Geri Dön

Ankilozan spondilit hastalarında HLA-G polimorfizmi ve önemi

HLA-G polymorphism in ankylosing spondylitis patients and its importance

  1. Tez No: 384283
  2. Yazar: HAKAN ERDEM
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÜMİT ÖLMEZ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Allerji ve İmmünoloji, Romatoloji, Allergy and Immunology, Rheumatology
  6. Anahtar Kelimeler: HLA-G, 3'UTR polimorfizmi, Ankilozan spondilit, HLA-G, 3'UTR polymorphism, Ankylosing spondylitis
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 74

Özet

Giriş: Ankilozan spondilit gelişiminde genetik faktörlerin önemli rolü olduğu bilinmektedir. HLA-G ekspresyonu ve inflamatuvar hastalıklar arasındaki ilişki yeni bir araştırma alanıdır. HLA-G, T ve NK hücrelerinin proliferasyonunu, sitotoksik özelliklerini ve antijen sunucu hücrelerin fonksiyonunu inhibe eder. HLA-G ürünleri 3'UT bölgesi polimorfizmi tarafından kontrol edilir. HLA-G farklı ekspresyonları otoimmün ve romatolojik hastalıkların immünopatolojisinde rol oynayabilir. Bu çalışmada Ankilozan spondilitli ve sağlıklı kontrollerle karşılaştırmalı olarak HLA-G gen polimorfizmi ve ankilozan spondilit ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. HLA-G 3'UTR bölgesinde bakılan 14 bç ins/del polimorfizmleri çeşitli romatolojik hastalıklarda araştırılmıştır. İnsersiyon aleli, sarkoidoz ve Behçet hastalığında yüksek sıklıkta gözlenmiştir; delesyon alleli ise idiyopatik dilate kardiyomiyopati ve pemfigus vulgariste risk faktörü olarak raporlanmıştır. Romatoid artritli hastalarda yapılan çalışmalarda, sağlıklı bireylere göre daha düşük HLA-G plazma seviyesi saptanmıştır. HLA-G polimorfizmi çalışmalarında ise, romatoid artritli hastalar ve sağlıklı kontrol grupları arasında anlamlı fark gözlenmemiştir. Sistemik lupus eritematozus (SLE) hastalarında HLA-G plazma seviyesi ile ilgili değişik sonuçlar bildirilmiştir. SLE hastalarında serum HLA-G seviyeleri farklı çalışmalarda düşük ve yüksek olarak bildirilmiş olmalarına rağmen, 14 bç polimorfizm ins/ins genotipi, SLE gelişimi açısından risk faktörü olarak tanımlanmıştır. Sistemik sklerozlu Brezilyalı hastaların cilt biyopsilerinde, HLA-G ekspresyonu saptanmış; bu ekspresyon daha düşük sıklıkta kütanöz vasküler ülserler, telenjiektaziler, poliartritler ve daha iyi sağkalım oranları ile ilişkilendirilmiştir. Gereç ve yöntem: Bu çalışma Ekim 2012 ve Kasım 2013 tarihleri arasında romatoloji polikliniğine başvuran 166 AS hastası ve 158 sağlıklı gönüllü kontrol grubunun katılımıyla gerçekleşmiştir. Çalışmada toplanan kan örneklerinden genomik DNA izolasyonu yapılarak 14 bç lik delesyonu içeren bölge polimeraz zincir reaksiyonu ile çoğaltılmış ve poliakrilamid jel elektroforezi ile delesyon tespiti yapılmıştır. Bulgular: Hasta ve kontrol grubu arasında HLA-G oranlarının karşılaştırılmasında; hastaların %38,6'sında del/del polimorfizmi, %47'sinde del/ins polimorfizmi, %14,5'inde ins/ins polimorfizmi saptanmıştır. Kontrol grubunda ise del/del polimorfizmi %29,1 oranında, del/ins polimorfizmi %42,4 ve ins/ins polimorfizmi ise %28,5 oranında saptanmıştır. Bu sonuçlara göre; del/ins polimorfizmi taşımak, AS hastalık riskini ins/ins polimorfizmine oranla 2,55 kat artırırken; del/del polimorfizmi taşımak ise, AS hastalık riskini ins/ins polimorfizmine göre 2,18 kat artırmaktadır. Del/del ve del/ins polimorfizmlerindeki bu hastalık artış oranları istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p=0,014 ve p=0,048). Hasta grubu içerisinde HLA-G polimorfizm grupları ile aile öyküsü, ESR, CRP, anterior üveit, entezopati, HLA-B27, AS sınıflaması (periferik veya aksiyel) ve TNF alfa bloker kullanımı arasında anlamlı istatiksel ilişki saptanmamıştır. Sonuç: AS hastalık riskini del/del polimorfizmi 2,18 kat, ins/del polimorfizmi 2,55 kat artırmaktadır.

