ST segment yükselmesi olmayan akut koroner sendromlu hastalarda anjiografik kollateral dolaşımın değerlendirilmesi
Evaluation of angiographic collateral circulation in patients with acute coronary syndrome without ST-segment elevation
- Tez No: 360244
- Danışmanlar: PROF. DR. HÜSEYİN ŞENOCAK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2014
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Atatürk Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Dahili Tıp Bilimleri Bölümü
- Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 88
Özet
ÖZET Giriş: Koroner kollateral dolaşım (KKD) genellikle kritik bir koroner darlık neticesinde gelişen vasküler yapılardır. Bu yapıların gelişmesinde lezyon ciddiyeti gibi anatomik nedenlerin yanı sıra bazı biyokimyasal ve klinik faktörler de suçlanmıştır. Ancak, KKD gelişmesine katkıda bulunan bu faktörler tam olarak incelenmemiştir. Biz bu çalışmada ST segment yükselmesi olmayan akut sendrom (NSTE-AKS) hastalarında koroner kollateral dolaşım ile klinik-biyokimyasal faktörlerin ilişkisini saptamaya çalıştık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız kesitsel tarzda dizayn edilmiş olup, çalışmaya toplam 100 NSTE-AKS tanısıyla kliniğimize başvuran hastalar alınmıştır. Koroner anjiografide, koroner arterlerin herhangi birinde %80 üzerinde lezyon olması çalışmaya alınma kriteriydi. Koronerlerinde %80' den az lezyonu olan hastalar, KKD gelişimi için yeterli olmadığından çalışma dışı bırakıldı. Koroner kollateral dolaşım Rentrop sınıflamasına göre evrelendirildi. Hastalar kötü KKD olanlar (Grup-1, Rentrop evresi 0–1) ve iyi KKD olanlar (Grup-2, Rentrop evresi 2–3) olarak iki gruba ayrıldı. Tutulan damar sayısı, major epikardiyal arterlerde lezyon olması olarak tanımlanmıştır. TIMI 3 risk skoru daha önce tanımlandığı şekliyle ölçüldü. Bulgular: Çalışmaya toplam 100 NSTE-AKS hastası alınmıştır (yaş ortalaması 61.0±12.6 yıl, %56'sı erkek). Kötü KKD olan hastalarda, iyi KKD olan hastalara göre DM sıklığı daha fazla, Killip evresi daha yüksek, pre-infarkt angina varlığı daha az, bazal CK-MB ve başvuru beyaz küre sayısı daha yüksek ve SV-EF daha düşük saptandı. Diğer değişkenler için gruplar arasında herhangi bir farklılık saptanmadı. Hangi değişkenin KKD'ın bağımsız öngördürücüsü olduğunu tespit etmek için çoklu lojistik regresyon analizi yapıldı. Analiz sonucuna göre sadece DM varlığı (OR: 4,27, %95 GA 1,18 - 15,40, p=0,026) ve yüksek bazal CK-MB düzeyleri (OR:1,047, %95 GA 1,013-1,083) kötü KKD'nin bağımsız öngördürücüleri olarak bulundu. Kötü KKD'nin öngördürülmesinde Bazal CK-MB düzeylerinin en iyi şekilde tahmin edilmesi için ROC curve analizi yapıldı. Bazal CK-MB ≥30,5 U/l olması kötü KKD'nin tahmin edilmesinde %65 duyarlılık %64 özgüllüğe sahiptir (AUC:0.672, %95 GA 0.561-0.783, p=0,004). Sonuç: Çalışmamızda, NSTE-AKS, sorumlu koroner arterde KKD öngördürücülerini araştırdık ve hastaneye başvuru CK-MB düzeyi ile Diyabetes Mellitus varlığını, kötü KKD'nin bağımsız öngördürücüleri olduğunu saptadık.
