Yükseköğretimde uzmanlık dili olarak Almanca öğretimi -İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü Veteriner Fakültesi örneğinde belirli amaçlı Almanca uygulamalarına eleştirel bir bakış ve öneriler-
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 41735
- Danışmanlar: DOÇ.DR. NİLÜFER TAPAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, Eğitim ve Öğretim, German Linguistics and Literature, Education and Training
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1995
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 268
Özet
228 SONUÇ VE ÖZET Türkiye'de yabancı dilin gerektiği gibi öğretilememesi konusu ve bu sorunun yulardır tartışıla gelmesi, yabancı dil öğretiminde yeni model arayışlarım kaçınılmaz kılmıştır. Bir yandan yabancı dil öğretiminde Türkiye genelinde gözlediğim başarısızlık, öte yandan çalışma alanım olan İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Bölümünde yabancı dilin istenilen düzeyde öğretilememesi, benim de bu başarısızlığın kaynağında yatan nedenleri irdelememe ve üniversitelerin çeşitli bilim dallarında öğrenim gören öğrencilere yönelik, Türkiye koşullarına uygun yabancı dil öğretiminin nasıl olması gerektiği konusunu araştırmama yol açtı. Çalışmanın sonunda ise, bu araştırmalardan edindiğim bilgiler doğrultusunda Veteriner Fakültesi öğrencilerine yönelik bir program önerisi geliştirmeye çalıştım. Bu bağlamda yabancı dil öğretiminin Türk Eğitim Sistemindeki yerini belirlemek için, eğitim sistemini Osmanlı İmparatorluğu öncesinde, Osmanlı İmparatorluğunda, Cumhuriyet döneminde ve günümüzde ele alarak, müfredat programlarını inceledim. Bu incelemede gerek Cumhuriyet öncesinde, gerek Cumhuriyet döneminde, yabancı dil öğretimine gereken önemin verildiğini ve müfredat programlarında daima en az bir ya bancı dil dersine yer aldığını saptadım. Özellikle Cumhuriyet döneminde yabancı dil öğretimi ile ilgili çıkarılan tüm kanunlar, alınan kararlar, her öğrencinin en az bir ya bancı dili öğrenmesinden yanaydı. Atatürk'ün eğitim alanında gerçekleştirmiş olduğu reformlar ile birlikte ortaöğretim kurumlarında öğrencilerin Fransızca, İngilizce, Al manca dillerinden birini zorunlu ders olarak okumaları kararlaştırılmıştır. Öte yandan üniversitelerde de bu üç dili öğretmeyi amaçlayan“Yabancı Diller Okulu”adı altında kurumlar açılmıştır. Üniversitelerde yabancı dil öğretmeyi amaçlayan bu kurumların açılmasının başlıca nedeni, her bilim adamının en az bir yabancı dil bilmesi gerektiği, yabancı dil bilmeden yükseköğretim yapılamayacağı fikrinden doğmuştur. Bugün hala Türk öğrencilerinin ortaöğretimde eksik kalan yabancı dil bilgilerini belli bir düzeye çıkarmak ve Türk Üniversiteleri tarafından verilen diplomalara uluslararası bir geçerlilik kazandırmak için, Yabancı Diller Bölümlerinde üç dilde öğretim sürdürülmektedir.Türkiye'de eğitim tarihi süresinde yabancı dil öğretimi ile ilgili alman tüm bu kararlar, en az bir yabancı dilin öğretilmesinden yana olmasına rağmen, neden istenilen başarı elde edilememektedir? Bu çalışmada yabancı dilin istenilen düzeyde öğretilememesinin nedenlerini araştırarak, bunları bir kaç başlık altında toplamayı he defledim ve şu sonuçlara vardım: Türkiye'de var olan eğitim sistemi yabancı dil öğretimini olumsuz etkilemiştir. Çoğu kez öğrenciler yabancı dili neden öğrendiklerini, bir gün yabancı dilden yararlanıp, yararlanamayacaklarını bilememiş, yabancı dil seçimini Özgürce