Geri Dön

Teknesyum-99m metoksi-isobutil isonitril (Tc99m-MIBI) SPECT (tek fetan emisyonlu bilgisayarlı tomografi) miyokard perfüzyon görüntüleme metodunun koroner kalp hastalığı tanısındaki yeri: 'vizüel' ve 'semikantitatif' yöntemlerle değerlendirme

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 31361
  2. Yazar: RECAİ AKTAY
  3. Danışmanlar: Belirtilmemiş.
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1993
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 113

Özet

84 11. Miyokard infarktüsü geçirmiş olan grup ile geçirmemiş grup arasında SPECT duyarlılığı ve özgüllüğü arasında belirgin bir fark bulunamadı. Duyarlılık sırasıyla % 82 ve % 80; özgüllük ise % 96 ve % 94 idi. Ancak PTED infarktüslü grupta ( % 96 ve % 73), NTED ise diğer grupta (% 83 ve % 96) yüksekti. 12. Yüzseksen damar bölgesinin 50'sinde sabit defekt beklenirken, SPECT ile 4 l'inde gerçekten sabit defekt bulundu. Altısında reversibl defekt vardı, 3'ü ise normaldi. 13.“Vizüel semikantitatif değerlendirmede, pozitif kabul edilen segment sayısı ve perfüzyon bozukluk derecesi, ne kadar az tutulursa SPECT'in KKH için duyarlılığı o oranda artmakta ancak özgüllüğü azalmaktaydı. SPECT'in duyarlılığı ancak özgüllükten fedakarlıkta bulunmak suretiyle arttıtrılabilmekteydi. Semikantitatif kriterleri,tek başlarına ve SPECT sonuçlarını etkileyen başka faktörlerden bağımsız olarak tanı kriteri olarak alınması çok yararlı olmamaktadır, çünkü egzersiz testini yeterince yapamamış bir hastada, çok küçük bir perfüzyon bozukluğu (1 puanlık perfüzyon azalması veya tek bozuk segment) bile çok ciddi bir KKH işaret edebilmektedir. ÖZET Bu çalışmamızda, Tc-ile işaretlenebilen yeni miyokard perfüzyon ajanlarından, bir izonitril türevi olan, Tc-99m- metoksi-isobutil isonitril (Tc-99m-MIBI) ile yapılan miyokard perfüzyon SPECT (Single Photon Emission Tomography = Tek Foton Emisyonlu Bilgisayarlı Tomografisinin Koroner kalp hastalığı tanısındaki değerini ”vizüel“ ve ”vizüel semikantitatif SPECT değerlendirme yöntemleriyle araştırmayı amaçladık. Çalışmamıza 1991-1992 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Anabilim Dalında koroner kalp hastalığı öntanısıyla izlenen, yaş ortalaması 50.8-/+9.5 olan, 17'si kadın, 43'ü erkek olmak üzere toplam 60 hasta aldık. Tüm hastalarda egzersiz Tc-99m-MIBl SPECT metodu ile miyokard perfüzyon görüntülemesi, koroner koroner anjiyografi ve kontrast sol ventrikülografi yapıldı.85 Tc-99m-MIBI egzersiz miyokard perfüzyon SPECT, tek gün- istirahat/stres protokolüne göre, Siemens Orbiter gama kamera ile yapıldı. Egzersiz testi“Marquette Case 15”efor testi cihazı kullanılarak madifiye Bruce protokolüne göre, kalp kateterizasyonu ise Philips DO sistemi kullanılarak yapıldı. Koroner anjiyografi, Judkins yöntemine göre, femoral arterden girilerek ve değişik pozisyonlardan görüntüler alınarak gerçekleştirildi. Sol ventrikülografi ise sağ anterior oblik (RAO) 30 ve sol anterior oblik (LAO) 60 derece pozisyonlarda yapıldı. SPECT sonuçlan, iki ayrı gözlemci grubu tarafından, anjiyografi, hasta kliniği, EKG, sol ventrikülografi ve egzersiz testi sonuçlarından habersiz olarak ve ayrı oturumlarda değerlendirildi. Değerlendirme vizüel ve vizüel semikantitatif olarak yapıldı. Semikantitatif değerlendirme, üç SPECT kesitindeki miyokard bölgelerini 32 bölgeye ayırarak ve her segmentin perfüzyon düzeyiyle orantılı olarak 0-4 arasında puan vermek suretiyle yapıldı. Koroner anjiyografi ve sol ventrikülografi iki ayrı kardiyolog tarafından değerlendirildi. Sol ana koroner arterde % 50 ve üzerindeki darlıklar, diğer arterlerde ise % 70 ve üzerindeki darlıklar ciddi ve anlamlı koroner arter hastalığı olarak kabul edildi. Sol ventrikül duvar hareketleri normokinetik, hipokinetik, diskinetik ve akinetik olarak değerlendirildi. SPECT'te rastlanan defektler reversibl, irreversibl ve