Geri Dön

Onkolojik F-18 FDG PET/BT'de saptanan sürrenal bez lezyonlarının retrospektif değerlendirilmesi

Retrospective evaluation of adrenal gland lesions detected by oncological F-18 FDG PET/CT

  1. Tez No: 365874
  2. Yazar: BERRAK TUĞRAL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ÜLKEM YARARBAŞ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Onkoloji, Oncology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 78

Özet

Giriş: Onkolojik hasta grubunda yapılan görüntüleme çalışmalarında sürrenal bezlerde lezyon saptanma oranı %4,3 olarak bildirilmektedir. Sürrenal beze yönelik ilk basamak değerlendirme ağırlıklı olarak BT ile yapılmaktadır. Son yıllarda, anatomik ve fonksiyonel bilgiyi biraraya getirerek kullanım alanı giderek genişleyen F-18 FDG PET/BT yöntemi onkolojik görüntülemede önemli katkılar sağlamaktadır.Çalışmamızda Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalında onkolojik PET/BT çekimi yapılan ve sürrenal bez lezyonu saptanan hastaların lezyon karakterizasyonunda PET/BT'nin yerini araştırmak amaçlandı. Materyal ve Metod: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı'nda 1 Şubat 2012 – 31 Ocak 2013 tarihleri arasında onkolojik F-18 FDG PET/BT tetkiki yapılan hastalar incelenerek sürrenal bezde 1cm'den büyük lezyon rapor edilen, histopatolojik olarak tanı alan veya takip görüntüleme yapılan vakalar çalışmaya dahil edildi. Elli hastada gözlenen toplam 67 sürrenal lezyon çalışmaya alınarak bulgular retrospektif olarak incelendi. Lezyonlara ait nihai tanı histopatolojik değerlendirme veya görüntüleme yöntemleri ile yapılan takip ile konuldu. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 50 hastanın 14'ü kadın, 36'sı erkekti. Çalışma grubunda yaş ortalaması 63,24±12 olarak hesaplandı. Hastaların 18'ine tanı, 11'ine evreleme, 13'üne tedaviye yanıt, 8'inde yeniden evreleme endikasyonları ile PET/BT çekimleri yapıldı. Lezyonların 38'i (%43,3) primer malignite metastazı veya infiltrasyonu gibi malign lezyonlar, 29'u (%56,7) ise benign sürrenal lezyonlar ile uyumlu olarak değerlendirildi. Benign malign lezyonlar için boyut, SUVmax, atenüasyon değeri, lezyon SUVmax/karaciğer SUVmax ve lezyon SUVmax/ karşı sürrenal SUVmax oranları için istatistiksel anlamlılık araştırıldı. Malign lezyonlar için boyut ortalaması 2,96±1,87 cm, benign lezyonlar için 2,1±0,97 cm'di.Benign malign lezyonların ayrımında boyut farkının istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görüldü (p=0,1).SUVmax değerlerinin ortalama ve standart sapma değerleri 9,64±11,63 olarak hesaplandı. Malign lezyonların SUVmax ortalaması 14,67±13,44 iken, benign lezyonların