Schopenhauer'de irade ahlâk ilişkisi
According to Schopenhauer, the relationship between morality and the will
- Tez No: 328546
- Danışmanlar: PROF. DR. BAYRAM ALİ ÇETİNKAYA
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2013
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 237
Özet
Bu çalışma Schopenhauer düşüncesindeki ahlakın irade ile ilişkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Ayrıca bu eserde, Schopenhauer'in sahip olduğu ahlak ve irade yaklaşımı nedeniyle teistik düşünceye yönelik yaptığı eleştirilerinin tutarlılığı da ele alınmaya çalışılmaktadır. Schopenhauer, Kant'ın bilinemez olarak kabul ettiği numenal alanı felsefi açıdan tanımlama çabasına girmiştir. Böylece Schopenhauer, var oluşa bitmez tükenmez bir kaynak olarak kabul ettiği kendinde varlık alanını irade olarak adlandırmıştır. İradede bulunan bu var oluşa kaynaklık isteği hem cansız varlıklarda hem de insanların da dahil olduğu canlı varlıkların dünyasında mücadeleye sebep olmaktadır. Bu mücadele, acıya duyarlı olan canlıların dünyasında ızdıraplara neden olduğu için Schopenhauer yaşamı kötü olmakla nitelendirmektedir.İnsanların yaşamda var olan kötülüklerden ruhen kurtulabilmesi ve ayrıca da diğer canlılarda herhangi bir acıya neden olmaması için iradenin bireye yansıması olan isteklerden kurtulması gerekmektedir. Bu isteklerden kurtulan birey kendisinin diğer canlılarla aynı özden geldiğinin farkına varacaktır ki bu da onun herkese karşı merhametle yaklaşmasına sebep olacaktır. Aksi halde fenomenal dünyaya hapis olması kaçınılmaz olan bu birey, kendisi dahil herkese ızdırap yaşatacaktır. Bundan kurtulmanın yolu herkesin aynı iradeden husule geldiğini bilmektir.Schopenhauer bu irade ve ahlak düşüncesi nedeniyle tek tanrılı dinlere eleştirilerde bulunmaktadır. Bu dinlerin tanrıyı insan biçimci bir formda sunmalarının insanlar arasındaki mücadeleyi artırdığını ve bunun da büyük acılara kaynaklık ettiği ileri sürmektedir. Schopenhauer tek tanrılı dinlerden bahsederken kastının çoğunlukla Yahudilik ve Hıristiyanlık olduğunun bilinmesi gerekir. Bütün bunlara rağmen sahip olduğu kötümser düşünce hasebiyle, Hırisityanlık'taki düşüş inancına sıcak yaklaşmaktadır. Aynı zamanda da Hıristiyanlığın düşüş teolojisinin sonucunda oluşan engisizyon mahkemelerini de eleştirmektedir. Bu, yaşama kötümser yaklaşmanın diğer canlılara karşı her zaman merhamet üretmeyeceğini göstermesi açısından önemlidir.
Özet (Çeviri)
This study aims to establish the relation between will and ethics in the thought of Schopenhauer. It will also examine the coherence of the critique, resulting from Schupenhauer?s treatment of ethics and will, levelled against the theistic thought. Schopenhauer tried to describe philosophically the noumenal realm which was accepted as ineffable by Kant. Thus Schopenhauer named will as the thing-in-itself, being the infinite source of existence. The will to become the source of existence both in the animate, which includes human beings as well, and in the inanimate beings causes struggle. Since this struggle creates sorrow in the animate world, which is sensitive to pain, Schopenhauer describes life as evil.In order to avoid the evils existent in life and also not to inflict pain to other animate beings, human beings should be freed from the desires as the representation of the will. An individual who is freed of these desires will realise that s/he shares the same substance with the other beings, which will make her/him approach to everybody benignly. Otherwise, this individual, who will inevitably be locked up in the phenomenal world, will cause suffering to everybody, including her/himself. The only way to get away from this is to know that everybody came into existence out of the same will.Schopenhauer scrutinizes monotheistic religions as a result of his views on ethics and will. He believes that the anthropomorphic descriptions of God by monotheist religions increase the struggle between human beings, which in turn creates great suffering. It should be noted that for Schopenhauer, monotheist religions mostly mean Judaism and Christianity. Even then, because of his pessimist thought, he approaches positively to the Christian view of the fall. At the same time, he also criticizes the inquisition persecutions born out of the fall theology in Christianity. This is striking since it indicates that approaching life pessimistically does not always result in mercy towards other creatures.
Benzer Tezler
- Arthur Schopenhauer'ın din anlayışı
Schopenhauer's understanding of religion
MESUT KAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
DinAğrı İbrahim Çeçen ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ FATİH TAŞTAN
- Nurettin Topçu'nun 'İsyan Ahlâkı' bağlamında M. Stirner, J.J. Rousseau ve A. Schopenhauer'un isyanı
The Revolt of M. Stirner, J. J. Rousseau, A. Schopenhauer in the Context of Nurettin Topçu's ' Morality of Revolt'
KEZİBAN GÜLER
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
FelsefeNecmettin Erbakan ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERDAL BAYKAN
- Arthur Schopenhauer ve Nurettin Topçu'da irade ve insan problemi
Will and human problem in terms of Arthur Schopenhauer and Nurettin Topçu
SİNAN KÖSEDAĞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
FelsefeYıldırım Beyazıt ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. LEVENT BAYRAKTAR
- Eş'arîlik ve Schopenhauer düşüncesinde irade anlayışı
The understanding of will in Ash'arism and Schopenhauer's thought
RÜVEYDA ŞIVGIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
DinYozgat Bozok ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET TÖZLUYURT
- Ahlakta duygu faktörü: Felsefi bir analiz
The role of emotion in ethics: A philosophical analysis
DUYGU AKSOY
Doktora
Türkçe
2018
FelsefeOndokuz Mayıs ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CAFER SADIK YARAN