yapamamıştır. Yıllarca yabancı dil öğretiminde Türkiye koşullarına uymayan yöntemler kullanılmış, modern yöntemlere geçiş gecikmiştir. Türk öğrencilerinin yabancı dil öğrenmedeki amacı ve gereksinimleri araştırılmamış, Türkiye koşullarında hangi becerilerin öncelikle kazandırılması gerektiği araştırılıp, saptanamamıştır. Avrupalı öğrencilere yönelik hazırlanmış ders kitapları aynen alınıp, kullanılmıştır. Ancak bunları uygulayacak nitelikte öğretmenlerin az sayıda olduğu ortaya çıkmıştır. Tüm bunlar yanı sıra öğrencinin yaşadığı doğal ve sosyal ortam zaman zaman yabancı dil öğretimini olumsuz etkilemiş, hatta yabancı dil öğrenmenin bir yetenek işi olduğuna inanılan dönemler dahi olmuştur. Tüm bunların doğal bir sonucu olarak istenilen düzeyde yabancı dil öğretilememiştir ve bir takım iyileştirme hareketleriyle bu sorun giderilmeye çalışılmıştır. Ancak iyileştirme hareketi olarak yıllarca şu yapılmıştır: Başarısız olarak nitelendirilen bir yöntemden vazgeçilmiş, diğer yeni bir yöntem/uygulama aynen Avrupa'daki şekliyle alınıp, uygulanmaya çalışılmıştır ve bundan başarı beklenmiştir. Ancak uygulanmaya çalışılan yeni yöntem, Türk öğrencisine uygunluğu açısından araştırılmamış, öte yandan Türk öğrencisinin yabancı dil öğrenmedeki amacına, gereksinimlerine, Türkiye koşullarına uygun yeni programların geliştirilmesinde yetersiz kalınmıştır. İşte bu çalışmada yukarıda belirttiğim yolu seçmek yerine, Üniversitelerin Yabancı Diller Okullarında yabancı dil öğrenen öğrencilerin yabancı dil öğrenmedeki amaçları ve Türkiye koşullarını araştırarak, yeni yöntemsel yönelişler doğrultusunda bir program önerisi geliştirmeye çalıştım. Ancak kuramsal bilgiler yan ıs ıra deneyimlerim den de yararlanmak için, bu çalışma İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü'nde sürdürülmekte olan Almanca Öğretimi ile sınırlandırılmış, önerilen örnekler Veteriner öğrencilerine yönelik seçilmiştir. Bu bağlamda hedef kitle olarak belirlenen yüksek230 öğretim öğrencilerini daha iyi tanıyabilmek, onların hangi sistemin ürünü olduklarını bilmek için, bugün liselerde uygulanmakta olan Ders Geçme ve Kredili Sisteme, bu sis temin dayandığı yaklaşıma, bu sistemin temel ilkelerine ve üniversiteler ile olan bağlantısına yer verilmiştir ve yabancı dilin bu sistemde yeri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu arada yeni sistemde aksamaların olduğu, bazı yönlerinin düzeltilmesi gerektiği sonucuna vardım. Bu sistemin dayandığı yaklaşım gereği, diğer bir çok derste olduğu gibi, yabancı dil öğretiminde de ders kitaplarının ve ders işleyiş yöntemlerinin değiştirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Bir yandan Kredili Sistemin özellikleri, öte yandan son yıllarda yabancı dil öğretim yöntemlerinde yeni yönelişlerin ortaya çıkması, yükseköğretim öğrencilerine yönelik ders düzenlemelerinin de yeniden gözden geçirilmesini ve Türkiye koşullarına yönelik programların geliştirilmesini zorunlu kılmıştır. İşte bu çalışmada böyle bir program önerisi geliştirilmeye çalışılmıştır. Hedef kitle olarak İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü öğrencilerinin belirlenmesi ise, bu kurum üzerinde durup, kurumun açılış nedeni, temel işlevi, bu kurumdaki yabancı dil Öğretiminin düzenlenişi, Almanca öğretiminde görülen uygulamalar ve sürdürülen yöntem arayışı gibi konulara yer ver meyi gerektirmiştir. İncelemenin sonucu şöyle özetlenebilir: Yükseköğretim