SUVmax ortalaması ise 3,09±1,15 saptandı. Benign ve malign lezyonlara ait SUVmax değerleri arasındaki farkın Mann Whitney U testi ile istatiksel olarak anlamlı olduğu görüldü (P=0.000).Lezyonların SUVmax değerleri ROC analizi ile incelendiğinde; benign ve malign lezyon ayrımı için en uygun eşik değer 3,65 olarak hesaplandı. Bu eşik değer ile F18-FDG PET görüntülerine dayanan değerlendirmenin hassasiyeti %89,4, özgüllüğü %79,3, pozitif belirleyicilik değeri %85, negatif belirleyicilik değeri %85,1 bulundu. Lezyonların atenüasyon değerleri için ROC analizi yapıldığında benign malign ayrımında sınır değer 13,2 olarak kabul edilirse BT'nin hassasiyeti % 94,7, özgüllüğü % 86,2, pozitif belirleyicilik değeri %90, negatif belirleyicilik değeri %92,5 olarak saptandı. Lezyon SUVmax/ karaciğer SUVmax oranının benign ve malign lezyon ayırımdaki yeri incelendiğinde; malign lezyonlarda bu oranın istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek olduğu (P=0,001) görüldü.Lezyon SUVmax değerinin karaciğer SUVmax değerine oranı için eşik değer 1.39 olarak kabul edildiğinde hassasiyet % 86,8 özgüllük %89,7, pozitif belirleyicilik değeri %91,6, negatif belirleyicilik değeri % 83,8 olarak hesaplandı.Lezyon SUVmax değerinin karşı sürrenal SUVmax değerine oranının benign ve malign ayırımına katkısı incelendiğinde; fark istatistiksel olarak anlamıydı (Mann Whitney U testi, P=0,000). Bu oran için ROC analizi yapıldığında 1,59 oranı benign ve malign lezyon ayrımı için eşik değer kabul edildiğinde hassasiyet %100, özgüllük %94,1, pozitif belirleyicilik değer %93,7, negatif belirleyicilik değer %100 olarak saptandı. Lezyonun metabolik aktivitesini ve dansitesini birlikte değerlendirme imkanı veren PET/BT çalışmasında her iki parametre birlikte kullanılarak, SUVmax >3,6 ve atenüasyon değeri >13,2 HU olan lezyonlar malign kabul edildiğinde PET/BT'nin hassasiyet %86,8,özgüllük %96,5, pozitif belirleyicilik değeri %97, negatif belirleyicilik değeri %84,8 olarak hesaplandı. Sonuç:PET/BT çalışmasında sürrenal bez leyonlarını değerlendirmede SUVmax, atenüasyon değeri, lezyon SUVmax değerinin karaciğer SUVmax değerine oranı benign malign lezyonların ayrımı için hassas ve özgül sonuçlar vermektedir. PET/BT değerlendirmede SUVmax ve atenüasyon değerinin birlikte kullanımı tetkikin özgüllüğünü arttırmaktadır. SUV max değerinin karaciğer ile kıyaslarken 1,39 eşik değerinin kullanılması özgüllüğün artmasını sağlayacaktır. Çalışmamızda literatürdeki benzer çalışmalardan farklı olarak, karşı sürrenal bez ile yapılan kıyaslamanın, lezyon karakterizasyonuna ek katkı sağlayabileceğini düşündüren bulgular elde edilmiştir.

