Üç [parantez] bir anlatı: Ucu açık fenomenolojik bir deşifre
There [paranteheses] a narrative: A phenomenological open-ended decipher
- Tez No: 405071
- Danışmanlar: PROF. DR. ALPER ÜNLÜ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2015
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Mimari Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 179
Özet
Bu çalışma, öznel algı, deneyim ve bilinç edimleri üzerine kurulu olan ve mimarlıktaki temel dikotomisini fenomenolojik refleksin odak noktaları olan mekân, zaman ve yer metaforlarının [parantez]inde kurgulamış olan düşünce sistemini düşünürler, kuramcılar ve mimarların bakış açısına göre epistomenolojik bir diyagram halinde deşifre etmeyi amaçlamaktadır. Mimarlığın da fenomenoloji gibi öznel algılarımız üzerine kurulu ve duyum/deneyimlerimizin tasvirine dayanan, bireyin o [an]daki fenomeni anlamlandırışı üzerinde şekillenen çatkısı, bu tezi açımlayacak olan 'fenomenolojik bakış açısının' seçilmesindeki başlıca etken olmuştur. Bu tezin omurgasını oluşturmuş olan fenomenoloji düşüncesi Husserl'in yarattığı kırılma ile şekillenmiş, ardılları olan Heidegger, Ponty ve Sartre'ın katkıları ile mimarlığın düşünme platformunda 'yaşantı dünyası, yaşamsallık, yerleşme, mekânsallık, zamansallık, bedensellik, deneyim, duyum ve algı' gibi kavramların tartışılmasına yeni bir bakış açısı getirmiştir. Dünyayı bir deneyimler evreni olarak tasvir edip, dogmalardan, ön kabullerden sıyrılıp, yeni bir perspektifle bakıldığında şeylerin üzerindeki örtünün kaldırılabileceğini ifade eden Husserl; bireyi merkeze alan, öznenin zihinsel ve yaşamsal sürecini, dünyayı anlamlandırış biçimini önemseyen 'yaşam dünyası' mottosuyla mimarlık düşüncesinde ve pratiğinde derin bir çatlak yaratmıştır. Martin Heidegger'in ifadesiyle dünyaya atılan, kendi varoluşsal hikayesini kurgularken kendi çevresi ile ayrılmaz bir birlikteliğe giren, bir anlamda kendi mekânsallığını, zamansallığını ve yerleşme halini bireysel deneyimleri ve öznel yargıları ile keşfeden, bu keşif ile eşsüremli olarak katı bir şekilde form edilmiş özne-nesne diyalektiğini kıran 'insan' fenomenoloji düşüncesinin asıl aktörüdür. Heidegger sonrasında Sartre'ın yarattığı ontolojik fenomenolojiyle birlikte kendi varoluşunu öznel tercihleri ile kurgulamış olan 'yaşayan özne' kavramı, Ponty'nin algının fenomenolojisi problemine odaklanıp, dünyanın bedenin bir deneyim alanı olarak ancak öznel duyumlarımız ile keşfedilebileceğinin savı ile birlikte mimarlık düşüncesinde ve pratiğinde yeni bir düşünme biçiminin oluşmasına olanak sağlamıştır.Mimarlık ürünün kullanıcısı olarak dış dünyadan edindiği deneyimlerle bir izler bütünü olarak etken ve dilgen durumdaki 'özne', kendi mekânsallığını, zamansallığını ve yerleşme halini oluştururken, içinde var olduğu katmanları da zihninde biçimlendirir, yorumlar ve Martin Heidegger'in söylediği gibi, mimariyle beraber, dünyayı bir ikamet yerine dönüştürür. Bu durumda, mimari niteliklerin yapılanması, insanın öznel duyumsayışını temel dert edinmiş mimari fenomenolojini savını doğrularcasına kaçınılmaz olarak her mimari düşünceye, kurguya ve pratiğe sızmaktadır. Hem bir düşünme tarzı hem de bir yöntem olarak geliştirdiği kurgu ile kendinden sonraki paradigmalar üzerinde belirgin bir etkiye sahip olmak suretiyle, 20. yüzyılın en etkili düşünme metaforlarından biri olan fenomenoloji temelli bir okuma yapmak, aslında hiç bitmeyecek bir yola koyulmakla eşanlamlı bir girişim anlamına gelecektir. Fenomenoloji düşüncesinin sürekli evrilen, gelişen, değişen ve çeşitli paradigmalar tarafından farklı yorumlanabilen ve kapanmayan noktalardan oluşan devingen düzlemi bu çalışmanın 'ucu açık bir deşifre' şeklinde tanımlanmasının asıl etkeni olmuştur. Karsten Harries, Christian Norberg Schulz, Kevin Lynch gibi kuramcıların başını çektiği; Peter Zumthor, Steven Holl, Peter Cook, Juhani Pallasmaa gibi mimarların somut örnekler yaratarak katkıda bulunduğu mimari fenomenolojinin temel kavramları, mimariyi tanımlayan en önemli öğelerin [mekân, zaman ve yer] kavramlaştırmasıyla mimari düşüncede ve pratikte refleksiyonunu gösterme şansı bulmuştur. Bu kavramların ışığında tezde takip edilen kurgu şu şekildedir: Giriş bölümünde; tezin amacı, hipotezi ve literatür araştırması ile ilgili kısaca bilgiler sunulmuştur. Tez tümel olarak, mimarlık ve fenomenoloji düşüncesinin ara kesitinde sorunsallaştırılmış ve kavramsallaştırmış olan mekân, yer ve zaman kavramlarını, kendi içerisinde geçirdikleri paradigmatik kırılmalar ile birlikte incelenmiş, düşünürlerin, kuramcılarının ve mimarların bu noktadaki katkıları üzerinde durulmuştur.Bu tez, fenomenolojik bakış açısının mimarlık düşüncesi içinde merkeze aldığı kavramların parantezinde fenomenelojik refleksin çeşitli düşünür,kuramcı ve mimarda karşılığını tartışmıştır. Tezin omurgası tek bir bölüm halinde tasarlanmış olup, çizgisel bir anlatı şeklinde 'üç parantez' üzerinden formüle edilerek okunmak istenmiştir. İlk fragmanda, tartışılmaya açılan, diğer bir şekilde paranteze alınan kavram [mekân] olmuştur. Fenomenolojik bir bakışa evrilecek şekilde kavramsallaştırılan mekân düşüncesi üzerindeki izdüşümler -Descartes'ten başlayıp, Zumhtor'a değin- serimlenmiş, maddesel- bir diğer anlamda soyut- bir mekân anlayışından yaşayan, bedenle deneyimlenen, kısaca insanla ile birlikte şekillenen süreç deşifre edilmeye çalışılmıştır.