öğrencileri için okuma öğretimi ağırlıklı ve öğrencilerin uzmanlık alanlarına yönelik yabancı dil öğretimi daha verimli ve yararcı olacaktır. Çünkü, Türkiye konum itibarıyla Almanca konuşulan ülkelerden uzak olan ve kültür, gelenek, görenek, yaşam tarzı gibi bir çok açıdan büyük farklılıkların göze çarptığı bir ülkedir. Bir ülkede yukarıda sayılan koşullar söz konusu olduğunda, amaç dilin konuşulduğu ülkelere gidip, orada doğrudan eylemde bulunabilecek öğrenci sayısı sınırlı olmaktadır. Bu nedenle öğrencilere kendi ülke sınırları içerisinde yararlanabilecekleri türde bir yabancı dil öğretimi sunmak gerekmektedir. Bu da yabancı dil öğretiminde konuşma yetisinden çok, okuma-anlama yetisinin kazandırılmasını gerekli kılar. Okuma-anlama yetisini kazandırmaya yönelik yabancı dil öğretiminde ise, yabancı kültür daima kitle iletişim araçlarıyla öğrencinin ayağına kadar getirilir, çoğunlukla yazılı metinler ile sunulur. Öğrenci eğitim gördüğü uzmanlık dalına yönelik, yabancı dilde yazılmış olan metinleri okumakla, kendisi için gerekli olan bilgi-231 leri nasıl elde edeceğini gördüğünde, motivasyon artar, öğrenci yabancı dili öğrenmede daha istekli olur. İşte İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü öğrencilerinin de uzmanlık metinlerini okuma-anlama süreci içinde anlamaya çalışmalarıyla birlikte, yabancı kültürü anlayacakları, dolayısıyla yeni bilgiler ile ufuklarını genişletip, kendilerini geliştirecekleri, bunun yanı sıra öğretim gördükleri uzmanlık alanında da, yabancı dil bilgisinden yararlanarak, en iyi bir biçimde yetişebilecekleri bir gerçektir. Yabancı dil deki bu metinleri amaca uygun okuma biçimleri ile, çeşitli okuma-anlama stratejileri geliştirerek çözümlemeye çalışan öğrenci, kendisinin neyi bilip, neyi bilmediğinin farkına varır ve kendisini ve kendi kültürünü yabancı olanla karşılaştırarak, aradaki ben zer ve farkı] yönleri saptar. Böylece iki kültürü de daha iyi tanıma fırsatı bulabilir. Dolayısıyla bu yeni anlayışa göre sürdürülen yabancı dil öğretim yöntemlerinde metinler derslerin çıkış noktasını oluşturur. Ancak bunlar, mutlaka, öğrencileri metin üzerinde düşünmeye, eleştirilir getirmeye, yorumlar yapmaya olanak sağlayan özgün metinler arasından seçilmelidir. Bundan dolayı çalışmanın sonunda veterinerlik ile ilgili konular içeren özgün metinler sunulmuş, bunlar ile okuma-anlama yetisinin nasıl kazandırılacağına dair okuma teknikleri verilmiştir. Bu bağlamda uzmanlık dili olarak Al manca öğretiminde ön plana çıkan Anlama dilbilgisi, okuma alıştırmaları, okuma biçimleri vs. gibi konular üzerinde durulmuş, açıklayıcı bilgiler sunulmuştur. Öte yan dan okuma öğretimi ağırlıklı ders düzenlemelerinin planlanması ve ders materyalinin oluşturulmasında izlenecek olan ölçütler verilmiştir. Bu çalışmada önerdiğim belirli amaçlı yabancı dil öğretimine yönelik program ile, öğrencilere yükseköğretim sonrasında da karşılaşacakları uzmanlık metinlerini, nasıl anlayabileceklerine dair teknikler göstermek, bu metinlerde yer alan anlam yüklü sinyalleri nasıl tanıyıp, nasıl çözümleye bileceklerine dair bilgiler vermek istedim. Ayrıca amacım, bu örnekler ile belli bir uzmanlık dalına yönelik Almanca öğretimi gerçekleştirmek isteyen eğiticilere de, ellerinde ders kitapları bulunmadığı durumlarda, var olan kaynaklardan metinler seçip, uzmanlık dili olarak Almancayı nasıl öğretebilecekleri konusunda ipuçları vermek, önerilerde bulunmaktır.
