Die Adjektivalergaenzung im Deutschen und ihre Entsprechungen im Türkischen
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 4617
- Danışmanlar: PROF.DR. SÜLEYMAN YILDIZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Dilbilim, Linguistics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1988
- Dil: Almanca
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Alman Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 247
Özet
ÖZET Bil araştırmaları başlangıçtan 18. yüzyıla kadar her dilin kendi içinde araştırılması ile ortaya çıkmıştır. Eski dil çalışmaları, genellikle sözcüklere eğilmekte ve sözcüklerin birbirleri ile ilişkilerini araştırmak ta idi. 18. Yüzyıl sonlarında Sanskritçenin bazı diller' ile akrabağlık ilişkileri ortaya çıkınca Dil Bilim çalışmaları yeni bir boyut kazanıyordu. Ancak bu karşılaştırma çalışmaları art zamanlı ve dili tarihsel gelişimi içerisinde inceliyordu. Daha sonraları Yeryüzünde konuşulan dillerin keşfi Dil Bilimi yöntemlerini de değiştirdi. Dillerin eş zamanlı da araştırılabileceğini ortaya koydu. Eş zamanlı çalışmalar diller arası hem benzerlikleri hemde farkları araştırmaya başlamıştır. Düzenli karşılaştırmalar yoluyla Dilbilim' in çeşitli alan larda ortaya çıkarılması hem bu dillerin daha erkin öğretim yöntemleri bulunmaya çalışılmış hem de bu araştırma yöntemlerinden faydalanarak ana dilin araştırılmasına katkıda bulunulmuştur. Örneğin: Cümle çözümlenerek, çekimli eylem çekirdek kabul edilip, diğer bütün öğeler eyleme bağımlı yada bağımsız oluşlarıyla değerlendirilerek incelenmekte dir. Kontrastivistik ( Bağı msal Dilbilgisi) adı verilen bu yöntemi bende çalışmam da Almanca ile Türkçeyi karşılaştırmak suretiyle uygulamaya çalış tım. L. TESNİERE tarafından kurulan ve G. HELBİG, W. SCHENKELr H. SCHUMACHER ve U. ENGEL tarafından geliştirilerek günümüze uygulanan ve Tümcenin öğe leri arasındaki soyut bağımlılığı araştırdığı yönte mi Almancadaki“Adjektivalerganzung”ve olası Türkçe karşılıkları olarak sınırlayarak araştırmaya çalıştım.Bağımsal Dilbilgisi yöntemlerini uygulaya rak Türkçede olası karşılıklarını bulmaya çalıştım.Çalışmamın birinci bölümünde bağımsal Bilbilgisi ve Ayrımsaldilbilgisi konusundaki terimler ve teo rik bilgilere yer vererek açıklamaya çalıştım. İkinci bölümde Almanca da n Ad^ektiv“ ve özelik lerini açıklayarak bağımsal Dilbilgisindeki yerini belirlemeye çalıştım. Üçüncü bölümde Almanca n Ad j ektıv”f in olası karşı lıklarını ve Türkiye Türkçes indeki niteliklerini ve çeşitlerini belirlemek istedim. Dördüncü bölümde ise örnek cümleler ve cümle çözümlerinin Almancadaki özelliklerin belirlerken bu dildeki Sözcük türlerini ve Sözcük öbeklerini belirlemeye çalıştım. Beşinci bölümde Almanca n Adjektıvalerganzung“ ' u tanımları ve örnekleriyle belirlerken ”Adjektıvâl- ergânzung“ ' un çeşitlerini ve uygulama alanlarını belirlemeye çalıştım. Bu bölüme bağlı olarak Türkçedeki Tümleçleri, Tümleç türlerini ve n AdjjeJfctivalergânzung”* un olası karşılıklarını Türkçe' nin Tümce yapısı içerisinde inceleyerek karşılığı olabilecek diğer sözcük türlerini arştırdım. Çalışmamın altıncı bölümünde Almancadan türkçeye çevrilmiş kitaplardan örnekler seçerek“ Adjektival- ergânzung”un türkçe karşılıklarını bu örnek cümle lerde bularak türkçede dört şekilde verilebileceği ni saptadım. Son Bölümde ise Almanca da n Ad;jektivalergânzungn la özel anlam kazanan eylemleri ve Türkçedeki olası karşılıklarını bir sözlük niteliğinde belirledim. Bu çalışmamın ileride ki Karşılaştırmalı Dilbil gisi çalışmalarına fayda sağlayacağını ümit ediyorum. Bu ve benzer çalışmaların Türkçe* nin araştırılması na katki sağlaması, yardımcı olması dileği ile.
