Geri Dön

Kemik iliği nakil programına alınan lösemi hastalarında yaşam kalitesi, sosyal destek düzeyi, psikiyatrik komorbidite sıklığı ve bu etmenlerin nakil başarısı ile ilişkisi

The association between quality of life, social support and psychiatric comorbidities with transplantation outcome in leukemia patients enrolled in A bone marrow transplantation programme

  1. Tez No: 443670
  2. Yazar: NİLAY SEDES
  3. Danışmanlar: PROF. DR. VESİLE ŞENTÜRK CANKORUR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2016
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 113

Özet

Amaç: Kemik iliği nakli (KİN), hematolojik kanserlerin birincil tedavi yöntemidir. Fakat bu yöntem, enfeksiyon ve red reaksyonları gibi doğrudan nakille ilgili komplikasyonlara neden olabilmekte, fiziksel kısıtlanma gerektiren uzun süreli hastane yatışları gerektirmektedir. Sosyal izolasyon, hastaların süregiden bir endişeli bekleyişle geçen bu süreçle baş etmelerini güçleştirmektedir. Alandaki hakim görüş psikososyal etmenlerin bu sürece etki ettiği yönündedir. KİN başarısına etkileri konusunda ise alan yazın kısıtlıdır. Bu tez çalışmasında KİN programına alınan lösemi hastalarında yaşam kalitesi ile sosyal destek düzeylerinin belirlenmesi, stresle başa çıkma tutumlarının değerlendirilmesi, psikiyatrik eş tanıların saptanması ve bu etmenlerin KİN başarısı ile ilişkisinin araştırılması amaçlanmaktadır. Yöntem: Lösemi tanısı alan ve KİN programına katılan 45 olgu; yaşam kalitesi, sosyal destek ve kişisel hijyen düzeyleri ile psikiyatrik belirti ve eş tanılar bakımından, nakilden bir hafta önce ve yaklaşık dört hafta sonra olmak üzere iki kez değerlendirilmiştir. Ek olarak, ilk değerlendirmede hastaların stresle başa çıkma tutumları belirlenmiştir. Daha sonra ilk ve izlem sonuçları karşılaştırılıp, her iki değerlendirmedeki bulguların KİN başarısının ölçütü olarak kabul edilen nötrofil ve trombosit engraftman günleri (EG) ile ilişkileri ve bu süreçteki ağırlıklı etkileri incelenmiştir. Bulgular: Yaşam kalitesi düzeyinin izlemde nakil öncesi döneme göre belirgin olarak düştüğü görülmüştür. Sosyal destek algısının değişmediği, buna karşın arkadaş alt ölçek puanının izlemde düştüğü bulunmuştur. Kişisel hijyen düzeyinin ise, izelemde ilk değerlendirmeye göre arttığı saptanmıştır. İlk değerlendirmede hastaların % 40'ına (n=18) psikiyatrik bozukluk tanısı konduğu, izlemde bu oranın % 55'e çıktığı gözlenmiştir. Bununla paralel olarak izlemde depresyon, anksiyete ve stres düzeylerinin ilk değerlendirmeye göre anlamlı olarak yükseldiği saptanmıştır. En sık kullanılan baş etme stratejilerinin sırasıyla 'dini olarak baş etme', 'aktif başa çıkma' ve 'pozitif yeniden yorumlama ve gelişme' stratejileri olduğu saptanmıştır. Yaşam kalitesi ölçütleri ile EG'ler arasında ters yönde bir ilişki olduğu bulunmuştur. İzlemde depresyon ve anksiyete seviyeleri yükseldikçe trombositlere ait EG'nin uzadığı saptanmıştır. Bununla beraber, izlem değerlendirmesinde psikiyatrik eş tanının varlığıyla tüm EG'ler arasında ilişki olduğu bulunmuştur. Tüm bu değişkenlerin EG'yi öngörmedeki etkileri beraberce değerlendirildiğinde yalnızca izlemdeki psikiyatrik eş tanılar regresyon modeli içinde yer almış, diğer değişkenlerin etkileri model dışında kalmıştır. Sonuç: Bu çalışmada lösemi tanısı alan ve KİN uygulanan hastalarda psikososyal etmenlerin tedavi başarısına etkisi ortaya konulmaktadır. Hastalıkla beraber KİN'in getirmiş olduğu riskler yaşam kalitesini bozabilir, psikiyatrik bozukluk oranlarını arttırabilir ve bu da tedavi başarısını olumsuz etkileyebilir.