Özet (Çeviri)
232 ÖZET (ALMANCA) In der vorliegenden Arbeit wird über die Entwicklung von Fremdsprachenkenntnissen an den tiirkischen Universitaten fiir Studenten ailer Fakultaten und den damit verbunde- nen Problemen gesprochen, und zum Schluss wird der Versuch gemacht, ein Modeli zu entwerfen, der speziell für tiirkische Studenten sein soil. Die tiirkischen Universitaten, haben seit den 30' iger Jahren sogenannte Fremdspra- chenschulen fiir Englisch, Deutsch und Französisch (Yabancı Diller Okulu) eingerich- tet, damit ihre Abschlussdiplome interaationaie Anerkennung findet. Die Studenten kommen aus Schulen (Sekundarstufe), in denen sie 6 Jahre lang in einer dieser Fremds- prachen unterrichtet werden, aber mit höchst unterschiedlichen Niveau. Nicht nur an der Fremdsprachenschule der Universitit İstanbul ist die Unzufriedenheit im Bereich des Untemchts Deutsch als Fremdsprache stark fühlbar, an der ich als Lektorin tâtig bin. Diese Unzufiedenheit ist vor ailen durch den seit 1982 stândigen Wechsel in der Programmierung des Frendsprachenuntemchts seitens des Oberste (staatliche) Erzie- behörde (YÖK=Yüksek Öğretim Kurulu) und seitens der Fakultaten bedingt. Es wurde zunâchst jahrelang für aile Fakultaten obligatorsche 4-Jâhrige Sprachkurse eingeführt. İn diesen Kursen konnten in der deutschen Abteilung nach einem 2-jâhrigen Unterricht mit' Deutsch Aktiv', 'Deutsch Aktiv Neu die Grundkenntnisse vennittelt und in den we- iteren 2 Jahren Texte aus den jeweiiigen Fachbereichen mit den nötigen Fachvokabular erarbeitet werden. Natürlich erwies sich hier die mangeinde fachausgerichtete Bildung der aus der Germanistik kommenden Lehrkafte als ein Handicap. Seit 1991/92 hat sich die Situation an diesen Schulen erneut verândert, in dem jede Fa- kultat ein getrenntes Programın für ihre Studenten vorlegt. d.h. es gibt Fakultaten mit einem Ein-Jahres-Programm von wochentlich 2 Stunden (Naturwissenschaftlichen Fa kultaten ), mit 2-Jahres-Programm von 2-8 Wochenstunden und mit Vier-Jahres- Programm nach dem alten Plan. Unter diesen Umstânden (auch wahrend der Zeit vor 1980) war die Erarbeitung eines sinnvollen Cumculums für den DaF-Unterricht nicht möglich. Dass unter diesen Voraussetzungen die Motivation sowohl bei den Lehrern als auch bet den Studenten geringer wurde, ist verstandltch.İch möhte aber mit dieser Arbeit untersuchen, welch anderen Gründe ebenfalls das Niveau im DaF Unterricht heruntersetzen und mit welchen Methoden eventuell die Man gel behaben vverden könnten. Um dies tun zu können, musste ich mir zunachst einen Überblick iiber die Art und Weise deş Deutschuntenichts an den Se- kundarschulen der Türkei verschaffen. İch untersuchte die Stundeplane vor und nach den Schulreformen Atatürks. Es zeigte sich, dass schon seit Ende deş 19. Jhs. in den Militârschulen deş osmanischen Reiches mindentens eine europâtsche Sprache gelernt werden musste. Vor der Gründung dieser militârischen Schulen waren es nur astatische Sprachen, die gelernt werden mussten. Ab 1933 wurde der Unterricht in FranzÖsisch, Englisch und Deutsch im Sekundarbereich obligatorisch. Auch an den Universitaten wurden wie schon ervvahnt die Fremdsprachenschulen für die 3 Sprachen eröffnet. İm staatlichen Sekundarbereich konntefl die Schüler im aUgemeinen die Fremdsprache niclıt f re i vvâhlen, sondern wurden eîner Sprachenklasse zugevviesen. Mangelnde Lehrkrâfte öder solche ohne germanistische Fachausbildung, unzureichendes Lehrmate- rial öder falsche Lehrmethoden und vor allem eine nicht vorhandene