Şeyh el-Bâlkî ve tasavvufi görüşleri
Şeyh al-Balik and tasavvufi visuals
- Tez No: 458846
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. FERZENDE İDİZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Din, Religion
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: Arapça
- Üniversite: Yüzüncü Yıl Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Tasavvuf Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 100
Özet
Kuşkusuz Tasavvuf ta diğer farklı fikirler gibi belli bir dönemde belli bazı sebeplerden dolayı sonradan İslam'a girmiştir. Hz. Peygamber döneminde de tasavvuf vardı şeklindeki görüşlere gelince her toplum ve mezhep kendi fikir ve görüşlerini desteklemek, bu konuda güven kazanmak için böyle bir iddiayı ileri sürmektedirler. Fakat doğru olan görüş, günümüz formatındaki tasavvufun dördüncü asırda ortaya çıktığıdır. Geçirdiği dönemlerin şartlarına bağlı olarak tasavvufta birçok değişimler ortaya çıkmış ve bu değişimler tasavvuf ehli arasında tartışma konusu olmuştur. Hz. Peygamber'in dönemindeki ise takva, zühd, kanaat ve nefis tezkiyesinden ibaretti. Çalışmamızda daha çok üç konu üzerinde yoğunlaştık. Bunlardan iki tanesi ilmi seviyesini ortaya koymak ve telif ettiği eserinde hedeflediği gayede ne kadar başarılı olduğu gibi yazarla ilgili hususlardır. Diğeri ise tarikatın hakikati ve onun şeriatla olan ilişkisi hakkında doğru olduğunu düşündüğümüz görüşlerimizi ortaya koymaktır. Birinci husus çalışmamıza konu olan eseri incelerken, yazarının genel olarak bütün ilimler özel olarak da kar 'an-ı Kerim'den sonra İslam dininin ikinci temel kaynağı olan hadis-i şerifler konusunda yeterli seviyede olmadığını gördüm. Bu durum onun hadislerden şahid getirdiği yerlerde sahih ile zayıf, senedi Hz. Peygambere dayanan ile büyük âlimlerin sözleri arasında bir ayrıma gitmediği bariz bir şekilde görünmektedir. Söz konusu eseri inceleyen birisi yazarın bu konuda karıştırdığını görecektir. Eseri tahkikini yapan kişinin de belirttiği üzere özellikle 21-22 sayfalarında bazı mevzu hadislere yer verir, sayfa 43te ise sırrî es-Sakatî sözü olan“bir saat tefekkür altmış yıl ibadet etmekten daha hayırlıdır”sözünü Hz. Peygambere nispet etmiştir. Buna benzer örnekleri çoğaltabiliriz. Muhakkik haşiyesinde bu konu üzerinde değerlendirmelerde bulunmaktadır. Biz de detaylı bir şekilde bu konu üzerinde durmaya çalıştık. Yine tefsir ilmindeki seviyesi de bu şekildir. Çünkü o her hangi bir ayetin tefsirini yaparken bu alanda muteber kabul edilen tefsir kaynaklarının hiç birinden nakilde bulunmamaktadır. Aynı şekilde bazı ilim ehlinden bilgi aktarırken bilginin kaynağına yer vermemesi dikkat çeken diğer bir husustur. Oysaki bu durum araştırmacıların işini zorlaştırmaktadır. Ayrıca onun ayetleri tefsir edişine bakıldığında yaşadığı çevrenin büyük tesirini görebiliriz. 075 İkinci husus ise müellifin tarikatın şeriatla arsını bulmaya çalıştığı konuyla ilgilidir. Onun bu konudaki çabalarının yanlış olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumun nedeni yukarıda da belirttiğimiz gibi müellifin ilmi seviyesiyle ilgilidir. Çünkü o yirminin üzerinde konuyu tartıştığı 108 sayfalık eserinin tamamında çok az miktarda ayet ve hadislere yer verdiğini görürüz. Kanıt olarak getirdiği delillere bakıldığında söz konusu delillerin yeterli olmadığı da ortadadır. Bırakın müellifin tarikatın şeriatla arsını bulmasındaki yeterliliğini tarikatın kendisini ispat etmemiştir. Aynı şekilde müellifin kitabı dikkatlice incelendiğinde onun birçok çelişkilere düştüğü görülecektir. Bundan dolayı okuyucu onun kitabında şeriattan farklı olarak, Müslüman bireylerin ıslahını gerçekleştiren bir tarikat kurumunun olduğunu fark etmez. Çünkü müellifin tarikatla ilgili verdiği bilgiler delille ispatlanmamış, olağan üstü kişileri yetiştiren bazı dini ayinlerden öteye geçmez. Ki bu ayinlerin hiç biri ne Hz. Peygamber, onun sabilerinin hayatlarında ve ne de naslarda bulunmamaktadır. Zira tamamı aklın reddettiği şeylerdir. Araştırmamızda üzerinde durduğumuz hususlardan üçüncüsü tarikatın gerçeğini ortaya koymak ve onun şeriatın aynısı olup olmadığını incelemeye yönelik çabamızdır. Sonuçta müellifin bahsettiği şekilde bir tarikatın olmadığını ve eğer şeriatla aynı olsaydı tarikat terimine gerek olmayacağını düşünüyoruz. Çünkü onun zikrettiği şekildeki bir tarikat Hz. Peygamber ve sahabenin amacı olmamıştır.
