Wolfgang Borcherts Stellungnahme zum Krieg in seinen Kurzgeschichten ab 1945
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 4646
- Danışmanlar: DOÇ. DR. NURAN ÖZYER
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, German Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1988
- Dil: Almanca
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 110
Özet
95 IV. TÜRKÇE ÖZET İki ana başlık altında topladığım bu çalışmada kısaca, önce Alman edebiyatının tarihi gelişimi içerisinde kısa hikayenin ne olduğu ve daha sonra asıl konuyu teşkil eden, ünlü Alman kısa hikaye yazarlarından Wolfgang Bor eh er t' in savaş ve savaş sonrası kısa hikayelerinde, savaşa karşı tavır ve düşüncelerini ortaya koymaya çalıştım* için Bilindiği gibi insanoğlu zaman önemli bir faktördür,“bilhassa içinde bulunduğumuz asırda insan zamanla yarışmak zo runda kalmıştır. Bu ise 21. yüzyıla girerken, yani ”Atom ve Bilgisayar“ çağında çok daha önemlidir. İşte insan bu gelişmelere paralel olarak öğrenme ve oku ma ihtiyacını az bir zaman içerisinde, kısa ve özlü yazılarla gidermeye çalışmaktadır. Bu bakımdan zamanın şartlarına en uy gun tür kısa hîkayedir ve nitekim bu sahada yapılan çalışmalar bu görüşü onaylamaktadır. 0 halde kısa hikaye nedir? Kısa hikaye, her şeyden önce, modern bir nesir türüdür. Çoğunlukla ani bir giriş ile başlar, beklenmedik bir sonla biter, bu okuyucuya açık bırakılan sonuç, aslında bîr son değil, belki yeni bir başlangıçtır. Konular genellikle günlük gerçek hayattan seçilir, yani aktüeldir. Yapı olarak kısa hikayede mekan dar, konu ve zaman kısadır, anlatılan olay ayrıntılara girmeden, direkt olarak verilmeye çalışılır. Kısa hikaye yazarı için, anlatmaktan çok ima etmek daha önemlidir. Kısa hikayenin belirli kahramanları yoktur, çoğunlukla isimsiz kahramanlar yer alır, yani adam, çocuk,96 genç, yaşlı, kız ve bayan vs. Kısa hikayenin dili ise, herkesin kolaylıkla anlayabileceği bir dildir. Kısa hikayenin ana konusunu ”insan“ oluşturur; insanı meydana getiren ve onu doğrudan ilgilen diren vazgeçilmez değerlerden bahsedilmektedir. Kısa hikayeye tarihi gelişimi içerisinde bir göz atacak olursak: Bilindiği gibi kısa hikaye, bağımsız bir edebi tür olarak 20. yüzyıl dünya edebiyatında kendini göstermeye başlamıştır. Bu sahada en aktif çalışmaları Amerikalı edebiyatçılar yapmışlar ve türün ”short story“ adı altında dünya edebiyatında yer alması için çaba sarf etmişlerdir. Fakat kısa hikaye diğer ülke edebiyat larında daha farklı olarak gelişmiştir; örneğin Alman edebiyatın da ”Kurzgeschichte“ Amerikan edebiyatındaki ”short story“den çok farklıdır, çünkü Amerika' lı lar ”short story“yi 2 000 ile 30 000 kelime arasında sınırlamışlardır. Halbuki Alman edebiyatında ”Novelle, Erz8hlung“ ve ”Skizze“ gibi kısa nesir türleri de bu sınırlamanın içine girmektedir. Bu türler ise birbirleri arasında da farklılık gösterirler. Alman edebiyatında kısa hikayenin başlangıcı 18. yüzyıla kadar inmektedir. Zira o zaman yazılan kısa nesir yazılarında bu günkü kısa hikayenin bazı özellikleri görülmektedir. 