und nicht geförderte Lesegevvohnheit verhinderten, in den 6 Schuljahren ausreichende Fremds- prachenkenntnisse zu erwerben. Mit diesen Schülern und ihren hetorogenen unzureischenden Kenntnissen hatten und haben die Fremdsprachenschulen der Unver- sitâten primâr zu tun. Die Schüler, die aus den privaten Auslandsschulen der drei Lânder kommen, bestehen fast 100 % die Einstufungsprüfung und werden von der Teü- nahme an Frandsprachenunterricht an der Universitat befreit. Nicht nur von den standig wechselnden Curriculars der Fakultâten allein ist das unbefriedigende Ergebnis deş Frendsprachenunterdchts an den Fremdsprachenschulen der Universitat herzuleiten. İch versuchte darzulegen, dass unzureichende Motivation, ungenügende Fortbilgung der Lehrkrâfte, Anwendung falscher Lehrmethoden, ungeeig- nete Lehnverke - da Deutsch und Türkisch sehr verschiedene Sprachsysteıne sind - den DaF - Unterricht erschvveren, wen nicht gaı- behindem, und dies zu begründen. İm Hinblick auf die benutzten Lehrvverke lasst sich generalisierend sagen, dass sie für internationall Lernende, aber nicht speziell für türkische Schüler, deren Mutterspracheganz anders Strukturen auswetst, geschrieben worden sind. Bei meinem Versuch. für ein geeigneteres Lehnverk ein Modeli zu entwerfen, habe ich die Entvvicklungslinien deş kommunikativen Ansatzes untersucht und festgestellt, dass ein funktionales Kon- zept nicht ausreicht und nicht allein Ausganspunkt sein kann, d.h. Sprechfahigkeit nicht zum Haupzieî erhoben werden daıf. Die Lesefahigkeit muss wesentlich stârker betont, Arbeit mit Fachtexten intensiviert werden, um die Motivation der Studenten anzuregen. Denn auch mit Fachtexten“ können die Studenten Einblick in die fremde Welt bekom- men, und sie mit der eîgenen Welt vergleichen, Sie sollen, indem sie in der Frendsprache Sachtexte lesen, und die Texte verstehen, Neues auf fahlichen Gebiet er- fahren, um sich beruflich \veiterzubilden. Aber den Studenten soll im Text nur so viel Neues angeboten vverden, dass ihre Neugier geweckt wird. Die Themen müs.sen so aus- gewâhlt und strukturiert werden, dass Studenten sinnvolle Anknüpfungen an ihre eige- nen lebenserfahrungen machen können. in Lândem wie die Türkei, wo man eine aus- gepragte geographische, kulturraumliche Distanz und anders geartete gesellschaftlische Verhaltnisse im Vergleich zu den Ziesprachelandem vorliegen, soüte die fremde Welt immer nur über Medien, und zvvar über Texte, vermittelt werden. Deshalb muss eine speziflsche Verstehensgrammatik zu Seh-, Hör-und Lesetexten entwickelt vverden, d.h. Texte müssen bei so einem Deutschunterricht Ausganspunk sein. Bei so einem Deutsclıuntenicht müssen die Studenten Schritt für Schritt- die Lesefahigkeit enverben. Um den Lehrküften zu zeigen, wie das erreicht werden kann, habe ich aus dem Fachgebiet ”Tierrarztmedizien" Fachtexte ausgevvâhlt, und versucht nach bestimmten Krİterien eine Progression aufzustellen, und verschiedene Lesetechni- ken als Beispiel zu geben, damit sie auch selbst Untenichtsproben für Studenden ande- rer Fakultaten durchführen können. İch habe bei der Erstellung dieser Unterrichtsproben festgestellt, dass am Anfang deş Studiums nicht bei ailen Studenten Deutschunterricht mit Erarbeitung von Fachtexten gestaltet vverden kann. Denn Grundkenntnisse im Bereich 'Tiermedizin' müssen in der Muttersprache erarbetet werden. Ausserdem müssen im Fremdsprachenunterricht Gemeindeutsch + Grundkenntnisse in der deutschen Grammatik, Wortschatz (ca. 2000 Wöıter) erarbeitet werden. Dabei muss aber eine Einführung in Textsorten + Lesestilen + Lesestrategien und Lesetechniken gemacht vverden. Erst dann kann auf die Eigenaıt der deutschen Wissenschaftssprache aügemein eingegangen werden.