Özet (Çeviri)
Introduction: Coronary collateral circulation(CCC) develops as a result of critical coronary artery stenosis. In the development of CCC, anatomical lesion severity and some biochemical and clinical factors have been implicated. However, these factors contributing to the development of CCC has not been fully studied. The aim of this study was to assess relationship of coronary collateral circulation and clinical-biochemical factors in patients with acute coronary syndromes without ST-segment elevation (NSTE-ACS) . Materials and Methods: A cross-sectional study has been designed and a total of 100 patients with NSTE-ACS were included in our study. Any coronary artery lesion above %80 on coronary angiography was inclusion criteria. Patiens with coronary artery lesion less than 80% was exluded from the study. Coronary collateral circulation was graded according to Rentrop classification. Patients were separated into two groups: poor CCC group (Group-1, rentrop stage 0-1) and good CCC group (Group-2, rentrop stage 2-3). Number of involved vessels was defined having major epicardial lesion in arteries. Results: A total of 100 NSTE-ACS patient were included in to our study (mean age 61.0 ± 12.6 years, 56% men ) . In Poor CCC group; DM was more frequent , Killip stage was higher , presence of pre- infarction angina was less, basal CK-MB and reference white blood cell count were higher and LV -EF was lower compared with good CCC group. For other variables there were no differences between groups. Multiple logistic regression analysis was performed to detect which variable is the independent predictor of CCC. According to the results of analysis only the presence of DM (OR: 4.27, 95% CI 1.18 to 15.40, p = 0.026 ) and higher baseline CK-MB levels ( OR: 1.047, 95% CI 1.013 to 1.083 ) was found as independent predictors of poor CCC. ROC curve analysis was performed to estimate the basal CK-MB levels, truely. Basal CK-MB ≥ 30,5 U/l has a sensitivity of 65% and specificity of 64% to estimate poor CCC (AUC: 0.672, 95% CI 0561-0783, p = 0.004 ) . Conclusion: In our study, we investigated predictors of poor CCC in responsible coronary artery in patiens with NSTE-ACS and we found that CK-MB levels on admission and presence of DM are independent predictors of poor CCC.
Benzer Tezler
- St segment yükselmesi olmayan akut koroner sendromlu hastalarda metoprolol veya karvedilol'ün serum GGT ve ürik asit düzeylerine etkilerinin karşılaştırılması
St-segment elevation acute coronary syndrome patients serum GGT and uric acid levels of metoprolol or carvedilol comparison of the effects
LÜTFÜ AŞKIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
KardiyolojiAtatürk ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞULE KARAKELLEOĞLU
- Akut koroner sendromlu hastalarda sol ve sağ atriyum fonksiyonlarının doku Doppler görüntüleme ile değerlendirilmesi.
Evaluation of left and right atriyal functions with tissue Doppler imaging in patients with acute coronary syndrome.
MESUT PINAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
KardiyolojiOndokuz Mayıs ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. OKAN GÜLEL
- Akut miyokart enfarktüsü olan hastalarda sorumlu lezyonun bifurkasyon lezyon olma sıklığı ve seçilen tedavi stratejisinin erken ve geç dönem sonuçlara etkisi
Incidence of bifurcation coronary lesion as a culprit lesion in patients with acute myocardial infartion and short and long term outcomes of treatment strategy
HAZAR HARBALIOĞLU
- Akut koroner sendrom tanısı ile takip edilen ve asa ve klopidogrel kullanan hastalarda proton pompa inhibötü kullanımınınmajor kardiyovasküler olay gelişimi üzerine etkisi
This study was planned in order to determine the effects of proton pump inhibitor usage in addition to dual antiagregan treatment, of the patients who are followed up under intensive care unit with acute coronary syndrome diagnossis on the development of major cardiovascular events
NACİYE ÖZBEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
KardiyolojiAnkara ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SİBEL TURHAN
- ST segment yükselmesi olmayan miyokart enfarktüsü hastalarında aortik sertlik:koroner arter hastalığının yaygınlığı ve kompleksitesi ile ilişkisi
The relationship between the prevalence and complexity of coronary artery disease and aortic stiffness in myocardial infarction patients without ST-segment elevation
ARAFAT YILDIRIM