Özet (Çeviri)
In this research I tried very hard to concentrate on three subjects, two of them are related to clarifying author's scientific position, the impact of surroundings on him, and to what extent he is successful in his purpose of writing this book. The other one is related to using my best in order to highlight and demonstrate what I think is right about the truth of the path“tariqa”and how it is associated with Islamic law“sharia .”first: it appears to me through my reflection and search in this book, the scientific level of the author, I found that he is in short of scientific material particularly associated with prophetic tradition“hadith”, which is the second source of Islamic jurisprudence, whereas its authority is not inferior to the first source that is Quran. This is clear in his inference and deduction from prophetic traditions“hadiths”, in which he had not enough capacity to differentiate between what is authentic hadith and what is doubtful. Also between what is traceable to the prophet“peace be upon him”, and what is other scholar's words . Anybody who notice can see his confusion about prophetic traditions, especially in page (21-22) he didn't just mention the doubtful hadiths but also fabricated hadiths, as his researcher said in the footnote. In page (43) he quoted the saying of سري( السقطي sari al-saqati):“one hour contemplation is better than sixty year of worshipping”. He traced back this word to the prophet“pbuh”, the researcher commented on it in the footnote, and we discussed it in detail there, also there is a lot more . In his weakness in quranic commentary“tafsir”, for I didn't find him interpreting any verse in which he relate from any quranic commentator e.g: al-tabari, al-qurtubi, ibn kathir, alshatibi, and others. Likewise the weakness of his scientific position appears even while mentioning stories without any proof or attribution . Also in his relating from the people of knowledge, he has just discussed it without mentioning the resources, which the reader can return to , beside that in this writing the influence of the state in which he lives is seen on him a lot. This one can be tracked from his commentary on some verses, whereas all or most of his commentary is biased if it is not originated from esoteric shia sect. he is effected by family of shake Muhammad alaadin because of his closeness from their place, thereby he was visiting them a lot . 073 Secondly: as for the extent of his success of his attempt to reconcile between the path“tariqa”and sharia, he was unlucky and incorrect. It comes from his scientific level in the first place that we mentioned in previous paragraph, as he discussed more than twenty cases through (108) pages of his books, he mentioned only few verses or hadiths. He claimed the correctness in all the cases without any clue . As for his proofs they didn't reach to the level of appropriate deduction, as we mentioned previously. The author may God have mercy on him, failed to prove the path let alone his capacity to reconcile it with sharia. That is In addition to much of his contradictions that he fell in his book, therefore the reader doesn't feel when he reads this book that there is really any path“tariqa”beside sharia that can correct individuals of Islamic society to purify their souls. All what the author has given about the state of the tariqa and sainthood are some unproven rituals, That leads to make individuals who are supernatural and can do anything. In spite of any text available in prophetic biography and his beloved companions, this cannot convince any mind which differentiate between right and wrong for it is unreasonable in which the sound intellect refuse to believe . Thirdly: my little humble effort is confined to highlight and reveal the truth of tariqa, whether it is the same as sharia or different. If it is the same as sharia then why it is named differently, if it is different from sharia is it compatible to it or incompatible?. Therefore I dialogued and argued the author calmly in all the cases. After finishing the book research. It appeared to me that tariqa that author suggested has not a ground in related to clues. As for purpose of the prophet (pbuh) was not to break natural causations and to do any supernatural thing, nor it was the purpose of his companions, for it is only attributed to almighty God and nobody can share him for this. As for saintly marvels, physiognomy and other things for which there is no ambiguity or doubt, of which we have discussed about it in their places
Benzer Tezler
- Günümüz Maveraünnehiri'nde Nakşbendilik (Hüseyniyye kolu örneği)
Naqshbandiyah in present Mawaraunnahr (Sample of Hussainiya bunch)
MAIRAMKAN ISABAEVA
Doktora
Türkçe
2018
DinAnkara ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVER
- Muhammed Emin Er'in hayatı, eserleri ve tasavvufî anlayışı
Muhammed Emin Er's life, works and sufistic perspective
BURAK ÖZCAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
DinKastamonu ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ EYYUP AKDAĞ
- Şeyh Bedreddin ve Spinoza'da Tanrı veya varlık -fark ve özdeşliğin paradoksal uzlaşımı-
God or being in the thoughts of Shaykh Badr al-Din and Spinoza -the paradoxical convention of difference and identity-
YAKUP KALIN
Doktora
Türkçe
2021
FelsefeAnkara Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HASAN HÜSEYİN BİRCAN
- Impact of Covid-19 on Islamic and conventional stock indexes
Covıd-19'un İslami ve geleneksel hisse senedi endeksleri üzerindeki etkisi
ALMABROK F AHMİD
- Urban transformation as political and ideological intervention in space: A case study in Diyarbakır
Mekana politik ve ideolojik bir müdahale olarak kentsel dönüşüm: Diyarbakır örneği
DİREN TAŞ
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
SosyolojiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. BARIŞ MÜCEN