Geri Dön

Die Pradikatsergaenzung im Deutschen und ihre Entsprechungen im Türkischen

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 4621
  2. Yazar: İSMAİL OSMAN KESMEN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SÜLEYMAN YILDIZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Dilbilim, Linguistics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1988
  8. Dil: Almanca
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 132

Özet

TÜRKÇE ÜZET Yabancı dil eğitimi konusu, her ülkede olduğu gibi ül kemizde de üzerinde en çok konuşulan konulardan biridir. Bu konuda çok şeyler söylenir, çok şey yazılır, toplan tılar yapılır, seminerler düzenlenir, ama yine de sonuç ta fazla birşey değişmez. Yabancı dil eğitimi hem öğret men hem de öğrenci için problem olma özelliğini yitirmez. Bu problemin sebepleri arasında, yatırımdan eğitim tekno lojisine kadar çeşitli sebepler sayılabilir. Ancak ben tezimin konusu gereği yabancı dil eğitiminde metodlar konusunu incelemeye çalışacağım. Kanımca, yabancı dil eğitiminde başarıyı-ya da başarısız lığı -belirleyen önemli faktörlerden birisi, izlenecek me- t od tur. Yabancı dil eğitimi yapan bütün okullarda, yurt dışında bu konunun uzmanı olmuş kurumlarca hazırlanan ki taplar kullanılmaktadır. Ancak burada gözden kaçan husus, bu kurumların Türk öğrencilerinin o dili öğrenirken kar şılaştığı sorunlardan habersiz olmalarıdır. Bütün yabancı dil eğitimcilerinin birleştiği nokta, öğ rencinin anadilinin; öğrenmek istediği dili (hedef dili) olumlu veya olumsuz şekilde etkilediğidir. Anadili Çince veya Japonca olan bir öğrencinin Almanca öğrenirken kar şılaştığı güçlükler, anadili Türkçe, İngilizce veya Arap ça olan öğrencinin karşılaştığı güçlüklenden farklı ola caktır. i Anadil ile hedefdil arasındaki benzer hususlar pozitif transfer yoluyla çabuk öğrenilirken, farklılıklar nega-t if transfer nedeniyle güçlük çıkarmaktadır. Hal böyle iken, bu kurumlar genellikle sınav sonuçları nı ve o ders-veya kurs-dönemi sonunda genel öğrenci ba şarısını esas alarak mevcut sistemin zayıf noktalarını tesbit etmekte, daha sonra da bu zayıf noktaların yoğun lukla işlendiği başka bir sisteme geçilmektedir. Ancak tabiidir ki, bu yeni sistem de kendi içinde zayıf nokta lar taşımakta, gelecek ders döneminde de bu noktalar or tadan kaldırılmaya çalışılmakta, bu da hemen hemen her yeni ders yılında, yeni bir yabancı dil eğitim sistemi nin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Her yıl daha mü kemmeli arayan sistemler, neredeyse sistemler kargaşası na dönüşmektedir. Daha geçen yıllara kadar, insanın anadilini öğrendiği metodu esas alan audio-visuell (görsel-işitsel) sistem, günümüzde yerini kontrastiv (karşılaştırmalı) sisteme terk etmiştir. ü-örsel-işitsel sistem öğrencilerin yabancı dil öğrenir ken anadillerini kullanmayı kesinlikle yasaklarken kar şılaştırmalı sistem anadilin etkinliğini kabul etmekte ve ondan pozitif transfer yoluyla faydalanmaya çalışmak tadır. Ben çalışmamda karşılaştırmalı metodun küçük bir bölümü nü teşkil eden Almanca' da Prâdikatsergânzungen (fiil tam lamaları) ve bunların Türkçe karşılıklarını incelemeye çalıştım. ; Almanca' da fiil tamlamaları Türkçe'deki tamlamalarla ge rek dilbilimsel, gerekse cümle içindeki işlevleri açısın-dan tam olarak örtüşmemektedir. Almanca' da fiil tamlamaları; 1. Değişebilir fiil tamlamaları (austauschbare Prâdi- katsergânzengen) 2. Değişmez (kesin) fiil tamlamaları (feste Rrâdikats- ergânzungen) olmak üzere başlıca iki kısma ayrılmaktadır. 1. Değişebilir fiil tamlamalarını tanımlamak gerekirse şöyle diyebiliriz. Şayet yüklem ve yüklemi tamamlayan kelime-bu isim, sı fat edat veya fiil olabilir-biraraya geldiklerinde ken di anlamlarını muhafaza ediyorlarsa, bu tür tamlamalara değişebilir tamlamalar denir, örnek: Das Wetter ist schön schlecht kalt regnerisch warm 2. Değişmez (kesin) tamlamaları tanımlayabilmek için de şöyle diyebiliriz. Şayet yüklem ve yüklemi tamamlayan kel ime -bunlar m neler olabileceğini yukarıda saymıştık-biraraya geldiklerinde kendi anlamlarını kaybederek başka bir anlam kazanıyor larsa, bu tür tamlamalara değişmez tamlamalar denir. örnek: Er kommt für diese Arbeit nicht in Frage. ı Tamlama“in Frage kommen”kelimeler biraraya geldiklerin de“sözkonusu olmak”şeklinde bambaşka bir anlam grubumeydana ge t iriyor lar. Birinci.^rup (derinebilir) tamlamaları anlayabilmek için r;enel dilbilgisi kuralları yeterli olmasına rağmen, ikin ci (Trup (değişemez) tamlamaları anlayabilmek için s;;onel dilbilgisi kuralları yeterli olmamaktadır. Bu sebepten ben bu çalışmamda derişmez tamlamalara ağır lık verdim. Amacım karşılaştırmalı dilbilgisi yöntemle rinden yararlanarak yabancı dil öğretimini oldukça güç leştiren bu konu hakkında öğrencilerine küçük de olsa bir yardımda bulunabilmek.

