Geri Dön

Individuals oppressed by society: Rupert Thomson's Divided Kingdom, Kazuo Ishiguro's Never Let Me Go, and Jasper Fforde's Shades of Grey

Rupert Thomson'ın Divided Kingdom, Kazuo Ishiguro'nun Never Let Me Go ve Jasper Fforde'un Shades of Grey adlı romanlarında toplum tarafından bastırılan bireyler

PDF İndir

  1. Tez No: 399588
  2. Yazar: EMİNE ŞENTÜRK
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. HANDE SEBER
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 194

Özet

Ütopya olarak nitelendirilen ideal toplum düzenini arayış insanoğlunu hem mevcut sistemdeki aksaklıkları araştırmaya hem de daha iyiye, ya da en iyiye ulaşabilecek toplumsal projeler oluşturmaya yöneltmiştir. Ancak, bu projelerin romana ve hayata yansıma şekilleri yirminci yüzyılda görülen toplumsal ve siyasal değişimlerle birlikte yeni bir boyut kazanmış ve Batı edebiyatında daha karanlık bir bakış açısı olan karşı-ütopya ya da distopyanın yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Distopik roman, kontrol ve baskı altında tutulan toplumları ve bu toplumlarda genellikle görülen totaliter devlet modelini yansıtan ve eleştiren bir yazım türüdür. Bu çalışmada Rupert Thomson'ın Divided Kingdom (2005), Kazuo Ishiguro'nun Never Let Me Go (2005) ve Jasper Fforde'un Shades of Grey (2010) adlı romanları günümüz İngiliz distopik romanının önemli örnekleri olarak incelenmektedir. Bu bağlamda, çalışmanın konusunu oluşturan bu üç çağdaş romanın öncüleriyle hem aynı hem de onlardan farklı bir tabloyu nasıl ortaya koydukları incelenmekte ve tartışılmaktadır. Giriş, üç ana bölüm ve sonuç bölümünden oluşan bu tezin giriş bölümünde, ütopya ve distopya kavramları farklı eleştirmen ve akademisyenlerin tanımları kıyaslanarak açıklanmıştır. Tezin ilk bölümü ütopik ve distopik romanların edebi gelişimini zamandizimsel olarak incelemeyi hedeflemektedir. Eski Roma dönemi mitlerinden yirmi birinci yüzyıl genç yetişkin romanlarına dek ideal dünya arayışı ve günümüz dünyası temsillerinde değişiklikler olmuştur. Bu değişimi göstermek ve ütopik bakış açısından distopik bakış açısına geçişi daha net resmetmek amacıyla, İngiliz ve Amerikan edebiyatından başlıca edebi eserler örneklendirilmiştir. Takip eden iki bölüm baskıcı toplumu Divided Kingdom, Never Let Me Go ve Shades of Grey adlı romanlarda iki farklı yönüyle incelemektedir. Tezin ikinci bölümü otoritenin rolü üzerinde odaklanırken, üçüncü bölümü aynı sistem içindeki bireyin rolü üzerinde durmaktadır. Toplumsal uyumu sağlamak ve refah oluşturmak için yetkili merciler toplumsal sınıflandırma ve güç uygulamaktadır, diğer yandan bireyin önceden oluşturulmuş düzene sorgulamadan ve itaatkar bir şekilde boyun eğmesi beklenmektedir. Divided Kingdom (Bölünmüş Krallık) romanında hükümet Rearrangement (Yeniden Düzenleme) yoluyla insanları mizaçlarına göre bölerek itaati sağlamaya çalışmaktadır. Never Let Me Go (Beni Asla Bırakma) romanında, otorite, insan ömrünü uzatabilmek için bir grup klon yaratmıştır. Shades of Grey (Grinin Tonları) romanında yerel hükümetler, insanları renk algılarına göre bölen Colourtocracy (Renk Otokrasisi) sisteminde Munsell kitabına bağlı olarak yasalar koymaktadır. Tüm bu sosyal yapılarda, kendisine sunulan dünyadan farklı olarak gerçek tabloyu zamanla farketmeye başlayan bireyin itaatkar veya karşı çıkan olma tercihiyse kendisine kalmıştır. Divided Kingdom'da Thomas, kendi kimliğini ve sistem içindeki yerini keşfetmek amacıyla tüm bölgeleri gezmektedir. Never Let Me Go'da Kathy, erteleme çabalarının ne kadar sonuçsuz kaldığını göstermek için eski günleri hatırlayarak bir bakıcı olarak tecrübelerini aktarır. Shades of Grey'de Eddie, sistemin baskıcı yanlarını keşfeder ve bir parçası olarak sistemi içerden çökertmeye karar verir. Bu tez, ütopya çalışmaları ve kültür kuramları ışığında bu üç romanın bireyin görmezliği ve farkındalığı arasındaki çelişkiye nasıl dikkat çektiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda çalışma, toplum yapısı konusunda otorite ve birey arasındaki çatışmanın bu üç günümüz distopik romanlarında ele alındığı sonucuna varmaktadır. Bu romanlar, bireyin farkındalığının onu sorular sormaya yönlendirdiği önermesinde bulunmaktadır. Her ne kadar itaatkar veya tepkisel olma tercihi bireye kalsa da bu romanlarda bir kaçış veya farklı bir hayat için ne olanak ne de olasılık sağlanmaktadır. Anahtar Kelimeler Rupert Thomson, Divided Kingdom, Kazuo Ishiguro, Never Let Me Go, Jasper Fforde, Shades of Grey, ütopya, distopya, birey, baskıcı toplum.

