Hbeag pozitif ve HBEAG negatif kronik HBV enfeksiyonlu hastalarda NBSAG kantitasyonu ve klinik tablolar ile korelasyonlarının araştırılması
Correlation between quantitative hbsag levels and clinical profile of chronic HBV patients with positive or negative hbeag
- Tez No: 452481
- Danışmanlar: PROF. DR. VEDAT TURHAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları, Clinical Microbiology and Infectious Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2015
- Dil: Türkçe
- Üniversite: GATA
- Enstitü: Haydarpaşa Eğitim Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 104
Özet
Amaç: Kronik Hepatit B (KHB) virus enfeksiyonu dünya genelindeki yaygınlığı ile birlikte karaciğer yetmezliği, siroz ve hepatoselüler kanser gibi hayati komplikasyonları olması nedeniyle önemli bir sağlık sorunu olarak ortaya çıkmakta; her yıl yaklaşık bir milyon kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Blumberg tarafından Hepatit B virus yüzey antijeninin (HBsAg) keşfinden beri HBsAg bu enfeksiyonun varlığını gösteren bir parmak izi görevini görmüştür. Günümüzde KHB enfeksiyonunun takibinde HBsAg ile birlikte HBeAg, Anti HBe ve HBV DNA kullanılmaktadır. HBV DNA; hastalarda tedavi başlama kararının verilmesinde ve de tedavi takibinde viral baskılanmayı göstermesi açısından kullanılan bir belirteçtir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda HBV DNA (viral yük) negatif olsa bile viral aktivite ve replikasyonun devam edebildiği ve bu aktivasyonun HBsAg'nin kantitatif olarak ölçümü ile gösterilebileceği ortaya konmuştur. Kantitatif HBsAg (qHBsAg)'nin kovalent bağlı çembersel DNA (cccDNA)' nın transkripsyonel aktivitesini yansıtan bir belirteç olduğu yakın dönemde yapılan çalışmalar ile gösterilmiştir. qHBsAg sadece aktif enfeksiyon varlığını göstermesi yönüyle değil, aynı zamanda klinik seyir ve tedavi yanıtını göstermesi açısından önem kazanmıştır. Bu çalışmada cccDNA'nın bir göstergesi niteliğinde olan qHBsAg düzeyinin, KHB enfeksiyonu olan hastalarda tedavi takibindeki yerini araştırmayı ve qHBsAg düzeyi ile HBV DNA ve karaciğer histopatolojisi arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçladık. Yöntem: 01 Haziran 2014 - 31 Aralık 2014 tarihleri arasında hastanemiz Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji polikliniğine başvuran 18 yaş ve üzerindeki, klinik, biyokimyasal, serolojik ve histopatolojik olarak kronik hepatit B infeksiyonu tanısı konan toplam 74 hasta dahil edilmiştir. Hastalar kendi arasında öncelikle yeni tedavi başlanan ve uzun süreli tedavi alan hastalar olarak iki gruba ayrıldı. Birinci grup hastalar daha önce tedavi almamış olan 31 naiv KHB hastasından oluşmakta idi. Oral antiviral veya interferon tedavisi başlanılan bu hasta grubundan tedavi öncesi, tedavinin 3. ve 6. aylarında alınan hasta serumlarında çalışılan HBsAg titreleri ile antiviral etkinliğin değerlendirilmesi planlanmıştır. Çalışmamızda yer alan diğer hasta grubu ise beş yıl ve üzeri süre ile antiviral tedavi almakta olan 43 adet kronik hepatit B virüsü ile enfekte hastalardan oluşmakta olup bu hastalardan alınan serum örnekleri de çalışmaya dahil edilmiş ve uzun süreli tedavi sonrası qHBsAg düzeyleri araştırılarak yeni tedaviye başladığımız hasta grupları ile karşılaştırılmıştır. Çalışmaya alınan hastalarda serum qHBsAg, düzeyi makro ELISA yöntemiyle ARCHITEC (Abbott Laboratories) cihazı ile çalışılırken, HBV-DNA düzeyleri kantitatif PCR yöntemiyle (Applied Biosystems, ABI 7500 Real Time PCR System) çalışılmıştır. Bulgular: Yeni tedavi başlanan KHB hastaları HBeAg pozitif ve negatif hastalar olarak iki grupta değerlendirildiğinde ortalama qHBsAg, fibrozis evresi, HBV DNA düzeyi her iki grupta istatistiksel olarak farklı olarak bulunmuş ve HBeAg pozitif hastalarda bu parametreler yüksek saptanmıştır (p=0,002; p=0,002; p=0,034). Aynı grup hastalarda, tedavi öncesi qHBsAg düzeyi ile ALT, AST, total bilirübin düzeyleri arasında korelasyon