Özet (Çeviri)

ZUSAMMENFASSÜNG Wie in jedem Land und auch in der Türkei ist die Fremd- sprachenerziehung ein aktuelles Thema. Man spricht and schreibt darüber sehr viel aber ândern tut si eh sehr venig.Fremdsprachenerziehung ist sowohl fUr die Lehrer als auch fur die Studenten immer noch ein unlöshares Problem. Die Ursachen, die die Lösung dieses Problems verhindem, reichen von der Finanzierung bis zu dem Mangel von Unterrichtsmaterialien. Ich will mich in meiner Arbeit mit der Methodik in der Fremdsprachenerziehung begntigen, denn anderenfalls wiirde ich die Grenzen meiner Magisterarbeit überschrei- ten.Nach meiner Meinung ist die Methodik bei der Fremd- sprachenerziehung der bestimmende Faktör für die Erfolg Oder Erfolglosigkeit. In unseren Schulen verwendet man die Fremdsprachenbttch- «r, die im Ausland vorbereitet worden sind, als Lehr- mittel.Diese Wissenschaf tier aber achten nicht darauf, ob diese Lehrbücher auch für ttirkische Studenten ge- eignet sind. Alle Wissenschaf tier sind sich darüber einig, dafî die Muttersprache das Erlernen einer Fremdsprache positiv öder negativ beeinflufit.Es ist klar,dafl jemand,dessen Muttersprache Japanisch oder Chinesich ist,andere Probleme beim Erlernen einer Fremdsprache: hat, als Remand, der Englisch,Französisch, Spanisch oder TtirMsch als Muttersprache hat.Die Xhnlichkeiten zwischen der Muttersprache und der Zielsprache beeinflufien das Lernen positivr die Ver- schiedenheiten dagegen beeinflufien das Lernen. negativ. Ich habe in meiner Magisterarbeit versucht, die deutsche Pradikatsergânzungen und ihre Entsprechungen im Tiirki- schen in der kontrastiven Methode zu untersuchen. Die deutsche Pradikatsergânzungen teilen sich haupt- sâchlich; 1. austauschbare Pradikatsergânzungen, 2. feste Pradikatsergânzungen. Wenn wir die austauschbaren Pradikatsergânzungen defi ni eren wollen können wir folgendes sagen: wenn Verben und ihre Ergânzungen miteinander Sâtze bilden und dabei ihre hauptsâclichen Bedeutungen nicht verlieren,nennen wir solche Pradikatsergânzungen“austauschbare Pradi katsergânzungen. Z.B. Das Wetter ist schön schlecht kal t usw. Wenn wir aber die ”feste Pradikatsergânzungen“ definie- ren wollen können wir folgendes sagen: wenn Terben und ihre Ergânzungen miteinander Sâtze bilden und dabei ihre eigentlichen Bedeutungen verlieren und eine neue Bedeutung annehmen, nennen wir solche Pradikatsergânzun gen Mf este Pradikatsergânzungen. ”Z.B.“in Frag e kommen”“Mafînahmen treffen”usw.

Benzer Tezler

  1. Tadil sözleşmesi

    Abänderungsvertrag

    KEREM ÖZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    HukukÖzyeğin Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TUFAN ÖĞÜZ

  2. Sanayi kenti Gaziantep'te özel okullara devam etmekte olan ortaokul ve lise öğrencilerinin Alman dilini öğrenme tutumlarının farklı değişkenlere göre analizi

    Die analyse der lernhaltungen von Deutschlernenden in den privaten mittelschulen und gymnasien in der industriestadt Gazi̇antep

    ERDAL KAÇAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Eğitim ve ÖğretimÇukurova Üniversitesi

    Alman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ALİ SAMİ AKSÖZ

  3. Türkiye'nin Avrupa Enerji Topluluğu Antlaşması'na taraf olup olmamasının değerlendirilmesi

    Die bewertung der frage, warum die Türkei dem vertrag zur gründung einer Europäischen Energiegemeinschaft Nicht als mitglied beitritt

    ULAŞ ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Hukukİstanbul Kültür Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMRE ESEN

  4. Die vermittlung von lesestrategien und ihr einfluss auf den strategiegebrauch

    Okuma stratejilerinin öğretimi ve strateji kullanımı üzerindeki etkisi

    NURCİHAN SÖNMEZ GENÇ

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    2015

    Eğitim ve ÖğretimHacettepe Üniversitesi

    Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DALIM ÇİĞDEM ÜNAL

  5. Die qualifizerte belehrung im strafverfahren

    Ceza muhakemesinde nitelikli aydınlatma yükümlülüğü

    HÜSNÜ SEFA ERYILDIZ

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    2009

    HukukFreie Universität Berlin

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KLAUS ROGALL