Geri Dön

Melankolik özellikler gösteren majör depresif bozukluk tanısı almış hastalarda serum beyin kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF), vasküler endotel büyüme faktörü (VEGF) ve leptin düzeyleri

Serum brain derived neurotrophic factor (BDNF), vascular endothelial growth factor (VEGF) and leptin levels in patients with the diagnosis of major depressive disorder with melancholic features

  1. Tez No: 307149
  2. Yazar: ZEYNEP KOTAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SELÇUK KIRLI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2009
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Uludağ Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 73

Özet

Bu çalışmanın amacı biyolojik faktörlerin majör rol oynadığı bilinen ağır şiddette melankolik depresyon hastaları ve sağlıklı kontrollerden oluşan iki grup oluşturarak, hasta ve kontrol grubunda BDNF, VEGF ve leptin serum düzeylerini belirlemek ve birbiriyle karşılaştırmaktır. Bu amaçla psikiyatrik tedavi kullanmayan Major Depresif Bozukluk - Melankolik Özellikler Gösteren tanısı alan 40 hasta ile 40 sağlıklı gönüllü çalışmaya dahil edilmiştir. Tüm katılımcıların demografik bilgileri alınmış, fizik muayeneleri yapılmış, rutin olarak istenen tetkiklerin yanı sıra BDNF, VEGF ve leptin serum düzeyleri belirlenmiştir. Hasta grubunun depresyon öyküleri alınarak Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HAM-D) ile Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği (HAM-A) ölçeği uygulanmıştır.Çalışmaya alınan hasta ve kontrol grubunda BDNF, VEGF ve leptin düzeyleri açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Özkıyım girişimi olan hastalarda BDNF düzeylerinin diğer hastalardan ve kontrol grubundan düşük olduğu; BDNF düzeyleri ile depresif atak sayısı arasında da negatif korelasyon bulunduğu tespit edilmiştir. VEGF düzeylerinin HAM-D ile değerlendirilen depresyon şiddeti arttıkça düştüğü belirlenmiştir. Leptin düzeylerinin her iki grupta vücut kitle indeksi ile doğru orantılı olduğu ve kontrol grubunda kadın hastaların leptin düzeylerinin erkeklerden yüksek olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak BDNF, VEGF ve leptin düzeyleri ile ağır şiddette melankolik özellikli depresyon arasında ilişki saptanmamıştır. BDNF'nin depresyonun yinelemeleri ve özkıyım girişimi varlığı ile; VEGF'nin ise depresyonun şiddeti ile ilişkili olduğu düşünülmüştür.

Özet (Çeviri)

The aim of this study is to determine serum BDNF, VEGF and leptin levels in patients with severe melancholic depression and healthy controls, and to compare these two groups with each other. 40 drug-free patients with Major Depressive Disorder With Melancholic Features and 40 healthy controls were included in the study. Demographic information and physical examination were documented for both groups. Blood samples were taken for serum BDNF, VEGF and leptin levels in addition to routine laboratory tests. History of depression was recorded. Hamilton Depression Rating Scale (HAM-D) and Hamilton Anxiety Rating Scale (HAM-A) were applied to the patients.There was no statistically significant difference of BDNF, VEGF and leptin levels between two groups. Serum BDNF levels of patients with suicide attempts were significantly lower than the other patients and controls. There was a negative correlation between BDNF levels and the number of depressive episodes. It was noted that VEGF levels decreased with increased severity of depression measured by HAM-D. Leptin levels were positively correlated with body mass index in both groups. Female controls had higher leptin levels than the male controls. In conclusion, no association was detected between severe melancholic depression and BDNF, VEGF and leptin levels. BDNF is thought to be related to recurrences of depression and suicide attempts. VEGF may be related to severity of depression.

Benzer Tezler

  1. İlk epizodu depresyon olan bipolar bozukluk tanılı hastaların, antidepresan sağaltım altında manik/hipomanik kayma geliştiren ve geliştirmeyen major depresyon tanılı hastalarla klinik özellikler ve ailede psikiyatrik hastalık yüklülüğü açısından karş

    The comparison of the patients diagnosed as bipolar affective disoder whose first epizode was depressive episode, with the patients diagnosed as unipolar depressive disorder who developed manic/hypomanic shift under antidepressant treatment and also

    ZAHİDE ORHON

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    PsikiyatriDokuz Eylül Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ZELİHA TUNCA

  2. Majör depresyon ve bipolar depresyonda depresyon belirleyicileri ile kronotip ve intihar riski ilişkisi

    Relationship between identifiers of depression, chronotype and suicide risk in major depression and bipolar depression

    YASEMİN ERKEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SİNAN YETKİN

  3. Çağdaş Yunan edebiyatında birinci Atina ekolü (1830-1880) ve Atina romantik akım şiirlerinde pesimizm

    The first Athenian school of modern Greek literature (1830-1880)and pessimism in the poetry of the Athenian romantic movement

    ALEXANDRA MARINA DAPOUDANI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Batı Dilleri ve EdebiyatıTrakya Üniversitesi

    Balkan Çalışmaları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BÜLENT AKYAY

  4. Majör depresyonda ödülle ilişkili öğrenmenin değerlendirilmesi

    Relation of major depression with reward related learning

    AHMET GÜRCAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PsikiyatriHacettepe Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KORAY BAŞAR

  5. Şizofreni spektrumunda affektif komorbiditenin işlevsellik ve nörokgnisyona etkisi

    The effect of affective comorbidity on functioning and neurocognition in the schizophrenia spectrum

    ZİNNETİ YAĞMUR DOKUYAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriDokuz Eylül Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM EMRE BORA