Sepsis tanısı konan geriatrik hastalarda prokalsitonin düzeyi, ötiroid hasta sendromunun sıklığı ve mortalite üzerine olan etkisi
Procalci̇toni̇n levels, the frequency of euthyroi̇d si̇ck syndrome and i̇ts effect on mortali̇ty i̇n geri̇atri̇c pati̇ents di̇agnosed wi̇th sepsi̇s
- Tez No: 415167
- Danışmanlar: PROF. DR. TUFAN TÜKEK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Geriatri, Geriatrics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2015
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 66
Özet
Giriş ve amaç: Sepsis tüm dünyada sık görülen, birçok yeni tedavi modellerine rağmen tanı ve tedavideki gecikmeler nedeni ile mortalitesi yüksek bir hastalıktır. Hastalığın klinik ve laboratuvar bulguları özgül olmadığından sistemik inflamatuar yanıt sendromuna (SIYS) neden olan infeksiyon dışı durumlardan ayrımı da zordur. Sepsis seyrinde tiroid fonksiyonlarında tiroid dokusunda hastalık olmaksızın değişiklikler saptanmakta ve buna ötiroid hasta sendromu (ÖHS) denilmektedir. Özellikle yaşlı popülasyonda sepsis seyrinde ÖHS sıklığı ve bunun mortalite üzerine etkisi bilinmemektedir. Prokalsitonin (PCT) tiroid dokusundan salgılanan özellikle sepsisteki hastalarda tanı koymada kullandığımız bir moleküldür. Son zamanlarda sepsiste mortalite ile ilişkili olduğu bildirilmektedir. Çalışmamızın amacı, özellikle geriatrik hasta popülasyonunda sepsis seyrinde ÖHS sıklığını araştırmak, prokalsitonin ve mortalite ile ilişkisi olup olmadığını saptamaktır. Materyal-metod: Prospektif olarak 2012 Surviving Sepsis Campaign'in tanı kriterlerine göre sepsis tanısı konan 203 hasta çalışmaya alındı. Hasta grubu 65 yaş üstü ve altı olarak iki gruba ayrıldı. Takip süresince taburcu olan, yoğun bakıma giden ve ölen hastalar kaydedildi. fT3 ile fT4 düşüklüğü olan hastalar ÖHS olarak kabul edildi. İki grubun istatistiksel analizi Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) programı ile gerçekleştirildi. Bulgular: Geriatrik grupta 35 (%28.7) ve kontrol grubunda 30 (%37) olmak üzere toplamda 65 (%32) hastada ölüm gerçekleşti. Geriatrik gruptaki 122 hastanın 108 tanesinde (%88.5) ve kontrol grubundaki 81 hastanın 63 tanesinde (%77.8) olmak üzere toplamda 171 hastada (%84.2) ÖHS gelişirken, 32 hastada (%15.8) ÖHS gelişmedi. PCT ile ÖHS gelişimi arasındakiye ilişkiye bakıldığında, ÖHS gelişen hastalarda ortalama PCT değeri 14.87±31.58 ng/ml iken gelişmeyen hastalarda ortalama 7.75±13.27 ng/ml olup PCT ile ÖHS gelişimi arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p:0.216). Mortalite gelişimi üzerine fT4 ve PCT değerlerinin anlamlı katkısı saptandı (p:0.008 ve p:0.048). Sonuç: Çalışmamız sepsis tanısı alan hastalarda ÖHS sıklığını veren ilk çalışmadır. Sepsis tanılı geriatrik hasta gurubunda, geriatrik olmayan guruba göre ÖHS sıklığının anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır. PCT ve fT4 düzeylerinin mortalite ile ilişkisi ortaya konmuştur. Sepsis tanısı ile hastaneye yatışı olan hastalarda PCT düzeyleri ve tiroid fonksiyon testlerini dikkatli gözden geçirmeli, tedaviye yanıt sürecini değerlendirmede ve mortaliteyi belirlemedeki önemlerini göz önünde tutmalıyız.
