Geri Dön

Olası kortizol otonomisi ve non-fonksiyone adrenal adenomlu hastalarda subkutan ve santral yağ kompartmanlarının değerlendirilmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 482918
  2. Yazar: FATİH İNCE
  3. Danışmanlar: PROF. DR. BARIŞ AKINCI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 65

Özet

OLASI KORTİZOL OTONOMİSİ VE NON-FONKSİYONE ADRENAL ADENOMLU HASTALARDA VİSSERAL(SANTRAL) VE SUBKUTAN YAĞ KOMPARTMANLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZET Son yıllarda çeşitli amaçlarla giderek daha sık yapılan abdominal görüntüleme tetkikleri neticesinde tespit edilen raslantısal adrenal lezyonlar günlük klinik pratikte önemli yer tutmaya başlamıştır. Raslantısal olarak saptanan bu adrenal kitlelere uygun yaklaşımın belirlenebilmesi amacıyla bu lezyonlar boyut ve hormonal açıdan değerlendirilmektedir. Her ne kadar kortizol otonomisine yönelik testlerin sürekli bir parametre olarak değerlendirilmesi önerilse de Cushing Sendromunun (CS) klinik bulgularını sergilemeyen ancak 1 mg. Deksametazon Supresyon Testi (DST) sonucunda kortizol düzeyi 5.0 µg/dl üzerinde olan hastalar subklinik Cushing sendromu olarak tanı alır. 1 mg DST sonucunda kortizol değeri 1.8 µg/dl'nin altında olan hastalarda kortizol otonomisi ekarte edilerek (eğer diğer hormon aksları da normalse) non-fonksiyone adenom tanısı konur. 1 mg DST sonucunda 1.8-5.0 µg/dl aralığında kortizol düzeyi olan hastalar olası kortizol otonomisi olarak değerlendirilmektedir. Yapılmış çalışmalar serum kortizol fazlalığında viseral adipoz dokuda (VAD) ve VAD\subkutan adipoz doku (SAD) oranında artış olduğunu göstermektedir. Bugüne kadar yapılmış çalışmalarda ön planda klinik ve subklinik Cushing Sendromu hasta grupları ön planda değerlendirilmiş olup literatürde olası kortizol otonomisine yönelik kısıtlı düzeyde veri mevcuttur. Çalışmamızda otonom kortizol otonomisi olan hastalarda VAD miktarı ve VAD/SAD oranının değerlendirilmesi ve bu ölçümlerin olası kortizol otonomisi ve non-fonksiyone adrenal adenom ayırıcı tanısında olası faydalı rolünün aydınlatılması planlanmıştır. Çalışmamıza 2012-2017 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde çekilmiş abdomen bilgisayarlı tomografi (BT) sonucunda adrenal insidentaloma tanısı konulmuş ve hormonal değerlendirmeleri tamamlanmış 140 hasta dahil edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen beş hasta klinik Cushing varlığı, on hasta subklinik Cushing varlığı, yedi hasta diğer hormonal testler nedeniyle ve üç hasta organ disfonksiyonu mevcudiyeti gibi diğer dışlama kriterleri nedeniyle çalışmadan çıkarılmış ve sonuç olarak 115 hasta çalışma popülasyonunu oluşturmuştur. Hastaların VAD ve SAD komponentleri sistemde mevcut 3 boyutlu BT görüntüleri değerlendirilerek yapılmıştır. Yapılan hormonal değerlendirme sonucunda çalışmaya dahil edilen hastaların 42'si olası kortizol otonomisi, 73' ü ise non-fonksiyone adenom grubuna alındı. Olası kortizol otonomisi grubunda VAD miktarı (22.630 mm² vs. 15.653 mm², p˂0.001) ve VAD/SAD oranı (0.72±0.38 vs. 0.53±0.2, p=0.001) non fonksiyone adenom grubuna göre anlamlı olarak daha yüksekti. VAD miktarı ile 1 mg DST sonrası kortizol değeri arasında (r=0.256, p=0.006), VAD miktarı ile SAD miktarı arasında (r=0.591, p

Özet (Çeviri)

