Çin-Hindistan ilişkilerinin çatışma ve iş birliği teorileri açısından analizi: 1990-2013
The analysis of China-India relations from the perspective of cooperation and conflict theories: 1990-2013
- Tez No: 356821
- Danışmanlar: DOÇ. DR. R. KUTAY KARACA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2014
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Harp Akademileri Komutanlığı
- Enstitü: Stratejik Araştırmalar Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 142
Özet
21. Yüzyıl küresel siyasi ve ekonomik yapısında belirleyici güce sahip olacak devletler, yalnızca askerî yeterlilik ile değil yüksek ekonomik kapasite, nitelikli nüfus, enerji kaynaklarına güvenli ulaşım ve gelişmiş bir ticari ilişkiler ağına sahip devletler arasından belirlenecektir. Bu unsurlar açısından değerlendirildiğinde 1990 sonrası küresel sistem içerisinde hızlı ve istikrarlı ekonomik büyüme oranları, yoğun enerji tüketimi, bölgesel ve küresel ticarette etkinlik ve yüksek askerî harcama oranları açısından en çok dikkati çeken iki ülke Çin ve Hindistan olmaktadır. Küresel sistemin yeni“güç merkezleri”olarak ortaya çıkmaları Çin ve Hindistan'ı gelecek dönemde istikrarlı ekonomik büyümeyi sürdürmek ile ülke içinde artan tüketim baskısını giderebilmek arasında bir orta yol bulmaya zorlayacaktır. Bu zorunluluk ise küresel piyasalarda iki önemli rakip haline gelen Çin ve Hindistan'ın hem ikili ilişkilerini hem de küresel ve bölgesel dış politikalarını yakından etkileyecektir. Bu varsayımlar etrafında şekillenen temel argüman; küresel güç dağılımından giderek daha fazla pay almak isteyen Çin ve Hindistan arasındaki ilişkilerin küresel sistemde yapısal bir değişikliğe yol açma potansiyeline sahip olduğudur. Bu argümanın incelenmesi ise Çin ve Hindistan arasındaki ilişkilerde çatışma veya iş birliği unsurlarından hangisinin ön plana çıkacağına bağlı olarak belirlenecektir. Bu aşamada, Çin ve Hindistan arasındaki ilişkilerin küresel sistemi hangi yönde etkileyeceği incelenirken, uluslararası ilişkiler disiplininde iki farklı sistem yorumuna sahip olan neo-realist ve neo-liberal kuramlardan faydalanılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Çin ve Hindistan'ın kısa vadede herhangi bir doğrudan çatışmadan kaçınağı ancak artan rekabet ve askerî harcama oranları sonucunda tehdit algıları artan iki ülkenin uzun vadede enerji ve doğal kaynaklar üzerinden soğuk ve hatta sıcak bir çatışma içerisinde yer alabileceği ön görülmüştür.
Özet (Çeviri)
States that will have a say in the global and economic structures of the 21st century will be those that do not have only military self-sufficiency but also high economic capacity, qualified population, safe access to energy resources and a developed network of commercial relations. When considered in line with these parameters, China and India come to the fore as two countries that experience rapid and stable economic growth rates, intensive energy consumption and imports, active regional and global trade and high rates of military expenditures in the post-1990 global system. In the future, China and India will be forced to encounter a mid-way between maintaining stable economic growth and mitigating pressures stemming from increased domestic consumption. This will closely influence both bilateral relations and global and regional foreign policies of China and India which have become two important rivals in global markets. The main argument which has been shaped by these assumptions is that relations between China and India, both of which are willing to increase their share of the global power distribution have the potential to cause structural changes in the global system. To substantiate this argument, leading elements of conflict and cooperation in China-India relations will be evaluated. In this regard, neo-realist and neo-liberal theories which approach the system differently in international relations discipline have been taken into account to evaluate the influence of China-India relations on the global system. Consequently, it has been predicted that China and India will avoid direct warring in the short-term but the two countries may be involved in a cold or even hot conflict on issues related to energy and natural resources in the longer term as a result of the growing threat perceptions that stem from the increased competition and military expenditures.
Benzer Tezler
- Russia's alignment strategies in Eurasia: Theoretical evaluations
Rusya'nın Avrasya'daki ittifak stratejileri: Teorik değerlendirmeler
MURAT GÜNEYLİOĞLU
Doktora
İngilizce
2019
Uluslararası İlişkilerGalatasaray ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BEYZA ÇAĞATAY TEKİN
- Turkey's role in Afghanistan in the post 9/11 era
11 Eylül'den günümüze Türkiye'nin Afganistan'daki rolü
CANAN BAYRAM ÇUBUK
Yüksek Lisans
İngilizce
2014
Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. IŞIL ANIL
- Rusya Federasyonu'nun Orta Asya'ya yönelik dış politikasının Türkiye'ye etkileri
Başlık çevirisi yok
NAZMİ FIRAT İMER
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
Uluslararası İlişkilerHarp Akademileri KomutanlığıUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MESUT HAKKI CAŞIN
- Die Bedeutung der 'Belt and Road Initiative' Chinas für Europa
Çin'in 'Kuşak ve Yol Girişimi'nin Avrupa için önemi
BÜŞRA ÖZDURAN
Yüksek Lisans
Almanca
2024
Uluslararası TicaretTürk-Alman ÜniversitesiKültürlerarası Yönetim Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERNST STRUCK
- Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Amerika Birleşik devletlerinin Orta Asya politikası
Central asian policy of the United States of America after the breakup of the Soviet Union
ŞATLIK AMANOV
Doktora
Türkçe
2007
Uluslararası İlişkilerGazi ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF.DR. REFET YİNANÇ