Geri Dön

Nonalkolik yağlı karaciğer hastalarında metabolik sendrom prevalansı ve nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı metabolik sendrom ilişkisi

The relation between nonalcoholic fatty liver disease and metabolic syndrome

  1. Tez No: 286341
  2. Yazar: HÜSEYİN SAADETTİN USLUSOY
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SELİM GİRAY NAK
  4. Tez Türü: Tıpta Yan Dal Uzmanlık
  5. Konular: Gastroenteroloji, Gastroenterology
  6. Anahtar Kelimeler: nonalkolik yaglı karaciger hastalıgı, metabolik sendrom, nonalcoholic steatohepatitis, metabolic syndrome
  7. Yıl: 2007
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Uludağ Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Gastroenteroloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 86

Özet

Çalısmamızda, Nonalkolik yaglı karaciger hastalıgında (NAYKH) metabolik sendromun ve parametrelerinin sıklıgı ve iki hastalık arasındaki iliskilerin arastırılmasını amaçladık. Vakalarımızda her iki hastalık tablosunun bütün semptomatolojik, klinik, laboratuvar ve görüntüleme özelliklerini ayrıntılı olarak irdeleyip, elde ettigimiz bulguları histopatoloji ile ayrıntılı bir sekilde karsılastırdık. Bunun için tüm NAYKH olgularında klinik ve laboratuvar veriler toplandı, önce metabolik sendromun ne sıklıkla saptandıgı arastırıldı, sonra NAYKH vakalarında histopatolojik bulguların siddeti ile metabolik sendrom parametreleri (ayrı ayrı ve farklı kombinasyon grupları) arasında anlamlı iliski olup olmadıgı arastırıldı. Son olarak da NAYKH ve metabolik sendrom arasındaki iliski ile ilgili bulguları literatür ısıgında tartıstık. Ultrasonografide yaglı karaciger saptanan ve çalısmaya dahil olma kriterlerine uygun olan 156 vakayı (71 erkek, 85 kadın) çalısmaya aldık. Bu vakalar WHO, NCEP-ATP III ve EGR kriterlerine göre degerlendirildi ve kriterlere uyanlara metabolik sendrom tanısı konuldu. Yüzellialtı olgudan biyopsi için yazılı olur veren 85 vakaya karaciger biyopsisi yapıldı. Karaciger histopatolojisi Brunt kriterlerine göre degerlendirildi. Metabolik sendrom prevalansı, tüm vaka grubumuzda %64.1, NASH vakalarımızda %66.7, basit yaglı karacigeri olan vakalarımızda ise %81.8 olarak saptandı. Metabolik sendrom olan ve olmayan vakalarımız arasında, karaciger histopatolojisi yönünden, istatistik olarak anlamlı bir fark yoktu. Fibroz ile ilgili oldugu bildirilen risk faktörleri ile karaciger histopatolojisi karsılastırıldıgında normal vücut kitle indeksine sahip olanlarda bile ciddi yaglanma, nekroinflamasyon ve fibrozisin mevcut olabilecegini izledik. Ayrıca AST/ALT>1 olmasının fibrozisi gösterme açısından hiç de güvenilir olmadıgını, GGT/ALT>1 olmasının ise histopatoloji ile herhangi bir iliskisinin bulunmadıgını gözledik. insülin direnci açısından degerlendirdigimizde insülin direnci olan olgularda olmayanlara göre nekroinflamasyonun daha siddetli oldugu izlendi. Buna karsın santral obezite, yasın 45'in üzerinde olması, diyabet, hipertriglisridemi, hipertansiyon, c-peptid ve mikroalbüminüri ile karaciger histopatolojisi arasında anlamlı bir iliski saptamadık. Altmısdokuz NASH olgusunun 6 sında siddetli fibrozis (stage 3), bir vakada siroz saptadık. NASH olgularından birisinde ise metabolik sendrom ile iliskili hiçbir risk faktörü saptamadık. Bu olgunun histopatolojisinde orta derecede yaglanma, grade 2 nekroinflamasyon mevcuttu, buna karsın fibrozis saptanmadı. Ultrasonografide yaglı karaciger saptanan ve transaminazları normal bulunan 9 olgunun 7'sinin (%78) karaciger histopatolojisinde NASH saptandı. Bu bulgu, görüntüleme yöntemleri ile yaglı karaciger saptanan olgularda enzimler normal olsa bile biyopsi yapılmasının uygun olabilecegi kanaatini uyandırmaktadır. Biyopsi yaptıgımız tüm vakalar incelendiginde yaglı karaciger hastalıgının siddeti ile transaminaz düzeyleri arasında bir iliski saptayamadık. Yine yaglı karaciger hastalıgının siddeti ile eslik eden metabolik sendrom kriterlerinin (risk faktörlerinin sayısı ve siddeti arasında anlamlı bir iliski gözlemlemedik. NASH vakaları ile basit yaglı karaciger vakaları karsılastırıldıgında, risk faktörleri ve metabolik sendromun bulunup bulunmaması yönünden aralarında anlamlı bir farklılık yoktu. Bu nedenle ultrasonografide yaglı karaciger saptanan tüm vakalarda, transaminaz degerleri normal olanlarda NASH saptama olasılıgı dikkate alınarak, karaciger biyopsisinin yapılmasının uygun olabilecegi kanaatindeyiz.

