The relationship between interest rates and stock returns: Case study on BRIC countries and Turkey's stock indices
Faiz oranları ile hisse senedi getirileri arasındaki ilişki: BRIC ve Türkiye hisse senedi endeksleri üzerine vaka çalışması
- Tez No: 507277
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ KAYA TOKMAKÇIOĞLU, DOÇ. DR. OĞUZHAN ÖZÇELEBİ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2018
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İşletme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İşletme Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 104
Özet
Fon arz ve taleplerinin karşılaştığı, menkul kıymetlerin el değiştirdiği ve küçük yatırımların bir araya gelerek büyük yatırımlara yön veren sermaye piyasasının en önemli araçlarında bir tanesi hisse senetleridir. Hisse senedi piyasaları, yatırımın verimli alanları arasında yer alırken aynı zamanda yabancı yatırımı çekmek yoluyla da ulusal ekonomilerde önemli bir rol oynamaktadır. Sermaye Piyasalarının gelişmesi ile birlikte hisse senedi fiyatları makroekonomik faktörlere karşı son derece hassas hale gelmiştir. Politikacılar, araştırmacılar ve akademisyenler bu dinamik ilişkiye büyük ilgi göstermişlerdir. Yatırımcıların getiriyi en yüksek sağlamayı amaçladıkları yatırımlarında getiri ve risk arasındaki tercihlerin makroekonomik faktörler göz önünde bulundurularak şekillendirilmesinin önemi gün geçtikçe artmıştır. Makroekonomik faktörlerdeki değişikliklerin hisse senedi fiyatları üzerinde pozitif veya negatif yönde etkiler yaratacağından mantıklı kararların verilmesinde hisse senedi fiyatları üzerinde hangi faktörlerin, ne yönde etkisi olacağının incelenmesine yönelik pek çok çalışma yapılmıştır. Ancak, yapılan çalışmalarda hisse senedi fiyatları ile makroekonomik faktörler arasındaki ilişkiler incelendiğinde farklı sonuçlar elde edilmiştir. Gelişmekte olan ekonomilerin hisse senedi getirileri ve makro değişkenleri arasındaki ilişkiyi incelemiş olan çalışma sayısının oldukça az olduğu ve söz konusu ilişkinin genellikle zaman serileri analizi yapılarak incelenmiş olduğu da bulunmuştur. Makroekonomik değişkenler ile hisse senedi endeksi arasındaki ilişki ABD başta olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de incelenmiştir. 90'larda gelişmekte olan ülkelerde arka arkaya ekonomik krizler ortaya çıkmış ve bu krizlerin birbirini etkilediği saptanmıştır. Küreselleşme gelişmiş, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin uygulayacağı politikaları da baştanbaşa değiştirmiştir. Gelişmekte olan Türkiye ekonomisi de bu araştırmalara konu olmuş ve birçok analiz Türkiye için de yapılmıştır. 2001 yılında Dünya'nın en köklü yatırım bankalarından biri olan Goldman Sachs'in ortaya çıkarda BRIC tanımı, Dünya ekonomisinde en önemli olabilecek 4 gelişmiş ülkeyi temsil etmektedir; Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin bu tanım içerisindeki ülkelerdir. Ekonomisi gelişmekte olan bu ülkelerde uluslararası ticaretin hızla gelişmesi, ticaret ve finansta serbestleşme çabaları, gelişmekte olan ülkelerin finans ve ilgili serbest piyasalarının hızlı gelişimi ve portföy yöneticilerinin uluslararası para ve fon araçlarında çeşitlendirme yapma ihtiyaçları, dikkatlerin gelişmekte olan ülke piyasalarının makroekonomik göstergelere, hisse senetleri ve diğer yatırım araçlarına odaklanmış olmasını sağlamıştır. Finansal serbestleşmenin gelişmekte olan ülkelerde de görülmesi ile finansal piyasalar ve uluslararası ticaret büyük bir hızla gelişim göstermiştir. 1980'li yılların başından itibaren uluslararası yatırımcılar portföylerinde gelişmekte olan ülkelere de yer vermeye başlamışlardır. Serbestleşen ve küreselleşen bu ekonomiler ile şirketler, uluslararası piyasalar aracılığıyla finansman sağlamaya başlamış ve ulusal piyasalardaki düşük işlem hacimlerinden sıyrılarak uluslararası piyasalara hisse senedi ihraç etmişlerdir. Ayrıca şirketler ulusal piyasalardan sağlayamayacakları büyüklükte fon elde edebilme şansı bulmuş ve senetlerinin likiditesini artırmışlardır. Aynı zamanda bir çok uluslararası yatırımcı tarafından da Türkiye'de bu 4 ülke ile bir çok yönden karşılaştırılmaktadır. Türkiye ekonomisinin gelişmekte olan bu ülke ekonomilerine yakınlığı, Türkiye'nin büyüyen bir ekonomi olması ve yatırımcılara cazip getiri fırsatları sunması sebebiyle yatırımcılar sermayelerini bu ülkelerin finansal piyasalarında değerlendirmektedir. Bu çalışmanın amacı da her ülke için önemli olan makroekonomik göstergelerden faiz oranı değişimlerinin BRIC ve Türkiye hisse senede piyasalarında