Geri Dön

Die Tiere in den Türkischen und Deutschen sprichwörtern (eine vergleichende untersuc-hung)

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 32471
  2. Yazar: TEVFİK EKİZ
  3. Danışmanlar: PROF.DR. HÜSEYİN SALİHOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, German Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1994
  8. Dil: Almanca
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Alman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 186

Özet

Ulusların farklı yaşam biçimleri, kültürleri, belirli olaylar karşısındaki tutum ve davranışlarının farklılık göstermesinin yanısıra, belirli olaylar karşısında da benzer şeyler duyumsandığı bir gerçektir. Bu duyumsamaların ifade edilişlerinde her ulus kendisine özgü, kendisinin çevresinde bulunan birtakım nesnelerden, canlılardan yararlanmakta, imajlarını bunlarla somutlaştırmaktadır. Bu ifade edilişteki imajlar ulustan ulusa farklılık göstermektedir ki, buradan atasözlerinin o ulusa özgülük yönü ortaya çıkmaktadır. Evrensel olan düşüncenin ürünü atasözlerine tüm uluslarda rastlamak mümkündür ve şu ulusun atasözleri iyidir - kötüdür v.b. türden şovence yaklaşımların tutarlı olmadıkları görülür. Atasözlerinin ulusal karakteri yansıtıp yansıtmadığı sorunu bu bağlamda değerlendirilebilir. Atasözlerini yaş, köken, aktarım (sözlü ve yazılı), form, içerik, işlev v.b. yönlerden inceleyen parömiyoloji alanının üzerinde durduğu konulardan birisi de budur. Çalışmanın başlangıcında atasözü kavramından ne anlaşılması gerektiği düşüncesinden hareketle, bu kavramın etimolojisine de değinilerek, kavram sımrlandınlmaya çalışılmıştır. Özellikle Türkçede atasözü ve diğer kalıplaşmış sözler arasındaki ayrım pek net yapılmamış olduğundan, bir kavram kargaşası süregelmiştir. Buna rağmen Türkçede genelde biri diğerinden biraz farklı ifade edilmiş pek çok tanımlar yapılmıştır. Aynı şekilde Almancada da. Bu tanımlara bakıldığında atasözleri için saptanmış birkaç kriter hem Türkçede hem de Almancada göze çarpmaktadır. Bunlardan atasözlerinin öğretici nitelikte (lehrhafte Tenderiz), kısa (kurz), öz (prâgnant), halk ağzında kullanılıyor olması (Zugehörigkeit zum Volksmunde) bu kriterlerden birkaçıdır. Bu tanımlama uğraşlarına karşın herkes tarafından kabul edilebilir bir atasözü tanımlamasının da yapılamamış olduğu söylenebilir ve hatta tanımlamanın mümkün olmadığı görüşünü savunan bilimadamları da vardır.Çalışmayı yönlendirmesi açısından konunun uzmanı birkaç bilim adamının tanımlarına yer verilmiş, bunlar arasındaki benzerlikleri, ayrılıkları saptayarak, atasözlerinden ne anlaşılması gerektiği konusu üzerinde durulmuştur. Her iki dilde de birçok atasözlerinin kaynaklan tam olarak bilinmemekle birlikte birçok Alman ve Avrupa atasözünün kaynağının Eski Yunan ve İncil olduğu söylenebilir. Bu söz varlıklarının günümüze kadar gelebilmiş olması sözlü ve yazılı aktarımın sonucudur. Bu arada Alman atasözü araştırmalarının daha çok yazılı araştırmalara dayandığını, Türk atasözü araştırmalarının ise hâlâ sözlü aktarıma dayandığını söyleyebiliriz. Almancada ve Türkçede yapılan atasözleri derlemelerine bu konunun tarihsel değerlendirilmesine yararlı olacağı kanisiyle yer verilmiştir. Almancada ilk yazılı atasözü derlemesi olan 1023 yılında Egbert von Lüttich tarafından yazılan Fecunda ratis isimli çalışma hem dinî amaçlı hem de eğitim amaçlı (Latince öğrenimine yönelik) hazırlanmıştır. 1072 yılında Kaşgarlı Mahmut tarafından hazırlanan Divan- ı Lügat- it Türk adlı çalışma Türkçedeki ilk atasözleri derlemesi olarak kabul edilebilir. Araplara, Türkçenin zenginliğini göstermek amacıyla hazırlanmış olan bu Türkçe - Arapça sözlükte yaklaşık 290 atasözü yer almaktadır. Atasözlerinden bahsedildiğinde özellikle Türkçede pek çok kalıplaşmış sözler aynı anda çağrışım yapmaktadır. Almancada ise atasözleri ile diğer kalıplaşmış sözler arasındaki ayrım sorunu çözümlenmiş sayılabilir. Türkçede gözlemlediğimiz bu karışıklığın nedenlerinden en önemlisinin atasözleri ile deyimlerin pek çok derleyen tarafından birlikte yapılmış olmasından kaynaklanmaktadır. Deyimler genel olarak bir tümcenin parçalandır. Atasözleri ise bir yargı ifade eden tamamlanmış tümcelerdir. Almancada karşılaştığımız kalıplaşmış sözlerden birkaçı (Das Geflügelte Wort, Die Maxime, Der Aphorismus, Die Sentenz, DerVI Slogan, Das Epigramnı, Die sprichwortlichen Redensarten) atasözleri temel alınarak karşılaştırma yapılmış, benzerlikler saptanmış ve örnekler verilmiştir. Çalışmaya esas teşkil eden derlemelerin başında Ömer Asım Aksoy'un TDK yayınlan arasında çıkan Atasözleri (1. cilt) çalışması vardır. Eserin temel alınmasının nedenlerinden biri de Aksoy'un atasözleri ile deyimler ve diğer kalıplaşmış sözler arasında Türkçedeki diğer derleme çalışmalarına oranla daha sağlıklı bir ayrım yapmış olmasıdır. Bu olumlu yönünün yanısıra eleştirilebilecek yönler de bulunmaktadır ki, bunların başında aynı atasözünün varyasyonlarının da bulunması ve bunların numaralandırılmış olmasıdır. Eserde alfabetik olarak sıralanmış 2110 atasözü bulunmaktadır. Sözü edilen bir atasözünün varyasyonu niteliğindeki atasözleri çıkarıldıktan sonra, toplam atasözü sayısı yaklaşık 1 860'lara inmektedir. Türkçenin bölge ağızlarındaki ve esere alınmamış birçok atasözleri de katıldığında dilimizdeki atasözü varlığının bu kadar olmadığı görülür. Ömer Asım Aksoy'un derlemesinde birbirinin varyasyonu olan hayvan figürü içeren atasözleri çıkarıldıktan sonra çalışmada incelenen toplam 387 atasözü kalmaktadır. Almancadaki hayvan figürlü atasözlerini derlemiş olduğumuz Horst ve Annelies Beyer'in eserinde de yaklaşık 953 atasözü incelenmiştir. Türkçe derlemedeki 68 hayvan figürüne karşılık, Almancada 71 hayvan figürüyle karşılaşmaktayız. Hayvan figürlü atasözlerinin çokluğu, hayvanların bu iki toplumun yaşamlarındaki önemin bir göstergesidir. Bilindiği üzere hayvanlar masallarda ve fabllarda yaygın olarak görülürler. Ancak hayvanların buralarda yüklenmiş oldukları görevler atasözlerindeki görevlerinden bazı farklılıklar göstermekte. Atasözlerinde hayvanlar insanoğlunun eylemlerini, karakterini, zayıflığını v.b. özelliklerini yüklenmekte, bir başka deyişle insanoğlunun maskeleri işlevini görmekteler. Bu anlamda her iki dildeki atasözlerinde hayvanların işlevleri açısından benzerlikler gözlemlenmekte. Ancak hayvanların her iki dilde algılanışları açısından, örneğin kişilerin nitelendirilmesinde yüklenmiş oldukları anlam farklılıklar göstermekte. Tek başlarına kullanıldıklarındayansız, kişileri nitelendirdiklerinde ise standart dilden sapmalar görülmekte, argo ve öğrenci dilinde farklı anlamlar kazanmakta. Örneğin: Almancada inek bir kişiyi nitelendirmede, küfür sözcüğü olarak kullanıldığında, kendisine kızılan, sinirlenilen bayan biri yananlamıyla, Türkçede ise çok çalışan öğrenci yananlamıyla karşımıza çıkmakta. Çalışmanın 3. bölümünde hayvan figürü içeren atasözlerinin özellikle tümce kuruluşları üzerinde durulmuş ve bu kuruluş türleri içerisine giren atasözlerinin yakın anlamlar taşıdıkları görülmüştür. Örneğin, iki bileşen arasında karşılaştırma yapıldığında: Besser den Esel treiben als Sâcke tragen. (Çuval taşımaktansa eşeği sürmek yeğdir.) Besser heute ein Ei als morgen die Henne. (Yarınki tavuktan bugünkü yumurta yeğdir.) Hayvanlarla karşılıklı konuşmalar türünde atasözü örnekleri Almancada olmadığından bu tür örnekler Türkçeye özgü sayılabilir. (Örnek: Eşeği düğüne çağırmışlar:“Ya odun eksik ya su”demiş.) Derlenen hayvan figürlü atasözleri içerisinde sıklığı en fazla olan ilk on hayvan figürü Almancada ve Türkçede tesbit edilmiştir. Bunların genel toplamlara oranlan bulunmuştur. İlk on sırada yer alan hayvanların büyük bölümü her iki dilde de evcil hayvanlardan oluşmakta. Her iki dilde de ilk üç sırada yeralan hayvan figürlerinin aynı olması, farklı kültürler olmalarına karşın dikkat çekicidir. Her iki toplumun atasözü varlığında sıralamada birinci sırada yeralan at, bu hayvanın bu toplumlardaki önemini göstermektedir. Atasözlerinde geçen hayvanların tek başlarına, başka hayvanlarla birlikte ve toplam kullanımları sayısal olarak her iki toplumun atasözlerinde saptanmıştır.İncelemeye tabi tutulan Almanca ve Türkçedeki hayvan figürlü atasözleri, türlerine göre alfabetik sıralanmışlardır. Böylelikle yaygın olarak kullanılan sınıflama yönteminden (Atasözünü başlangıç harfine göre sıralama) farklı bir yöntem izlenmiş olup, hayvanların tek başlarına ve diğer hayvanlarla yer aldıkları atasözlerinin tesbiti daha kolay olmaktadır.

