Geri Dön

Akut st elevasyonlu miyokard infarktüsünde başvuru EKG'sindeki terminal GRS distorsiyonunun hastane içi ve uzun dönem mortalite üzerine etkisi

Long – term prognostic significance of the distortion of terminal qrs complex on admission ecg in stemi and correlation with grace score

  1. Tez No: 412586
  2. Yazar: AHMET YILMAZ
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. KENAN DEMİR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Selçuk Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 108

Özet

Koroner arter hastalığı (KAH), bütün dünyada epidemik bir halk sağlığı problemidir Akut kooner sendromlar, dünyada olduğu gibi Türkiyede de ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. EKG ise STEMI teşhisinde vazgeçilmez olan ucuz ve kolay ulaşılabilir bir tetkikdir. STEMI hastalarında erken risk sınıflaması, mortaliteyi bilmek, tedavi ve takip biçimini düzenlemek açısında çok önemlidir. Terminal QRS distorsiyonu; Grade 3 iskemi olarak da adlandırılmaktadır. Sclarovsky ve ekibi ve Birnbaum ve ekibi farklı zamanlarda QRS distorsiyonunun tanımını yapmışlardır. Başvuru EKG`lerinde QRS distorsiyonu görülen STEMI hastaların hastane içi prognozunun daha kötü, , fibrinolitik tedaviye yanıtlarının kötü olduğu, primer perkütan tedavi sonrasındaki mortalitenin yüksek ve kurtarılan miyokard bölgesinin az olduğu gösterilmiştir. Yine terminal QRS distorsiyonunun yüksek SYNTAX skoru ve yüksek no reflow oranları ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Biz bu çalışmamızda ST elevasyonu Myokart infarktüsünde, başvuru EKG`sindeki terminal QRS distorsiyonunun hastane içi ve uzun dönem mortalite üzerine etkisini araştırmayı amaçladık. Terminal QRS distorsiyonunun 2 paterni vardır. Patern a, qR konfigürasyonu olan derivasyonlarda J noktasının R dalgasının %50 sinden büyük olduğu durumlarda görülmektedir. Patern b ise Rs konfigürasyonu olması gereken derivasyonlarda S dalgasının olmadığı durumlarda izlenmektedir. Her iki patern de terminal QRS distorsiyonu veya grade 3 iskemi olarak adlandırılmaktadır. 216 STEMI ile başvura hasta başvuru EKG lerinde QRS distorsiyonu olup olmamasına göre 2 gruba ayrıldı. Multivariable Logistik Regresyon analizi ile hastana içi, 36 aylık sonrası mortalite ve GRACE skoru ile QRS distorsiyonunun ilişkisi araştırıldı. 216 hastanın 93 (43,0%) ünde QRS distorsiyonu görüldü. Hastane içi 22 (10.1%) ve 36 aylık takip sonrasında toplam 57 (26.3%) hastada ölüm gerçekleşti. Distorsiyon olan grupta hastane içi ölüm oranı anlamlı olarak yüksekti (p=0.005). Benzer şekilde 36 aylık takipte de mortalite oranı distorsiyon olan grupta fazla idi (p=0.012). Distorsyon gruptaki hastaların Killip sınıfı ortalaması daha yüksekti, GRACE skorları daha yüksekti. Akut kalp yetmezliği,intraaortik balon pompası kullanım oranları da G3MI grubuna daha yüksekti (p

Özet (Çeviri)

Introduction: Electrocardiography (ECG) has been used as a reliable and inexpensive tool in both diagnostic and prognostic evaluations of ST-segment elevation myocardial infarction (STEMI). Early risk stratification is important in the management of patients with STEMI. Terminal QRS distortion [grade 3 ischemia (G3I)] defined by Sclarovsky et al. and Birnbaum et al. Previous studies showed that patients with STEMI who have G3I on the admission electrocardiogram have worse prognosis, less benefit from thrombolysis, less benefit from primary percutaneous coronary intervention (PCI), higher in hospital mortality, larger infarct areas, less myocardial salvage, and poor myocardial and epicardial perfusion when receiving thrombolytic treatment and undergoing PCI. Our aim in this study is to analyze the admission ECG in STEMI based on distortion of terminal portion of QRS and its correlation to in hospital and 36 month follow up mortality and correlation to GRACE score. Materials and Method: 216 consecutive patients of STEMI were classified into subjects with distortion of terminal QRS (Group I), and without distortion of terminal QRS (Group II). Terminal QRS distortion is defined as emergence of J point at 50% of the R wave amplitude in leads with qR configuration or absence of the S waves, in leads with Rs configuration in two consecutive leads. Multivariable logistic regression analysis was performed to assess the independent associations between terminal QRS distortion on the admission ECG and in-hospital and 36-month mortality and correlation to GRACE score. Results: Out of 216 patients of STEMI, 93 (43,0%) had distortion of QRS. There were 22 deaths in hospital (10,1%) and total 57 deaths in 36 months follow up (26.3%). Hospital mortality was found to be significantly more in subjects with distortion than those without (p=0.005). 36 month follow up mortality was found to be significantly more in subjects with distortion than those without (p=0.012). Patients with QRS distortion have higher Killip class and higher GRACE score on admission (p < 0.05). Acute heart failure and intra aortic ballon pump insertion rates are significantly higher in subjects with distortion (p

Benzer Tezler

  1. Göğüs ağrısı ile acile başvuran hastalarda elektrokardiyografi?de aVR derivasyonunda ST yüksekliği saptananların; demografik ve epidemiyolojik olarak incelenmesi

    Patients who had electrocardiographic ST segment elevation in lead aVR, admitted with chest pain to emergency department, demographical and epidemiological investigation

    ILGIT KARACA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    İlk ve Acil YardımCumhuriyet Üniversitesi

    Dahili Tıp Bilimleri Bölümü

    DOÇ. DR. ŞEVKİ HAKAN EREN

  2. Miyokardial iskemik hasarın belirlenmesinde kardiyak troponin I ve troponin T

    Troponin I and troponin T in the detection of ischemic myocardial damage

    ERHAN VAROĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    BiyokimyaAtatürk Üniversitesi

    Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EBUBEKİR BAKAN

  3. ST yükselmeli miyokard enfarktüsünde primer veya kurtarıcı perkütan girişim öncesi no-reflow fenomeni öngörülebilir mi?

    Is no-reflow phenomenon predictable before primary or rescue percutaneous intervention in ST elevated myocardial infarction?

    NAZİLE BİLGİN DOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    KardiyolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NEZİHİ BARIŞ

  4. St elevasyonlu akut miyokard infarktüsünde insülin perfüzyonu ile sıkı kan şekeri kontrolünün son infarkt alanına etkisi

    The effect of tight glycaemic control with insulin perfusion to final infarct size in st segment elevating acute myocardial infarction

    KAMİL GÜLŞEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Kardiyolojiİstanbul Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MURAT KAZIM ERSANLI

  5. Kliniğimize ST elevasyonlu miyokard infarktüsü nedeniyle başvuran hastalarda tercih edilen tedavi stratejilerinin karşılaştırılması

    The comparision of the treatment strategies prefered in the patients admitted to our clinic due to the myocardial infarction with ST elevation

    MAHMUT ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    KardiyolojiYüzüncü Yıl Üniversitesi

    Dahili Tıp Bilimleri Bölümü

    YRD. DOÇ. MUSA ŞAHİN