reversibl-irreversibl perfüzyon defektleri olarak sınıflandırıldı. Geçirilmiş MI, koroner arterde tam tıkanma yada rekanalizasyon bulgularının olması ve kontrast ventrikülografide ciddi sol ventrikül duvar hareket bozukluğunun olması durumunda SPECT'te irreversibl (sabit) perfüzyon defekti bulunması beklendi. Bu beklentini gerçekleşme oranı hesaplandı. Koroner kalp hastalığının belirlenmesinde koroner anjiyografi altın standart olarak kullanıldı. SPECT'in vizüel ve vizüel semikantitatif yöntemlerle yapılan değerlendirme sonuçlarından duyarlılığı, özgüllüğü, PTED'i ve NTED'i hesaplandı. Altmış hastanın 39'u daha önce miyokard infarktüsü geçirmişti. Altı hastada diabetes mellitüs, 5 hasta da sol ventrikül hipertrofisi vardı. Egzersiz testinde ulaşılan ortalama kalp hızı, beklenen maksimal kalp hızının % 84 -/+ 12'si kadardı.“Double product”ise 22906 -/+ 5165 idi.86 Egzersiz testi 40 hastada pozitif (% 66), 8 hastada nonspesifik (% 13) ve 12 hastada negatifti (% 20). Sol ventrikülografide 42 hastada duvar hareket bozukluğu (% 70), 1 hastada diyafragmatik bölgede divertiküle rastlandı. Koroner anjiyografide 46 hastada KKH'na rastlandı. Bunların 24'ünde tek damar (% 40), 19'unda 2 damar (% 32) ve 3'ünde üç damar (% 5) hastalığı vardı. Toplam 38 LAD arter, 18 CX arter ve 15 RCA lezyonu belirlendi. Hasta bazında değerlendirme yapıldığında, SPECT ve egzersiz testi duyarlılığı, genelde, kadında ve erkekte sırasıyla: % 95, % 71; % 80, % 50; % 97, % 79; özgüllük ise yine aynı sırayla: % 79, % 57; % 57, % 55; % 100, % 60 bulundu. Tc-99m-MIBI SPECT'in KKH tanısmdaki duyarlılığı ve özgüllüğü egzersiz testinden daha yüksekti. Hem SPECT hem de egzersiz testinin duyarlıhğı,erkeklerde kadınlardan daha yüksektir. Koroner arter bazında değerlendirildiğinde; genelde, kadında ve erkekte SPECT'in KKH duyarlılığı sırayla: % 82, % 72 ve % 85; özgüllüğü ise % 95, % 91 ve % 97'dir. Damar bölgelerine göre SPECT'in duyarlılığı ve özgüllüğü, LAD arter için sırayla % 84 ve % 91; CX arter için % 60 ve % 100; RCA için % 93, % 93'tür. Hasta damar sayısına göre SPECT duyarlılığı ve özgüllüğü ise tek damar hastalığı için % 96, % 96; iki damar hastalığı için % 80 ve % 100; üç damar hastalığı için % 45 idi. Lezyon lokalizasyonlarına göre SPECT'in özgüllüğü değişmezken, orta lokalizasyonlarda duyarlılık hafifçe azalıyordu. SPECT duyarlılığı proksimal lezyonlar için % 84, orta lezyonlar için % 80 ve distal lezyonlar için ise % 85 bulundu, ancak çalışma grubumuzda distal lezyonların sayısı çok azdı (n=5). Yalancı pozitif nedenler olarak, 1 hastada diyafragma yüksekliği, l'inde sol ventrikül divertikülü, l'inde grade III kollateral, 1 hastada diabetes mellitus ve hipertansiyon, l'inde ise hipertansiyona rastlandı. Yalancı negatif SPECT nedenleri arasında yetersiz egzersiz testi, kollateraller ile OM lezyonları görüldü. Vizüel semikantitatif değerlendirmede tanı kriteri olarak kullanılan bozuk segment sayısı veya perfüzyon bozukluk derecesi ne kadar az olursa, SPECT'in duyarlılığı o oranda yüksek ve özgüllüğü ise düşük olmaktadır. Tek bir bozuk segment pozitif yani tanı koydurucu olarak kabul edilirse, LAD arter için duyarlılık % 84, özgüllük % 86; RCA için % 94 ve % 80; CX için % 72 ve % 86 olmaktadır. Semikantitatif yöntemle değerlendirmede her hasta için geçerli,87 tamamen nesnel bir kriter belirlemek güçtür, çünkü her hastanın egzersiz testine toleransı ve cevabı aynı değildir. Yetersiz bir egzersiz testi yapan bir hastada, tek bir bozuk segment veya 1 puanlık hafif bir perfüzyon bozukluğu bile ciddi bir koroner arter hastalığını gösterebilir. Semikantitatif yöntemle SPECT'in duyarlılığını arttırmak ancak, testin özgüllüğünden fedakarlıkta bulunarak mümkündür. Her hastayı ayrı ayrı ve egzersiz testi ile kliniğini de bilerek değerlendirmek gerekir. Tc-99m-MIBI miyokard perfüzyon SPECT'i, % 82 duyarlılık ve % 95 