Geri Dön

Türk-Rus ilişkilerinde: Sözde Ermeni soykırımının konumu

Position of the Armenian genocide in the Turkish-Russian relations

  1. Tez No: 503194
  2. Yazar: HALİL GÖKHAN DOĞAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. YELDA HATİCE DEMİRAĞ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ufuk Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 217

Özet

Ermeni Sorunu kökleri dışarıda ve tarihi eski zamanlara uzanan bir sorundur. Son 100 yılda yaşanan Ermeni meselesinde yaşanan gelişmeler, Ermenilerin tüm söylemlerini“Türk düşmanlığı”üzerine yürüttüklerini göstermektedir.“Türk düşmanlığı”ve lekeleme kampanyaları ile dünya kamuoyunda Türkiye ve Türkleri kötülemeye çalışmaktadırlar. 19. yüzyılın son çeyreğinde gerçekleşen ve Osmanlı İmparatorluğu için birçok siyasi, ekonomik ve sosyal travmaya neden olan 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Savaşı), aynı zamanda Ermeni meselesine uluslararası bir çerçeve kazandırma girişimlerine sahne olmuştur. Bilindiği gibi Osmanlı İmparatorluğunun“millet-i sadıka”olarak adlandırdığı ve devletin en üst kademelerine kadar yükselen Ermeniler, yüzyıllarca bu topraklarda Türklerin himayesinde din ve kültür açısından geniş özgürlükler içerisinde yaşıyorlardı. 19. yüzyıla gelindiğinde öncelikle özerklik için fırsatlar aramaya başladılar ve ardından bağımsızlık, misyonerlik faaliyetlerinin ve özellikle de diğer ülkelerdeki gibi liberalist milliyetçi hareketlerin etkisi altında kaldılar. 93 Savaşı bu fırsatı büyük ölçüde onlara vermiştir. Ermeniler Doğu'da (Kafkas) savaş alanında Ruslar ile yan yana savaşmakla kalmayıp, aynı zamanda onların maşası olarak her alanda hizmet etmeye devam etmişlerdir. Ermeniler, Birinci Dünya Savaşında tüm güçleri ile sömürgeci Ruslara ve Batılı dış güçlere karşı istiklal mücadelesi sürdüren Osmanlı Devleti'ni arkadan vurma planlarının en açık şekilde uygulamaya başladılar. Osmanlı topraklarının birçok yerinde isyanlar çıkarmaya ve devletin askerine ve memurlarına saldırmaya devam ettiler. Osmanlının millet sistemi içerisinde kendi ulusundan bir parça olarak saydığı bu millet artık açıktan devlete savaş açmıştı. Her durumda ve her şartta mazlumları korumaya, suçluların bile adil yargılanmasına özen gösteren Türk milleti tüm bu ihanete rağmen Ermenilerin zarar görmeden sadece göç etmesine karar verdi ve bu göç bugün tüm belgeler ile açık bir şekilde hukuka uygun ve insan temelinde yapıldı. Ermeni propagandacıları, Osmanlı İmparatorluğu'nun güvenlik gereksinimleri nedeniyle yapmak zorunda kaldığı bu zorunlu göç eylemini sözde“Soykırım”uyguladığı iftiraları ile özellikle de büyük devletleri yanlarına almak için kullanmıştır. Ermeniler, Türk hükûmetini Hristiyanlık ile İslam arasındaki sürekli mücadele açısından yorumlamaya ve böylece modern Hıristiyan dünyada Türkler hakkında söylediklerini her konuda inandırmaya çalıştılar. Tarih, bu iddiaları ezici bir şekilde reddetmektedir. Günümüzdeki Ermeni tarihçilerinin bizzat kendileri bile Ermenilerin tarihin her döneminde Osmanlı hakimiyeti altında barış ve huzur içinde yaşadığını ortaya koymaktadır.

Özet (Çeviri)

The Armenian Question is a question that lies outside and its history goes back to ancient times. The developments experienced in the Armenians who lived in the last 100 years show that Armenians have carried out all the rhetoric on“Turkish enmity”.“Turkish hostility”and the world public opinion by staining campaigns are trying to discredit Turkey and the Turks. The 1877-78 Ottoman-Russian War (93 War), which took place during the last quarter of the 19th century and caused many political, economic and social traumas for the Ottoman Empire, has also been the scene of attempts to gain an international framework for the Armenian issue. As it is known, the Armenians, which the Ottoman Empire called“nation-loyalty”and which rose up to the highest levels of the state, lived in these lands for centuries with wide freedom in terms of religion and culture under Turks. By the 19th century, they first began to seek opportunities for autonomy, and then independence was under the influence of missionary activities, and especially liberal nationalist movements as in other countries. The 93 war gave them this opportunity to a great extent. The Armenians continued to fight side by side with the Russians in the East (Caucasus) battlefield, and at the same time they continued to serve every field as their fleet. In the first world war, the Armenians began to apply their plans to strike the Ottoman Empire from behind with the most resistance, against the colonial Russians and Western foreign powers with all their forces. In many parts of the Ottoman lands, they continued to rebel and attack the state's military and civil servants. This nation, which the Ottomans regarded as a part of their nation within the nation system, has now openly fought a war on the state. The Turks, who were careful to protect the oppressed in all circumstances and in all circumstances, even the criminal justice, decided that the Armenians should not emigrate only without any harm, and this migration today was clearly made lawful and human based on all documents. The Armenian propagandists have used this forced immigration action, which the Ottoman Empire had to do due to the security requirements of the Ottoman Empire, to take the side of the profiteer, especially the great states, with the so-called“genocide.”The Armenians have tried to interpret the Turkish government in terms of the ongoing struggle between Christianity and Islam, They tried to convince everything they said about the Turks. History is overwhelmingly rejecting these claims. Today's Armenian historians themselves reveal that Armenians live in peace and peace under Ottoman rule in every period of history.

Benzer Tezler

  1. İkinci Dünya Savaşı sonrasında gerginleşen Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkilerinin Türk kamuoyundaki tepkileri (1945-1952)

    The reactions of the public opinion's of Turkish people because of the tension between soviet union and Turkey after the Second World War (1945-1952)

    SÜLEYMAN ÜNLÜSOY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Türk İnkılap Tarihiİstanbul Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SABAHATTİN ÖZEL

  2. Лингво-стилистические особенности ложныхдрузей переводчика

    Tuzak kelimelerin çevirisinde dilbilimsel ve üslupbilimselözellikler

    ŞUHEDA RENGİN ÖZTÜRK

    Yüksek Lisans

    Rusça

    Rusça

    2024

    Mütercim-TercümanlıkKırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi

    Mütercim Tercümanlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SALTANAT MAMBAYEVA

  3. Johnson mektubu ve Türk kamuoyu

    Johnson's letter and Turkish puplic

    ŞÜKRÜ MUCUK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Uluslararası İlişkilerDokuz Eylül Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ALEV GÖZCÜ

  4. Türk-Rus ilişkilerinde enerji faktörü (1991-2017)

    Energy factor in Turkish-Russian relations (1991-2017)

    ALENA IAKOVLEVA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    EnerjiAkdeniz Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA ÖZTÜRK

  5. Türk Rus ilişkilerinde Putin dönemi ve enerji jeopolitiği

    The Putin era and energy geopolitics in Turkish-Russian relations

    YUSUF DURSUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    EnerjiNişantaşı Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ NAZLI KAZANOĞLU