Geri Dön

Sendromik olmayan hipodonti olgularında gen polimorfizmlerinin ve kraniyofasiyal özelliklerin değerlendirilmesi

Evaluation of gene polymorphisms and craniofacial characteristics in nonsyndromic hypodontia subjects

  1. Tez No: 351451
  2. Yazar: ÖZLEM NASİBE ÖZKEPİR
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. AYŞE TUBA ALTUĞ, DOÇ. DR. Serdar CEYLANER
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Ortodonti Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 161

Özet

Hipodonti genetik polimorfizm ve/veya mutasyonlardan etkilenmiş olduğu savunulan bir durumdur. Üstelik belirli dişlerin eksikliğinin sendromik olmayan kraniyofasiyal deformiteler ile yakın ilişkisi olduğu belirtilmektedir. Sendromik olmayan hipodontiye neden olan faktörlerin kraniyofasiyal morfolojiyi de etkilemesi olasılığı oldukça yüksektir. Çalışmamız, Türk toplumunda, hipodonti ve kraniyofasiyal yapıların ilişkisinin olup olmadığını belirlemek ve sendromik olmayan hipodonti olgularında aday genlerde mutasyon ve/veya polimorfizm olup olmadığını araştırmak amacıyla tasarlanmıştır. MSX1 (muscle segment homeobox 1) geninin kraniyofasiyal yapılar ve dentoalveolar kemik gelişimi üzerine etkisinin olduğu bilinmektedir. PAX9 (paired box 9) geni ise diş gelişiminden sorumludur ve 3. molar dişlerin eksikliğine etkisi olduğu belirtilmiştir. Bu bilgiler ışığında çalışmamızda genetik değerlendirme amacıyla MSX1 ve PAX9 genleri ve gen bölgeleri seçilmiştir. Çalışmamıza hangi dişin eksik olduğuna bakılmaksızın en fazla 6 konjenital diş eksikliği bulunan 110 birey (78 kız, 32 erkek) dâhil edilmiştir. Sefalometrik değerlendirme ise 110 hipodonti hastası arasında sefalometrik radyografileri mevcut bulunan (kliniğimizde tedavisi devam eden) 50 birey üzerinde yürütülmüştür. Kontrol grubu cinsiyet ve gelişim dönemleri çalışma grubundaki bireyler ile eşleştirilmiş olan 50 bireyden oluşmuştur. Kontrol grubu bireyleri dişsel, iskeletsel Sınıf I yapıya ve minimum veya moderate çapraşıklığa sahiptir. Çalışmamızda 15 açısal, 17 boyutsal ölçüm yapılmıştır, hipodonti ve kontrol grubu arasındaki fark eşleştirilmiş t testi ile belirlenmiştir. Genetik değerlendirme amacıyla ise 110 bireyden kan örnekleri toplanmıştır. ABI 3130 kapiller elektroforez cihazı kullanılarak MSX1 ve PAX9 genlerinin sekans analizi yapılmıştır. Primerler tasarlanmış ve genlerin tüm ekzonları amplifiye edilmiştir. Sekans reaksiyonları hem ileri hem de geri primerler ayrı ayrı kullanılarak, çift yönlü olarak hazırlanmıştır. İstatistik değerlendirme için Ki-Kare ve Kappa analizleri kullanılmıştır. Sefalometrik değerlendirme grubunda (birey sayısı:50) toplam 105 dişin eksikliğine rastlanırken, genetik değerlendirme grubunda (birey sayısı:110) tüm bireylerde toplam 236 dişin konjenital eksikliğine rastlanmıştır. Konjenital diş eksikliğinin bilateral olarak görülme oranı unilateral olarak görülme oranından, maksillada gözlenme oranı mandibulada gözlenme oranından daha yüksek bulunmuştur ve eksikliğine en sık rastlanan dişler maksiller lateral kesici dişlerdir (sağda daha fazla) ve bunu sırayla mandibular ve maksiller 2. premolar dişler takip etmiştir. Sefalometrik değerlendirme grubunda kafa tabanı, maksilla ve mandibula ile ilişkili parametreler değerlendirilmiş fakat gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farka rastlanmamıştır. Hipodonti grubu ve kontrol grubunda sırasıyla SNA açısının ortalama değeri 81.05° ve 80.54°, SNB açısının ortalama değeri 79.07° ve 78.01°, ve ANB açısının ortalama değeri 1.97° ve 2.53° olarak bulunmuştur. Diğer açısal ölçümler arasında SN/Go-Gn hipodonti grubunda azalmış (pG ve c.348C>T, 2. ekzonunda c.*6C>T ve PAX9 geninin 3. ekzonunda ise c.717C>T ve c.718G>C polimorfizmlere rastlanmıştır. Ancak çalışmada gözlenen en önemli bulgu konjenital olarak eksik maksiller lateral dişi bulunan erkek bireyde, PAX9 geninin 4. ekzonunda gözlenen c.857A>G mutasyonudur. Ayrıca konjenital eksik maksiller lateral kesici için MSX1 (c.*6C>T) polimorfizminin alel sıklığı istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermektedir (pT) polimorfizmi daha önce dudak damak yarığı ile ilişkilendirilmiş bir varyasyondur. Bu bulgular hipodontinin MSX1 ve PAX9 genlerinin ve bu iki genin etkileşimlerinin etkisi altında olduğunu güçlendirmektedir. Çalışmamızın genetik bulguları maksiller lateral kesici diş eksikliğinin dudak damak yarığının hafif bir formu olabileceğini düşündürmektedir. Ancak bu hipotezi kanıtlayabilmek için daha büyük hasta popülâsyonunda, daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Özet (Çeviri)