özgüllük ile KKH tanısında, egzersiz testinden daha değerli bir yöntemdir. Anjiyografi ile gösterilemeyen küçük damar hastaklıklannın ortay çıkarılmasında yardımcı olur(144). Bu yöntemlerin kullanımı zordur, bu nedenle klinik kullanımları yaygınlaşmamıştır. Bugün miyokard perfüzyonundaki rölatif bozuklukları göstermek amacıyla, klinisyenlerin ençok kullandıkları yöntem miyokard perfüzyon sintigrafisidir (144). Bu yöntem de bölgesel miyokard kan akımını mutlak olarak yansıtamamaktadır. Miyokard sintigrafisinde en çok kullanılan radyonüklid madde, talyum-201 (Tl-201)'dir. Ancak Tl-201 fiziksel özellikleri nedeniyle eksternal görüntüleme için ideal bir ajan değildir (144). Anjiyografik yöntemler, epikardiyal koroner arter anatomisini değerlendirerek, bölgesel miyokard kan akım rezervi ve bozuklukları hakkında indirekt bilgi veren yöntemlerdir. Klinisyenler genellikle koroner arter lümenini % 50' nin üzerinde daraltan lezyonların stres koşullarında bölgesel miyokard perfüzyonunu anlamlı ölçüde bozabileceğini kabul ederler (144). Koroner arteriyografide görsel değerlendirme ile belirlenen darlık oranları, her zaman bu lezyonların fizyolojik anlamını yansıtan bir gösterge olamamaktadır. Bu yetersizlik genellikle difüz damar hastalığında veya çok damar hastalığında sözkonusüdur (91). Son zamanlarda bölgesel miyokard perfüzyonunu araştırabilecek potansiyele sahip birkaç yöntem üzerinde çalışılmaktadır. Bu yöntemleri iki gruba ayırmak mümkündür; birinci yöntem ile kalbin mikrovasküler yapısından geçmekte olan bir indikatörün kinetiği değerlendirilmektedir. İkinci grupta ise“traser”in veya indikatörün miyokard hücresindeki tutulumunu araştıran yöntemler bulunmaktadır. Birinci grup adına indikatör olarak pekçok madde kullanılabilmektedir. Bunlar içerisinde radyografi ve bilgisayarlı tomografi görüntüleme yöntemlerinde88 kullanılan iyotlu kontrast maddeler, ekokardiyografik incelemede kullanılan ultrasonik kontrast maddeler ve magnetik görüntülemede kullanılan magnetik rezonans kontrast ajanları sayılabilir (21, 111). İkinci gruptaki yöntemler, radyonüklidlerin miyokard hücrelerindeki tutulum oranlarına dayanarak perfüzyonu araştırırlar. Bu amaçla değişik radyonüklid maddeler (Tl-201, teknesyum-99m (Tc-99m) MIBI, BATO bileşikleri, tetrofosmin) kullanılmaktadır (13, 77, 121, 144). Tc-99m'in foton enerjisi, Tl-201'inkinden daha yüksektir. Bu nedenle Bilgisayarlı Tek Fotonlu Emisyon Tomografisi (SPECT) için daha uygun bir ajandır ve Tl-201 'e göre daha kaliteli görüntüler sağlamaktadır. Bu ajanların miyokarddaki tutulumları Tl-201'e benzer. Kan akımıyla doğru orantı göstermez. Yüksek kan akımı durumlarında birer plato gösterirler. Bu da hızlı kan akımı durumlarında, hafif ve orta dereceli perfüzyon bozukluklarının ortaya çıkarılmasınızorlaştırır. Pozitron Emisyon Tomografisi'nde (PET) kullanılan pozitron yayıcı ajanlar bölgesel miyokard perfüzyonunun değerlendirilmesinde çok büyük ve çok önemli bir potansiyele sahiptir (6, 56, 143). Kısmi ekstraksiyona uğrayan (N-13 Ammonia,Rubidium-82) ve serbest difüzyon gösteren (0-15-H20) ajanlar kullanılmaktadır. Şu anda sınırlı sayıda merkezde bulunmakla birlikte PET, klinisyenlerin perfüzyon araştırmaları için sıklıkla başvuracakları çok önemli bir yöntemdir. Nükleer Magnetik Rezonans tekniği de miyokard perfüzyonunu araştırabilecek bir potansiyele sahiptir. KAYNAKLAR 1. Arnett EN, Isner JM, Redwood DR et al.: Coronary artery narrowing in coronary heart disease. Comparison of cineangiographic and necropsy findings. Ann Intern Med 91: 350, 1979. 2. Aronow WS, Cassidy J.: Five year follow-up of double master's test, maximal treadmill stress test and resting and post-exercise apex cardiogram in asymptomatic persons. Circulation 1975:52: 616-618.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Prostat kanseri tanısında Tc99m-MIBI-SPECT'in yeri