Özet (Çeviri)
DIE ZUSAMMENFASSUHG Die Sprachforschungen wunden bis zum 18, Jahi&undert entstaaden, in dem sie die Sprachen nur in sich geschlossen untersucht wurden.Die alien Sprachvor?- schungen wurden meistens die Worter und ihre Bezie- hungen gegeneinander untersucht. Bis zum 18, Jh. wa- ren Sprachen nicht der Untersuchungs stand der Spraeh- wissensehaft, sondern die Sprache als Gegenstand der Rhetori- wobei immer die lateinische Sprache als YorMld G-eltung hatte. Kurz gesagt: prâskriptive Sprachwissenschaft war der eigentliche Gegenstand. Als am Ende de s 18. Jh.s. die Yerwandschaft des Sans krit mit eimigen europâisehen Sprachen entdeekt wurd®, gewannen die Sprachforschungen eine neue Dimension. Aber diese Yergleichforschungen untersuehten die Sprachen diaekroniseh, d.h. in ihrer historischen Entwicklungen. Diese Forschungen werden in der Sprach wissenschaft als“ Historisch- vergleiehende Spraeh- wissensehat”zusammengefafîto Man mufite dann neue Forschungsmethoden finden, denn die Zahl der gesprochenen Sprachen erhöhten sich durch immer neue Entdeckungen. Diese Notwendigkeit führte dazu, die Sprachen auch synchronisch zu unter- suchen. Diese synehronischen Forschungen betreffen sowohl die sprachlichen JDinlichkeiten als auch die Yerschiedenheiten. Durch diesen Beschreibungen versuchte man sowohl den Sprachbau der Muttersprache zu erfassen als auch die Sprachdidaktik zu bereiehern». Der Satz.wird analysiert und das finite Verb als Kern de» Satzes angesehen. Das finite Yerb konsti- tuiert den Satz und gibt ihm die Form ausgehend von diesera Modeli kann man Sprachen kontrastiv verleichen.. Diese kontrastive Methode habe ich in meiner Arbeit verwendet, um ein îeilgebiet der deutschen und türkisehen Gramma tik zu vergi e i enen.Die Valenzgrramatik wurde von L. TESNIERE gegründeü und von G» HEIiBIG, Wo SCHENKEL, H. SCHUMACHER und U. ENGEL erweitert. Dieabsolute Relation der Satz- elemente bilden den Kern der Untersucheungen. Ieh habe in meiner Arbeit die,! Adjektivalergânzung und ihre Entsprechungen im Türkischen nach dem Yalenz- modell untersucht. Im ersten Teil meiner Arbeit babe ich über die Kont rast ivis tik und Yalenzgrammatik reflektiert. Der zweite Teil besteht darin, daS das Adjektiv in der traditionellen Grammatik erklârt wird. Bevor man die Adjektivalergânzungen erklârt, muB man die Rolle des Ad^ektivs erhellen. Das türkische Adjektiv, seine Besonderheiten und seine Arten werden im dritten Teil dieser Arbeit besehrieben. Bevor der Satzbauplan und Satzmuster im Deutschen erklârt werden, versuche ich, die deut» - schen Wortgruppen und Wortklassen zu beschreiben. Der vierte Teil besteht daraus. İm sechsten Teil werden die Adjektivalergânzung, ihre Arten und Terwendungsgebiete im Deutschen beschi- rieben. Danach werden die entsprechenden,. türkischen Adjjektivalergânzungen bestimmt. Die Anwendung der theoretischen Teilen auf die Praxis kommt im sechsten Teil. Ich habe mich bemüht, aus der deutschen Belletristik ein Corpus zu erstellen, das ftlr me in Themareprasentativ 1st. Die Satzbauplâne und S truktur schemata der Sâtze und ihrer Übersetzungen habe ich zu zeigen versucht, welfehe Ihnlichkeiten und Differenzen auf diesem Gebiet bestehen. Im letzten Teil werden die deutschen Yerben, die mit dem Ad^ektiv eine besondere Bedeutung haoen, lexikalisch dargestellt.Ich hoffe, dafi diese Arbeit ein© Anregung und ein Be it rag fiir zuktinftige Arbeiten der“ kontrastiven Grammatik Deutsch- Ttirkisch”sein kÖnnen«
Benzer Tezler
- Die Rolle der muttersprache bei der verarbeitung fachsprachlicher texte in der deutschlehrerausbildung. Unter besonderee berücksichtigung der sekundar bilungualen und der gesteuerten zweitspracherwerber
Mesleki dilde yazılmış metinleri anlamada anadilin rolü
GÖNÜL KEMAHLIOĞLU
Yüksek Lisans
Almanca
1999
Alman Dili ve EdebiyatıEge ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YADİGAR EĞİT
- Batı Anadolu'nun M.Ö. III. ve II. Bin'e ait pişmiş toprak figürinleri
Die Terrakottafiguren von III. und II. jahrtausend vor ohr. in west Anatolian
E. ÖZLEM SÖZEN
- Homeros'un Ilias'ındaki Troyalı kadınların Euripides'in tragedyalarına yansıması
Die Spiegelung der troianische Frauen aus Homer's Ilias in den Tragödien von Euripides
SEMA POLAT ÖĞÜT
Yüksek Lisans
Türkçe
1999
Batı Dilleri ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiYunan Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CANDAN ŞENTUNA
- Die Waldorf padagogik und die gegenwartige situation des fremdsprachenunterrichts der Waldorfschule
Waldorf pedagojisi ve Waldorf okullarında yabancı dil öğretimi
ORHAN DEMİRTAŞ
Yüksek Lisans
Almanca
1999
Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiYabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN SALİHOĞLU
- Die Sinnbezirke freude und trauer in Deutschen und ihre Türkischen aquivalente
Almancada ki sevinç ve hüzün anlam alanları ve Türkçede ki karşılıkları
NEZİH PALA
Doktora
Almanca
1999
Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ŞERİFE YILDIZ