19. yüzyılda hakim olan tür noveldir, kısa hikaye ise, novel içerisinde yavaş yavaş kendini göstermeye çalışmıştır. Romantik dönemde E.T.A. Hoffmann, konu, yapı ve dil açısından kısa hikayeye önemli yakla şımlarda bulunmuş, hatta ”Fantasiestück in Callats Manier“ (1815) adlı eserindeki ”Bitter Glück“ adlı bölümde kısa hikayenin ilk örneğini vermiştir. Daha sonra Heinrich Heine ve Georg BUchner'in97 bazx eserlerinde kısa hikayenin özellikleri görülmektedir. Yine Theoder Storm (Posthuma 1849), Friedrich Hebbel (Die Kuh) gibi yazarlar da bu devrin önemli şahsiyetleridir. Klaus Doderer ve Ruth Kilchenmann'ın ifade ettikleri gibi 19. yüzyıl, kısa hikayenin gelişme dönemi sayılabilir. Diğer taraftan bu sahada Amerikan, Rus ve Fransız edebiyatında büyük gelişmeler görülür ken, Alman edebiyatında gelişme oldukça zayıftır. Kısa hikaye türünde Almanya* daki gelişmeler ilk defa Natura lizm ile başlar. Bunun sebebi ise toplumdaki değişmelerdir; yani ekonomik ve sosyal bünyedeki yapısal değişiklikler edebiyatta kısa türün gelişmesine yol açmıştır. En önemli yazarlar: Arthur Schnitzler, Johannes Schlaf, Rilke, Kafka ve Thomas Mann gibi. 20. yüzyılın ilk yarısında büyük roman türü hakim olmuş tur, Fakat Birinci Dünya Harbin' den sonra ”short story“ etkisini göstermeye başlar. Ne var ki kısa hikaye, Hitler döneminde talih siz bir dönem yaşamış, konu bakımından, aktüel ve gerçek sorun ların dile getirilmesi bu dönemde hiç de iyi karşılanmamıştır. Alman edebiyatında kısa hikaye alanında asıl gelişme, Hamingway ve Faulkner' in de etkisiyle 1945 den sonra, savaş ve savaş sonrası güç şartların gereğince olmuştur, zira savaş ve savaşın getirdiklerini en iyi şekilde dile getirecek bir tür gerekiyordu, bunu da bütün özellikleriyle en iyi kısa hikaye yapabilirdi. Alman edebiyat tarihinde ilk olarak savaş ve savaş sonrası problemlerini konu alan kısa hikayeleri Wolfgang Borchert ve Heinrich Böll yazmıştır, bilhassa W. Borchert* le kısa hikaye98 zirveye ulaşmıştır. Bundan sonra ellili yıllarda kısa hikaye antolojileri ve kitap halinde derlemeler yayınlanmıştır. Bugün ise artık kısa hikaye kaleme almayan yazar yok gibidir. Yukarıda da belirtildiği gibi Wolfgang Bor chert Alman ede biyatında kısa hikayenin babası sayılmaktadır. 0, yazarlık haya tında adeta zamanla yarışmış, iki yıl içerisinde hem savaşa katılmış, hem Nazi. lerle uğraşmış ve hem de hastalıklara karşı büyük mücadeleler vererek yazmaya çalışmıştır. Bütün bunlara ^rağmen modern kısa hikayenin en büyük ustası olmuştur. Hikaye lerinin konularını genellikle savaş ve savaş sonrası oluşturur j savaşı, sebeblerini ve sonuçlarını çok açık şekilde, sade bir dille yazmıştır. Konu seçiminde usta olduğu gibi, dili kullan mada da çok yeteneklidir. Bir anlık bir olayı çok kısa bir zaman diliminde, çok sade bir dille, gerekli edebi sanatları kullanarak, insana yaşatır gibi canlı bir şekilde verebilmektedir. Borchert yazarlık mesleğinin ilk yıllarında daha çok şiir (nazım) yazmıştır, Fakat. daha sonra birden bire nesire dönmüş ve de umulmadık bir ustalıkla eserlerini yazmıştır. En önemli eseri (dram) ”Draussen vor der Tür“dür, yazılarının çoğunluğunu ise kısa hikayeleri oluşturur. Bundan dolayı, ben de bu