78) patients with microcarcinoma and 122 patients with multifocal tumor. The incidence of distant metastases was highest in follicullary carcinoma (17.1%). Local recurrence was more frequent in tumors with thyroid capsule invasion. During the follow-up, 69 of the 1337 patients had wide spread metastases. Of these 39 had lung, 21 bone and 9 had both bone and lung metastases. The majority of the miliary lung metastases were seen with the papillary carcinoma folliculary varyant (54,5%).There was statistically significant difference between response to treatment and Tg levels that were evaluated before ablation (p< 0,05). There were also statistically difference among patients who had diagnostic whole body scan prior to treatment (325) and those who do not (1012) on the basis of treatment dose and ablation sucess rate. (p
Benzer Tezler
- Akciğer tümörlerinin görüntülenmesinin Tc-99m glutatyon sintigrafisinin değerinin araştırılması
Başlık çevirisi yok
ALPER ÖZGÜR KARAÇALIOĞLU
- Pozitron emisyon tomografisi (PET) uygulamalarında personelin maruz kaldığı radyasyon dozlarının belirlenmesi
Determination of radiation doses to the personnel during positron emission tomography (PET) applications
TUĞBA HACIOSMANOĞLU
- AORT/mitral kapakların replasman/valvuloplasti tedavisinin sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonları üzerine olan etkilerinin gated miyokard perfüzyon sintigrafisi ile değerlendirilmesi
Evaluation of impact of aortic/mitral valve replacement/ valvuloplasty on left ventricular systolic and diastolic functions by gated myocardial perfusion scintigraphy
ELİF BALKAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiGATANükleer Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALPER ÖZGÜR KARAÇALIOĞLU
- Morfolojik ve fonksiyonel kardiyak görüntülerin korelasyonu; gated miyokard perfüzyon spect ve BT anjiyografi füzyonu
Correlation of morphological and functional cardiac images; fusion of myocardial perfusion spect and CT angiography
HÜSEYİN ŞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Radyoloji ve Nükleer TıpGATANükleer Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALPER ÖZGÜR KARAÇALIOĞLU
- Akciğer tüberkülozunun aktivite tayininde GA-67 sintigrafisinin diğer parametrelerle karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
İBRAHİM BEDİRHAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1999
Göğüs HastalıklarıGATAGöğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı
PROF.DR. HAYATİ BİLGİÇ