Özet (Çeviri)

INTRODUCTION: Rate of detecting lesion in the adrenal glands in imaging studies in the group of oncological patients has been reported as 4.3%. First-line evaluation directed to the adrenal gland is usually with computerized tomography (CT). The F-18 FDG PET/CT method with steadily increasing use has added significant contributions in oncological imaging recently as a consequence of its ability to provide both anatomic and functional information. The present study aimed to investigate role of PET/CT in characterizing the lesions in the patients with supra-renal gland lesions detected in oncological PET/CT in Department of Nuclear Medicine of Medical School of Ege University. MATERIALS AND METHODS: All patients with documented adrenal gland lesion larger than 1 cm in size who underwent F-18 FDG PET/CT in Department of Nuclear Medicine of Medical School of Ege University between 1 February 2012 and 31 January 2013 and had histological diagnosis or follow-up imaging were included in the present study. A total of 67 adrenal gland lesions in 50 patients were included in the present study and retrospectively analyzed. Definitive diagnosis of the lesions was made through histopathological examination or follow-up with imaging methods. FINDINGS: Of 50 patients included in the present study, 14 were female and 36 were male. Mean age was 63.24 ± 12 years. Eighteen patients underwent to PET/CT screenings for diagnostic purposes, 11 for staging, 13 for determining response to the therapy, and 8 for re-staging indications. Thirty eight (43.3%) of the lesions were considered as malignant lesions such as metastases or infiltrations of the primary malignancies,and 29 (56.7%) were considered to be consistent with benign lesion supra-renal lesions. For benign lesion and malignant lesions, statistical significance was investigated for size, SUVmax, attenuation value, and ratios of lesion SUVmax/liver SUVmas and lesion SUVmax/contralateral adrenal SUVmax. Mean size was 2.96 ± 1.87 cm for the malignant lesions and 2.1 ± 0.97 cm for the benign ones It was seen that difference of size was not statistically significant in distinguishing the benignant and malignant lesions (P = 0.1). Mean and standard deviation values for the SUVmax values were calculated to be 9.64 ± 11.63. Mean SUVmax was 14,67±13,44 and 3,09±1,15 for the malignant and benignant lesions, respectively. With Mann- Whitney U test, it was seen that difference between SUVmax values of the benign and malign lesions was statistically significant (P = 0.000). When SUVmax values of the lesions were examined using ROC analysis, the optimum threshold value for distinguishing the benign and malignant lesions was calculated as 3.65. With this threshold value sensitivity, specificity, positive predictive value, and negative predictive value on the images of F-18 FDG PET/CT were found as 89.4%, 79.3%, 85%, and 85.1%, respectively. When ROC analysis was made for attenuation values of the lesions, sensitivity, specificity, positive predictive value, and negative predictive value of CT were found to be 94.7%, 86.2%, 90%, and 92.5%, respectively, if threshold value was taken as 13.2 for distinguishing the benign and malign lesions. When role of ratio of lesion SUVmax/liver SUVmax in distinguishing the benign and malign lesions was examined, it was observed that this ratio was statistically significant (P = 0.001). When the threshold value was taken as 1,39 sensitivity, specificity, positive predictive, and negative predictive value were found as 86.8%, 89.7%, 91.6%, and 83.8% for the ratio of lesion SUVmax/liver SUVmax. When contribution of the ratio of lesion SUVmax/contralateral adrenal SUVmax in distinguishing the benign and malign lesions was examined, the difference was significant (Mann-Whitney U test, P = 0.000). When threshold value was taken as 1.59 in ROC analysis for this ratio sensitivity was 100%, specificity was 94.1%, positive predictive value 93.7%, and negative predictive value was 100%. Using both parameters in PET/CT investigation allowing simultaneously using metabolic activity and density of the lesion and considering the lesions with SUVmax > 3.6 and attenuation value > 13.2 HU as malignant, sensitivity, specificity, positive predictive value and negative predictive value of PET/CT were 86.8%, 96.5%, 97%, and 84.8%, respectively. RESULTS: SUVmax, attenuation value, ratio of lesion SUVmax to liver SUVmax yield sensitive and specific information for distinguishing the benign and malignant lesions in evaluating the adrenal gland in PET/CT examination. It increases specificity to use SUVmax and attenuation values together in PET/CT investigation. Taking the threshold value as 1.39 in comparing SUVmax with the liver will increase specificity. In contrast to similar studies in the literature, the present study obtained results suggesting that the comparison with the contralateral supra-renal gland will provide additional contribution to characterization of the lesion.

Benzer Tezler

  1. F-18 FDG PET/BT ile saptanan insidental tiroid lezyonlarının ultrasonografik ve histopatolojik değerlendirilmesi

    Ultrasonographic and histopathological evaluation of incidental thyroid lesions detected with F-18 FDG PET / CT

    VUSAL GULUYEV

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NURİ ÖZGÜR KILIÇKESMEZ

  2. 18f-FDG PET/CT'de saptanan insidental tiroid lezyonların yönetim algoritması ve klinik önemi değerlendirilmesi

    Management algorithm and clinical evaluation of incidental thyroid lesions detected in 18F-FDG PET / CT

    TAHİR YERLİKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    OnkolojiAkdeniz Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HASAN ŞENOL COŞKUN

  3. Pozitron emisyon tomografi-bilgisayarlı tomografi ile rastlantısal olarak gastrointestinal sistemde artmış flor-18 fluoro-2-deoksi-glukoz tutulumu tespit edilen lezyonların değerlendirilmesi

    Increased flor-18 fluoro-2-DEOXY-glucose uptake in the gastrointestinal system by positron emission tomography-computerized tomography, evaluation of lesions detected

    DAMLA ÇAĞLA PATIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    GastroenterolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CENGİZ CEYLAN

  4. İntraarteriyel kemoembolizasyon (Take) ve radyoembolizasyon (Tare) yapılan hastalarda tedavi yanıtını öngörmede f18-florotimidin pet/bt'nin yeri

    Başlık çevirisi yok

    DEMET NAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    OnkolojiAnkara Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURİYE ÖZLEM KÜÇÜK