gözlenmemiş olup (p>0,05), qHBsAg ve HBV DNA düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif korelasyon saptandı (p=0,003). Bu gruptaki hastalar fibrozis evresine göre yüksek ve düşük evre fibrozisli hastalar olarak iki grupta incelendiğinde qHBsAg fibrozis skoru yüksek olan grupta azalmış olarak bulunsa da iki grup arasında istatistiksel farklılık saptanmadı. Platelet, RDW ve albümin düzeyleri fibrotik skoru 3 ve üzeri olan grupta istatistiksel olarak anlamlı oranda azalmış; HBV DNA düzeyi ise anlamlı oranda artmış olarak bulundu (p=0,035; p=0,021; p=0,010; p=0,001). qHBsAg ve HBV DNA düzeyleri tedavi öncesi ve tedavinin 3 ve 6. Ayındaki titreleri ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlendi (p
Özet (Çeviri)
Background: Chronic hepatitis B viral (HBV) infection is a major global health problem characterized by potentially life threatening conditions such as hepatic insufficiency, cirrhosis and hepatocellular cancer. Approximately one million persons die each year as a result of chronic HBV infection. The discovery of the hepatitis B surface antigen by Nobel laureate Blumberg in 1965 led it's utilization as a finger print marker of the HBV. HBsAg, HBeAg antigens and HBV DNAs are markers currently used in the follow up of chronic HBV infection. HBV DNA levels in serum are useful in deciding whether to start treatment in patients with chronic HBV and also serve as a useful marker in determining suppression of viral replication. A negative HBV DNA is an indicator of low or absent viral load. However, recent studies have reported viral activity and replication even in the presence of negative HBV DNAs. This viral activation has been shown with quantitative HBsAg (qHBsAg) measurements which have been reported by previous studies to indicate the transcriptional activity of cccDNAs. In addition, qHBsAg is known to be useful marker in understanding the clinical course of the disease and treatment response. The aims of this study are a) to determine the role of qHBsAg levels in follow up of chronic HBV treatment and b) investigate the relationship between qHBsAg, HBV DNA levels and liver histopathology. Materials and Methods : Between June 2014 and December 2014, 74 patients (age > 18 years), who visited our infectious diseases and microbiology policlinic and diagnosed with chronic HBV infection based on clinical, biochemical, serological and histopathological findings were included into the study. Patients were grouped according to treatment status; Group I (patients new to treatment) and group II (patients with long-term treatment history). There were 31 patients in group I. All group I patients had their serum HBsAg titers measured and antiviral activity was determined before treatment. The same parameters were measures at three and six month time periods after treatment with oral antivirals or interferons. Group II consisted of 43 chronic HBV patients who had been on anti-viral treatment for at least 5 years. Quantitative serum HBsAg levels were measured and compared to that of patient in group II. Differences between both groups were determined by using the student tests for statistical analysis. Quantitative serum HBsAg levels were measured by using the Enzyme linked Immunoassay (ELISA) method (ARCHITEC) (Abbott Laboratories). Serum HBV-DNA levels were measured by using quantitative PCR methods (Applied Biosystems, ABI 7500 Real Time PCR System) Results: Patients from group I were divided into two groups according to HBeAg positivity. The mean qHBsAg and HBV DNA levels and fibrosis scores were found to be statistically higher (p=0.002, p=0.034, p= 0.002) in patients with a positive HBeAg. For all patients in group I, a positive correlation was found between qHBsAg and HBV DNA levels (p=0.003) however, there was no statistically significant correlation (p> 0.05) between pre treatment qHBsAg levels and serum ALT, AST, total