Özet (Çeviri)

Objective: Bone marrow transplantation (BMT), the primary treatment for hematologic malignancies has been associated with direct complications such as infections and transplant rejection and necessitates long-term hospitalization with physical restraint. As a result, social isolation complicates to cope with anticipated adversities within this anxious period. Dominant opinion in the field implies that psychosocial factors influence this process. But the influence upon BMT outcome is not clear. The objectives of this thesis are (i) to determine quality of life (QoL), social support, coping mechanisms, psychiatric symptoms and diagnoses in leukemia patients enrolled in a BMT program, and (ii) to investigate the association of these factors with BMT outcome. Method: 45 patients with leukemia who are included in a BMT program were assessed twice; at the first week prior to transplantation and at the fourth week after the transplantation. Assessments consisted of QoL, social support, personal hygiene, psychiatric symptoms and diagnoses. Coping skills were also assessed at initial evaluation. BMT outcome was measured via neutrophil and thrombocyte engraftment times (ET). Results: Compared to the pretransplantation period, a marked decline in QoL was observed after the transplantation. Overall social support levels were comaparable between the two assessments, however 'friend support' was lower in the follow up assessment. Level of personal hygiene increased on follow-up compared to first evaluation. The rate of any psychiatric disorder increased from 40% in the first evaluation to 55% on follow-up. Concordantly, depression, anxiety and stress levels were significantly higher on follow-up compared with the first evaluation. Assessments showed that most frequently used coping strategies were 'religious coping', 'active coping' and 'positive reinterpretation and growth'. A negative correlation was found between QoL and ETs. Thrombocyte ET was associated with the severity of anxiety and depressive symptoms after the BMT. Moreover, a relation was found between the presence of a psychiatric diagnosis after the BMT and ET. As all variables' predictive effects on ET were assessed, only follow-up psychiatric comorbidities stayed in the regression model, while the influence of other psychosocial variables were excluded. Conclusion: Psychosocial factors seem to be associated with BMT. Psychiatric diagnoses are more prevalent, psychiatric symptoms tend to increase, friend support and QoL tend to decrease after the BMT. Psychiatric diagnoses also have a negative impact on BMT outcome.

Benzer Tezler

  1. Kronik myeloid lösemi hastalarında miyelofibrozis ve anjiogenez ilişkisinin araştırılması: İmmünomorfometrik çalışma

    Correlation between myelofibrosis and vascular density in chronic myeloid leukemia: An immunomorphometric study on bone marrow threphine biopsies

    BERNA SAVAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    PatolojiAnkara Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. IŞINSU KUZU

  2. Akraba dışı hematopoetik kök hücre nakli yapılan hastaların uzun dönem takibi ve klinik seyir

    Long term follow-up and clinical outcomes of unrelated hematopoetic stem cell transplantation

    ELİF AKSOY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Hematolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. İPEK YÖNAL HİNDİLERDEN

  3. Kemik iliği nakli yapılan hastalarda beslenme durumunun değerlendirilmesi

    Evaluation of nutrition status in patients with bone marrow transplantation

    CEREN SOYTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Beslenme ve DiyetetikAcıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ DUYGU SAĞLAM

  4. Yoğun bakım ünitelerinde izlenen solid tümörlü ve hematolojik maligniteli hastaların sonuçları üzerine etkili faktörlerin değerlendirilmesi

    Evaluation of the factors effecting the prognosis of patients with solid tumor and hematologic malignency in intensive care unit

    RUKİYE ARIKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    OnkolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BİLGİN CÖMERT