Özet (Çeviri)

We proposed to investigate the relations between NAFLD and metabolic syndrome and the prevalence of metabolic syndrom and its components in NAFLD patients. All features both of these two disorders including symptomatical, clinical, laboratory and imaging aspects were researched in detail, then the findings were compared to the liver hystopathology. By the means of clinical and laboratory data we investigated the prevalence of metabolic syndrome in all NAFLD cases. We also researched whether there is a significant relation between the severity of liver hystopathology and each single risk factor or various combinations of them. In conclusion, we discuss the consequences pointing to the relation between NAFLD and metabolic syndrome. We accepted 156 patients (71 men and 85 women) who diagnosed as fatty liver by abdominal ultrasonography which also fulfilled the inclusion criteria of the study. Patients were diagnosed as metabolic syndrome defined by WHO, NCEP-ATP III and EGIR criteria. According to the patients' clinical severity, percutaneous liver biopsies were performed in 85 patients after obtaining their release of informed consent. Biopsy specimens were scored according to the classification of Brunt et al. The prevalences of metabolic syndrome in our whole case population, in patients with NASH and in patients with simple fatty liver were 64.1%, 66.7% and 81.8%, respectively. According to liver hystopathological features, there was no statistical difference between patients with or without metabolic syndrome. A comparison between fibrosis related risk factors and liver histopathology revealed that severe steatosis, necro-inflammation and fibrosis could occur in persons with normal body mass index. We also noticed, the presence of AST/ALT>1 was not a reliable criteria for a developing fibrosis and the presence of GGT/ALT>1 had no any relation with liver histopthology. But in the insulin resistance state, necro-inflammation was more severe than those who had no insulin resistance. However; central obesity, age over than 45, diabetes, hypertriglyceridemia, hypertension, increase of c-peptid level and microalbuminuria showed no relation with liver histopathology. Six of 69 patients with NASH had severe fibrosis (stage 3) and only one patient diagnosed as cirrhosis. Only one patient with NASH had no any risk factor and was not diagnosed as metabolic syndrome. In this patient, liver histopathology showed moderate staetosis, moderate necro-inflammation (grade 2), but no fibrosis (stage 0). Seven (%78) of 9 patients with fatty liver and normal liver enzymes had NASH in their hystopathological specimens. To our opinion, this finding shows that liver biopsy may be necessary even in cases with normal liver enzymes. In conclusion, when all cases which underwent liver biopsy were examined again, we did not find any relation between the severity of NAFLD and the levels of liver enzymes. Similarly, there were no any corelation between the severity of NAFLD and the number, combination and violence of risk factors accompanying liver disease. Morever, when we compare the cases of NASH and simple fatty liver to each other, there were no significant difference according to the risk factors and the presence of metabolic syndrome. Hence, to our opinion; the liver biopsy may be useful in cases that diagnosed as fatty liver by abdominal ultrasonography.

Benzer Tezler

  1. Hipertansiyon ve/veya diyabetes mellitus hastalarında nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı(NAYKH) sıklığı ve NAYKH saptanan hastalarda prokalsitonin düzeylerinin araştırılması

    Investigation of the levels of procaltitonin in patientswith nonalcolic fatty liver disease (NAFLD) in patients with hypertension and / or diabetes mellitus

    TUGAY ATASEVER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    İç HastalıklarıNamık Kemal Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ SONAT PINAR KARA

  2. Non alkolik seatohepatitte PNPPLA 3/adiponutrin ile APOC3/apolipoprotein C3 gen polimorfizmi ve metabolik sendromla ilişkisi

    Pnpla3/adiponutrin and APOC3/apolipoprotein C 3 polymorphisms in nonalcoholic steatohepatitis and their relationship with metabolic syndrome

    TANER AYDIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    GastroenterolojiUludağ Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAT KIYICI

  3. Orta ve şiddetli Psoriasis vulgaris hastalarında karaciğer fibrozisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of liver fibrosis in moderate and severe Psoriasis vulgaris patients

    HANDE YAĞMUR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    DermatolojiSakarya Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ RABİA ÖZTAŞ KARA

  4. Bilinen hastalığı olmayan ve ultrasonografide nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı saptanan erişkinlerde insülin direnci ve metabolik sendrom sıklığının araştırılması

    Determination of the prevalance of metabolic syndrome and insulin resistance among adults with ultrasound diagnosed nonalcoholic fatty liver disease and without known systemic disease

    FİLİZ ARAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. MURAT SERT

  5. Nonalkolik yağlı karaciğer hastalığı ile kriptojenik karaciğer sirozu tanılı hastaların histopatolojik ve metabolik özelliklerinin karşılaştırılması

    Histopathological and metabolic features comparison of non alcoholic fatty liver disease and patients with cryptogenic liver cirrhosis

    İBRAHİM KAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    GastroenterolojiFırat Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM HALİL BAHÇECİOĞLU