tezimde, onun kısa hikayelerinde savaşa karşı tavır ve düşüncelerini ortaya koymaya çalıştım. Bunu açık olarak dokuz kısa hikayede tespit ettim. Borchert bu hikaye lerinde bazen savaşı direkt vererek, bazen de savaş sonrası hadi seleri vesile ederek, kendi düşüncelerini doğrudan ya da dolaylı olarak okuyucuya aktarmaktadır.99 ”Generation ohne Abschied“ adlı kısa hikayesinde savaştan en çok darbe yiyen -kendi de buna dahildir- gençliğin feryatları dile getirilmektedir. Eserlerinde savaşın kendilerine mukkaddes bir görev gibi anlatıldığını, savaşa teşvik edildiklerini, kahra manlık marş ve şarkıları söyletildiğini, hatta savaşın kötü yan larının hiç anlatılmadığını vurgular. Savaşın korkunçluğunu cep hede ya şayanların ve savaştan sonra en çok acı çekenlerin gençler olduğu, savaşın kaybedilmesiyle, önce kahraman addedilenlerin daha sonra hain olarak yargılandıkları da belirtilmektedir. Borchert ”Die Küchenuhr“ adlı eserinde savaştan arta kalıp yaşayan gençlerin durumlarını acı bir gerçek olarak yansıt mıştır. Orada bunca acı, ızdırap ve felaketten sonra insanın sağlıklı kalamayacağını, en azından iradesini kaybedeceğini dile getirmiştir. Kısaca bir bank üzerinde oturan kişilerle ve savaş kurbanı olan bir gençle yapılan kısa bir konuşmayı, çok büyük bir ustalıkla kaleme alan Borchert, böyle bir insanın artık ancak mazide kalan tatlı hatıralarla ifade etmiştir. Borchert ”Kegelbahn“ adlı kısa hikayesinde, tüm olayların odak noktasının insan olduğunu alaylı ve hicivli bir şekilde şiirsel bir anlatımla vermeye çalışmıştır. Yani, savaşı yapanın da, yaptıranın da ve onun acılarına katlananın da ”insan“ olduğunu ortaya koyar. Yine o, ”Mein bleicher Bruder“ adlı eserinde savaşın insan hayatını alt üst ettiğini, insanın her yönüyle aşağılandığı nı ve rütbesi, makamı, şahsiyeti ne olursa olsun, savaşta aynı statüye sahip olduğunu ve parolasının ”yaşamak için öldürmek“100 olduğunu, bunun için de ister istemez savaşın kurallarına uyul ması gerektiğini savunur. MAn diesem Dienstag”adlı kısa hikayesi ise savaşa karşı feryat edici bir karekter taşır. Orada, insanda kişilik denilen bir vasıf görülemez ve savaş ne kadar uzun ve çetin olursa insa nın makamı, rütbesi ve kişiliği o kadar gasp edilir. Çünkü orada hayat bir kör kurşuna bağlıdır. Bor chert' in yazılarını açık ve kendine has bir üslupla yazması, onun edebi kişiliğinin en güzel örneğidir, cümleleri kısa ve anlam yüklüdür. Bunu en tipik şekilde“Das Brot”adlı kısa hikayesinde görürüz. Bu eserinde, modern kısa hikayenin bütün özelliklerini gözlemek mümkündür. Borchert burada savaş sonrası yaşantıyı tüm açıklığıyla yansıtmıştır. Bu kısa hikayede, doğrudan doğruya savaşın sonucu olan, açlık ve yoksulluğun, aile kurumunu da ciddi olarak sarstığını, savaşın, insanın en kutsal değerlerini nasıl yok ettiğini açıkça belirtmektedir. Wolfgang Borchert“Lesebuchgeschichten”adlı eserinde de savaşa karşı tavır ve düşüncelerini açık olarak sergiler. Bor chert savaş çıkmazım bir üçgen biçiminde düşünmekte ve bu üçgenin odak noktasının insan olduğunu ispatlamaktadır. Yani savaşın bizzat kendisinin, sebeb ve sonucunun insandan kaynaklandığını vurgulamaktadır. 