Geri Dön

Günümüz felsefesinde hakikat ve eylem olanakları

Truth and possibilities for the act in recent philosophy

  1. Tez No: 330399
  2. Yazar: EZGİ ECE ÇELİK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. KURTULUŞ DİNÇER
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Felsefe, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Hakikat, yorum, iktidar, eylem, kitle iletişim araçları, Truth, interpretation, power, action, mass media
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 141

Özet

Modernizmin mutlak hakikat arayışının yıkıcı etkilerinin sonucunda, yirminci yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadarki süreçte, bilginin rasyonel, değişmez temellere dayandığını savunan modern epistemoloji pek çok eleştiriye maruz kalmıştır. Antik felsefede saklı, örtük olanın açığa çıkması, açılması anlamına gelen ve özne-nesne ikiliği üzerinden düşünülmeyen hakikat (a-letheia), o dönemde ontolojik ve epistemolojik bütünlüğe sahip bir kavram iken Sokratik düşünce ile daha çok bilgisel bakımdan değerlendirilmiş ve Latince karşılığı olan veritas ile nesneye uygunluk iddiasındaki bir doğruluk anlayışına karşılık gelmeye başlamıştır. Hakikatin bu şekilde nesneye uygunluk ve mantıksal doğruluk üzerinden değerlendirilmesi ise felsefede varlık ve bilgi bağının gözden kaçırılmasına yol açmıştır. Günümüzde eleştirilen de varlığın açıklığının özne-nesne ikiliğinde parçalanmasıyla değişmez, statik ve mutlaklaştırılmış bir hakikat arayışının peşine düşülmüş olması ve varlık-bilgi birlikteliğinin unutuluşunda yaşamın da unutulmuş olmasıdır.Hakikatin özne-nesne ayrımında parçalandığı Skolastik dönemin ardından Kartezyen felsefe ile tüm varlık alanını, üzerinde egemenlik kurulabilecek bilgi nesnesi olarak değerlendiren akıl-merkezci yaklaşım; ve sonrasında ondokuzuncu yüzyıl pozitivizminin bilimcilik ve tekniği ön plana çıkarması ile insan, hakikatin dile getiricisi olmakla kalmamış hakikatin merkezine yerleşmiştir.İnsanın kendini yerleştirdiği egemen konumun günümüze etkileri bakımından bu çalışmada amaçlanan, ?mutlak hakikat e yönelik eleştirilerin, yaşamdaki pek çok farklı alanın içiçe geçtiği, sınırların belirsizleştiği son yarım asırlık süreç göz önünde bulundurularak Gadamer, Derrida, Foucault ve Lyotard'ın görüşleri doğrultusunda değerlendirilmesidir.Bu amaç doğrultusunda Giriş'te Batı felsefesi tarihindeki hakikat tasarımlarına değinilmesinin ardından; Birinci bölümde günümüz hakikat eleştirilerinin arka planını oluşturan Friedrich Nietzsche'nin yaklaşımı üzerinde durulmuş, güç istenci ve perspektivizmin günümüz felsefesini ne şekilde etkilediği gösterilmeye çalışılmıştır.İkinci bölümde Gadamer, Derrida, Foucault ve Lyotard'ın görüşleri incelenmiş ve günümüzde hakikat arayışına yönelik eleştiriler, Gadamer'in felsefi hermeneutiği, Derrida'nın kararverilemezlik savı, Foucault'nun iktidar ve hakikat bağlantısına ilişkin çözümlemesi, Lyotard'ın bilgisayarlaşmış toplumlara yönelik saptamaları üzerinden ele alınmıştır.Üçüncü bölümde ise bilgisel alanda mutlak temelleri, değişmez ilkeleri reddederek yorum çeşitliliği ve çoğulluğunu öne çıkaran bu farklı görüşlerin, eylem alanını ne şekilde etkilediği, günümüzde kitle iletişim araçlarının ve enformasyon fazlalığının etkisi de göz önünde bulundurularak değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Özet (Çeviri)

As a result of the destructive effects of modernism seeking for absolute truth, modern epistemology defending rational based exact knowledge has been subjected so many criticism since the second half of the twentieth century. In Ancient philosophy, truth (a-letheia) that connote coming to light implicity and not considered in subject-object dualism, integrated ontological and epistemological meanings; but after Socratic thought and Latin veritas, truth considered as epistemological correctness. Considering truth over logical correctness and accordance of object caused to overlook the relation of being and knowledge. According to this, today it criticized that the subject-object dualism breaking of explicitness of being and oblivion of the unity of being-knowledge while seeking for static absolute truth.After the Scholastic period that truth breaking up in subject-object distinction, human turned into not only the teller of truth but also the center of truth as a result of Cartesian philosophy which considering the entire field of being as an object of knowledge, and nientieth century positivism putting forward scientification and technic.By this way, this study intended to evaluate the critics on absolute truth according to view's of Gadamer, Derrida, Foucault and Lyotard, considering the last half century that many different fields interpenetrate each other going about with indefiniteness of borderlines. According to this aim, after Introduction which tries to put forward the ideas of truth in the history of Western philosophy, the first chapter emphasized Friedrich Nietzsche's opinion as the back-ground of today?s criticism on truth and tried to show how will to power and perspectivism? effects recent philosophy.Second chapter investigated views of Gadamer, Derrida, Foucault and Lyotard; discussed the critics of truth according to Gadamer?s hermeneutics, Derrida?s thesis of undecidability, Foucault's analysis on the relation of power-truth and Lyotard's assertion on computerized societies. Then Third chapter tried to evaluate effects of these different ideas which deny the absolute-static epistemological basis and also put forward diversity of interpretations, on possibilities of action according to the effects of mass media and supernumerary of information.

Benzer Tezler

  1. Hegel'in, tarih felsefesinde ide-gerçeklik özdeşliği ve özgürlüğün ilerleyişi

    Indentity of idea-reality and progressing of freedom in Hegel's philosophy of history

    ALİ AKTEPE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    FelsefeCumhuriyet Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ULUĞ NUTKU

  2. Michel Foucault'da hakikati söylemek: Parrhesia kavramının eleştirisi

    Telling the truth in Michel Foucault: Critique of the concept of parrhesia

    KEMAL BOZKAYA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Felsefeİstanbul Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ATEŞ USLU

  3. Soren Kierkegaard felsefesinde öznel hakikat olarak ironi

    Ironical subjective truth of Soren Kierkegaard's philosophy

    MEHMET BUĞRA ÖZGÖÇER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    FelsefeAkdeniz Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA CİHAN CAMCI

  4. Heidegger'in Nietzsche yorumunda sanat ve hakikat ilişkisi

    The relationship of art and truth in Heidegger's interpretation of Nietzsche

    FEYRUZE CILIZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    FelsefeMersin Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEHRAGÜL AŞKIN

  5. Jean-Luc Nancy'nin siyaset felsefesinde çoğulculuk ve demokrasi

    Plural democracy in Jean-Luc Nancy's political philosophy

    ATA DEMİR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    FelsefeAnkara Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CELAL TÜRER