Geri Dön

Sınıraşan su yönetimi açısından Dicle ve Fırat nehirlerinin analizi

Analysis of tigris and euphrates rivers regarding transboundary water management

  1. Tez No: 502800
  2. Yazar: COŞKUN ŞEREFOĞLU
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MUTLU YILMAZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Coğrafya, Geography
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Coğrafya Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Beşeri ve İktisadi Coğrafya Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 111

Özet

Bu çalışmanın amacı, Türkiye-Irak ve Suriye sınırlarından geçip anlaşmazlıkların tam olarak çözüme kavuşturulamadığı Dicle ve Fırat Nehirlerini derinlemesine inceleyerek, yakın ve orta gelecekte Suriye ve Irak'taki mevcut konjoktür içerisinde suya olan talebin artması ile birlikte ne tür anlaşmazlıkların beklediği sorusuna cevap aramak ve tezde sınıraşan suların paylaşımı konusunda dünyadaki başarılı uygulamaların incelendikten sonra Türkiye'deki politika yapıcılarla derinlemesine mülakat gerçekleştirerek suyun etkin yönetimine ilişkin ne tür mekanizmalar geliştirilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Dünya'da yaklaşık 300 anlaşma aynı suyu paylaşan komşu ülkeler arasında geliştirilmiştir. Türkiye'de bulunan 26 havzanın 5'i sınıraşan sular kapsamında olup, bunlardan birisi olan Dicle-Fırat Nehirlerinin ülkemizden kaynaklanan su potansiyeli 52,94 milyar/m3 olup Türkiye'nin akış potansyelinin % 28,5'sine denk gelmektedir. Fırat ve Dicle sınıraşan suları ile ilgili ilk antlaşma 1946 yılında Türkiye ve Irak yetkili temsilcileri arasında imzalanmış, Suriye ile ise 1987 yılında imzalanmıştır. Türkiye, Irak ve Suriye arasında tartışma yaşanan konuların başında Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında inşa edilen barajlar gelmektedir. Türkiye, Irak ve Suriye'de uluslar arası arenada tartışma yaşanan konulardan birisini de sınıraşan su ve uluslar arası su kavramları oluşturmaktadır. Türkiye, Fırat ve Dicle sularının kullanımının sadece üç ülke arasında tartışılması gerektiğini belirterek sınırşan su kavramını kullanırken, Suriye ve Irak Türkiye'nin hegemon durumunu zayıflatmak için uluslar arası su kavramını kullanmayı tercih etmektedir. Genel olarak, işbirliği ve yönetim konusunda üç ülkenin de bütüncül bir strateji kapsamında hareket etmesi önem arz ediyor. Geleceğe yönelik eylem planlarının sivil toplum kuruluşlarının içerisinde olduğu bir yapının önceliğinde hazırlanması, gerek AB fonları gerekse ülkelerin su yönetimine yönelik yapacağı finansal katkılar işbirliği mekanizmaları açısından önemlidir.

Özet (Çeviri)

The objective of this study is to find a convincing answer for the question of what kind of transboundary water management techniques could be applied for the basin by deeply analysing Euphrates-Tigris basins which across Turkey, Iraq and Syria and by carrying out some interviews with policy makers and with think-thank institutions who deal with water issues in Turkey. Also, the interviews made with water experts from Syria and Iraq were analysed. Approximately 300 treaties have been signed among the riparian countries. Turkey has five transboundary water basins, one of which Euphrates-Tigris basin has the water potential of 52,940 billion/meter3 that corresponds to 28,5 % of Turkey's flow potential. The first agreements on Euphrates-Tigris rivers in between Turkey and Iraq and Turkey and Syria were made in 1946 and in 1987, respectively. One of the most challenging issue in Euphrates-Tigris rivers is the dams which have been constructed during the project period of Southeastern Development project. Another discussion point comes from definition for Euphrates-Tigris rivers from both sides. Turkey sees Euphrates-Tigris rivers as“Transboundary water”by highlighting three countries only negotiate it while Both Syria and Iraq defines it as“International water”. In general, it is quite important to make a collaboration process among three countries regarding cooperation and good governance. The action plans to be prepared for the future of the region needs to be prepared by a wide range of stakeholders. This will enhance cooperation among countries and facilitate financial contribution of relevant institutions on water management.

Benzer Tezler

  1. Nil ve Fırat-Dicle nehirlerinde yaşanan süreçlerin su politikaları ve güvenliği açısından analizi

    Analysis of the ongoing processes in the nile and Euphrates-Tigris rivers in terms of water policies and security

    ÖMER FATİH İLBEY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kamu YönetimiAnkara Üniversitesi

    Su Politikaları ve Güvenliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUTLU YILMAZ

  2. Türkiye-Irak ilişkilerinde sınıraşan sular faktörü

    The Factor of trans boundary waters in Turkey-Iraq relations

    OSMAN DURAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Uluslararası İlişkilerHacettepe Üniversitesi

    Su Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ İHSAN BAĞIŞ

  3. Uluslararası Hukuk açısından Fırat ve Dicle nehirleri

    Fırat and Dicle rivers from the point of international law

    TAMER USTAOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Kamu YönetimiÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. A. METE TUNCOKU

  4. Water in the middle east: The scarce resource of the region

    Başlık çevirisi yok

    İBRAHİM MAZLUM

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    1996

    Uluslararası İlişkilerMarmara Üniversitesi

    DOÇ.DR. ŞULE KUT

  5. Yukarı Fırat havzasındaki mevsimsel kar erimesinin WRF-ARW simülasyonu ve uydu verileri kullanılarak incelenmesi : Mart 2004 örneği

    Investigation of seasonal snow melting by using WRF-ARW simulation and satellite data in the Upper Fırat basin: March 2004 case

    ELİS GÜLER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Meteorolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Meteoroloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BARIŞ ÖNOL