oluşturduğu değişim ve etkileşimi gözlemlemektir. Bu bağlamda Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Türkiye sermaye piyasalarında yer alan işlem hacmi bakımından olgun ve manipülasyon yapılamayacak hisse senedi endeksleri belirlenmiş, bu endek getirileri ile o ülkelerin faiz oranları arasında ilişki sayısal olarak incelenmiştir. Bu çalışma da BRIC ülkeleri ve Türkiye ekonomisinin önemli oyuncularından biri olan merkez bankalarının faiz oranlarında verdiği kararların hisse senetleri piyasasında yer alan endeklere kısa ve uzun vadeli etkileri gözlemlenmiştir. Elde edilen verilenin zamana bağlı olması sebebiyle bir takım testler gerçekleştirilmiştir. Zaman serileri analizlerinin durağanlıktan arındırılması için en geçerli olan yöntem olan Dickey –Fuller durağanlık testi yapılmıştır. Sonrasında yapılan kointegrasyon testi sonucunda da seçilen hisse senedi endekslerinin o ülkedeki faiz oranlarıyla uzun veya kısa dönemlik ilişkisi üzerine araştırma yapılmıştır. Faiz oranlarının çalışma da seçilen hisse senedi endekslerine etkisinin değerlendirilmesi içinde Granger nedensellik analizi yapılmıştır. Granger testi sonucunda faiz oranlarındaki değişmenin her ülke ve her sektörel endek için farklı sonuçlar ortaya çıkardığı gözlemlenmiştir. Her ülke için ortaya çıkan bulgu sonuçlar kısmında detaylıca anlatılmıştır. Bu tez çalışmasının sonucunda Brezilya merkez bankasının ekonomik koşullardaki değişimlere bağlı olarak almış olduğu para politikası kararları endüstri, emlak, elektrik ve finans sektörleri üzerindeki borsa fiyatlamaları üzerinde etkili olmuştur. Petrol ihracatçısı olan Brezilya'nın 2014 yılından itibaren dünyada ortaya çıkan siyasi gerilim ve Rusya'ya uygulanan ekonomik yaptırımlardan olumsuz etkilendiği iddaa edilebilecektir. Söz konusu süreçte Brezilya merkez bankası kararlarına etki eden bir diğer önemli unsur ise petrol fiyatlarının tarihinin en düşük seviyelerine gerilemesidir. Söz konusu şartlar altında Rusya merkez bankasına kıyasla sermaye piyasalarının başlıca endeksler üzerindeki kontrol gücünün yüksek olacağı nedensellik analizi ile saptanmıştır. Rusya merkez bankasının almış olduğu faiz kararlarının elektrik, telekom, üretim ve finans sektörleri üzerinde uzun vade de etkilerinin bulunmayacağı iddaa edilebilir ancak söz konusu analiz borsa endeksleri bazında yürütüldüğünden para politikasının ilgili sektörler üzerinde farklı kanallar üzerinden etki sahip olabileceği göz ardı edilmemelidir. Anlık nedensellik analizi sonucu ise çok kısa vadeyi yansıtmakta olup uzun vadeli granger nedensellik analizi ile aynı yöndedir, söz konusu bulgu Rusya merkez bankasının ilgili sektörler üzerinde sermaye piyasası üzerinden anlık haber etkisine etki edemeyeceğini ortaya koymuştur. Hindistan içinse faiz oranlarının dinamiklerinin sermaye piyasasının bilişim, banka, finans, emlak ve hızlı tüketim endeksleri üzerindeki etkileri kısa vadede de görülmekte olup söz konusu husus merkez bankasının ekonomideki rolüne ve haber etkisi olusturma potansiyeline işaret oluşturmaktadır. Çin için yapılan analiz sonuçları Çin merkez bankasının politika kararlarının ve para politikası dinamiklerinin ilgili sektörler üzerinden fiyatlamaları etki yapacağına işaret etmiştir. Dolayısıyla elde edilen nedensellik analizi bulguları çin ekonominin hali hazırda sürdürmekte olduğu yüksek büyüme potansiyelinin merkez bankasının geleneksel olan para politikası aracıyla kontrol altına alınamayacağı, tetiklenemeyeceği ve dizginlenemeyeceğini ortaya koymuştur. BRIC ülkeleri içerisinden Rusya ve Çin'in benzer dinamiklere sahip olabileceği öne sürülebilir. Türkiye içinse Granger nedensellik analizi sonuçları kısa vadeli faiz oranları merkez bankasının ilgili sektörleri üzerinde uzun vade de kayda değer etkiler oluşturamayacağı bulgusuna ulaşılmıstır. Diğer yandan bu husus merkez bankasının sermaye piyasası dinamikleri üzerinden tümden etkisiz olduğu anlamına gelmemektedir. İlgili sonuç sadece geleneksel bir para politikası aracı olan kısa vadeli faiz oranları için geçerli olup, son dönemlerde geliştirmeye başlayan geleneksel olmayan para politikası araçları hususunda ise daha etkin analizler yürütülebilecektir. Bu tezin elde ettiği farklı sonuçlara bakılacak olursa, alternatif bir kaç makroekonomik veri setiyle alışmanın daha detaylı ve farklı sonuçlara yol açacağını var saymak mümkündür.
Özet (Çeviri)
