Geri Dön

Miyokard infarktüsü ile başvuran diyabetik hastalarda geliş glisemi kontrol düzeyinin koroner arter hastalığının yaygınlık ve ciddiyetine etkisi

The effect of initial blood glucose level on the severty and extend of coronary arter disease in the diabetic patients wi̇th myokardi̇al infarction

  1. Tez No: 423625
  2. Yazar: TAYLAN ERDEM ŞAHİN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. Necmi DEĞER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Miyokard infarktüsü, Diabetes Mellitus, Glisemi kontrolü, Gensini skoru, Myocardial infaction, Diabetes Mellitus, Glycemic control, Gensini score
  7. Yıl: 2007
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 66

Özet

Bu çalışmada ana amaç ST elevasyonlu ve Non ST elevasyonlu miyokard enfarktüsü ile başvuran diyabetik hastalarda glisemi kontrolünün Gensini skoru ile belirlenen koroner arter hastalığı yaygınlık ve ciddiyetine etkisini belirlemektir. Ayrıca glisemi kontrolünün hastane içi morbidite ve mortaliteye etkiside değerlendirilmiştir. Çalışmaya 46' sı (% 73) erkek, 17' si (% 27) kadın olmak üzere toplam 63 hasta alındı. Altmış üç hastanın 23' ü (% 36,5) NSTEMI, 40'ı (% 63,5) STEMI nedeniyle hospitalize edilip acil veya elektif koroner anjiografisi yapıldı. Hastaların yaş ortalaması 60 idi. Ortalama DM tanı sürasi 7,34 olarak saptandı. Hastalar HbA1c düzeylerine göre (≤ % 7,0 olanlar) regüle , (HbA1c >% 7,0 olanlar) ve kontrolsüz diyabet olmak üzere iki gruba ayrıldı. Regüle DM' si olan grupta 21 kişi (% 33,3), kontrolsüz DM' si olan grupta 42 (% 66,7) kişi bulunmaktaydı. ADA kriterleri kullanılarak 13 hastaya ( % 20,6) ilk defa DM tanısı konuldu. Tüm hastalara koroner anjiografi yapıldı. Anjiografik olarak anlamlı KAH % 50' nin üzerinde lezyon bulunan koronerler ve yan dallarına ( OM1, OM2, DG1, DG2, PL ve PDA) göre belirlendi. Hastaların % 22,3' ünde tek, % 23,8' inde iki ve % 54' ünde çok damar hastalığı saptandı Koroner anjiografisi yapılan NSTEMI ve STEMI grubundaki hastaların Gensini skorları karşılaştırıldığında her iki grup arasında skor dağılımının normal ve uniform olduğu ve iki grup arasında ortalama Gensini skoru açısından istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı görüldü. Bilinen diyabeti olan hastalar ile yeni tanı konulan hastaların Gensini skorları arasında da istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmedi . Hastalar glisemi kontrolüne göre gruplandırıldığında kontrolsüz grupta Gensini skoru nun anlamlı biçimde daha yüksek olduğu görüldü. DM süresi, glisemi parametreleri (geliş glukozu, açlık glukozu, HbA1c) ve Gensini skoru arasında korelasyon analizi yapıldığında, glisemi parametrelerinin ve Diyabet süresinin Gensini skoru ile korele olduğu, en kuvvetli ilişkinin ise HbA1c ve geliş glukoz düzeyi ile Gensini skoru arasında olduğu belirlendi. HbA1c değerleri, geliş ve açlık glukoz düzeyleri ve DM süresi ile sıkı bir ilişki göstermektedir. Buna göre DM süresinin uzun ve glisemi kontrolünün yetersiz olması hastaların miyokard infarktüsü esnasında akut hiperglisemi tablosu ile prezente olmasının temel nedeni olduğu söylenebilir. Bu da glisemi kontrolünün yetersizliğinin sadece koroner aterosklerozu hızlandırmak ve yaygınlaştırmakla kalmayıp akut olay sırasında stres hiperglisemi yanıtının abartılı biçimde ortaya çıkmasına neden olarak kardiyak morbidite ve mortalite de artışa yol açtığını düşündürmektedir. Nitekim çalışmamızda kontrolsüz diyabetiklerde ( Hastalara aynı revaskülarizasyon stratejisi ve olağan medikal tedavi protokolleri uygulanmasına rağmen) komplikasyon oranının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Koroner hastalığın yaygınlığı ve ciddiyeti mi yoksa abartılı stres hipergilisemisi mi, komplikasyon oranının yüksekliğinden sorumlu ayırd etmek mümkün değildir.

