Yoksullukla mücadelede sivil toplum örgütlerinin rolü: İHH örneği
The role of nongovernmental organisations to combat the poverty: The model of IHH
- Tez No: 407147
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. ERTUĞRUL GÜNDOĞAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Siyasal Bilimler, Sosyoloji, Political Science, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Poverty, Nongovernmental Organisation, İHH
- Yıl: 2015
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Fatih Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 142
Özet
Dünyada her yüzyıl kendine has olaylarla anılmaktadır. 21 yy'ın en önemli gelişmeleri; Ortadoğu ülkelerinde yaşananlar, Sovyet bloğunun dağılması, İran devrimi, devletlerin ve toplumların idari, siyasi, kültürel değişim ve dönüşümüdür. Bu dönüşümü etkileyen faktörlerin başında küreselleşmenin etkisi ve teknolojik gelişmeler yer almaktadır. Özellikle iletişim ve ulaşım alanındaki gelişmeler; Dünya'yı herkesin her an takip edebildiği, gelişmeleri izleyebildiği küçük bir köy haline getirmiştir. Bu durum gelişmiş ülkelerde olumlanırken gelişmekte olan ülkelerde olumsuz eleştirilere sebep olmaktadır. En büyük eleştirilerden biri küreselleşmeyle birlikte modern kapitalizmin makyajlanarak sömürüye devam ettiğidir. İletişim teknolojilerinin gelişimi, toplumların ve devletlerin etkileşimini hızlandırmıştır. Gelişmiş ülkelerden yeni fikirler kavramlar üretilirken gelişmekte olan ülkeler bu yeni yaklaşımları kendine rol model olarak benimsemektedirler. Ülkelerin sınırlarının esnekleştiği, ekonominin tek elden yönetilir duruma geldiği, milli söylemlerin yerini konsensüs anlaşmalara bıraktığı küresel dünyada, sorunlar ve çözüm yoları da işbirliği içerisinde yürütülme çabasındadır. Hal böyle olunca son dönemlerin en başat kavramları sivil toplum örgütü ve yoksulluk hem ülkelerin hem de dünyanın ilgi alanı içerisine girmiştir. Sivil toplum yapılanmalar ve yoksullukla mücadele ülkelerin siyasi, ekonomik, kültürel yapısı ile yakından ilişkilidir. Ülkelerin yönetim şekillerinden ziyade demokrasiyi içselleştirmesi, devlete bakış açısı, toplumsal bilinç vb. unsurlar sivil toplum örgütlenmelerine etki etmektedir. Adının demokratik olduğu ve demokrasiyle yönetilen birçok ülkede despotizm uygulamalar görülmektedir. Bu ülkelerdeki sivil toplum anlayışı devletin izin verdiği ölçüde, mevcut idareye hizmet eden toplumun düşünce ve enerjisini tek bir alana kanalize eden görünümdedir. Modern manada sivil toplum devletten özerk yapılanma içerisinde olmalıdır. Türkiye Cumhuriyet tarihinden bu yana sivilleşme sancısı çeken ülkelerdendir. Gerek askeri vesayet gerekse sermayedar elitizm, Osmanlıda başlayan merkez çevre ayrımını devam ettirmiştir. Ülkeyi idare eden elit kesim ve halk arasında hem ekonomik hem de yönetime katılma hususunda büyük farklar mevcuttur. Böyle bir yapıda sivil toplum örgütlerinin gelişmesi yavaşlamaktadır. Türkiye'de en büyük eksiklerden biri mevcut durumun ortaya konulması yönünde saha çalışmalarının geç tarihlerde başlamasıdır. Yoksullukla ilgili ilk çalışmaların 1970'lerde başladığı Türkiye'de ancak 1990'lı yıllardan sonra gelişmeler hızlanmıştır. Basın yayın organlarının çoğalması, devletin idari ve siyasi yapısının değişmesi diğer bir değişle devletin var olma sebebi olan halkla aralarındaki perdeyi kaldırması, ekonomide dışa açılma ve sermayenin giriş çıkışının kolaylaşması, dünyadaki gelişmelerden iletişim teknolojilerinin yardımıyla an be an haberdar olunabilmesi, gelişmeleri hızlandıran sebeplerdendir. Türkiye'nin son dönemlerde Avrupa Birliği'ne üyelik süreci bağlamında yapılan siyasi, hukuki, reformlar, demokratik gelişmeler, özgürlükçü yaklaşımlar bir tarafta sivil toplum kuruluşlarının gelişmesine, diğer taraftan yoksulluk gibi sosyal sorunların çözümü noktasında farklı adımların atılmasına yardımcı olmaktadır. Devletin yoksullukla mücadele alanında yaptığı çalışmalar alternatif üretim ve ekonomik gelişmeler olmadığı sürece kısır döngü haline dönüşmektedir. Bir taraftan milli gelirden pay ayrılarak yoksullukla mücadele edilirken diğer taraftan oluşan açığı kapatmak için yeni vergiler, zamlar ve kısıtlamalar yapılmaktadır. Böyle bir durumda yoksullukla