Geri Dön

İnsülin kullanımına rağmen glisemik kontrolü kötü olan tip 2 diyabet hastalarında cushing sendromu sıklığı

The prevalence of cushıng's syndrome ın type 2 dıabetıc patıents wıth poor glycemıc regulatıon despıte the use of ınsulın

  1. Tez No: 420710
  2. Yazar: AŞKIN GÜNGÜNEŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TUNCAY DELİBAŞI, PROF. DR. MUSTAFA ŞAHİN
  4. Tez Türü: Tıpta Yan Dal Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 62

Özet

Mevcut çalışmalar tip 2 diyabetik hastalarda Cushing sendromu sıklığının % 0 ile 9,4 arasında olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, literatürde insulin kullanımına rağmen glisemik regülasyonu kötü olan tip 2 diyabetik hastalarda Cushing sendromu sıklığının araştırıldığı bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı insülin tedavisi almasına rağmen glisemik kontrolü kötü olan, poliklinikte takibi yapılan tip 2 diyabetliler arasında okült Cushing sendromu sıklığını araştırmak ve labaratuvar ve klinik parametrelerle ilişkisini incelemektir. Gereç ve Yöntem Tip 2 diyabet tanısı ile poliklinikte izlenen, en az 3 ay sure ile insulin kullanan ( tek başına insulin veya oral antidiyabetik ile birlikte insulin kullanımı) buna karşın glisemik kontrolü iyi olmayan ( HbA1c > %7) hastalar çalışmaya dahil edildi. Diğer taraftan, klasik Cushing sendromu özelliklerine sahip hastalar çalışmaya alınmadı. Tarama testi olarak bir gecelik 1 mg DST uygulandı. Test sonucu pozitif olan hastalara (serum kortizol değeri ≥1,8 µg/dL) klasik 2 gün 2 mg deksametazon supresyon testi yapıldı. Bu test ile de serum kortizolünde yeterli supresyon olmaması halinde (>1,8 µg/dL) hastalara endojen hiperkortizolemi tanısı konuldu. Takiben, Cushing sendromu ayırıcı tanısı için daha ileri testlere geçildi. Bulgular Çalışmamıza yaş ortalaması 55.5 ± 9.2 olan toplam 277 hasta dahil edildi. Bu hastaların %79.4'ü (n= 220) kadın, %20.6'sı (n=57) erkek olup ortalama Hb A1c değeri % 9.1, BKI değeri 35,4±6,8 kg/m2, ortalama diyabet süresi 10 yıl, ortalama insulin dozu 54 IU/gün idi. 70 hasta (%25.3) intensif insulin tedavisi almaktaydı. Hastaların % 53.1'inde hipertansiyon, %80.5'inde dislipidemi mevcuttu. 277 hastanın 15 tanesinde birgecelik 1mg DST sonucu pozitif saptandı. Takiben yapılan 2 gün 2mg DST ile sonucu pozitif olan hasta sayısı ikiye düştü. Bu iki hastadan 1 tanesinde Cushing sendromu tanısı BIPSS ile konfirme edildi (%0.36). Diğer hastaya ise subklinik Cushing sendromu tanısı konuldu. Bir gecelik 1 mg DST sonrası kortizol değeri 1.8 µg/dL ve daha yüksek olan hastalarda hipertansiyon prevelansı istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p=0,041). Diğer taraftan hipertansiyonu olan hastaların medyan kortizol düzeyi hipertansiyonu olmayan hastalara kıyasla istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p

Özet (Çeviri)

Previous studies have shown a prevalence of Cushing's syndrome in patients with type 2 dibates ranging from 0 to 9.4%. However, There are no studies in the literature which investigating the prevalence of Cushing's syndrome in type 2 diabetic patients with poor glycemic regulation despite the use of insulin. The aim of this study was to investigate the prevalence of unsuspected Cushing's syndrome in outpatient setting type 2 diabetic patients with poor glycemic control despite the use of insulin and examined the relationship between laboratory and clinical parameters. Materials and Methods The patients were included in the study who follow in the outpatient clinic with a diagnosis of Type 2 diabetes and using insulin (insulin alone or insulin combined with oral antidiabetic drug use) for a period of at least 3 months whereas poor glycemic control (HbA1c> 7%). On the other hand, patients with classic features of Cushing's syndrome were excluded. Overnight 1 mg DST performed as a screening test. Patients with a positive test result (serum cortisol ≥1.8 µg/dL) underwent a standard 2 day, 2 mg DST. Patients were diagnosed with endogenous hypercortisolemia in the absence of adequate suppression of serum cortisol (≥ 1.8 µg/dL) after 2 day, 2 mg DST. Subsequently, further tests was performed for the differential diagnosis of Cushing's syndrome. Results A total of 277 patients with mean age 55.5 ± 9.2 years were included in the study. Of these patients 79.4% (n = 220) were female, 20.6% (n = 57) were male and mean Hb A1c value was 9.1%, mean BMI was 35.4 ± 6.8 kg/m2, mean duration of diabetes was 10 years, mean insulin dose was 54 IU/day. 70 patients had been treated by intensive insulin (%25.3). Overall, 53.1% of patients had hypertension, 80.5 % of patients had dyslipidemia. Fifteen of 277 patients had a positive result from the overnight 1 mg DST. Follow-up testing with 2 day 2mg DST reduced the number of patients with positive results to 2. One of them, the diagnosis of Cushing's syndrome was confirmed (0.36% of the whole series) by BIPSS. In the other patient was diagnosed with subclinical Cushing syndrome. The prevalence of hypertension was significantly higher (p = 0.041) in patients with non-suppressible cortisol levels ( ≥ 1.8 µg/dL) after overnight 1mg DST. On the other hand, the median cortisol levels were significantly higher in patients with hypertension compared to patients without hypertension (p

Benzer Tezler

  1. Manisa kent merkezinde yaşayan diyabetli hastalarda izlem ve bakım niteliğinin değerlendirilmesi

    The assesment of the quality of care and monitoring of patients with diabetes mellitus living Manisa city center

    BAHADIR DEDE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Halk SağlığıCelal Bayar Üniversitesi

    Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERHAN ESER

  2. Yeni tanı almış tip 2 DM' lilerde uygulanan tedavinin ileri glikasyon son ürünleri reseptörleri ve komplikasyon gelişmesinde rol oynayan moleküllerle ilişkisi

    The relation of the applied treatment to receptors of advanced glycation end products and to the molecules resulting in complication development in newly diagnosed type 2 diabetics

    ÇAĞLAR BULUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    BiyokimyaAtatürk Üniversitesi

    Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YAŞAR NURİ ŞAHİN

  3. Postoperatif dönemde kullanılan analjezik tedavilerin glisemik kontrol üzerine olan etkilerinin retrospektif analizi

    Retrospective analysis of the effect of analgesic treatments used postoperatively on glycemic control

    CİHAN GÜLER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. VEYSEL ERDEN

  4. Diyabet tanısı olmayan bireylerde açlık ve tokluk plazma glukozunun, insülin rezistansı ve hba1c ile korelasyonu

    The correlation of fasting and fasting plasma glucose with insulin resistance and hba1c in individuals without diabetes

    FATMA EFE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    İç HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖMER DÖNDERİCİ

  5. İnsülin kullanan diyabetik hastalarda insülin kullanımı nedeniyle yaşanılan sorunlar ve hasta farkındalığı

    Survey study on the problems due to injection and patient awareness in diabetic patients using insulin

    TUĞÇE NUR ALPAĞUT DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAtatürk Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ARZU BİLEN