Geri Dön

Cinsiyetçi milliyetçilik: Osmanlı ve Britanya İmparatorlukları'nın milliyetçilik algısında modern kadın söylemi (1860-1930)

Gendered nationalism: Discourse on the modern female subject in Ottoman and British nationalism (1860-1930)

  1. Tez No: 340386
  2. Yazar: BURÇİN CAKIR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MAHİR AYDIN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Sosyoloji, Tarih, Sociology, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 351

Özet

Toplumsal cinsiyet ve milliyetçilik arasındaki ilişki, kadınların milliyetçi projelerde çeşitli şekillerde tanımlanmalarına ışık tutan feminist çalışmaların artması ile birlikte özellikle 1980'den itibaren tartışılır bir konu haline gelmiştir. Her ne kadar feminist literatür kadınların milliyetçi projelerdeki sembolik rolünün önemi ve anlamı hakkında birçok saptamayı içeriyor olsa da, kadınların kültürel üretimlerdeki temsili konusu tarih bilimi çerçevesinde tam anlamıyla incelenmemiştir.Bu çalışmanın hareket noktası, Benedict Anderson'ın“hayali cemaat”olarak kavramsallaştırdığı millet tanımıdır. Bu tanıma göre, insanlar aynı milli topluluğa ait olduklarını önce zihinlerinde hayal edip kurgularlar. Her ne kadar Anderson“hayali cemaatin”bireyini cinsiyet kimliğinden bağımsız olarak ele alsa da, bu topluluğun her bir bireyinin erkek ya da kadın özne ve/veya kimlik olarak kurgulandığı açıktır. Kadın ve erkek olma durumu hem Batı hem de Doğu kültürlerinde ?hayali cemaaate? ait olma biçimini etkiler. Derinlemesine incelendiğinde, Batı'da ve Doğu'da kadın söz konusu olduğunda milliyetçilik ve vatandaşlık kavramlarına atfedilen rollerin ve değerlerin, devlet söylemlerinin de yazılı basın ve edebiyatın yarattığı imajlardan çok farklı olmadığını görürüz. Tersini görmeyi umuyor olsak da, hem batıya hem de doğuya ait söylemlerde, endüstrileşme, modernite ve savaş gerçekliğine, imparatorluktan ulus-devlete geçilmesine rağmen kadınların ikici sınıf vatandaş olarak kaldığına ve algılandığına şahit oluruz. Bu çalışmanın amacı karşılaştırmalı olarak Büyük Britanya ve Osmanlı İmparatorluğu'nda, 1860-1930 yılları arasında toplumsal cinsiyete dayalı kurgunun kollektif bir kimlik olan ulusun vatandaş olmaya atfedilen sembolik rolleri ve anlamları belirlediği görüşünü incelemektir.Bu çalışma yapılırken, öncelikle Osmanlı ve İngiliz kadınını ele alan kitaplar, dergiler ve gazete yazıları taranmıştır. Yazım aşamasında kadının toplumsal, politik ve iktisadi yaşamdaki rolünü belirleyen etkenler analiz edilmeye ve tarafsız bir şekilde yorumlanmaya çalışılmıştır. Yazılı kaynaklar, örneğin romanlar, dergiler ve gazeteler ulusun ve/veya imparatorluğun sınırlarını temsil etmeleri ve kültürel farklılığı ifade eden araçlar olarak işlev görmeleri nedeniyle toplumsal cinsiyetçi milletin oluşmasında önemli bir rol oymaktadırlar. Matbaa kültürü ve ulus-devlet arasındaki bağlantı tesadüfi değildir. Anderson'ın ifade ettiği gibi temel olarak kültürel alanda sürekli devam eden bir üretim vardır ve bu milletin sosyo-politik yapısını ve bilincini etkiler. Çalışmanın hedefi, Osmanlı İmparatorluğu'nun geç döneminden erken Cumhuriyet dönemine, İngiltere'de, Viktorya Dönemi'nden Birinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasına kadar olan yazılı kaynaklarında kadın söylemine odaklanarak, kadınların cinsiyetçi milliyetçilik bağlamında kurgusunu araştırmak ve toplumsal cinsiyet bağlamında milli kimliğin oluşumunu dair söylemlerin bazılarını ortaya koymaktır.

