Vogt-koyanagi-harada hastalığında başvuru evresi ve tedavi şekli ile klinik seyir ve edı OCT değişikliklerinin ilişkisi
The relationship between the stage of dissease at presentation and the type of treatment and clinical pattern and edi-oct changes in vogt-koyanagi-harada dissease
- Tez No: 494451
- Danışmanlar: PROF. DR. MÜGE PINAR ÇAKAR ÖZDAL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göz Hastalıkları, Eye Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 67
Özet
Amaç: Hastanemiz üvea kliniğindeki Vogt-Koyanagi-Harada hastalarının demografik özelliklerini, tanı ve takipteki oküler ve sistemik bulgularını incelemek ve tedavi sonrası hastaların sonuç klinik evrelerinin EDI-OCT ile ölçülen koroid kalınlıkları ile ilişkili olup olmadığını görmek. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üvea biriminde takipli 43 Vogt- Koyanagi-Harada hastasının 86 gözü dahil edilmiştir. Olguların dosyalarından ilk görüldükleri tarihteki bilgileri, cinsiyetleri, yaşları, geliş nedenleri, snellen eşeli ile elde edilmiş en iyi düzeltilmiş görme keskinlikleri, göz içi basıncı değerleri, tüm oftalmolojik muayene sonuçları ve ekstraokuler bulguları not edildi. Hastaların tedavileri ve sonrasındaki takipleri incelendi. Takiplerde görülen ek şikâyet ve bulgular değerlendirildi. Hastaların remisyon dönemindeki koroid kalınlıkları Heidelberg Spectralis OCT cihazımızın EDI-OCT tekniği ile alınan görüntülerinden geriye dönük tarama yapılarak alındı. Koroid kalınlığı, araştırmacı tarafından tam subfoveal noktadan retina pigment epiteli ile sklera koroid bileşkesi arasındaki mesafenin cihazın mesafe ölçüm yöntemi ile ölçüldü. Elde edilen veriler değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya katılan 43 hastanın %67,4'ü kadın, %32,6'sı erkekti. Tüm hastaların başvurudaki yaş ortalaması 32,4 idi. Hastaların 6'sı 18 yaşın altındaydı. Akut dönemde başvuran hasta sayısı 23 ve oranı %53,5 idi. Kronik rekürren veya konvalesan dönemde başvuran hasta sayısı 20 ve oranı %46,5 idi. Hastaların %25,6'sı olası, %41,9'u inkomplet ve %32,6'sı komplet Vogt-Koyanagi-Harada hastası olarak değerlendirildi. En iyi düzeltilmiş görme keskinliği ilk başvuru sırasında snellen eşeli ile ortalama 0,4 (0,69 logMAR) olarak ölçülürken, tedavi sonrası bu değerin ortalama 0,74 (0,34 logMAR) seviyesine çıktığı görüldü. Akut evrede kabul edilen hastaların tedavi sonrası %45'i (21 göz) sekelsiz iyileşirken, %55'i (25 göz) kronik rekürren forma geçiş yaptı. Akut evrede başvurup sekelsiz iyileşen 3 hastanın, akut evreden kronik rekürren evreye ilerleyen 2 hastanın, kronik rekürren evrede başvurup ataklarla seyreden 6 hastanın EDI-OCT çekimleri, görüntü kalitesi düşüklüğü veya yüksek miyopi gibi koroid kalınlığında değişime sebep olabilecek ek oküler patolojiler nedeniyle çalışmadan dışlandı. Diğer hastaların koroid kalınlıkları ölçülerek değerlendirildi. Akut evrede başvurup intravenöz steroid tedavisi alan ve sekelsiz iyileşen hastaların (15 göz) son kontroldeki koroidal kalınlıkları ortalama 393.7±71.3 (min v 299-maks 558) mikron iken, kronik rekürren forma ilerleyen hastaların (21 göz) remisyon dönemindeki koroidal kalınlıkları ortalama 348.5±126.7 (min 134-maks 604) mikrondu. Hastaların son dönem koroid kalınlıkları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamasına rağmen (p=0.141) akut evreden kronik rekürren evreye progrese olan hastaların koroid kalınlıkları, sekelsiz iyileşen hastaların koroid kalınlığından daha düşük saptanmıştır. Sonuç: Vogt-Koyanagi-Harada Hastalığı her iki cinsiyette, her yaş grubunu etkileyebilir. Hastalar olası, inkomplet, komplet hastalık özelliklerini taşıyabilirler. Hastalığın gidişatı aynı tedaviye rağmen farklı seyredebilir. Fakat akut evrede intravenöz yüksek doz steroid tedavisinin sekelsiz iyileşme oranını arttırdığı düşünülmektedir. Koroidal kalınlık ölçümü bu hastalığın takibi sürecinde yararlı olsa da çeşitli faktörlerden etkilenebildiği için hastalığın gidişatını göstermede yetersiz olabileceği düşünülmektedir.
