Artan küresel su sorunu bağlamında Fırat-Dicle örneği ve bölgesel çatışma riskinin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 402264
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. ERGÜN ÖZGÜR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Sınır aşan sular, Fırat, Dicle, su sorunu, uluslararası su hukuku, Transboundary water, Euphrates, Tigris, water problem, international water law
- Yıl: 2014
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi
- Enstitü: Yurtdışı Enstitü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 150
Özet
Fırat-Dicle havzasının kıyıdaşları olan Türkiye, Suriye ve Irak'ın 1950'lerden itibaren havza suları üzerindeki kullanımlarını artırmaları, su paylaşımının üç ülke arasında bir sorun olarak ortaya çıkmasına sebep olmuştur. 1970 ve 1990'lı yıllarda ağırlığını artıran sorun, günümüzde donmuş durumda olarak görünse de yakın gelecekte, artan küresel su sorununa paralel olarak daha vahim boyutta ortaya çıkması beklenmektedir. Bu durum, petrol ekseninde yaşanan savaşlara benzer biçimde suyun da bölgede bir çatışmanın tetikleyicisi olma riskini doğurmaktadır. Bu çalışmada öncelikle, artan küresel su sorunu ve iklim değişikliğinin Fırat-Dicle nehirlerinin akışları üzerindeki etkisinin neler olduğu ve Fırat-Dicle sorununun havza sularının kıyıdaş ülke ihtiyaçlarının karşılayamamasından mı kaynaklandığı yoksa suni olarak yaratılmış siyasi bir mesele mi olduğu sorularına cevap aranmıştır. Müteakibinde ise yakın gelecekte Fırat-Dicle sularının paylaşımından kaynaklanan bölgesel bir çatışmanın çıkma riski araştırılmıştır. Sonuç olarak, nüfus ve buna paralel olarak kıyıdaş ülkelerin su kullanımları katlanarak artacaktır. Diğer yandan iklim değişikliğinin etkisiyle Fırat ve Dicle sularının debisinde yaşanacak olan azalma, akışların üç ülkenin de ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeye gerilemesine neden olacaktır. Bu durum, su sorununun politik bir meseleden ibaret olmadığının ispatı niteliğindedir. Türkiye'nin kıyıdaş ülkelerin ihtiyacına cevap verebilmesi, hidroelektrik enerji potansiyelinin %40'ını, verimli sulanabilir arazilerinin %20'sini barındıran bölgedeki çıkarlarından vazgeçmesi anlamına gelmektedir. Bunun yanı sıra havza suları bölgede yaşayan insanlar için hayati önem arz etmektedir. Bu durumda sorunun yakın gelecekte herkesin kazançlı çıkamayacağı bir çatışmaya doğru evrileceği öngörülmektedir.
Özet (Çeviri)
The increase in the amount of use of the basin water as of the 1950s by the streams of Fırat-Dicle basin such as Turkey, Syria and Iraq, have led the sharing of water to become a problem between three countries. Although the problem that gained importance during 1970s and 1990s, nowadays it seems like being closed. It is expected that it will become a more serious issue parallel to the global water problem in the near future. This situation, as similar to the wars occuring in the axis of petroleum, generates the risk that water to trigger the conflicts in the region, In this research, initially the impacts of the increasing global water issue and the climate changes on the flow of the rivers Fırat-Dicle have been reviewed. Furthermore, the answers to the questions, of whether Fırat-Dicle issue results from non- fulfillment of the requirements of the stream countries by the basin water or is a political concern being artificially generated, have been searched. Moreover, the risk of a potential regional conflict in the near future, as a result of sharing Fırat-Dicle water has been investigated. As a conclusion of the reserach, it can be said that together with the population increase the use of water by the stream countries increase incrementally. This will lead to a decrease in the flow of Fırat and Dicle water due to the impact of the climate change that will lead the flows to a level as to not meet the requirement of three countries. This situation is an evidence showing that the issue is not only composed of the political concern. Meeting the requirements of stream countries by Turkey, means that to abandon her interests in the region accommodating 40% of the hydroelectric energy potential and 20% of the productive irrigate land. In addition to this, the basin water is of vital importance for the people living in the region. According to these developments, it is foreseen that the issue will be converted into a conflict in which all parties using the water will not benefit in the near future.
Benzer Tezler
- Humanitarian assistance policies of the European Union towards syrian refugees in Turkey
Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yönelik insani yardım politikaları
CANSU ÇELİKER
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Siyasal BilimlerOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BAŞAK KALE LACK
- Pince double: Effet du Coronavirus et de la crise economique sur la durabilité des agriculteurs
Çifte kıskaç: Koronavirüs ve ekonomik krizin tarım üreticilerinin sürdürülebilirliğine etkisi
ENGİN KIRAL
Yüksek Lisans
Fransızca
2023
Siyasal BilimlerGalatasaray ÜniversitesiSiyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ CEMİL YILDIZCAN
- Sustainable development goals in lower-middle income economy: Relevancy and outlook in Cameroon
Alt gelirli ekonomi'de sürdürülebilir kalkınma hedefleri: Kamerun'da uygunluk ve görünüm
HAMAN ADAMA MOHAMADOU
Doktora
İngilizce
2022
EkonomiAnkara Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiSosyal Politika Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ABDULKADİR DEVELİ
- L'Islamophobie croissante en Europe
Avrupa'da yükselen İslam karşıtlığı
ONUR SEVİM
Yüksek Lisans
Fransızca
2024
Uluslararası İlişkilerGalatasaray ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEYNEP ARIKANLI