Özet (Çeviri)

Much of the research for this study is based on the definition of Benedict Anderson on nations as“imagined communities”and theories of gender studies, which encouraged questions about the symbolic construction of women as subjects/citizens in nation and national identity-building projects. Since 1980s, feminist historian questioned the relation between nationalism and gender and stated that women are not born but constructed as second-class citizens. Although the feminist literature contributed to the historical writing by demonstrating the importance women?s both imaginary and real roles in the projects of nationalisms, the discourse of the modern female subject through artifacts of culture is not fully researched.If we define nations as“imagined communities,”constructed through the narrative and individuals? imagination of being the members of the same collectivity, one would observe that this idea of belonging and imagination can not be separated from gender. Particularly during the nation-building projects, nation is imagined in a different way by and for female and male subjects. Individuals? gender determines their category and nature of belonging. The way gender determines the symbolic roles and meanings attributed to the members of a collective identity defined as the ?nation,? is the core of this study. By examining women?s images and the debate on women, specific features which are similar or different in Eastern and Western discourses on the modern female subject, women?s national identity, and citizenship will be examined.When closely examined, we see that nationalism and citizenship is not as different for East and West as scholars often assume, particularly with regard to gender. Women's identities and symbolic roles have been constructed and re-constructed in order to meet the expectations and requirements of nations from them. Women became signs of progress and civilization, reserves for labor and defense forces in times of wars, and signs of“modest modernity.”However, at all times their primary involvement in the nationalist projects was as maternal reproducers and preservers of national harmony, culture, morality and the stability of the nation. Women remained second-class citizens in both the eastern and western discourse even the demands of industrialization, modernity and warfare changed the structure of empires. One would optimistically assume that women's limitations on national identity and citizenship would be lifted or changed during the course of nations becoming much more liberal, humanitarian and modern, yet the research shows that it was not, even reverse.

Benzer Tezler

  1. İmage-nation of gendered nationalism: The representation of women as gendered national subjects in Ottoman-Turkish novels (1908-1938)

    Toplumsal cinsiyetçi Milliyetçilik: Kadınların toplumsal cinsiyetçi Milliyetçilik bağlamında Osmanlı-Türk romalarında temsili (1908-1938)

    ELİF GÖZDAŞOĞLU KÜÇÜKALİOĞLU

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2005

    Siyasal Bilimlerİhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BANU HELVACIOĞLU

  2. Milliyetçilik: Türkiye'de söylemsel ve söylemsel olmayan pratiklerde futbol örneği

    Nationalism: The case of football in Turkey in discoursive and non-discoursive practices

    DİLARA CANFEDA HEKİMCİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Felsefeİstanbul Bilgi Üniversitesi

    Felsefe ve Toplumsal Düşünce Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FERDA KESKİN

  3. Türkiye'de resmi ideolojinin toplumsal cinsiyeti

    The gender of the official ideology in Turkey

    NESRİN ORUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Kamu YönetimiAnkara Üniversitesi

    Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ELİF EKİN AKŞİT VURAL

  4. Gender and war during the late Ottoman and early republican era: The case of Kara Fatma(s)

    Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Döneminde Toplumsal Cinsiyet ve Savaş: Kara Fatma(lar)

    ZEYNEP KUTLUATA

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2006

    SosyolojiSabancı Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. HAKAN ERDEM

  5. Halide Edip Adıvar ve romanlarında Cumhuriyet Dönemi yeni kadın kimliği

    Halide Edip and Republic Period new female identity in her novels

    ECE PARALI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Siyasal BilimlerAnkara Üniversitesi

    Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TANER TİMUR