İkinci fragmanda, [yer] kavramı üzerinde durulmuş, Heidegger'den Seamon'a değin, -fenomenolojik coğrafyacılara ağırlık verilerek- 'yer'in kavramsallaştırma sürecini fenomenolojik bir bakış açısıyla açımlamaya çalışan bir okuma yapılmak istenmiştir.Son fragmanda ise,deşifre edilmek istenen kavram [zaman]dır.Bu kısımda Bergson'dan başlayarak Derrida'ya uzanan çizgide, fenomenolojik zaman anlayışından bir kesit sunulmuş, zamanın mekâna gömülü olarak, algılayan insan, algılanan çevre/nesne ve algısal süreçle birlikte şekillenmesi, diğer bir anlamda devinmesi çeşitli düşünürlerin zaman üzerindeki savları üzerinden okunmaya çalışılmıştır.Sentez bölümü ise yazarın gözünden tartışılan kavramların açımlanmasına yöneliktir.Sonuç ve öneriler bölümünde fenomenolojinin mimarlık kuramına ve pratiğine olan katkısının genel bir değerlendirilmesi yapılmış, tezin konu edindiği kişilerin perspektiften bu iki alanın etkileşiminin potansiyelleri üzerinde kısa sonuçlar çıkarılmıştır.
Özet (Çeviri)
This study aims deciphering basic dichotomies of architecture based on subjective experiences, perceptions and cognitive activities including thought system as epistemological diagrams built on the brackets of the metaphors of space, time and place which are the focal point of phenomenological reflex under the perspective of thinkers, theorists and architects. The main factor which affect the selection the issue of phenomenological perspective which will paraphrase this thesis, become the main factor thanks to the structure of architecture like phenomenology based on subjective perceptions and describing the sensation experiences and individual's giving meaning to instant phenomena. The main structure of the phenomenology philosophy which have formed the structure of this thesis, formed firstly by the Husserlian shift then Heidegger, Ponty and Sartre made contributions brought about to be thought and debated some concepts such as“life world, Vitality, settlement, spatiality, temporality, corporeality, experience, sensation and perception”in the realm of architecture and these debates caused to occur new perspective. Husserl, who described world as a universe of experiences and expressed whether we look under the new perspective based on escaping from our dogmas and preconceptions we can remove the covers of the things, create a paradigmatic shift in the field of architectural thought and practice through his motto“life world”based on paying attention to subject's mental and vital processes and process of giving meaning to life, centring the subject in this system. According to Heidegger's expression, human being who has thrown away to the world, makes unbelievable interaction between his/her surroundings during constructing his/her existential story, in one sense, discovers his/her spatiality, temporality and the state of settlement through his/her individualistic experiences and subjective judgment, is the main actor of phenomenology thought. The concept of“living subject”who constructs his existence with his/her subjective preferences and which analyzed by Sartre in his created ontological phenomenology after Heidegger, caused to emerge new ways of thinking in architectural thought and practice with Ponty's emphasizing phenomenology of perception, claim based on world is the experience field of the body and only can be discovered by our body. Subject thought holistic structure of outer world experiences as the user of architectural product, forms his/her layers in which he/she exists, in his mentality and interprets them while constructing his/her spatiality, temporality and the state of settlement. As Martin Heidegger said, people transform the world as a settlement place with architecture through their estrangement and experiences based on being outside. Structuring one place, field, manner, scale, lumination, namely architectural specialities inevitably influence all the architectural thought, fiction and practice as if they are trying to prove claims of architectural phenomenology based on concerning human being's subjective sensation. Studying architecture under the perspective of phenomenology which was one of the most influential thought metaphors in 20th century