bilirubin levels. When the patients were grouped according to the level of fibrosis, no statistically significant difference was seen between both groups. Nevertheless, patients with a higher fibrosis score were observed to have lower qHBsAg levels. Serum platelet, RDW and albumin levels were found to be statistically lower in patients with a fibrosis score ≥ 3 while HBV DNA levels were statistically higher in this group (p= 0.035; p= 0.021; p=0.010; p= 0.001). Serum qHBsAg and HBV DNA levels that were measured before treatment, 3 month and 6 month after treatment were statistically different (p < 0.05) from each other. Mean serum qHBsAg levels of patients who had never been on treatment (14373±18435,51 IU/ml) was significantly higher (p=0.001) compared to that (4422,33± 6053,56 IU/ml) of patients who had been on treatment between 5-9 years or patients who had received treatment for more than 10 years (1191,49±2336,88 IU/ml). Group II patients were classified according to YMDD mutations and virologic breakthrough during treatment. Serum qHBsAg levels of patients with YMDD mutations and virologic breakthrough were found to be statistically higher (p=0.010) than those who did not. Conclusion: Quantitative HBsAg levels may differ among chronic HBV patients according to their treatment protocols and duration. In patients who are new to treatment, HBeAg positive patients may have statistically higher levels of qHBsAg. Moreover, this difference was also observed when patient who are new to treatment were compared to those who had been under treatment for a longer time. For clinicians, qHBsAg levels should not be employed only in patients undergoing interferon therapy but also those undergoing antiviral therapy as well.
Benzer Tezler
- Kronik hepatit B enfeksiyonlu çocuk hastalarda klinik özellikler ve yaşam kalitesini etkileyen faktörlerin belirlenmesi
Determination of clinical features and factors affecting quality of life in children with chronic hepatitis B infection
AYŞE YÜKSEL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSelçuk ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HALİL HALDUN EMİROĞLU
- Kronik hepatit B enfeksiyonlu hastalarda HBsAg kantitatif düzeyinin HBV DNA düzeyi ve karaciğer histopatolojisi ile ilişkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the relationship between serum quantitative HBsAg level, hepatic histopathology and viral load in chronic hepatitis B infection
HATİCE BAŞODA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıNecmettin Erbakan ÜniversitesiEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. BAHAR KANDEMİR
- HBEAG negatif kronik hepatit B hastalarında asemptomatik taşıyıcılık ve aktif hastalık ayrımının yapılmasında kantitatif hbsag'nin rolü
The role of hbsag quantification in differentiating inactive carrier from active disease in HBEAG negative chronic hepatitis B patients
SİBEL YILDIZ KAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖMER FEHMİ TABAK
- HBeAg negatif kronik HBV enfeksiyonu olan (Doğal seyir faz 3) hastalarda insülin direnci ile HBV DNA düzeyi arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
Evaluation of the relationship between insulin resistance and HBV DNA level in patients with HBeAg negative chronic HBV infection (Naturalcourse phase 3)
MUSTAFA CAN ŞENOYMAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HASAN ÖZKAN
- HBeAg negatif kronik hepatit B tanılı, ALT düzeyi normal, HBV DNA düzeyi 10^4 kopya/ml'den yüksek olan hastalarda karaciğer biyopsi sonuçlarının analizi ve kantitatif serum HBsAg ile korelasyonu
Analysis of liver histological findings of chronic hepatit B patients with HBeAg negative, normal ALT, HBV DNA more than 10^4 copy/ml and its correlation with serum quantitative HBsAg
ŞİRAN KESKE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıSağlık BakanlığıEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HATİCE RAHMET GÜNER