mücadelede kesin çözümler yerine geçici pansuman çözümler üretilmektedir. Son yıllarda sivil toplum kuruluşlarının çoğalması ve sosyal sorunlara toplumun daha duyarlı hale gelmesi Türkiye'de mutlak yoksulluğu ortadan kaldırırken, göreli yoksulluk ve yoksulluk riski taşıyan gruplarda bir azalma görülmemektedir. Çok farklı alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının; profesyonelleşememe, güç birliğine gidememe, derinleşememe gibi sorunları bulunmaktadır. Diğer taraftan devlete eklemlenme, nepotizm tutumlar sivil toplum kuruluşlarının sivilliğinin tartışılmasına yol açmaktadır. Yoksullukla mücadelede devletin direkt çözümler yerine, toplumsal kurumlar, üniversiteler, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortak hareket etmesi veya bu tür yapılanma ve mücadelelerde yol gösterici kolaylaştırıcı önlemler alması, bu alanda reformlar yapması, gelir dağılımdaki eşitsizliği minimize etmesi, topyekun bilinçlendirme çalışmalarında bulunması yoksulluğun önlenmesi konusunda daha etkin olacaktır.
Özet (Çeviri)
The poverty is a social problem being seen in each country and in every term even it has different impacts, different dosages all over the world. The world has become a small village that everyone can keep abreast of everything at any moment and monitor progresses thanks to the developments in communication and transportation sectors in particular. Accordingly it depends on this case that, the poverty and the struggle to the poverty is being to talkin the historical process the practices of struggling to the poverty undergo a change and in the head, it has been decided to solve this problem by the hand of nongovernmental organisations. This method is productive in developed countries but in underdeveloped countries it couldn't reach the required success. Structuring civil society and the struggle against poverty are closely related with countries' political, economic and cultural structures. Some factors has an impact upon the organising of non governmental organisations as social consciousness, viewpoint to the state, and internalize the democracy rather than forms of government in this study, the methods of struggling to the poverty of non governmental organisations trying to be assessed by the model of IHH. It is being addressed the performances made by hand of the state ,activities of team works, and the activities of non governmental organisations made separately of the state. The notion of poverty and nongovernmental organisation, describings and the diversities of descriptions, the reasons of poverty are to be clarified.
Benzer Tezler
- Yoksullukla mücadelede sivil toplum örgütlerinin rolü
The role of ci̇vi̇ associ̇ati̇ons at poverty struggle
BEYHAN ÖZDEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Kamu YönetimiAdnan Menderes ÜniversitesiMaliye Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERTUĞRUL ACARTÜRK
- Türkiye'de yoksulluk, sosyal yardım ve sivil toplum: Hak temelli yaklaşım açısından bir değerlendirme
Poverty, social assistance and civil society in Turkey: An assessment according to rights based approach
HİCRAN ATATANIR
Doktora
Türkçe
2016
Sosyal HizmetlerHacettepe ÜniversitesiSosyal Hizmet Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KASIM KARATAŞ
- Çevre etiği çerçevesinde biyopolitikaların oluşturulmasında katılımcılık
The importance of public participation in the process of policy making within the framework of environmental biopolitics
ARZU İRGE ÖZYOL
Doktora
Türkçe
2013
Siyasal BilimlerAnkara ÜniversitesiSosyal Çevre Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NESRİN ÇOBANOĞLU
- The influence of Ghana's social welfare system on the vulnerabilities
Gana'daki sosyal refah sisteminin kırılganlıklar üzerine etkileri
JAMAL APPIAH-KUBI
Doktora
İngilizce
2022
Sosyal HizmetAnkara Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiSosyal Politika Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ABDULKADİR DEVELİ
- Yerel girişimler bağlamında sivil toplum kuruluşlarının sosyal riski azaltmadaki rollerinin incelenmesi
Local initiatives in the context of civil society organizations examining their role in reducing the risk of social
NESLİHAN ABAY