0, bu arada sitemli olarak, yeryüzünde insandan başka bütün canlıların görevini yerine getirdiğini de göstermeye çalışmaktadır. Çalışmamda en son ele aldığım ve Borchert* inde en son kısa hikayesi olan“Dann gibt es nur eins”, başta insanlığa ve101 sonra Avrupa'ya bir vasiyetname niteliğindedir. Burada savaşta doğrudan görev alabilecek kalifiye elaman niteliğindeki insan lığın, bir gün eğer savaş söz konusu olursa, kesinlikle“hayır11 demelerini istemektedir. Hayır denilmediği takdirde sonucun tamamen felaket olacağını tekrar tekrar beyinlere işlemektedir. Wolfgang Borchertln savaşa karşı tavır ve düşüncelerini aşağıdaki gibi şöyle özetleyebiliriz: Savaş kavramı, insanoğlunun yaratılışından bu tarafa süregelmiş ve onun başına her zaman bela. olmuştur. Bu gün ise durum daha da vahimdir. Teknolojik gelişme ler savaşa alet edilirse, insanoğlunun yeryüzünden silinmek teh likesiyle karşı karşıya olduğu açıktır. îşte bu felakete işaret etmesi açısından Borchert'in kısa hikayelerinin önemi, hiç bir zaman, göz ardı edilmemelidir. Kendisinin de ”Dann gibt es nur eins“ isimli kısa hikayesinin son cümlelerinde belirtiği gibi, eğer savaş göz ardı edilirse, yani insan tavrını koyup ”hayır" demezse, bu insanlığın acı sonu olabilir. İnsan için bundan daha büyük bir felaket düşünülemez. İşte en yüce yaratık olan insana bu noktada çok hassas ve isabetli bir karar vermek düş mektedir. İnsan, iradesini kullanarak tarihten ders alıp, bu ciddi konuda açık kapı bırakmamalı ve kesinlikle taviz vermeme lidir. |&seI:Eğretim T^mla Bokûmantas y on b. >
Özet (Çeviri)
zusammenfassung/ özet Das Wort“Kurzgeschichte”trat innerhalb der lite- raturwissenschaftlichen Diskuasion zu dem Zeitpunkt in Erscheinung, als die amerikanische“short story”durch Sherwood Anderson, Lewis William Faulkner, Ernest Hemingway usw in Deutschland bekannt wurde. Die Kurzgeschichte wird sehr unterschiedlich defi- niert; sie ist eine Form der erzahlenden Prosa,die sich in der abendl&ndischen Literatür erst am Ende des 1 9« Jahrhunderts durchgesetzt hat. Die Kurzge schichte hat am Anfang des 19» Jahrhunderts in J. P. Hebel und ETA Hoffmann ihre ersten bedeutenden Ver- treter gefunden. Der Naturalismus macht in Deutsch land den echten Durchbruch der Kurzgeschichte möglich, hier machen sich die gesellschaf tlichen Strukturver- anderungen von einschneidender Bedeutung auch in der Literatür bemerkbar, das erhöhte Tempo des technisch- en Zeitalters lâfît eine Frage stellen: Wie örreicht man die sLufierste Knappheit des Ausdrucks ? Der eigentliche Durchbruch aber wurde nach dem Zweiten Weltkrieg mit der starken Wirkung Hemingways und Faulkners spürbar, es gilt eine neue Form zu fin- den, die der Problematik der Menschen einen entspre- chenden Ausdruck verleiht. Mit Wolfgang Borchert und Heinrich Boll beginnt dann die mit der Kriegs- und Nachkriegsthematik befaflte Kurzgeschichte in Deutsch land.Wolfgang Borchert gehört zu einer Genera tion, die ernsthaft erst nach Kriegdende zu schrei- ben begann, zu einer Generation allerdings, die ihre Jugend schon als verlorene Generation begriff. Diesbezliglich