One of the most important instruments of the capital markets are stocks which the funds supply and demand. A stock is a type of security that signifies ownership in a corporation and represents a claim on part of the corporation's assets and earnings. While stock market is among the most important investment options for investors, it also plays an important role in national economies by attracting foreign investments. In the meantime,with the development of the capital markets, share prices have became extremely sensitive to macroeconomic factors. In this study, major macroeconomic variables also were investigated for each country. Briefly, economic output or income is measured in terms of the gross domestic product, which is basically the combined earnings from a year's worth of goods and services produced by a country. A higher rate tends to indicate a more economically solvent nation. This might be accepted major macroeconomic indicator for all countries. Inflation rate a tool used to measure changes in the average price level based on a price index. This index measures average retail prices that consumers pay. A high or increasing consumer pricing index indicates the existence of inflation. Higher prices tend to reduce overall consumer spending, which in turn leads to a decrease in GDP. While inflation itself is not negative, rapidly increasing rates of inflation signal the possibility of poor macroeconomic health. One of most important macroeconomic indicators is the unemployment rate which is the percentage of the working population that is not currently employed. The percentage only takes into account the number of people who are actively seeking employment. Those who are unemployed and not seeking jobs are“voluntarily”unemployed. Many governments set benchmark unemployment rates since they are aware that a zero rate is next to impossible. If the actual aggregate unemployment rate is at or below the benchmark rate, the economy is considered to be fully employed. Final one is the interest rate which was selected as key variable in this thesis. In terms of macroeconomic reporting, the interest rate is the nominal rate. Nominal rates are not adjusted for inflation. Lower interest rates typically occur when there is a need to stimulate consumer spending. If the housing market has an excess of inventory and a decline in the number of buyers, lenders might reduce mortgage interest rates to stimulate demand. Its decided to use central bank's interest rates as a macroeconomic variable. Therefore, politicians, investors and academics have shown great interest in this dynamic relationship. The investors who aim to archieve highest return on their investments have to take macroeconomic factors into considerations. Since changes in macroeconomic factors will have a positive or negative impact on share prices, many studies have been conducted to examine which factors will have an impact on stock prices and how they will affect the way. However, when the correlations between stock prices and macroeconomic factors were examined, different results were obtained. It has also been observed that the great number of studies examining the share returns and macroeconomic variables are done by using time series analysis, panel data analysis, granger cause and multiple regression models. Goldman Sachs, one of the world's most established investment banks in 2001, represents the BRIC's definition of the four most developing countries in the world economy, Brazil, Russia, India and China are the countries in this definition. With the rapid development of international trade in these developing countries, liberalization efforts and the development of financial markets in these markets made international portfolio managers to focused on these markets and diversify their portfolios. Thanks globalization, companies have started to finance through international markets and have exported their stocks to international markets and escaped from the low transaction volumes in the national markets. At the same time, many international investors are compared Turkey with with these four developing countries in many ways. Turkey is a growing economy and offers attractive return opportunities to the investors so investors who seek highest return from their investments always think Turkey as one of alternative country which promises significant stock returns. In this thesis, the impact and relationship between interest rate decisions made by central banks and stock returns are evaluated for BRIC countries and Turkey. Central banks are one of the most important players in the economy and highly effective to impact the market both long term and short