through its significant effects on next paradigms thanks to both its unique methodological fiction and as a new way of thought means to intervene the study similar to following never-ending study. The main factor of describing this study as“open-ended decipher”is based on the dynamic structure of phenomenology thought which always evolves, develops, changes and is differently interpreted by different paradigms and consists of open-ended pattern. The basic concepts of phenomenology had a chance to show the reflection in architectural thought, fiction and practice through the conceptualizing the most important elements defining architecture [space, time and place] which has been contributed by Peter Zumthor, Steven Holl, Peter Cook and Juhani Pallasmaa through creating concrete examples and the pioneers in theory such as Karsten Harries, Christian Norberg Schulz and Kevin Lynch. Under the light of these notions, the followed order in thesis likes this; In Introduction part, brief information has been given about the purpose, hypothesis and literature search of the thesis. Universally, in the thesis some notions conceptualized and problematized in the intersection between architecture and phenomenology such as space, time and place were examined their paradigmatic shifts which they had been exposed and contributions of thinkers, theorists and architects. This thesis analyzed the correspondance of phenomenological reflex in theorists and architectures based on bracketing the concepts of phenomenological thought in architectural theory. Structure of thesis was designed as one part and was wished to read as a linear narrative through formulating three paranteheses. In the first fragment, disputed notion, in other expression, bracketing concept become space. Projections on space which has been conceptualized towards phenomenological attitude evolutionarily has been examined by beginning with Descartes to Zumthor,and has been tried to decode the transformation of attitude based on from concrete space mentality to lived-space experienced by body, shortly, space as the process formed by human being.In the second fragment, it was focussed on the place myth and wished to read in order to explain the process of place under the perspective of phenomenology especially focussing on some phenomenologist geographers from Heidegger to Simon.In the last fragment, concept wished to decode is time. In this part, beginning by Bergson and continuing to Derrida, a section of phenomenological time approach was presented and was tried to read the claims of some thinkers about time, especially formation of time buried in space through perceiver human beings and perceived surrounding, in other meaning transformation of time.In the part of synthesis, some graphics are put to tender which contain information of writer's attitude about the notions. In the conclusion and suggestion part, contributions of phenomenology to architectural theory and practice were generally estimated and were tried to make brief inferences on the potentials of intersection between phenomenology and architecture benefiting from the perspectives of people which become subject matter in thesis.
Benzer Tezler
- Yusuf Atılgan'ın romanlarında mekân
The element of space in novels by Yusuf Atılgan
ORHAN OĞUZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
Türk Dili ve EdebiyatıDokuz Eylül ÜniversitesiOrtaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. HÜSEYİN TUNCER
- A study of Samuel Beckett's solipsistic antiheroes: Decentralisation of the self in Molloy, Malone Dies and The Unnamable
Samuel Beckett'in tekbenci karşı-kahramanları üzerine bir inceleme: Molloy, Malone Dies (Malone Ölüyor) ve The unnameble (Adlandırılamayan) adlı romanlarında benliğin yitimi
MEHMET BÜYÜKTUNCAY
Yüksek Lisans
İngilizce
2005
İngiliz Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesiİngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ŞEBNEM KAYA
- Türkmen Türkçesi ve Türkiye Türkçesindeki yalancı eş değerler
Pseudo-equivalents in the Turkmen Turkish and Turkey Turkish
NİDA KIRÖMEROĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Türk Dili ve Edebiyatıİstanbul Kültür ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. OKTAY S. KARACA
- Peyami Safa'nın romanlarında zarflar ve kullanışları
Adverbs in Peyami Safa's novels and the methods of their use
ALİ RIZA ŞAHİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Türk Dili ve EdebiyatıUşak ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET AKÇATAŞ
- Romancı ve hikâyeci kimliğiyle Tahir Abacı
Tahir Abacı with his novelist and storyteller identity
ZEYNEP AKYEL
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Türk Dili ve EdebiyatıDicle ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KAMURAN ERONAT