Geri Dön

Dilbilimden psikanalize dil ve arzunun eklemlenişi

The articulation of language and desire from linguistics to psychoanalysis

  1. Tez No: 370675
  2. Yazar: ABDURRAHMAN AYDIN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AHMET TAYLAN ALTUĞ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Dilbilim, Felsefe, Linguistics, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sistematik Felsefe ve Mantık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Sistematik Felsefe ve Mantık Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 257

Özet

Bu çalışmada, insan, 'dil yetisi' aracılığıyla tanımlanan ve sürekli yeniden tanımlanan bir varlık olarak konumlandırılmış ve bu minvalde beliren“Dil nedir?”,“İnsan dili nasıl deneyimler?”“Dile önsel bir deneyime sahip olabilir miyiz?”ve“Eğer böyleyse, bu deneyim, dilden başka bir biçim içinde ifade edilebilir mi?”gibi sorulara bir yanıt arayışıyla psikanalize, fakat özellikle de Jacques Lacan'ın çalışmalarına başvurulmuştur. Freud'un kuramını yapısalcı dilbilim kuramıyla buluşturan Lacan, özellikle de Lévi-Strauss'tan aldığı simgesel kavramını psikanalize taşıyıp yeniden yapılandırarak, psikanalizi dilbilimsel temeller üzerinde yeniden kurmuştur. Arzunun kendisini değil de dilini, arzunun anlatımını merkeze alan tutumuyla psikanaliz, arzu ile dil arasındaki çeşitli eklemlenişleri açığa çıkarmak amacındadır; çünkü dürtülerin gelgitlerine ancak anlamın gelgitleri içinde ulaşılabilir. Bu kuramsal nedenlerle, bu çalışmada genel hatlarıyla yapısalcı dilbilim, 'simgesel' kavramının dolayımıyla Lévi-Strauss'un yapısal antropolojisi, dinamik model-dilsel model gerilimi içinde Freud'un kuramı ve dilbilimsel zeminlerde psikanalizin yeniden inşası olmak bakımından da Lacan'ın kuramı ele alınmıştır. Freud'a göre bilinçdışı, varoluşumuzun bizden kaçan ve üzerinde hiçbir denetime sahip olamadığımız parçasıydı, fakat aynı zamanda düşünce ve arzularımızı yöneten de oydu. Öbür taraftan Lacan'a göre ise bilinçdışı göstergesel malzemeden oluşur. Bilinçdışı, denetimimizin dışında kalan bir anlamlama sürecidir; konuştuğumuz dil değil, bizim aracılığımızla konuşan dildir. Bu anlamda Lacan bilinçdışını Ötekinin söylemi olarak tarif eder. Büyük Öteki dildir, simgesel düzendir. Bu Öteki hiçbir zaman bir öznenin içinde asimile edilemez. O, bilinçdışımızın çekirdeğini oluşturan radikal ötekiliktir.

Özet (Çeviri)

In this study, human being is posited as an entity that is defined by 'language faculty' and that is redefined perpetually. In this regard, in seek of answers to the arising questions such as“What is language?”,“Could we have any experience prior to language?”and“If so, could this experience be expressed in a form other than language?”, it is appealed to psychoanalysis, but especially to the works of Jacques Lacan. Lacan, who brought together the theory of Freud and structural linguistics, especially by carrying and transplanting the notion of symbolic, which he took from Lévi-Strauss, to psychoanalysis and by reconfiguring it, reconstituted psychoanalysis on linguistic grounds. Psychoanalysis, with its attitude of taking as pivotal point not the desire itself but its language and expression, aims to reveal various articulations between desire and language; because ebbs and flows of instincts could be reached only in the ebbs and flows of meaning. Because of these theoretical reasons, in this study, it is dwelled upon structural linguistics generally, the structural anthropology of Lévi-Strauss in the mediation of the notion of symbolic, Freud's theory in the tension of dynamic model-linguistic model and Lacan's theory as being the reconstitution of psychoanalysis on linguistic grounds. According to Freud, the unconscious was the part of our existence on which we had no control and which was escaping from us; but also it was governing our thoughts and desires. On the other hand according to Lacan, the unconscious consists of semiotic material. The unconscious is a signification process which is out of our control; we do not speak language but it is we which language speaks. In this manner Lacan defines the unconscious as the discourse of the Other. The big Other is language, it is symbolic order. This Other could never be assimilated in a subject. It is the radical otherness which constitutes the core of our unconscious.

Benzer Tezler

  1. Çocuk edebiyatı eserlerine psikanalitik bir yaklaşım (Roald Dahl'ın çocuk kitapları örneği)

    A psychoanalytic approach to works of children literature works (examples of Roald Dahl's children books)

    ABDURRAHİM TUNÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Eğitim ve ÖğretimSiirt Üniversitesi

    Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERHAN AKIN

  2. Kadın sessizliğine Psikanalist Feminist bir yaklaşım örnek: Dora ve Cazibe

    A Psychoanalytical Feminist approach to the silence of women examples: Dora and Cazibe

    VOLKAN DEMİRKAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Dilbilimİstanbul Üniversitesi

    Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜRKEL MİNİBAŞ

  3. Sosyal bilimlerde oyun kavramı: Ekonomik ve kültürel bir soruşturma

    Game concept in social sciences: An economic and cultural inquiry

    MURAT FURKAN ERİŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    EkonomiBursa Teknik Üniversitesi

    Uluslararası Ekonomi Politikası Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET ULUKÜTÜK

  4. Lacancı Kuram bağlamında dil ve varlık ilişkisi

    Relationship between language and existence in the context of Lacanian Theory

    DEVRİM AVŞAR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    DilbilimKocaeli Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YAVUZ ADUGIT

  5. Contemporary conceptualizations of defense: A relational perspective

    Savunmanın çağdaş kavramlaştırılmaları: İlişkisel bir yaklaşım

    ALEV ÇAVDAR SİDERİS

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    PsikolojiBoğaziçi Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLER FİŞEK