Özet (Çeviri)

Objective: It is known that genetical factors are important in Ankylosing Spondylitis (AS) diseases. The relationsheep between expression of HLA-G and rheumatologic diseases is a recent research area. HLA-G is able to inhibit proliferation and cytotoxic activity of T and NK cells, and function of antigen presenting cells. The HLA-G productions is controlled by polimorphism in the 3'UT region. Differantial expression of the HLA-G molecule might play a role immunopathology of autoimmun and rheumatic diseases. In this study, we aimed to investigate asssociation between HLA-G polymorphism and AS diseases by comparing the AS patients and healthy control group. HLA-G 3'UTR 14 bp polimorphism has been investigated in several rheumatologic diseases. The insertion allele has been observed with higher frequency in patients with sarcoidosis and Behçet's disease. The deletion allele has been reported as a risk factor for idiopathic dilated cardiomyopathy and pemphigus vulgaris. Lower HLA-G plasma levels are reported in rheumatoid arthritis (RA) patients compared to healthy people. No differencies have been reported between RA patients and healthy individuals at HLA-G polymorphisms studies. Different results have been reported for plasma levels of HLA-G in systemic lupus erythematozus (SLE) patients. However different results (lower and higher) for plasma levels in HLA-G for SLE patients; it has been reported a genetic association with the 14 bp polymorphism in which the ins/ins genotype was a risk factor for development of SLE. HLA-G expression has been reported in skin biopsies of Brazilian systemic sclerozis patients, and this expressions has been associated with a lower frequency of cutaneous vascular ulcers, telangiectasia, and polyarthritis, and with better survivals for brazilian patients. Methods: This study was carried out on the 166 AS outpatients and 158 healty control group applying to the rheumatology polyclinic in Ankara University Faculty of Medicine between october 2012 and November 2013. İn this study genomic DNA isolated from plasma sample. And it has been detected deletion area using PCR and polyacrilomid gel electrophoresis. Results: As a results of these comparisons, we found that %38,6 of AS patients have del/del polymorphism, %47 of patients have del/ins polymorphism and %14,5 of patients have ins/ins polymorphism. Healthy individuals have %29,1 del/del polymorphism, %42,4 del/ins polymorphism and %28,5 ins/ins polymorphism. AS patients have increased frequencies of 14 bp del/del and 14 bp del/ins compared to ins/ins polymorphism. Del/ins polymorphism have 2,55 fold increased risk and del/del polymorphism have 2,18 fold increased risk for AS. Increase rate in disease with del/del and del/ins polymorphism is stastistically significant (p=0,014, p=0,048). No correlations between family history, anterior üveitis, ESR, CRP, BASDAİ, HLA-B27, classification of AS (peripheral or axial), using TNFα blocker therapy and HLA-G polymorphisms are found. Conclusions: Del/ins polymorphism have 2,55 fold increased risk and del/del polymorphism have 2,18 fold increased risk for AS.

Benzer Tezler

  1. Ankilozan spondilit hastalarında cd74 düzeyi ve mif gen polimorfizminin klinik özellikler ile ilişkisinin araştırılması

    Investigation of relationship between serum cd74 levels and mif gene polymorphism with clinical features in patients with ankylosing spondylitis

    MAZLUM SERDAR AKALTUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonGaziantep Üniversitesi

    Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SAVAŞ GÜRSOY

  2. Ankilozan spondilit ile IL-17 gen polimorfizmleri arasındaki ilişki

    Correlation between ankilozan spondilites and IL-17 gene polymorphisms

    ALPER HAN ÇEBİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    GenetikKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEVLİT İKBAL

  3. Ankilozan spondilitli hastalarda interlökin-23 reseptör geni polimorfizminin araştırılması

    Investigation of interleukin-23 receptor gene polymorphism in patients with ankylosing spondylitis

    TUBA ŞULE ÇANKAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonAfyon Kocatepe Üniversitesi

    Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MÜJGAN ÖZDEMİR ERDOĞAN

  4. Spondiloartropatili hastalarda,JAK 2, STAT3, TNFRSF1A gen polimorfizmlerinin incelenmesi

    Study of JAK 2, STAT3, TNFRSF1A polymorphisms in patient with spondyloarthropathy

    SAEİD ASSADPOUR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    RomatolojiAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. TÜRKER DUMAN

  5. Major histokompatibilite antijen bölgesini temsil ettiği düşünülen (TAG) single nükleotid polimorfizmlerinin HLA-B27'i tanımlamadaki geçerliliğinin değerlendirilmesi

    Evaluating validity of (TAG) single nucleotide polymorphism,which thougt represents major histocompatibility gene area in defining HLA-B27

    MEHMET NEDİM TAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    RomatolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Dahili Tıp Bilimleri Bölümü

    PROF. DR. SERVET AKAR