Esansiyel hipertansif gebeler ve preeklamptik gebelerde vitamin D, kalsiyum ve fosfor değerlerinin normotansif gebelerle karşılaştırılması
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 497713
- Danışmanlar: DR. ŞİVEKAR TINAR
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İzmir Tepecik Eğt. ve Arş. Hast.
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
Gebelerde tansiyon yüksekliği sık görülen bir durumdur. Gebeliğe eşlik eden tansiyon yüksekliği tüm gebeliklerin %5-10'unda görülür. Gebeliğin seyrinde yeni başlangıçlı proteinüri olmadan gelişen hipertansiyon gestasyonel hipertansiyon olarak tanı alır. Bu olguların yaklaşık olarak %50 sinde preeklampsiye gidiş gözlenir ve böylelikle preeklampsi tüm gebeliklerin %3,9 unda tanı alır. Gebelikten önce başlangıçlı esansiyel (kronik) hipertansiyon olarak görülebileceği gibi, preeklampsi ve eklampsi tablosuyla birlikte de görülebilir. Maternal ve fetal komplikasyonları olmakla birlikte intrauterin gelişme geriliğinden perinatal mortalite ve morbiditeye yol açabilen multisistemik bir hastalıktır. Preeklampsi gebelikten önce normotansif olan kadının gebeliğin 20. gebelik haftasından sonra sistolik kan basıncının 140 mmHg veya üzerinde diastolik kan basıncının 90 mmHg veya üzeri olduğu, progressif seyirli multisistemik, hipertansiyona proteinürinin eşlik ettiği yada proteinüriden bağımsız end-organ hasarının eşlik ettiği gebeliğin ikinci yarısında görülen bir hastalıktır. Esansiyel (kronik) hipertansiyon ya gebelikten önce vardır yada 20. Gebelik haftasından önce ortaya çıkabilir. Preeklampsi gebelerde yaygın olarak görülen bir hastalık olmasına rağmen henüz patofizyolojisi tam olarak aydınlatılamamıştır. Temel olarak plasental damar yatağı ve maternal kapiller sisteminin disfonksiyonu sonucu meydana gelir. Preeklampsi kapiller endotelyal spazma bağlı olarak end-organ direnç artışına bağlı perfüzyonda azalma ile ortaya çıkan gebeliğe özgü bir durumdur. Bunun sonucunda kan basıncı yüksekliği, 24 saatlik idrarda artmış proteinüri, artmış transaminaz düzeyleri (ALT-AST) persistan baş ağrısı ve vizüel bozukluklar ve platelet düşüklüğü (
Özet (Çeviri)
Hypertension in pregnancy is a very common condition. Frequency of high blood pressure observed in pregnancy is usually in between 5% to 10% interval. In the period of monitoring pregnancy,hypertension without new onset proteinuria is called ''gestational hypertension''. 50% of these cases have preeclampsia and in this manner preeclampsia is diagnosed as 3.9% of all pregnancies. An onset essential (chronic) hypertension can be seen before pregnancy which also can be seen with preeclampsia and eclampsia charts. This condition is a multisystemic disease which can also cause perinatal mortality and morbidity from intrauterine growth retardation with maternal and fetal complications. Preeclampsia is a disease seen by the time of second half of pregnancy, in which the normotensive woman before the pregnancy is accompanied by progressive multisystemic hypertension proteinuria accompanied by proteinuria independent end-organ damage with a systolic blood pressure of 140 mmHg or more and diastolic blood pressure of 90 mmHg or more after 20th week of gestation. Essential (chronic) hypertension can be seen before pregnancy or occur before 20.week of pregnancy. Even though preeklampsia is a very commonly seen disease , has not been clarified entirely yet. It basically is a result of the disfunction of the placental vascular bed and the maternal capillary system. Preeclampsia capillaries are conditions that especially related to pregnancy with decreased perfusion due to increased end-organ resistance due to endothelial spasms. Eventually,high blood pressure , elevated proteinuria in 24-hour urine, elevated transaminase levels (ALT-AST), persistent headache and visual disturbances, and low platelet count (
Benzer Tezler
- Esansiyel hipertansiyon hastalarında ortalama trombosit hacmi ile karotis intima media kalınlığı ve akıma bağlı dilatasyon arasındaki ilişki
The relationship between mean platelet volume and flow mediated dilatation and intima media thickness of carotid artery in patients with essential hypertension
AYÇA SERAP ERDEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
NefrolojiKırıkkale Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. YAKUP EKMEKÇİ
- Esansiyel hipertansif hastalarda; nötrofil – lenfosit oranının yaşam kalitesi, anksiyete ve depresyon ile ilişkisi
The relationship of neutrophyl - lymphocyte ratio in essential hypertensive patients with quality of life, anxiety and depression
EMİNE BİHTER ÇETİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
NefrolojiManisa Celal Bayar Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEYHUN KÜRŞAT
- Esansiyel hipertansif hastalarda nörohumoral ve metabolik parametrelerin değerlendirilmesi ve tedavide yeni bir yaklaşım
Evaluation of neurohumoral and metabolic parameters in essential hypertensive patients and a new approach in treatment
ASLI KILAVUZ