Özet (Çeviri)
Introduction and aim: Sepsis is a common disease worldwide and has a high mortality due to delays in diagnosis and treatment despite various new treatment models. It is intricate to differentiate sepsis from non-infectious causes of systemic inflammatory response syndrome (SIRS) because the clinical and laboratory findings are non-specific. During the state of sepsis, alterations in thyroid functions are observed without thyroid gland disease and this is called euthyroid-sick syndrome (ESS). The prevalence of ESS during sepsis, specifically in the elderly, and its effect on mortality is yet unknown. Procalcitonin is a molecule secreted by the thyroid gland and it is used to diagnose sepsis. Recently, procalcitonin is reported to be associated with mortality in sepsis. In our study, we aim to investigate the prevalence of ESS during sepsis specifically in geriatric patient population and determine whether it is associated with procalcitonin or mortality. Material and methods: 203 patients who received a diagnosis of sepsis depending on the 2012 Surviving Sepsis Campaign diagnostic criteria were included in the study prospectively. Subjects were classified into two groups as older or younger than 65 years. Patients who were discharged, transferred to intensive care unit (ICU) or died during follow-up were recorded. Patients with low serum fT3 and fT4 levels were considered as ESS. The statistical analysis of the two groups was performed with Statistical Package for the Social Sciences (SPSS). Results: 65 patients (32%) died throughout the study. 35 (28.7%) were in the geriatric group and 30 (37%) were in the control group. 108 subjects of the 122 in the geriatric group (88.5%) and 63 subjects of the 81 in the control group (77.8%), with a total of 171 patients (84.2%) developed ESS whereas the remaining 32 patients did not. Mean serum PCT value in patients who developed ESS was 14.87±31.58 ng/ml while it was 7.75±13.27 ng/ml in patients who didn't develop ESS. The difference was not statistically significant (p=0.216). Serum fT4 and PCT levels had a significant effect on mortality (p=0.008 and 0.048, respectively). Conclusion: Our study is the first to report the prevalence of ESS in patients who were diagnosed with sepsis. The prevalence of ESS was significantly higher in the geriatric patient group with sepsis than the non-geriatric group. Serum PCT and fT4 levels are found to be associated with mortality. We should assess serum PCT levels and thyroid function tests carefully in patients who are admitted for sepsis, and consider their importance in determining treatment response and mortality.
Benzer Tezler
- Acil serviste sepsis tanısı alan hastalarda başvuru sırasındaki presepsin ve copeptin düzeyleri ile multiorgan yetmezliği sendromu arasındaki ilişki
The Relationship Between Presepsin and Copeptin Levels and Multiorgan Failure Syndrome in Patients Diagnosed with Sepsis in Emergency Department
OZAN EMRE TORUN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
İlk ve Acil YardımSelçuk ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYŞEGÜL BAYIR
- Sepsis, ağır sepsis ve septik şok hastalarında trombosit/lökosit, TNF-alfa ve IL-6 değerlerinin mortalite ve morbidite üzerine etkisinin araştırılması
Başlık çevirisi yok
AYŞE NUR AY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CANAN BALCI
- Ağır sepsis ve septik şokta erken hedefe yönelik tedavide pulmoner arter kateterizasyon yöntemi ile konvansiyonel yöntemin karşılaştırılması
Comprasion of pulmonary artery catheterization method and conventional method with severe sepsis and septic shock patients in early goal directed therapy
GÜLSEREN ALTUNYURT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
GastroenterolojiErciyes Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT SUNGUR
- Pediatrik kardiyovasküler cerrahi sonrası gelişen bakteriyeminin lipit profili üzerine etkisi
The impact of bacteriaemia developing after pediatric cardiovascular surgery on lipite profile
İBRAHİM MUSAB KÖŞKER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURGÜL YURTSEVEN
- Konjenital kalp cerrahisi sonrasında gelişen sepsiste risk faktörleri
Risk factors for sepsis following congenital heart surgery
YASEMİN YAVUZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Anestezi ve ReanimasyonSağlık BakanlığıAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
UZMAN NURGÜL YURTSEVEN