Özet (Çeviri)

This study was designed to investigate the contribution of glycemic control on the severity and extend of coronary artery disease (CAD) defined by Gensini score in diabetic patients with ST segment elevation and non ST segment elevation myocardial infarction (STEMI and NSTEMI). Also the effect of glycemic control on in-hospital mortality and morbidity rates was evaluated. Sixty three patients -46 males (73 %) and 17 females (27 %)- were enrolled. Twenty three (36,5 %) patients who were diagnosed as NSTEMI and 40 patients (63,5 %) with STEMI underwent either emergent or elective coronary angiography. Mean age of the patients was 60 and the mean duration for diagnosis of diabetes was 7,34 years. According to the HbA1c levels the patients were devided into two groups as controlled (HbA1c ≤ 7,0) diabetes (CDM) and uncontrolled (HbA1c > 7,0) diabetes (UDM). The CDM group consisted of 21 patients (33,3 %), where UDM group did 42 patients (66,7 %). Utilizing American Diabetes Association's criteria 13 patients (20,6 %) were called as new diagnosed diabetes. Coronary angiography was performed to all patients. Angiographically significant CAD was defined as > 50 % diameter stenosis in any coronary artery or in their major side-branches (optus margines, diagonals, posterolateral and posterior descending arteries). We found that distribution of Gensini scores was normal (Gaussian) and uniform when compared between NSTEMI and STEMI groups and that there was not any statistically difference between these two groups regarding mean Gensini scores. Also Gensini scores of already known and newly diagnosed diabetics were similar (p:nonsignificant). In case the patients were compared between CDM and UDM groups, the analysis revealed that Gensini score was significantly higher in the UDM group. Correlation analysis incorporating duration of diabetes, glycemia parameters (admission glucose, fasting glucose and HbA1c) and Gensini scores showed that glycemia parameters and duration of diabetes were correlated significantly with Gensini scores which was strongest for admission glucose levels and HbA1c. HbA1c levels were tightly associated with admission and fasting glucose levels and with duration of diabetes. So it can be stated that a longer duration of diabetes and unsatisfactory glycemic control could be the main reason for the acute hyperglycemic state during myocardial infarction. Consequently, failing in glycemic control can be considered as an element not only a contributer for acceleration and dissemination of coronary atherosclerosis; but also a factor resulting cardiac mortality and morbidity by mediating accentuated streshyperglycemic response during acute cases. 47 In this study we also determined that -despite the same revascularization strategies and current evidence based medical therapies were appliedcomplication rate was significantly higher in UDM group. To discreminate accentuated stres hyperglicemia and the more severe and extensive CAD as the reason of this higher complication rate is impossible.

Benzer Tezler

  1. Acil servise st elevasyonlu akut miyokard infarktüsü (STEMİ) ile başvuran ve primer perkütan koroner girişim (PPCI) yapılan hastalarda ortalama trombosit hacminin (MPV), eritrosit dağılım genişliğinin (RDW) ve aVR derivasyonundaki st elevasyonunun kısa dönem mortaliteye etkisi

    Patients presenting to the emergency department with st-elevation myocardial infarction (STEMI) and undergoing primary percutaneous coronary intervention (PPCİ) were evaluated for the impact of mean platelet volume (MPV), red cell distribution width (RDW), and st elevation in the aVR lead on short-term mortality

    CAFER BAĞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Acil TıpPamukkale Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MERT ÖZEN

  2. Plasma fetuin-a düzeyi ile diyabetik olmayan hastalarda koroner arter hastalığı sıklığı ve yaygınlığı arasındaki ilişki

    The relationship between plasma fetuin-a levels and the prevalence and severity of coronary artery disease in non-diabetic patients

    AHMET KORKMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    KardiyolojiSağlık Bakanlığı

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET TİMUR SELÇUK

  3. Atipik göğüs ağrısı olan hastaların EKG ve miyokard perfüzyonsintigrafisi (MPS) bulguları ile SCORE-2 algoritması arasındaki ı̇lişkininretrospektif yöntem ile analizi

    Retrospective analysis of the relationship between ECG and myocardial perfusion scintigraphy (MPS) findings and the SCORE-2 algorithm in patients with atypical chest pain

    CEVDET ÇAĞLAR ŞEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Aile HekimliğiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HİLAL ÖZKAYA

    DR. ÖĞR. ÜYESİ AYŞE İREM DEMİRTOLA MAMMADLI

  4. Tirofibanın akut koroner sendromlu hastalarda mortalite ve morbiidite üzerine etkileri

    Başlık çevirisi yok

    YILMAZ ÖZBAY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    KardiyolojiFırat Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. ERDOĞAN İLKAY

  5. Hipertansif anginalı olgularda, EKG'deki ST-T değişikliklerinde koroner arter hastalığını belirlemedeki yeri

    Başlık çevirisi yok

    EMEL ÖZOMAY ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    KardiyolojiSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı