Analyse comparée conceptuelle et perceptive du traitement littéraire de l'Aliénation dans 'La Nausée' de Jean-Paul Sartre et dans 'L'Etranger' d'Albert Camus
Jean-Paul Sartre'ın 'Bulantı' ve Albert Camus'ün 'Yabancı' adlı eserlerinde yabancılaşma duygusunun yazınsal işlenişinin kavramsal ve algısal açıdan karşılaştırmalı incelemesi
- Tez No: 330177
- Danışmanlar: PROF. DR. MECMİ YAŞAR
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Fransız Dili ve Edebiyatı, French Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Alieanation, inadaptability, dilemma, isolation, absurdity
- Yıl: 2011
- Dil: Fransızca
- Üniversite: Çukurova Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Fransız Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 117
Özet
Albert Camus ve Jean-Paul Sartre 20. yüzyılın önemli ve etkili iki düşünce ve yazın adamıdır. Ele aldıkları konular ve sorunlar, bu sorunlara yaklaşma biçimleri, eserlerinde kullandıkları üsluplar ve hitap ettikleri kitleler dikkate alındığında, her ikisinin de, yaşadıkları çağı anlamaya adanmış birer yaşama sahip oldukları görülür. Tam anlamıyla ateist varoluşçuluk içerisinde bulunan Sartre ile kendisini varoluşçu olarak görmese de varoluşsal bir yöntem ile insanın varoluş sorunlarına yönelmiş olan tanrı tanımaz Camus'nün kesiştikleri en önemli nokta da, her ikisinin de düşünce sistemleri içinde saçma olana verdikleri önemdir.Bu bağlamda, adı geçen iki yazarın, L'Étranger ve La Nausée adlı yapıtlarında, kahramanları olan, başka bir deyişle, iki yazarın felsefi düşüncelerinden izler taşıyan Meursault ve Roquentin'in dünyaya, nesnelere, topluma ve nihayetinde kendilerine nasıl yabancılaştıklarını inceledik ve karşılaştırdık. Öte yandan, bu iki kahramanın ortak ve farklı noktalarını tespit etmeye çalıştık ve bu noktalardan hareketle de insan ve onun yaşamına nasıl baktıklarını irdeledik.Günümüz insanı yabancılaşmanın neresindedir? İçinden çıktığımız kültür, anne babamızdan farklı olan yaşam biçimimiz, aldığımız eğitim, geçmişte yaşanmış hayal kırıklıkları, arkadaşlıklarımız, mesleki seçimimiz, eş tercihimiz, çocuklarımızı büyütme tarzımız, geleceğe yönelik hayallerimiz, televizyon, internet ve birçok unsur yabancılaşmamıza neden olan durumlar değil midir? Sorduğumuz bu sorular bağlamında, çalışmamızdaki bir başka amacımız da, L'Étranger ve La Nausée adlı yapıtlardaki kahramanların yabancılaşmalarına neden olan unsurları, durumları ve şartları değerlendirmek ve karşılaştırmak oldu. Bununla birlikte, günümüz insanının yabancılaşma olgusu bağlamındaki yerine de dikkat çekmeye çalıştık.Bizi böyle bir çalışmaya iten sebep, bu iki filozofun ülkemizde oldukça fazla tanınmalarına rağmen, eserlerinde işledikleri yabancılaşma duygusunu farklı bir bakış açısıyla incelemek ve günümüz insanına da bu konuya ilişkin farkındalık yaratma isteği olmuştur.
Özet (Çeviri)
Albert Camus and Jean-Paul Sartre are two important and influential men of literature and thought in the 20th century. Considering the problems and matters which they dealt with, the way they approached towards these problems, the styles of their works and the people they addressed to, one can see that they both had a life dedicated to understanding the era they lived in. The intersection point of Sartre, who was an absolute atheistic existentialist, and the atheist Camus, who did not regard himself as an existentialist, but existentialistically approached towards the existentialistic problems of humans was that they both had an important place for the ?absurdity? in their systems of thought.In this context, this study deals with the alienation of Meursault in L?Étranger and Roquentin in La Nausée to the world, objects, the society and eventually to themselves, who reflected the philosophical understandings of the writers. In addition, the characteristics of these two protagonists have been compared and contrasted, thus the way they look at people and people?s lives has been analyzed.Where exactly are the modern people in this alienation process? Aren?t there many factors such as the culture we come from, our way of life, which is different from our parents, the education we have got, the disappointments we have had in the past, the friends we have made, the jobs and the partners we have chosen, the way we bring up our children, our future plans, television, and internet that lead to alienation of the modern people? Regarding these questions, another aim of this study is to evaluate and compare the factors and conditions for alienation of the protagonists in the L?Étranger ve La Nausée. One other purpose is to attract attention to the alienation of modern people.
Benzer Tezler
- Sürdürülebilir insan kaynakları yönetiminin uygulanırlığı: Türkiye örneği
Applicability of the sustainable human resources management: The case of Turkey
KUBİLAYHAN GÖÇ
Doktora
Türkçe
2021
İşletmeİstanbul Teknik Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA KÜSKÜ AKDOĞAN
- Le rapport des droits de l'homme au politique: Lefort et Rancière
İnsan haklarının politik-olan bağlantısı: Lefort ve Rancière
EYLEM YOLSAL MURTEZA
Doktora
Fransızca
2022
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİYE KARABÜK KOVANLIKAYA
- John Rawls ve Norman Barry'de sosyal adalet düşüncesi
The idea of social justice in John Rawls and Norman Barry
NİSANUR ÖNAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BİRDEN GÜNGÖREN BULGAN
- Muhasebede ihtiyatlılık kavramı: Borç sözleşmeleri, sürdürülebilirlik raporlaması ve kriz dönemlerinde bankaların kredi kapasitesi üzerinde ihtiyatlı muhasebe uygulamalarının analizi
The principle of accounting conservatism: Analysis of conservative accounting practices on debt contracts, sustainability reporting and banks' credit capacity in crisis periods
DESTAN HALİT AKBULUT