Özet (Çeviri)

Im ersten Teil dieser Magisterarbeit wurde versucht, die Begriffsbestimmung zu behandeln. Da es bei der Parömiologie immer noch um die Begriffsbestimmung geht, wurde versucht, sowohl i m Türkischen als auch im Deutschen eine Definition zu geben. Was man heute mit dem Begriff atasözü öder im Deutschen Sprichwort meint, ist es vielen klar, daS es sich um Altüberlieferungen handelt. Da es sehr viele dem Sprichwort âhnliche Spruchgattungen gibt, ist es schwer, eine Abgrenzung zwischen dem Sprichwort und diesen Spruchgattungen zu machen. Bei der Erstellung dieser Arbeit wurden anhand von Beispielen diese verwandten Spruchgattungen vergleichend untersucht. Dabei mu£ betont werden, daft die Abgrenzung im Türkischen nicht ganz klar ist. Es herrscht ein terminologisches Chaos. Besonders Sprichworter und Redensarten sind öfters zusammengesammelt und veröffentlicht worden. Dies kann als ein Grund für dieses Chaos betrachtet werden. Für die Arbeit wurden einmal eine Türkische (Ömer Asım Aksoy: Atasözleri Sözlüğü 1) und eine Deutsche Sammlung (Horst u. Annelies Beyen Sprichworterlexikon) ausgewahlt. Aus diesen beiden Quellen wurden dann die Sprichworter herausgenommen, die eine Tierfigur beinhalten. Bei der türkischen Sammlung wurden 387 und bei der deutschen Sammlung 953 Tiersprichworter festgestellt. Besonders im Türkischen sind viele Variationen desselben Sprichwortes nicht beriicksichtigt worden. Im Deutschen treten 71, im Türkischen dagegen 68 Tierbezeichnungen auf. Nach der Einordnung einiger Tierarten nach Geschlecht, Alter, Farbe usw. sinkt die Zahl der Tierarten. Es wurde eine Statistik aufgestellt, um herauszufinden, welche Tierfiguren am meisten auftreten. Dabei wurde festgestellt, daft das Pferd in dem Sprichwortgut der beiden Kulturen am meisten vorkommt.Was die Funktionen der Tierfiguren in den Sprichwortern betrifft, kann man sagen, daft die Tiere Masken für den Menschen sind. Sie verkörpern menschliche Taten, Charaktereigenschaften, Schwachen usw. Allgemein haben die Tiere abwertende Konnotationen. Die Personenbezeichnungen, die aus Tierbezeichnungen entstanden sind, weisen Verschiedenheiten in den beiden Kulturen auf. Bei der Analyse der Tiersprichworter wurde in erster Linie auf die allgemeine Bedeutung geachtet. Es wurde versucht, zu alien türkischen Sprichwortern eine wortliche Übersetzung zu liefern. Sofern möglich, wurden parallele Entsprechungen (Aquivalente) angeführt. Die einzelnen Tierfiguren wurden hinsichtlich ihres gesellschaftlichen Ansehens bzw. der mit ihnen verbundenen Assoziationen untersucht.

Benzer Tezler

  1. Kongruenz im Deutschen und im Türkischen

    Başlık çevirisi yok

    HASAN BOLAT

    Doktora

    Almanca

    Almanca

    1995

    Alman Dili ve EdebiyatıGazi Üniversitesi

    PROF.DR. BATTAL İNANDI

  2. Untersuchungen über die organischen stoffe in türkischen teeböden sowie deutschen basalt-und lockerbraunerden

    Başlık çevirisi yok

    HÜSEYİN SAVAŞ BAŞKAYA

    Doktora

    Almanca

    Almanca

    1975

    BotanikGeorg-August-Universität Göttingen

    Toprak Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. B. MEYER

    PROF. DR. W. FLAIG

  3. Çeviri eğitiminde ve çeviride koşut metinler Hukuk alanında kuşut metin çalışmalarının kapsamı işlevleri ve yöntemleri

    Başlık çevirisi yok

    F. SAKİNE ERUZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Alman Dili ve Edebiyatıİstanbul Üniversitesi

    Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. A. TURGAY KURULTAY

  4. Das todesmotiv in der Deutschen und Türkischen kinderliteratur

    The death motiv in the German and Turkish children literature

    ŞERİFE BOZKURT

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    2018

    Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MELTEM EKTİ