Özet (Çeviri)
Purpose: To investigate the general knowledge, demographic characteristics and follow-up findings of Vogt-Koyanagi-Harada patients in our hospital's uvea clinic and to see whether clinical progression stages of patients are correlated with choroidal thickness measured by EDI-OCT. Materials and Methods: This retrospective study includes 86 eyes of 43 Vogt-Koyanagi-Harada patients who were enrolled in the Uvea unit of Ankara Ulucanlar Eye Training and Research Hospital, University of Health Sciences ,. From patients' charts, the results at the first examination, sex, age, reasons for arrival, best corrected visual acuity obtained with snellen chart, intraocular pressure values, all ophthalmologic examination results and extraocular findings were noted. The treatments and follow-up of the patients were studied. Additional complaints and findings were examined. The choroidal thickness of the patients at the time of the remission was retrospectively scanned from the images taken by our machine with EDI-OCT technique. The thickness of the choroid was measured by a distance measurement of the machine between the retina pigment epithelium and the scleral choroidal junction at the subfoveal point and performed by the investigator. The obtained results were evaluated. vi Results: 67,4% of the patients participating in the study were female, 32,6% were male. The mean age of all patients was 32.4. Six of the patients were under 18 years of age. The number of patients accepted in the acute phase was 23 and the ratio was 53.5%. The number of patients in the chronic or convalescent period was 20 and the ratio was 46.5%. 25.6% of the patients were classified as probable, 41.9% were classified as incomplete and 32.6% were classified as complete. The best corrected visual acuity was measured as 0.4 (0.69 logMAR) with the snellen chart at the first admission and 0.74 (0.34 logMAR) at the post-treatment remission period. Of the patients admitted in the acute phase, 45% recovered without sequelae, 55% switched to chronic form. EDI-OCT images of 3 patients who admitted in acute phase and recovered without sequelae, 2 patients who progressed from acute to chronic recurrence stage, 6 patients who were admitted with chronic recurrent episodes, were excluded from the study because of low image quality or additional ocular pathologies that could change the choroidal thickness, such as high myopia. Choroidal thicknesses of the other patients were measured and evaluated. Patients in the first group had a mean choroidal thickness of 393.7±71.3 (min 299-max 558) microns, while patients in the chronic phase had an average choroidal thickness of 348.5±126.7 (min 134-max 604) microns during the remission period. There was no statistical significance (p=0.141) although there was a difference Conclusion: Vogt-Koyanagi-Harada Disease may occur in both sexes and in all age groups. Patients may have probable, incomplete or complete disease features. Although the disease is treated by the same way, the course of the disease may be different. However, intravenous high dose corticosteroid therapy is thought to increase the rate of sequelae in the acute phase. Though choroidal thickness measurement may be useful in follow-up, it is thought that it may be insufficient to show the course of the disease because it can be affected by several factors.
Benzer Tezler
- Akut dönemde başvuran Vogt-Koyanagi-Harada hastalarının uzun dönem sonuçları
Başlık çevirisi yok
NİGAR ALASKARLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Göz Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MERİH ORAY
- Makula hastalarında optik koherens tomografi
Optical coherence tomography in macular diseases
ORKUN MÜFTÜOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Göz HastalıklarıAnkara ÜniversitesiGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. LEYLA SUNA ATMACA
- Adalimumab kullanılan nonenfeksiyöz üveitlerde serum adalimumab antikoru ile adalimumab seviyelerinin tespiti ve oküler klinik aktivasyon ile korelasyonun değerlendirilmesi
Determination of serum adalimumab antibodies and adalimumab levels in non-infectious uveitis treated with adalimumab and evaluation of correlation with clinical ocular activation
ANIL GÜNGÖR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Göz HastalıklarıSağlık BakanlığıGöz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YASEMİN ÖZDAMAR EROL
- Anti-DFS70 antikorlarının otoimmün ve allerjik hastalıklardaki rolü nedir ve otoimmün hastalıklarda koruyucu rolü var mıdır?
What is the role of anti-DFS70 antibodies in autoimmune and allergic diseases and does it have a protective role in autoimmune diseases ?
ÜMRAN YILDIRIM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Allerji ve İmmünolojiAkdeniz Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA ENDER TERZİOĞLU
- Anti-dense fine speckled 70/lens epithelium derived growth factor p75 otoantikorunun otoimmün hastalıklarda klinik tanıya katkısının araştırılması
The investigation of the diagnostic value for autoimmune diseases of anti-dense fine speckled 70/lens epithelium derived growth factor p75 autoantibody
GAMZE TÜRKOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
MikrobiyolojiSağlık BakanlığıTıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYŞE ESRA KARAKOÇ
DR. RUKİYE BERKEM