Özet (Çeviri)

The pursuit of an ideal social order, which is named as utopia, has led humanity to look for the flaws in the current system and also to create social projects that can achieve a better or the best system. However, the representation of these projects in literature and life has reformed in tandem with the social and political changes in the twentieth century, which caused the prevalence of anti-utopia or dystopia in Western literary works. Dystopian fiction is a genre which critically portrays an oppressive society with its mostly totalitarian governmental system. This dissertation analyses Rupert Thomson's Divided Kingdom (2005), Kazuo Ishiguro's Never Let Me Go (2005), and Jasper Fforde's Shades of Grey (2010) as significant examples of contemporary British dystopian fiction. In this sense, this study is an attempt to analyse and discuss how these three contemporary novels present both a similar picture to their precursors and also a different one from them. This dissertation consists of an introductory chapter, three main chapters, and a concluding chapter. In the Introduction, the concepts of utopia and dystopia are defined in a comparative method by referring to different critics and scholars. The first chapter of this study is an attempt to analyse the literary development of utopian and dystopian fiction in a chronological basis. From myths of the ancient Romans to the young adult novels in the twenty-first century, there has been a change regarding the search for an ideal world or representation of the current world. To demonstrate this change and to give a clear picture of the transition from utopian to dystopian perspective, major literary works from British and American literature are presented. The following two chapters concentrate on two aspects of an oppressive society in the three novels: Divided Kingdom, Never Let Me Go, and Shades of Grey. The second chapter focuses on the role of authority, whereas the third chapter engages in the role of the individual in the same system. The authority applies social stratification and force on the individuals to create harmony and welfare; on the other hand, the individual is expected to be submissive and obedient to the pre-established order without questioning. In Divided Kingdom, the government take some steps and initiate Rearrangement to enforce compliance with the new measures of dividing the people in accordance with their humours. In Never Let Me Go, the authority created a group of clones to maximise the longevity of the human life. In Shades of Grey, local governments put law enforcements in regulation with the Munsell Book in the system of Colourtocracy where hierarchy is based on the colour people see. In all these social structures, the choice between being submissive and being subversive is left to the individuals who gradually see the real picture rather than the presented picture. Thomas in Divided Kingdom travels through all Quarters to explore his identity and his existence in this system, Kathy in Never Let Me Go remembers the old days and narrates her experiences as a carer to show how inconclusive their attempt to deferral is, and Eddie in Shades of Grey finds out the repressive sides of the system and decides to overthrow it by being a part of it. This dissertation aims to analyse how these three novels focus on the dilemma of the individual's blindness and awareness in the oppressive society in the light of utopian studies and cultural theories. In this regard, this study concludes that the conflict between the authorities and the people in terms of social structure is presented in these three contemporary dystopian novels. These novels propose that the awareness of the individual will raise some questions in his/her mind. Although the choice to be submissive or subversive is left to the individuals, no opportunity or possibility for an escape and an alternative life is offered in the novels. Keywords Rupert Thomson, Divided Kingdom, Kazuo Ishiguro, Never Let Me Go, Jasper Fforde, Shades of Grey, utopia, dystopia, individual, oppressive society.

Benzer Tezler

  1. Tez No

    796755

    A psychological approach to sexist attitude in society through Alice Walker's The Color Purple, Sylvia Plath's The Bell Jar, and Fatma Aliye's Refet

    Toplumdaki cinsiyetçi tutumlara Alice Walker'ın Renklerden Moru, Sylvia Plath'ın Sırça Fanus ve Fatma Aliye'nin Refet eserleri üzerinden psikolojik yaklaşım

    BAŞAK AVCİ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    PsikolojiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEKİ EDİS

  2. Tez No

    673324

    Toplumsal cinsiyet bağlamında öteki'nin temsil mecrası olarak Tiktok

    Tiktok as the representation medium of the other in the context of gender

    İREM BARIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    İletişim BilimleriFırat Üniversitesi

    İletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ FERİDUN NİZAM

  3. Tez No

    559756

    Toplumsal cinsiyet bağlamında Türkiye'de kadınlara yönelik hazırlanan bloglarda kadın temsili üzerine bir inceleme

    Women's representation the prepared blog against women in Turkey a study on gender contex

    KÜBRA ÖZER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Radyo-TelevizyonBeykent Üniversitesi

    Medya ve İletişim Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ BURAK YENİTUNA

  4. Tez No

    449568

    Rethinking Utopia as Dystopia: Arthur C. Clarke's childhood's end and Robert Graves's Seven Days in new crete

    Ütopyayı Distopya olarak yeniden düşünmek: Arthur C. Clarke'ın son nesil ve Robert Graves'in yeni Girit'te Yedi Gün adlı romanları

    ECE ÇAKIR

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2016

    İngiliz Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ALEV KARADUMAN

  5. Tez No

    485431

    A psychoanalytic analysis of Arthur Miller's Death of a salesman and Tennessee williams' a Streetcar Named Desire

    Arthur Miller'in Death of a Salesman Oyununun ve Tennessee Williams'ın a Streetcar Named Desire oyununun psikanalitik bir incelemesi

    ASİLA ERTEKİN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2017

    Amerikan Kültürü ve EdebiyatıEge Üniversitesi

    Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ATİLLA SİLKÜ

Geri Dön