ABSTRACT In recent years, incidental adrenal lesions, which are detected as a result of increasingly frequent abdominal imaging studies for various purposes, have begun to take an important place in daily clinical practice. These incidental lesions are assessed in terms of size and hormones in order to determine the appropriate approach to these adrenal masses that are determined incidentally. Although it is suggested that tests for cortisol autonomy should be regarded as a continuous parameter, it is recommended that patients without clinical signs of Cushing's syndrome and with a cortisol level above 5.0 μg / dl as a result of 1 mg. Dexamethasone Suppression Test (DST) are diagnosed as subclinical Cushing syndrome. In patients with a cortisol level of less than 1.8 μg / dL as a result of 1 mg DST, cortisol autonomy is excluded (if other hormone axes are also normal) to diagnose nonfunctioning adenomas. Patients with cortisol levels in the range of 1.8-5.0 μg / dl as a result of 1 mg DST are considered probable cortisol autonomy. Studies have shown that serum cortisol excess increases visceral adipose tissue (VAD) and VAD \ subcutaneous adipose tissue (SAD). In studies conducted to date, preclinical clinical and subclinical Cushing syndrome patient groups have been evaluated in the preliminary plan, and there is limited data on possible cortisol autonomy in the literature. In our study, it was planned to evaluate the VAD amount and VAD / SAD ratio in patients with autonomic cortisol autonomy and to elucidate the possible useful role of these measures in diagnosis of possible cortisol autonomy and nonfunctioning adrenal adenoma separator. Our study included 140 patients with adrenal incidental findings diagnosed as abdominal computed tomography (CT) at the Dokuz Eylul University Hospital between the dates of 2012-2017 and completed hormonal evaluations. Five patients included in the study were excluded from the study due to clinical Cushing's presence, ten patients with subclinical Cushing's disease, seven patients due to other hormonal tests, and three patients due to other exclusion factors such as the presence of organ dysfunction, resulting in 115 patients included in study. The VAD and SAD components of the patients were evaluated by evaluating the 3D CT images present in the system. Of the patients included in the study as a result of the hormonal evaluation, 42 were taken for possible cortisol autonomy and 73 for the nonfunctional adenoma group. In the possible cortisol autonomic group, the amount of VAD (22.630 mm² vs. 15.653 mm², p˂0.001) and the ratio of VAD / SAD (0.72 ± 0.38 vs. 0.53 ± 0.2, p =0.001) to the nonfunctional adenoma group was significantly higher. A statistically significant correlation was found between the amount of VAD and cortisol after 1 mg DST (r =0.256, p=0.006), between the amount of VAD and SAD (r=0.591, p

Benzer Tezler

  1. Subklinik cushing sendromu ve fonksiyon göstermeyen adrenal kitleli hastalarda kortikosteroid bağlayan globulin düzeyi ve glukokortikoid reseptör polimorfizm sıklığının değerlendirilmesi

    Evaluation of glucocorticoid binding globulin levels and glucocorticoid reseptor polimorfizm fraquency in patients with adrenal masses and subclinical cushing syndrome

    HASİBE AYTAÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıDokuz Eylül Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ABDULLAH SERKAN YENER

  2. Yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşirelerde çalışma ve dinlenme zamanları arasında kalp hızı değişkenliğinin karşılaştırılması

    Comparison of heart rate variability of the nurses working in intensive care unit during working and nonworking days

    MEHMET ÖZGEYİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    KardiyolojiDumlupınar Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. TANER ŞEN

  3. Mikroakışkan tabaka aracılığıyla kortizol hormonu düzeyinin belirlenmesine yönelik giyilebilir cihaz üzerine çalışmalar

    Studies on a wearable device for determining cortisol hormone level through microfluidic layer

    EBRU CİNGÖZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve Kontrolİstanbul Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERCAN ARICAN

  4. The relationship between environmental chaos and diurnal cortisol levels of preschoolers

    Çevresel kaos ve okul öncesi çocukların günlük kortizol seviyeleri arasındaki ilişki

    NİHAN SÖNMEZ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    PsikolojiBoğaziçi Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FEYZA ÇORAPÇI

  5. Vitiligo'lu hastalarda dehidroepiandrosteron sülfat (dheas), kortizol ve psikojenik stres düzeylerinin incelenmesi

    Investigation of dehydroepiandrosterone sulfate (dheas), cortisol and psychogenic stress levels in vitiligo

    AHMET GÜRPINAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    DermatolojiHacettepe Üniversitesi

    Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞEN KARADUMAN