Geri Dön

Sistemik dermatozlarda deskuamatif gingival lezyonların dağılımlarının, lokal faktörlerin lezyonlarla olası ilişkilerinin ve destekleyici dental tedavilerin olası yararlarının değerlendirilmesi

Analyzinf the distribution of desquamative gingival lesions in systemic dermatozez, assessing the potential relationship between oral lesions and local factors and, evaluating the potential benefits of supportive dental treatment in these cases

  1. Tez No: 282294
  2. Yazar: SEVİM GÜNDAY
  3. Danışmanlar: PROF. DR. NERMİN YAMALIK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2011
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Periodontoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 166

Özet

Deskuamatif gingival lezyon (DGL), dişetinde yaygın eritem, deskuamasyon ve ülserasyon ile karakterize özel bir klinik tabloyu tarif eden bir terimdir. Tanıya ulaşılabilen DGL vakalarının %75' i dermatolojik kaynaklıdır. DGL klinik tablosunun izlendiği başlıca dermatozlar müköz membran pemfigoidi (MMP), liken planus (LP) ve pemfigus vulgaris (PV) tir. Bu dermatozlarla oral kanserler, hepatit C virüs infeksiyonu ve periodontal hastalıklararasındaki olası ilişkiyi ortaya koyan çalışmalar ve ağız içi lezyonlardaki olası değişimlerin takip edilmesinin önemi göz önünde bulundurulduğunda bu bireylerde doğru ve erken teşhisin esansiyel olduğu görülmektedir. Çalışmamızda LP' lu ve PV' li 60 bireyde oral lezyonların dağılımı ve tipi, lezyonlara bağlı bireylerdeki subjektif semptomlar ve bireylerin periodontal klinik parametreler ve lezyon skorları kaydedilmiş; ağız içindeki lokal faktörlerin ve destekleyici dental tedavilerin oral lezyonlara ve klinik parametrelere olası etkileri uygun istatistiksel analizlerle değerlendirilmiştir. Çalışmadaki kadın ve erkek bireyler arasında fark bulunmamıştır. Sigara kullanımının ve ağız içinde protez varlığının lezyonlar üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Dogu varlığında kaydedilen sondlama derinliği, dişeti iltihabı ve sondlamada kanama parametreleri daha yüksektir. Bireylerin %60' ında dişeti ve oral mukozalar; %15' inde ise izole dişeti tutulumu görülmüştür. Bireylerin %58' inde retiküler/hiperkeratotik lezyonlarla eroziv/ülseratif lezyonlar birarada görülürken , %30' unda tek başına retiküler/hiperkeratotik lezyonlara ve %12' sinde sadece eroziv/ülseratif lezyonlara rastlanmıştır. DGL varlığı ile daha şiddetli subjektif semptomlar ve daha yüksek lezyon skorları kaydedilmiş; sondlama derinliğpi, dişeti iltihabı ve sondlamada kanama parametrelerinin arttığı izlenmiştir. Kırmızı ve karışık lezyonları olanlarda ağrı hissinin, toplam lezyon skorunun ve dental plak birikiminin arttığı; beyaz lezyonları olanlara kıyasla karışık lezyonları olanların daha fazla yanma hissettiği ve dişeti iltihabının daha fazla olduğu bel,irlenmiştir. LP' lu bir bireyde dişetindeki DGL' lardan skuamo0z hücreli karsinom gelişmiştir. Destekleyici dental/periodontal tedavilerden sonra takip edilen bireylerde subjektif semptomlarda ve lezyon skorlarında belirgin bir düşüş kaydedilmiştir. Periodontal dokulardaki iyileşme dişeti iltihabında azalma ve dişeti çekilmesinde artma ile izlenmiş; ayrıca diğer tüm periodontal parametrelerde azalma eğilimi gözlemlenmiştir. Dişeti lezyonlarına oldukça sık rastlanabileceği, ağız içi lezyonların genel ve oral sağlıkla potansiyel ilişkisi ve birbirinden farklı klinik görünümleri göz önünde bulundurulduğunda, periodontistlerin oral lezyonlara sahip LP ve PV vakalarının tedavisinde ve idamesinde yer almasının ve bu lezyonların klinik görünümlerini iyi tanımasının gerekliliği ve önemi açıkça görülmektedir.

