Eski Mezopotamya'da devlet ve devlet yönetimi (Başlangıcından Erken Hanedanlar Dönemi'nin sonuna kadar)
The state and the state administration in ancient Mesopotamia (From the beginning to the end of The Early Dynastic Period)
- Tez No: 382197
- Danışmanlar: PROF. DR. SEBAHATTİN BAYRAM
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Arkeoloji, Tarih, Archeology, History
- Anahtar Kelimeler: Mezopotamya, Erken Hanedanlar Dönemi, ġehir Devletleri, Yönetim, Hükümdar
- Yıl: 2014
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 187
Özet
Medeniyetin beşiği olarak kabul edilen Mezopotamya, aynı zamanda medeniyetin çok önemli bir unsurunu oluşturan devlet ve dolayısıyla siyasi örgütlenmenin de beşiği durumundadır. Çünkü her ne kadar devleti doğuracak olan tarıma dayalı ilk kalıcı yerleşimlerin fitili Mezopotamya'ya komşu, yeterli yağış alan Anadolu ve Levant bölgelerinde ateşlenmiş olsa da, gerçek anlamda ilk şehirlerin doğduğu coğrafya Dicle ve Fırat nehirlerinin hayat verdiği genelde Mezopotamya, özelde ise Aşağı ya da Güney Mezopotamya bölgesidir. Başka bir ifadeyle, devleti oluşturacak olan nüve komşu bölgelerde yeşerse de, bu nüvenin devlet anlamında ilk meyvesini verdiği yer Mezopotamya topraklarıdır. Mezopotamya, şehirleşme olgusunun ilk gö¬rüldüğü yer olduğundan, genellikle buradaki ilk şehirlerin diğer kültürler¬den bağımsız ve yerel bir gelişim sonucu doğduğu görüşü benimsenmiştir. Şehirli hayata ve devletleşmeye doğru ilerleyen karmaşık süreç halen tam olarak anlaşılmamış olmakla birlikte, bu sürecin Ubeyd Dönemi'nde başlamış olabileceğini söyleyebiliriz. Gerçek anlamda şehirli bir yerleşim ise, Mezopotamya'nın güneyinde, ancak Uruk Dönemi'ne gelindiğinde karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, Ubeyd'le birlikte başlayan Güney Mezopotamya'daki yerleşik hayat süreci, M.Ö. IV. binyılda Uruk'ta şehirli bir dünyanın ve dolayısıyla ilk şehir devletinin doğuşu şeklinde meyvelerini vermiş ve M.Ö. III. binyılda Erken Hanedanlar Dönemi'nde ise, sözkonusu şehir devletlerinin bu dönemi karakterize etmesiyle altın çağını yaşamıştır. Böylelikle, Güney Mezopotamya Antik Çağ'da Yakındoğu'nun doğal merkezi haline gelmiştir. Burada ortaya çıkan medeniyetin büyük başarısı, Eskiçağ'daki Yakın Doğu'nun zaman ve yer sınırlarının çok ötesinde bir etkisinin olması ve ülke yönetimi örgütlenmesi ya da siyasi örgütlenme denilen olgunun tüm dünyada geçerli biçimlerinin oluşturulması ve daha sonra da geliştirilmesi olarak görülmelidir. Bu anlamda, söz konusu coğrafya modern anlamda“devlet”olgusunun ve siyasî örgütlenmenin şehir devleti biçiminde kurgulandığı ilk merkezdir. Şehir devletleri, unvanları şehirlere göre farklılık gösteren hükümdarlar tarafından muhtemelen de vatandaşlardan oluşan bir meclis yardımıyla yönetiliyordu. Yöneticinin askeri, adli ve dini görevleri vardı. Toplumun dini ve dünyevi kesimleri arasındaki ayrım, muhtemelen bugünkünden çok daha belirsizdi. Uygulamada bu iki alan iç içe geçmişti ve karşılıklı olarak birbirine bağımlıydı. Ancak öyle anlaşılmaktadır ki, büyük bir araziye sahip ve ekonominin hayati bir parçası olmaya devam etmesine rağmen, tapınağın iktidarı Erken Hanedanlar Dönemi'nde, Uruk Dönemi'nde olduğundan çok daha az mutlaktı. Erken Hanedanlar Dönemi'nde, devletin dünyevi ve dini tarafları bir tür dengeye ulaşmış gibi görünmektedir. Dünyevi gücün etkisinin baskın hale gelmesi, ilk olarak ancak bunu takip eden Akad Dönemi'nde gerçekleşmeye başlamıştır. Tüm Sumer Ovası'nın tek bir fatihin, yani Akadlı Sargon'un yönetimi altında birleşmesi de yine ilk kez bu dönemde gerçekleşmiştir.