niramt Wolfgang Borchert Stellung zum Kriegssachverhalt oder zu einem strittigen Prob lem der Nachkriegsjahre: Im Hauptteil meiner Studie werden Borcherts Kurzgeschichten wie“Generation ohne Abschied”,“Die Kegelbahn,*,”Mein bleicher Bruder“, ”An diesem Dienstag“, ”Die Küchenuhr“, ”Nachts> schlafen die Ratten doch“, ”Das Brot“, ”Lesebuchgeschichten“, ”Dann gibt es nur eins", untersucht, in denen seine Stellungnahme zum Krieg am deutlichsten ausgedriickt wird. Borchert bringt in diesen Kurzgeschichten be- sonders das erschr e ekende Kriegsgeschehen und seine Folgen zum Ausdruck, und zwar sowohl seinen materiel- len als auch seinen psychischen Einflufl auf die Men- schen. Nach diesen Erlâuterungen können wir zur fol- genden SchluBfolgerung kommen: Er ist absolut gegen den Krieg, in diesem Rahmen nıacht er die Bemerkung, da/3 die schrecklichen Tage des Krieges nie zu vergessen sind. Er will damit die Menschen der heutigen Wohlstandsgesellschaft wach- rlitteln,so daB sie endlich merken, in was für einar Welt sie leben und in welcher Auswegslosigkeit sich die Welt befindet.
Benzer Tezler
- Wolfgang Borchert ve Ömer Seyfettin örneğinde kısa öykü türünün yapısal ve içerik analizi
Formale und inhaltliche analyse der Kurzgeschichte am beispiel von Wolfgang Borchert und Ömer Seyfetti̇n
EBUBEKİR SIDDIK MARANGOZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Alman Dili ve EdebiyatıDicle ÜniversitesiYabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ AHMET KILINÇ
- Wolfgang Borchert'in kapıların dışında oyununun savaş olgusunun birey üzerinde yarattığı yıkım, varoluş ve uyumsuzluk üzerinden biçimsel bağlamda incelenmesi
A contextual review of Wolfgang Borchert's play draussen vor der tür through the destruction, existence and absurd that the phenomenon of war creates on the individual
GÜROL CANDEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Sahne ve Görüntü SanatlarıBahçeşehir Üniversitesiİleri Oyunculuk Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BÜLENT SEZGİN
- Wolfgang Borchert ve savaş sonrası Alman edebiyatında savaş
Wolfgang Borchert and war in German literatur after the second World War
BÜLENT KIRMIZI
Yüksek Lisans
Türkçe
2002
Alman Dili ve EdebiyatıYüzüncü Yıl ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. ARİF ÜNAL
- Hunger und obdachlosigkeit in den kurzgeschichten von wolfgang borchert
Başlık çevirisi yok
EROL DURGUN
Yüksek Lisans
Almanca
1988
Alman Dili ve EdebiyatıOndokuz Mayıs ÜniversitesiYabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA ÇOLAK
- Bertolt Brecht' in ?Der kaukasische Kreidekreis ? ve Wolfgang Borchert' in ?Draußen vor der Tür? adlı eserlerinde 1945 sonrası Alman tiyatrosunun teknik ve içeriksel yönelimleri
Technische und inhaltliche ausrichtung der nach 1945 im deutschsprachigen Theater erschienenen Werke ?Der kaukasische Kreidekreis ? von Bertolt Brecht und ?Draußen vor der Tür? von Wolfgang Borchert
MEHTAP BAYKAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Alman Dili ve EdebiyatıÇukurova ÜniversitesiAlman Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SİLVİA ZİNZADE AKINCI