1990 sonrası anaakım Hollywood sinemasında özne, arzu ve temsil ilişkisi: Temsil krizinin sınırları ve alternatif arayışları
The relationship between the subject, desire and representation in post-90's Hollywood mainstream cinema: The limits of representation's crisis and alternative searches
- Tez No: 327356
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ZEYNEP ÇETİN ERUS
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Radyo-Televizyon, Sahne ve Görüntü Sanatları, Radio and Television, Performing and Visual Arts
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2013
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Radyo Televizyon Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 341
Özet
Lacancı psikanalitik sinema kuramından yola çıkarak, öykülü bir filmde izleyicinin deneyimini belirleyenin, karakterlerin temsili ve anlatının izleyiciye yönelik çağrısı olduğu söylenebilir. Karakter ve izleyici arasındaki ilişki göz önünde bulundurulduğunda, bir temsil aracı olarak sinema bilhassa özne ve arzu kavramlarıyla bağlantılıdır. Karakter ve izleyicisini arzulayan özne olarak çağıran bir film, salt olarak eğlence vaat etmez, zira arzunun ortaya çıkışı her şeyden önce bir eksik ya da kaybı gerektirir. Arzu deneyimine odaklanan bir film, izleyiciyi arzular konumda bıraktığı ölçüde aktif bir izleme süreci üretir. Bu nedenle sinema özne, arzu ve temsil arasındaki organik bağı görebileceğimiz en iyi alanlardan biridir ki, modernist Hollywood filmleri bunun açık örneklerini sunarlar.O halde 1990'lı yıllarda anaakım Hollywood sinemasında yaşanan temsil krizi, temelde özne, arzu ve temsil arasındaki ilişkinin yapısal bir dönüşüme uğramasıyla ilgilidir. Bu dönüşümün emareleri, 1990 sonrası Hollywood sinemasında genel bir eğilimi yansıtan bulmaca filmlerde gözlemlenir. Güvenilmez anlatıcıya işlerlik kazandıran bulmaca filmlerde karakterler, ruhsallık ve öznellik boyutlarını, bu yüzden de metaforik değerlerini giderek kaybetmektedirler. Bunun en önemli nedenlerinden biri, karakterin motivasyonunun artık arzuya değil zevke dayanmasıdır. Tatminsizliği ortadan kaldıran koşulları tanımlayan bu anlatılar, izleyicinin deneyiminde de zevke ağırlık vermektedir. Tez kapsamında, arzuya ve zevke dayalı izleme süreçlerinin farkları, karşılaştırmalı film analiziyle ortaya konulmakta, bununla birlikte zevki temel alan filmlerin içerdiği riskler değerlendirilmektedir. Öte taraftan, bu tez, bulmaca anlatı modelini kullanmasına rağmen, özne sorunuyla ilgili re-modernist bir söylemi olanaklı kılan filmleri de ele almaktadır. Lacancı psikanalitik film kuramının temel kavramlarıyla hareket eden bu tezin amacı, anaakım Hollywood'da karakter ve izleyici arasındaki ilişkiyi değiştiren faktörleri tespit etmektir.
Özet (Çeviri)
Based on Lacanian psychoanalytic film theory, one can say what determines audience?s experience in narrative film is representation of characters and appeal of narration to audiences. When the relationship is taken into account between character and audience, cinema, as a device of representation, is especially related to concept of the subject and desire. A film which calls its character and audience as a desiring subject, doesn?t merely promise to entertain, because emergence of desire necessitates, first and foremost, a lack or lost something. A film focused on the experience of desire brings out a process of active watching inasmuch as it leaves audience into the desiring position. For this reason, cinema is one of the best areas in which we can see organic bond of the subject, desire and representation of which modernist Hollywood movies present its obvious examples.Therefore, the crisis of respresentation in Hollywood mainstream cinema in post-1990?s is basicly connected with the structural transformation of interrelationship of the subject, desire and representation. Indications of this transformation have been observed in the puzzle films which have reflected a general tendency in post-1990?s Holywood cinema. The characters in the puzzle films, which have put into action the unreliable narrator, have gradually lost their psychological dimensions and subjectivities, thus their metaphoric values. One of the most important reasons for this that the motivation of character has relied on the enjoyment rather than desire. These narrations which define the conditions that eliminate dissatisfaction have also concentrated on the enjoyment in audience?s experience. Within the scope of this thesis, the differences in processes of watching based on desire and enjoyment have been manifested through comparative film analysis, and also the risks which have been involved in films grounded on the enjoyment have been evaluated. On the other hand, this thesis has also discussed the films enabling a re-modernist discourse concerning the problem of subject, even though they have used puzzle narrative pattern. The purpose of this thesis, which has started up with basic conceptions of Lacanian psychoanalytic film theory is to set out the factors that change the relation between character and audience in Hollywood mainstream cinema.
Benzer Tezler
- 1990 sonrası Hollywood sinemasında Kuzey Amerika yerlilerinin temsili
Representation of North American natives in Hollywood cinema after 1990
ONUR KEŞAPLI
Doktora
Türkçe
2019
Radyo-TelevizyonEge ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. LALE KABADAYI
- Türk sineması'nda yan karakter olarak LGBTİ temsilleri
LGBTI representations as supporting roles in Turkish cinema
MARİA ARABACI KOÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Sahne ve Görüntü Sanatlarıİstanbul Okan ÜniversitesiGüzel Sanatlar Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MURAT TIRPAN
- Bir karşı sinema örneği olarak Abbas Kiarostami sineması
Cinema of Abbas Kiaristami as an example of counter cinema
CANSU AKBULUT
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Sahne ve Görüntü SanatlarıMaltepe ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLÇİN ÇAKICI ÖZTÜRK
- Türkiye'de 1980 sonrası kadın ve aile politikalarının kamu yönetimine yansıması: Aktörler, paydaşlar ve paradokslar
The projections of women and family policies in Turkey on public administration since 1980: Agencies, partners, and paradox
AYŞE ALİCAN
Doktora
Türkçe
2013
Kamu YönetimiSüleyman Demirel ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SONGÜL SALLAN GÜL
- Türk parti sisteminde 1980 sonrası kutuplaşma ve dinamikleri
Polarization in turkish party system after 1980 and its dynamics
HAKAN MEHMET KİRİŞ
Doktora
Türkçe
2010
Siyasal BilimlerSüleyman Demirel ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
PROF. DR. ŞABAN SİTEMBÖLÜKBAŞI