Özet (Çeviri)
Mesopotamia, which is accepted as the cradle of the civilization, is the cradle of the state that is the most important element of the civilization, and thus political organization. Because, though the early permenant settlements which are based on agriculture are incited around Anatolia and Levant, which are neighbours to Mesopotamia and receive sufficient rain, the geography where early states were born in real terms is Mesopotamia vitalized by Tigris and Euphrates, or in private the lower or the South of Mesopotamia. In other words, though the kernel that will construct the state comes into life in neighbouring areas, Mesopotamian land is the place where the first fruit of this kernel was given. Since Mesopotamia is a place where urbanization is first witnessed, it has been accepted that early states here are independent of other cultures and the product of local development. Notwithstanding that the process that moves towards urban life and becoming a state has not been totally understood, it can be said that this process may have started with Ubeyd Period. An urban settlement in rela terms appear in the South of Mesopotamia, only when we came to the Uruk Period. İn this sense, the process of settled life that starts with Ubeyd in South Mesopotamia, gave its first fruits of urban world and thus the birth of early city states in IV. millenium B.C. in Uruk, and in the Early Dynastic Period in III. millenium B.C. became the golden age which is characterized by these city states. Therefore, South Mesopotamia became the natural centre of Near East in ancient age. The notable success of the civilization which emerged here should be regarded as that Near East in ancient age has its effect beyond its time and boundaries, the making of forms for the organization of the country administration or the political organization valid all around the world and the development of these thereafter. In this context, geography in question, is the first centre where the issue of“state”in modern terms and the political organization as the city state was builded. City states were being governed by the rulers whose titles change according to the cities, with the help of an assembly that is probably composed of the citizens. The ruler had military, religious and judicial duties. The distinction between religious and earthly parts was probably less ambigious than today. In practise, these two areas were intertwined and were dependent on each other reciprocally. It has been understood that though it has got a huge land and is the part of the economy, the power of the temple was less certain in Early Dynastic Period than it is in the Uruk Period. In the Early Dynastic Period, the religious and earthly parts of the state appeared as if they reached a balance. The dominance of the effect of the earthly power appears first in the Akkad Period. That the whole Sumerian plain unites under reign of one conqueror Akkadian Sargon occurs first in this period. Key Words : Mesopotamia, Early Dynastic Period, City-States, Administration, Ruler
Benzer Tezler
- Antik Yunan polislerinin tarihsel oluşum süreci ve yapısal karakteri
The historical formation process and structural character of Ancient Greek polis (city-state)
DEFNE YILMAZCAN
- Babillerin dini tarihi
Religious history of the Babylonists
AYŞE TÜRKMEN KÖKSAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
DinKilis 7 Aralık ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ABDULLAH ALTUNCU
- Anadolu uygarlıklarından Hititler'de arazi biçimlendirme ve kullanım yaklaşımının belirlenmesi amacıyla Boğazköy (Hattuşa) arkeolojik yerleşimi üzerine bir araştırma
A Research on Boğazköy (Hattusas) archeological settlement to detamine land use and land shaping approaches in Hittites which is one of the civilizations of Anatolia
ECE GÖKOK
Yüksek Lisans
Türkçe
1993
ArkeolojiAnkara ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NUR SÖZEN
- Irak Cumhuriyeti'nin devlet yapısı ve hükümet sistemi üzerine bir inceleme
A study on the state structure and government system of the Republic of Irak
OMER MHMOOD KHUOHAIR KHUDHAIR
- Eski Mezopotamya ve Anadolu'da kiralama ve kiracılık (MÖ III - MÖ II. binyıl)
Renting and tenancy in Mesopotamia and Anatolia (BC III - BC II. Millennium)
BURAK AKTAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
TarihNevşehir Hacı Bektaş Veli ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SUZAN AKKUŞ MUTLU