Geri Dön

Koroner anjiyoplasti yapılan ve yapılmayan lezyonlarda darlık derecelerindeki değişmelerin karşılaştırılması, takibi ve bunların risk faktörleri ile ilişkilerinin araştırılması

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 48194
  2. Yazar: M. OKAN ÜNLÜER
  3. Danışmanlar: Belirtilmemiş.
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1996
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 73

Özet

60 ÖZET Bu çalışmamızın amacı; iskemik kalp hastalığı olan vakalarda, anjiyoplasti uygulanan ve uygulanmayan lezyonların ye bazal anjiyografîde mevcut olmayan, fakat kontrol anjiyografıde tespit edilen lezyonların birbirleriyle ve takip edilebilir risk faktörleri ile ilişkilerini incelemekti. Çalışmaya 41 'i erkek (%82) ve 9'u kadın (%18) toplam 50 hasta alındı. Hastaların yaş ortalamaları 52+10 ve hastaların yaş aralığı 37-70 yıl idi. Hastaların 16'sı (%32) miyokard infarktüsü geçirmemişti. Diğer hastalar ise çeşitli lokalizasyonlarda miyokard infarktüsü geçirmişlerdi. Hastaların birinci anjiyografı öncesinde 17'sinde (%34) Unstable angina pektoris ve 20'sinde (%40) stable angina pektoris kliniği bulunuyordu. Hastalarda ilk anjiyografı endikasyonlan arasında klinik şikayetler yanında, miyokard infarktüsü sırasında trombolitik tedavi uygulanması, noninvaziv tetkiklerle belirgin iskeminin varlığı gibi durumların mevcudiyeti arandı. Birinci anjiyografıyi hemen takiben yapılan anjiyoplasti işlemi ile kontrol anjiyografiler arasında geçen süre 6-20 ay arasında değişmekteydi, Anjiyografı öncesi hastaların klinik özellikleri (Diabetes Mellitus, hipertansiyon), lipid düzeyleri, sigara kullanımı gibi diğer faktörlerde değerlendirildi. Koroner arteriyografi ve sol ventrikülografı sineanjiyografik ve dijital kayıtlar kullanılarak birbirinden habersiz iki kardiyolog tarafından değerlendirildi. Koroner arter lezyonlan en az dört pozisyonda değerlendirilerek ortalama darlık dereceleri ve lezyonların yerleri tespit edildi. Sol ventrikülografıde sağ ve sol oblik pozisyonlarda değerlendirilerek, sol ventrikül segmentlerinin fonksiyonları gözden geçirildi. Koroner anjiyoplastiler, birinci anjiyografilerden birkaç gün sonra ayrı bir seansta yine dijital sineanjiyografik görüntüleme yöntemi ile yapıldı. Darlık derecesinin %50'nin altına inmesi başarılı girişim olarak kabul edildi. 50 vakada toplam 57 lezyona PTCA ile müdahale edilerek takibe alındı.61 Anjiyoplastiden sonraki dönemde hastaların klinik semptomları, tansiyon arteriyel düzeyleri, DM olanlarda regülasyon düzeyleri, lipid seviyeleri takip edildi. Klinik semptomlara ve iskemiyi dökümante eden testlere göre veya her iki durumda sözkonusu değilse belli zaman aralıklarında kontrol anjiyografıleri yapıldı. Kontrol anjiyografilerde; anjiyoplasti uygulanan lezyonlann ve birinci anjiografide bulunan girişim uygulanmamış lezyonlann darlık dereceleri tekrar titizlikle değerlendirildi.Ayrıca yeni lezyonlann oluşup oluşmadığıda kaydedildi. İstatiksel analizlerde“student-t testi”,“Yates X2”testi ve“Spearman ve Kendal korelasyon katsayıları”kullanıldı. Kontrol koroner arteriyografilerde 57 anjiyoplasti uygulanan lezyondan 24'ünde (%42) restenoz tespit edildi. 33 hastada (%58) ise girişim yapılan damar açık bulundu. îstatiksel olarak anlamlı bir değer tespit edilememekle birlikte miyokard infarktüsü geçilmemişlerde, hipertansiyon regülasyonu bozuk olanlarda, anjiyoplasti uygulanan primer lezyonun bazal darlık yüzdesi fazla olanlarda, diyabetiklerde daha fazla oranda restenoz izlendi. Kesin bir sonuca varılamamakla birlikte restenoz olmayan vakalarda, olanlara oranla HDL seviyelerinde daha anlamlı bir yükselme izlendi. Bazal LDL seviyesi daha yüksek olan hastalarda, kontrol anjiyografilerde anjiyoplasti uygulanan leyonlardaki daha az oranda tespit edilen darlık düzeylerinin bu LDL düzeylerinde saptanan daha belirgin bir düşme ile ilgili olabileceği kanaatini uyandırmaktadır. Beklenenin aksine daha ileri yaşlardaki hasta gurubumuzda primer lezyonlann kontrol anjiyografilerindeki değerlendirilmelerinde istatiksel olarak anlamlı derecede daha az darlık yüzdeleri tespit edildi (p

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. 3. basamak bir merkezde yapılan koroner bifurkasyon lezyon girişimlerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of coronary bifurcation lesion intervention in 3th step center

    DOĞAÇ ÇAĞLAR GÜRBÜZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Kardiyolojiİzmir Katip Çelebi Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. CEM NAZLI

  2. Akut ST segment elevasyonlu miyokard infarktüsünde yeni noninvazif reperfüzyon kriterleri

    Başlık çevirisi yok

    TURGUT KARABAĞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    KardiyolojiSelçuk Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. BÜLENT BEHLÜL ALTUNKESER

  3. ST yükselmeli miyokart enfarktüsünün girişimsel tedavisinde trombüs aspirasyonunun işlem sonrası konvansiyonel transtorasik ekokardiyografi, longitudinal straın ve rotasyon parametreleriyle değerlendirilen sol ventrikül sistolik fonksiyonu üzerine etkisi

    Impact of thrombus aspiration on post-procedural left ventricular systolic function assessed with conventional transthoracic echocardiography, longitudinal strain and rotation parameters in interventional treatment of ST-segment elevation myocardial infarction.

    MEHMET ONUR OMAYGENÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    KardiyolojiSağlık Bakanlığı

    Kardiyoloji Bilim Dalı

    PROF. DR. NİHAL ÖZDEMİR