Özet (Çeviri)

The term“deskuamative gingival lesion”(DGL) describes an unique clinical condition characterized by intense erythema, desquamation and ulceration of the gingiva. Approximately, %75 of the DGL cases originated from dermatological conditions like pemphigoid, lichen planus (LP) and pemphigus vulgaris (PV). Considering the results of the studies reporting a potentiasl relationship between these disorders and oral cancers, hepatiştis C virus infection and periodontal diseases and stating the importance of monitoring possible alterations of the oral lesions in these disorders; early and correct diagnosis of DGL cases becomes cruicidal. In our study, distribution and type of oral lesions, subjective smyptoms arising from oral lesions and clinical periodontal parameters and lesion scores of a total of 60 LP and PV cases recorded and, the possible relationship of oral lesions with local factors and supportive dental/periodontal treatment evaluated with appropriate statistical analysis. No difference was detected between men and women constituting the study group. Smoking and presence of dental prosthesis have no effect on oral lesions. Higher probing depths, gingival inflammation and bleeding on probing scores were observed with the presence of dental fillings DGL and oral mucosal involvement were present in 60% of cases, while isolated DGL was present in 15% of the cases. In 58% of the cases both red and mixed lesions were present while, 30% of cases presented with white and 12% presented with red lesions. Higher subjective syptoms, lesion scores, probing depths, gingival inflammation and bleeding on probing scores were detected with the presence of DGLs. Cases presenting with red and mixed lesions revealed higher pain sensation, lesion scores and dental plaque accumulation compared with the ones with white lesions. Cases with mixed leisons exhibited higher burning sensation and gingival inflammation when compared with cases presenting white lesions. In 1 LP case, squamous cell carcinoma developed from preexisting DGLs. Following the supportive dental/periodontal treatment, monitoring 23 cases revealed significant decrease in subjective syptoms and lesion scores. With the healing of periodontal tissues, gingival inflammation significantly decreased and gingival recession significantly increased with a tendency towards decreasing in all other periodontal parameters. Considering the high frequency of gingival involvement and its influence on general and oral health, its our opinion that periodontist should be involved in the management of systemic dermatoses and should become familiasr with their clinical aspects and related items.

Benzer Tezler

  1. Kaşıntılı dermatozlarda kaşıntının yaşam kalitesi üzerine etkisi

    The effect of the pruritus on the quality of life in pruritic dermatologic diseases

    İREM EREN ERTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    DermatolojiTrakya Üniversitesi

    Dermatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZER ARICAN

  2. Çeşitli dermatozlarda tırnak, saç ve serum çinko düzeyleri

    Başlık çevirisi yok

    SERAP ÖZTÜRKCAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1990

    DermatolojiCumhuriyet Üniversitesi

    Dermatoloji Ana Bilim Dalı

  3. Allerjik ekzematöz dermatit etyopatogenezinde nitrik oksitin rolü

    The Role of nitric oxide in the etiopathogenesis of allergic eczematous contact dermatitis

    ŞAKİRE ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    DermatolojiGazi Üniversitesi

    Dermatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MELTEM ÖNDER

  4. Metotreksat ile tedavi edilen psoriasis vulgarisli hastaların tedavi öncesi ve sonrası nitrik oksit düzeylerinin karşılaştırılması

    Comparison of the nitric oxide levels of the patients with psoriasis vulgaris before and after therapy with methotrexate

    NİLGÜN SOLAK TEKİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    DermatolojiGazi Üniversitesi

    Dermatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. NİLSEL İLTER

  5. Hastane personeli ve dermatozlu vakalarda stafilokok portörleri üzerinde incelemeler

    Başlık çevirisi yok

    AHMET YAKIŞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1984

    DermatolojiÇukurova Üniversitesi

    Dermatoloji Ana Bilim Dalı