Geri Dön

Maurice Ne'doncelle ve Muhammed İkbal'de Tanrı-alem ilişkisi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 41359
  2. Yazar: ALİ ÇAKMAK
  3. Danışmanlar: PROF.DR. MEHMET AYDIN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Din, Felsefe, Religion, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1995
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 57

Özet

ÖZET Tanrı-âlem ilişkisi bir felsefe problemi olarak hem Hristiyanlık hem de İslamiyet açısından, önem bakımından pek farklılık göster eyen bir problemdir. Bu çalışmamızda, biri Hristiyan (M. Nedoncelle) diğeri müslüman (M. İkbal) olan iki filozofun Tanrı-âlem ilişkisi konusundaki fikirlerini mukayese etmeyi, benzer ve farklı yönlerini ortaya koymayı amaçladık. Bilinmelidir ki konumuz ne doğrudan Tanrı ne de âlem'dir. Bu ikisi arasındaki ilişkidir. Nedoncelle'e göre, Tanrı süjelerin, ruhların ve şuurların yaratıcısıdır. Tanrı iradesini, objeleri değil süjeleri yaratarak izah etmektedir. Şuur sahibi olan Tanrı, kendisiyle ilişki ve işbirliği kuracağı varlığın kendisi gibi şuur sahibi bir varlık olmasını istemektedir. Bu yüzden Nedoncelle'de Tanrı-âlem ilişkisinden söz etmemiz mümkün görünmemektedir. Nedoncelle'de Tanrı-âlem ilişkisi yerine Tanrı-insan ilişkisi söz konusudur. Nedoncelle ve İkbal'e göre, Tanrı ferdiyet sahibi bir varlıktır. Her iki düşünürde Tanrıyı“kişi”olarak düşünmektedir. Gerek Nedoncelle gerekse ikbal'e göre, Tanrı, şuurlu, bilen, ferdiyet sahibi, yetkin, kud ret sahibi, yaratıcı bir varlık'tır. Nedoncelle ve İkbal, Cevher'in varlığını devam ettirmesini arazların sürekli olarak yaratılmasında görmektedir. Nedoncelle ve İkbal'de Tanrının bilgisi ve yaratması eş zamanlı (simültane) olarak gerçekleşen iki fiildir. Yani Tanrının bir şeyi bilmesi onu yaratmasıdır. Her iki düşünüre göre, Tanrı imkanı imkan, reeli de reel olarak bilmektedir. Onlara göre, gelecek Tanrının saf yaratmasın dan başka bir şey değildir. Geleceği, Tanrının sürekli yaratması olarak gören Nedoncelle ve ikbal, Tanrının hayatındaki her saniyenin orjinal ve gerçek olduğunu düşünmektedir. Nedoncelle ve İkbal'in Tanrının hem Aşkınlığından hem de iç- kinliğinden sözetmeleri, sürekli yaratma fikrine sahip olmaları, işte bütün bu anlayışlar tamamen süreçci metafiziğin anlayışına uygun düşmektedir. İkbal, süreç metafiziği içerisinde ele alınan ve değer lendirilen bir düşünürdür. Nedoncelle'in fikirleri de göz önüne alındığında onun da süreç metafiziği içersinde ele alınıp değerlendi rilebileceğini söylemek bize mümkün görünüyor.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT God-Cosmos relation does not differ in Islam as well as in Chiristianity. We aimed, in our study, to compare the views of two philoso phers, namely Muhammed Iqbal and M. Nedoncelle on the problem of God-Cosmos relation. It must be kept in mind that our subject is di rected neither to God nor Cosmos, but is directed to the relation be tween these two. Nedoncelle is of the view that God is the creator of subjects, spirits and conscience. He explains God's Will in terms of creating subjects not objects. God, which has conscience, likes that the or creature, which is going to have relation or co-operation with Himself must be a conscious creature. Therefore, we can not say, according to Nedoncelle, there is no relation between God and Cosmos. In his opinion, there is relalion between God and man rather than God-Cos mos relation. According to Nedoncelle and Iqbal, God is a being which has individuality. They both think Him as a person. Nedoncelle and per fect, creater being and has individuality and power. Nedoncelle and Iqbal see the continuation of symtomis exis- tance in the creation of substance continuously. In their opinion, God's knowledge and creating is two actions which come into being simultaneously, i.e. God's knowledge of some thing is the creation of that thing. According to them, God knows pos sibility as a possibility, reality as a reality. They say that future is nothing but the pure creation of God. Nedoncelle and Iqbal who see that future as a constinuous creation of God, think that every second in God's life is real and orginial What Nedoncelle and Iqbal say on God, is that His trancendentality, being immanent, His concessical metaphyics. Iqbal is a thinker who is considered among process. Metaphyics. If we are valuate the views of Nedoncelle, he can be in cluded into the same category.

Benzer Tezler

  1. Maurice Ravel' in 20. yüzyıl piyano repertuvarındaki önemi ve Sol Majör Piyano Konçertosunun ayrıntılı incelenmesi

    Significance of Maurice Ravel in 20th century piano repertoire and a detailed study of his G Major Piano Concerto

    HAZAL EVRUK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    MüzikAnkara Üniversitesi

    Çalgı Ana Sanat Dalı

    DOÇ. ELİF ÖNAL ÇUBUKÇU

  2. The Perverse play of literature in Maurice Blanchot's Awaiting Oblivion and Thomas the Obscure

    Maurice Blanchot'nun Awaiting Oblivion ve Thomas the Obscure metinlerinde edebiyatın yoldan çıkaran oyunu

    ASİYE GÜVEN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    Batı Dilleri ve Edebiyatıİstanbul Bilgi Üniversitesi

    Karşılaştırmalı Edebiyat Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. SELEN VANESSA ANSEN LALLEMAND

  3. Bedenin iç-dış diyalektiğinin doğadaki performatif imgesi

    The performative image in nature, of the inside-outer dialectic of the body

    ŞEYMA AL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Güzel SanatlarHacettepe Üniversitesi

    Resim Ana Sanat Dalı

    DOÇ. DR. OZAN BİLGİNER

  4. Blondel'in felsefesi ve Türkiye'deki etkisi

    Başlık çevirisi yok

    ALİ OSMAN GÜNDOĞAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1991

    FelsefeAtatürk Üniversitesi

    PROF.DR. ABDULKUDDÜS BİNGÖL

  5. Maurıce Merleau-Ponty'nin fenomenolojik ontolojisi

    The phenomenological ontology of Maurice Merleau-Ponty

    HÜSEYİN AYDOĞDU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    FelsefeAtatürk Üniversitesi

    Felsefe Bölümü

    DOÇ. DR. ADNAN ÖMERUSTAOĞLU