term. A number of tests have been carried out since the result obtained is time dependent. In order to evaluate this relation in a holistic way, it is used overnight borrowing and lending interest rates which decided by central banks in monthly periods. Most countries were assessed for a period of 1990-2017. All currencies are fixed to american dollar to get over other factors which might affects share price. The stocks selected in the study are the largest and mature indices in terms of average transaction volume and market capitalization in the capital market where the countries are located. As mentioned in the literature, one of the assumptions underlying in time series applications is that the date are stationary. Therefore augmented dickey fuller stationarity test, which is the most valid method for removing time series analysis from stationarity, has been performed in this thesis. Afterwards, cointegration tests were performed in order to understand the relationship period between two variables, whether is long term or short term. Cointegration is an approach developed to evaluate the link between the nonstationary time series. Exceptionally, there is a risk of the misestimating of the nonexistent association between the variables which does not mean that there is no association between the variables. Contrawise, long-term common movement can be discovered between the non-stationary time series. As a consequence, a common equilibrium of the variables can be mentioned. For cointegrated results, vector error correction model is applied. For the results which are not cointegrated, vector auto regressive model is used. After outcomes are obtained Granger causality analysis tests were conducted to evaluate whether one time series is useful in forecastion another. As a result of the Granger test, it has been observed that the change in interest rates gives different outcomes for each country and each sectoral index. The finding for each country are explained in detail in the conclusion section. As a result of this thesis, emprical studies shows that interest rate decisions taken by central banks does not have long term effects on the sector indices in China, Russia and Turkey. Moreover the findings of causality analysis reveal that the current economy can not be controlled, triggered and restrained by conventional monetary policies. On the other hand, according to cointegration and granger analysis, monetary policy decisions taken by the central bank of Brazil and India changes the stock market pricing for specified sector indices. It is determined that the control power on the main indices of capital markets will be higher than the central banks mentinoned above. It is possible to assume that similar study will lead to more detailed and different results with a few alternative macroeconomic data sets. To this end, impact-response and variance decomposition analysis might be conducted in the further researches.
Benzer Tezler
- Türkiye'de asimetrik faiz koridoru uygulamasının hisse senedi piyasasındaki alternatif serilerin getirileri üzerindeki etkileri
The effects of asymmetric interest rate corridor implementation on the returns of alternative series in stock market
BEKİR TAMER GÖKALP
- Factors influencing the return and volatility of Georgian Stock Market
Gürcistan Menkul Kıymetler Piyasasının getiri ve fiyat hareketliğini etkileyen faktörler
ILIA BOTSVADZE
Yüksek Lisans
İngilizce
2012
İşletmeMarmara Üniversitesiİşletme (İngilizce) Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. RUKİYE CEYDA ÜVEZ
- The relationship between macroeconomic variables and stock returns. Case study on İstanbul Stock Exchange sector indicies'returns
Makroekonomik değişkenlerle hisse senedi getirileri arasındaki ilişki. İstanbul Menkul Kıymetler piyasası sektör endeks getirileri üzerine örnek çalışma
SERKAN YEŞİLYURT
Yüksek Lisans
İngilizce
2011
İşletmeBahçeşehir ÜniversitesiBorsa ve Finans Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÜMİT EROL
- Finansal piyasalarda tahmin yöntemleri: Türkiye'de tahvil-pay getiri farkı oranı ile finansal piyasaların tahmini üzerine bir araştırma
Méthodes de prévision sur les marchés financiers: Une recherche sur la prévision des marchés financiers et le ratio différence des taux d'obligations en Turquie
HAKKI AKDAŞ
- Menkul kıymet piyasalarında oynaklığın (volatiletenin) modellemesi: İstanbul Menkul Kıymetler Borsası için bir deneme
Modelling the volatility in stock markets: The case of Istanbul Stock Exchange
ERK HACIHASANOĞLU