    Başlık çevirisi yok

    MURAT KURU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Ürolojiİstanbul Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZÜBEYR TALAT

  2. Cerrahi rezeksiyon düşünülen küçük hücreli dışı akciğer kanseri evrelemesinde mediyastinal lenf nodlarının video-mediyastinoskopi, Tc99m MIBI -SPECT sintigrafisi ve toraks bilgisayarlı tomografisi ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi

    Mediastinal lymph node involvement in non?small cell lung cancer considered surgical resection: evaluation with 99mTc MIBI -SPECT, video-mediastinoscopy and comparison with computed tomography

    ÖMER ÖNAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiErciyes Üniversitesi

    Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET BİLGİN

  3. Meme tümörlerinin saptanmasında ve malign tümörlerin benign tümörlerden ayrımında mr, us ve mammografiyle karşılaştırmalı olarak 99mtc-sestamibi sintimammografisinin etkinliğinin araştırılması

    The efficacy of 99mTc-MIBI scintimammography in the evaluation of breast lesions and axillary involvement: A comparison with Mammography,ultrasonography and magnetic resonance imaging

    TAMER ÖZÜLKER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    OnkolojiSağlık Bakanlığı

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TEVFİK ÖZPAÇACI

  4. Teknesyum-99m DMSA sintigrafisinde rölatif renal fonksiyonu %10 ve altında olan obstrükte böbreklerde iki aşamalı tedavi protokolünün uzun dönem sonuçlarının araştırılması

    Evaluation of long-term results of two-phase treatment protocol in obstructed kidneys with relative renal function with 10% and lower in techesium-99m DMSA scintigraphy

    ABDULLAH GÖLBAŞI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    ÜrolojiErciyes Üniversitesi

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDULLAH DEMİRTAŞ

  5. Meme kanseri tanısı amacıyla TC-99m ile işaretli ilaç taşıyıcı sistemlerin geliştirilmesi

    Development of TC-99M labelled drug delivery system for diagnosis of breast cancer

    MELİHA EKİNCİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Eczacılık ve FarmakolojiEge Üniversitesi

    Radyofarmasi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. DERYA İLEM ÖZDEMİR