Sosyolojik bir olgu olarak yoksulluk ve dilencilik: Van ili örneği
Powerty and beggary as a sociological fenomenia: A study of Van city
- Tez No: 313945
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. AHMET ZEKİ ÜNAL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Sosyoloji, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2010
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Sosyoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 222
Özet
Bu tezin konusu, dilenciliğin sosyolojik analizidir. Dilencilik, içinde bir çok problem barındıran çok boyutlu bir sosyal problemdir. Bu nedenle bugün, sadece ekonomik analizlerin yetersiz kaldığı kabul gören bir görüştür. Buradan yola çıkarak bu tezde, özellikle Türkiye'de büyük bir boşluk olduğu düşünülen dilenciliğin sosyolojik analizine gidilmiştir. Bu açıdan tez, dilenciliğin ekonomik boyutu dışında sosyoloji alanında ele alınışıyla önem taşımaktadır. Dilenciliğin, yoksullukla paralel bir özellik taşımadığı görüşüne ağırlık verilmiştir. Bu görüş çerçevesinde araştırmadaki temel amaç dilencilerin, içinde bulundukları yoksulluk ve yoksunluk durumu ile dilenciliğin sosyolojik analizinin ortaya konulması ve dilencilik ile yoksulluğun birbiriyle paralel niteliklere sahip olmayan iki ayrı olgu olduğu iddiasıdır.Araştırma, Van'ın merkezde yer alan caddelerinde dilenen dilencilerden tesadüfi yolla seçilmiş 84 dilencidir. Bu dilenciler ile yapılan araştırmada anket ve görüşme teknikleri kullanılmıştır.Genel olarak değerlendirme yapılırsa dilenciliğin daha çok sistematik, geleneksel ve kaderci bir yapıya sahip olan bir olgu olduğu gerçeğidir. Ayrıca dilencilik ile yoksulluk arasındaki çarpık ilişki bağlamında Van'da iki tür dilenciliğin olduğu ortaya çıkarılmıştır. Doğum yeri Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde kayıtlı olan dilenciler dilenmek için daha çok farklı nedenlere sahipken Kürt kökenli olmayan dilenciler, dilenmeye daha farklı nedenlerle başlamaktadır. Doğu'da 1990'lı yıllarda başlayan köy boşaltmaları, Doğu illerindeki dilenci sayısını arttırmışken, Kürt kökenli olmayan dilencilerin dilenmeyi bir sektör olarak gördükleri açıktır. Ancak her iki dilenci grubu da şu an için göreli olarak yaşantılarından memnun görünmektedir. İfade ettikleri tek sorun ise parasızlık (ne kadar doğruysa) ve geçim sıkıntısıdır.Dilencilikle mücadelede en önemli yöntem, dilenmenin iyi bir şey olmadığının hatırlatılması, dilenci ailelerinin çocuklarının mutlak suretle okula gönderilmesi ve dilencilere sadaka verilmesinin minimum düzeye indirgenmesidir. Böylece mikro boyutta olsa bile yararlı sonuçlar ortaya çıkabilecektir.
Özet (Çeviri)
Object of this thesis is the sociological analizysis of the beggary. Beggary ise a multidimensional factor harbouring a number of problems. For this problem inadequaty of the exclusive economic analysis is recently a common idea. In the view of this fact beggary analysed sociologically which is though as a necessity for Turkey. This thesis considers beggary as a matter of sociology. Considering the beggary sociologically that is a problem out of the field of economics is the significance of this thesis.No sociological study has been made on begging until today. The idea that begging has no parallel feature was popular. The main idea of this work is to show the sociological position of begging and stress the suggestion that begging and poverty is not two phenomena which carries parallel properties.The study was prepared by choosing 84 beggars from the streets of Van city randomly. Questionnaires and interviews were used in the survey made about these beggars.When made a general evaluation begging is a phenomena which has a systematic, traditional and fatalistic structure. Also in the context of a skewed relationship between begging and poverty two kind of begging has uncovered in Van city. When the beggars form East origin has some other reasons in begging, non eastern beggars begin to beg by different reasons. As the evacuation of the villages in the east began in the 1990s, and increased the number of beggars in eastern provinces; non easterners openly see begging as a sector. But both beggar groups seem to be satisfied with their life. The sole problem is that they express embarrassment (how true) and poverty.The most important way to combat begging is, to remind that begging is not a good thing, to send the sons of beggar families to school absolutely, and to minimize the alms given to beggars. By that, useful results will emerge even if they became micro-scale.
Benzer Tezler
- Tommaso Campanella ve Thomas More'un ütopyalarının karşılaştırılması
Comparing Thomas More and Tommaso Campanella's utopias
MAHMUT AVCI
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
FelsefeAtatürk ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. OSMAN ELMALI
- Kamuda çalışan eğitimcilerin yoksulluk düzeyinin ölçülmesi: Bişkek örneği
Мамлекеттик билим берүү кызматында иштегендердин жакырчылык деңгээлин өлчөө: бишкек мисалында
AYCAN MUSAEVA
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Eğitim ve ÖğretimKırgızistan-Türkiye Manas ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA ORÇAN
- Masculinities at night in the provinces
Taşra gece hayatında erkeklikler
OSMAN ÖZARSLAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2015
SosyolojiBoğaziçi ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ZAFER YENAL
- Yoksullukla mücadelede üçüncü sektör: Gönüllü kuruluşlar üzerine sosyolojik bir çalışma
The third sector in the fighting against poverty: A sociological study on the voluntary foundations
REŞAT AÇIKGÖZ
- Kayıp yaşamlara tanıklık: Türkiye'de belgesel fotoğraf ve yoksulluğun belgelenmesi
Testimony to the lost lives: documentary photograph in Turkey and documentation of poverty
SEMRA DURSUN
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Sosyolojiİstanbul Bilgi ÜniversitesiKültürel İncelemeler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEYNEP TALAY TURNER