Hypodontia is suggested to be effected by genetic polymorphisms and/or mutations. Moreover, it is also suggested that the absence of specific teeth has close relation with non-syndromic craniofacial deformities. Any factors that cause non-syndromic hypodontia may most likely effect the craniofacial morphology as well. In this context, our study was designed to evaluate if there is a correlation between congenital hypodontia and craniofacial structures and to investigate if there is a specific pathogenic mutation and/or polymorphism of candidate genes in non-syndromic tooth agenesis in Turkish population. MSX1 (muscle segment homeobox 1) is well known for its role on the craniofacial and dentoalveolar bone development. PAX9 (paired box 9) is responsible for tooth development and known for its role in absence of third molars. For those reasons, we selected MSX1 and PAX9 genes for our genetic evaluation. We studied 110 individuals with hypodontia (78 female, 32 male) having any type of congenitally missing teeth. In our study, number of missing teeth was limited upto 6. Cephalometric evaluation was conducted on 50 of those 110 hypodontia patients (37 females, 13 males) who already had cephalometric radiographs (as these patients were being treated in our clinic) and a group of 50 control subjects were matched with exactly the same gender and growth period of the study group. Also control group subjects had dental and skeletal Class I relationship and minimum or moderate crowding. Fifteen angular, 17 dimensional craniofacial parameters were calculated. The differences between hypodontia and control groups were evaluated by independent sample t-test. For the genetic evaluation, blood samples were collected from all 110 patients. Sequence analysis of entire coding regions of MSX1 and PAX9 genes were done by ABI 3130 capillary electrophoresis system. Primers were designed and all exons of the genes were amplified. Sequence analyses with both forward and reverse primers were done. Chi-squared test and Kappa analysis were used for statistical evaluation. A total number of 105 teeth were congenitally missing in the cephalometric evaluation group (n:50) and the total number of missing teeth in the genetic evaluation group was 236 amongst all subjects (n:110). The incidence of bilateral absence is higher than unilateral, maxillary teeth involvement is higher than mandibular involvement and maxillary lateral incisors are more frequently missing (right side is more frequent than left side), followed by mandibular and maxillary second molars, respectively. In the cephalometric evaluation group, although a significant number of cranial base, maxilla and mandible related parameters were evaluated, none of them was statistically different between groups. The SNA was 81.05° and 80.54°, SNB was 79.07° and 78.01° and ANB was 1.97° and 2.53° in hypodontia and control groups respectively. Amongst other angular measurement, SN/Go-Gn was decreased in the hypodontia group (pG; c.348C>T and c.*6C>T, respectively) and two variants of PAX9-exon 3 (c.717C>T and c.718G>C, respectively) presented polymorphism. However, the most important finding of the study was the mutation in the PAX9-exon 4 variant (c.857A>G ) which was observed in a male subject who had congenitally missing maxillary lateral incisors. Additionally, a statistically significant difference in allele frequency for MSX1 (c.*6C>T) polymorphism for congenitally missing lateral incisors (pT) polymorphism was previously described as variations related with cleft lip and palate. These findings strongly suggest that hypodontia is under the influence of both MSX1 and PAX9 genes individually and also with the interaction between these two genes. Although still remains as a question for future studies, genetic findings of our study suggest that the absence of maxillary lateral incisors could be a very mild rebound of a recovered cleft lip and palate deformity.

Benzer Tezler

  1. Prader-Willi, Angelman ve Miller-Dieker olgularda FISH (Fluoresan In Situ Hibridizasyon) metodu ile mikrodelesyon araştırılması

    Screening microdeletion by FISH method (Fluoresan In Situ Hybridization) in patients with Miller-Dieker and Angelman, Prader-Willi syndromes

    SEDA ÖRENAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Tıbbi BiyolojiCelal Bayar Üniversitesi

    Tıbbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. FERDA ÖZKINAY

  2. Sendromik olmayan izole veya tam dudak-damak yarıklı bireylerin genetik analizler ile değerlendirilmesi

    Genetic evaluation of non-syndromic isolated or complete cleft lip and palate individuals

    ASLI ŞENOL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Diş HekimliğiAnkara Üniversitesi

    Ortodonti Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FERABİ ERHAN ÖZDİLER

  3. Türk çocuklarında dudak damak yarıklarına neden olan aday genlerin araştırılması

    Candidate genes investigation of cleft lip and palate in Turkish children

    MİNE KORUYUCU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Diş Hekimliğiİstanbul Üniversitesi

    Pedodonti Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FİGEN SEYMEN

  4. Adnan Menderes Üniversitesi Diş Hekimliği fakültesine başvuran çocuk hastalarda diş sayı anomalilerinin prevalansının belirlenmesi

    Determination of the prevalence of TOOTH number anomalies in pediatric patients admitted to Adnan Menderes University Faculty of dentistry

    ESMA KOCAMAN

    Diş Hekimliği Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Diş HekimliğiAydın Adnan Menderes Üniversitesi

    Çocuk Diş Hekimliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. IŞIL SÖNMEZ

  5. Trabzon ve çevresinde yaşayan 6-15 yaş grubu çocuklarda diş sayı anomalilerinin retrospektif olarak incelenmesi

    Retrospective evaluation of the tooth number anomalies in children between the ages of 6-15 living in and around of the Trabzon

    GÜLŞEN AYDIN

    Diş Hekimliği Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Diş HekimliğiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Pedodonti Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZGÜL BAYGIN