-Die Texte habe ich nach den Vorkenntnissen der Adresatengruppe ausgewahlt. -Die Progression ist nach Themen festgelegt. Bei der Anordnung wurde die übliche Progression eingehalten: Diese geht namlich in der Regel vom Einfachen zum Kompiexen, von den Grundlagen eines Faches zu seinen Umsetzungen und Anvvendun- gen, vom Anschaulichen zum vveniger Anschaulichen-İch habe darauf geachtet, dass die Texte die spezielle Fachsprache und ihre Be- sonderheiten (Terminologie) im Bereich der Tiennedizin beinhalten. -İn der Unterrichtsprobe habe ich versucht Lesetechniken und Leseübungen als JBeispiel zu zeigen, die die Verstehensleistungen der Schüler und bestimmte Lesestile entwickeln und fördern.
Benzer Tezler
- Almanya üniversitelerinde yabancı dil olarak Türkçe öğretimi
Teaching Turkish as a foreign language in Germany universities
GAMZE DELİOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Eğitim ve ÖğretimGazi ÜniversitesiTürkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÜLKER ŞEN
- Probleme bei der didaktik der berufssprache Deutsch im Türkischen hochschulwesen und alternative lösungsvorschläge in bezug auf die akademische ausbildung
Türkiye'de yükseköğretim bünyesinde sunulan mesleki uzmanlık dili olarak Almanca dersinde yaşanan aksaklıklar ve akademik öğreti açısından ön görülen alternatif çözüm yolları
SELAHADDİN SOYUDOĞRU
Yüksek Lisans
Almanca
2019
Eğitim ve ÖğretimÇukurova ÜniversitesiAlman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YASEMİN DARANCIK
- An evaluation of 'Content-Based Instruction (CBI)'-oriented course material in teaching English as a foreign language at tertiary level: A case study on the students of software engineering department at a foundation university in Türkiye
Yükseköğretimde yabancı dil olarak İngilizce öğretiminde 'içerik odaklı' ders materyali değerlendirmesi: Türkiye'deki bir vakıf üniversitesinde yazılım mühendisliği bölümü öğrencileri üzerine örnek olay incelemesi
CEM ŞENCAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
Eğitim ve ÖğretimBursa Uludağ ÜniversitesiYabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZÜBEYDE SİNEM GENÇ
- Exploring predictive power of in-service efl instructors' technology integration self efficacy beliefs on their tpack levels
İngilizce öğretim görevlilerinin teknolojik pedagojik alan bilgileri ile teknolojiyi entegre etme öz yeterlilikleri arasındaki ilişkiye dair bir araştırma
RABİA DİNÇER
Yüksek Lisans
İngilizce
2020
Eğitim ve ÖğretimBahçeşehir Üniversitesiİngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA POLAT
- Eflatun Cem Güney'in derlediği masalların yabancılara Türkçe öğretiminde B1-B2 seviyesine uyarlanması
Adaptation of B1-B2 from the fairy tales compiled by Eflatun Cem Güney in teaching Turkish to foreigners
HÜRRİYET BULUT
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Türk Dili ve EdebiyatıNecmettin Erbakan ÜniversitesiTürkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞERİFE AKPINAR
- The relation between teachers' motivation and enthusiasm in ELT: A descriptive study
İngiliz dili öğretiminde öğretmen motivasyonu ve öğretme istemi arasındaki ilişki
ÇİĞDEM FİDAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2014
Eğitim ve ÖğretimÇukurova Üniversitesiİngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YONCA ÖZKAN