Geri Dön

Alkol ve opioid bağımlılığı hastalarında zihin kuramı ve emosyon tanıma işlevleri

Theory of mind and emotion recognition functions of patients with alcohol and opioid addiction

  1. Tez No: 508268
  2. Yazar: EMRE YAZGEÇ
  3. Danışmanlar: PROF. TUNÇ ALKIN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

Amaç: Güncel araştırmalarda sosyal kognisyonun özellikle duygu (emosyon) tanıma ve zihin kuramı (ZK) ana başlıkları öne çıkmaktadır. Farklı bağımlılık gruplarında ZK ve Duygu Tanıma işlevlerinin bozulduğu gösterilmiştir. Fakat farklı bağımlılık gruplarında sosyal kognisyon bozukluğu şiddetini ve biçimlerini karşılaştıran çalışma sayısı azdır. Amacımız opioid bağımlılığı (OB) ve alkol bağımlılığı (AB) hastalarında ZK ve emosyon tanıma işlevlerini birbirleriyle ve sağlıklı kontroller ile karşılaştırmaktır. Yöntem: Çalışmaya geçmişte DSM-IV tanı ölçütlerine göre opioid bağımlılığı (OB) tanısı almış 32 hasta ve alkol bağımlılığı (AB) tanısı almış 30 hasta ile 32 sağlıklı kontrol (SK) dahil edilmiştir. Tüm katılımcılara, zihin kuramı işlevlerini ölçmek için Gözlerden Zihin Okuma Testi (GZOT), Yüzlerden Duygu Tanıma Testi (YETT), GAF testi (faux pas) uygulanmış, nörobilişsel işlevlerin değerlendirilmesi için Stroop Testi ve İşitsel Üçlü Sessiz Harf Sıralaması Testi, eş tanıları dışlamak için SCID-1 uygulanmıştır. Bulgular: Gruplar katılımcıların yaşları ve öğrenim durumları açısından farklılaştığı için çalışmadan elde edilen verilen bu değişkenler kontrol altına alınarak analiz edilmiştir. OB grubu sağlıklı kontrollerle karşılaştırıldığında YETT, GZOT, Gaf Testi toplam puanları ve“gafı anlama”,“uygunsuz durumun anlaşılması”, yanlış inanç“, ”empati“ olmak üzere tüm kategorilerinden anlamlı olarak daha düşük puanlar almıştır. Benzer şekilde AB grubunun YETT ve GZOT toplam puanlarının sağlıklı kontrollere göre daha düşük olduğu görülmüştür. Ancak Gaf Testi toplam puanları ve alt kategorilerinden alınan puanlar değerlendirildiğinde sağlıklı kontrollerle anlamlı farklılık gösterilememiştir. Duygular ayrı ayrı değerlendirildiğinde OB kontrollere göre kızgın yüzlere daha fazla yanlış yanıt verirken AB kontrollore göre iğrenmiş yüzlere daha fazla yanlış yanıt vermiştir. Her iki bağımlılık grubunun da tanınamayan yüzlere üzgün yanlış yanıtı verme eğiliminde olduğu görülmüştür. OB ve AB birbirileri ile karşılaştırıldığında YETT ve ZK sosyal algısal yönünü değerlendiren GZOT toplam puanları arasında anlamlı farklılık görülmemiştir. Sosyal bilişsel ZK'nı değerlendiren Gaf Testi performansları değerlendirildiğinde OB ”yanlış inanç“ kategorisinde AB göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha düşük performans göstermiştir. Gaf Testi toplam puanları, ”uygunsuz durumun anlaşılması“ ve ”empati" alt kategorilerinde bu fark anlamlılık sınırındadır. OB hastalarında klinik değişkenlerden bağımlılık süresi ile YETT arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki görülürken opioid miktarı ile GZOT toplam puanları arasında negatif yönde anlamlılık sınırında bir ilişki gösterilmiştir. Çoklu regresyon analizi sonucu opioid miktarının GZOT toplam puanlarını üzerine doğrudan etkili olduğu saptanmıştır. AB hastalarında kullanılan standart içki miktarı ile YETT toplam puanları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki saptanmıştır. AB ve OB gruplarında, işlem belleği ve yanıtın engellenmesi gibi nörokognitif işlevlerde bozulmalar saptanmıştır. Ancak bu bozuklukların sosyal kognisyon bozuklukları üzerine doğrudan etkili olmadıkları görülmüştür. Sonuç: Çalışmamızda OB grubunda, ZK ve duygu tanıma işlevleri olmak üzere sosyal kognisyonda yaygın bir bozulma olduğu saptanmıştır. Buna karşın AB grubunda kontrol grubuna göre duygu tanıma işlevleri ve sosyal algısal ZK' nın bozulduğu ancak sosyal bilişsel ZK işlevlerinin görece korunduğu görülmüştür. OB ve AB hastaları, sosyal algısal ZK ve duygu tanıma işlevleri açısından farklılaşmazken, OB grubunun AB grubuna göre sosyal bilişsel ZK işlevlerinin bozulmuş olduğu görülmüştür. Nörokognitif işlevler değerlendirildiğinde her iki grubun da işlem belleği ve yanıtın engellenmesi işlevlerinde bozulma saptanmıştır. Gruplar arasında anlamlı farklılık gösterilememiştir Nörokognitif işlevlerde görülen bozuklukların sosyal kognisyon bozuklukları üzerinde doğrudan etkili olmadığı görülmüştür. Bu bulgu iki kognisyon alanının bağımsız nöral sistemler aracılığıyla etkili olduğunu ve birbirinden bağımsız olarak bozulabileceği görüşünü akla getirmektedir. Sosyal kognisyonda görülen bozuklukların klinik değişkenler ile güçlü bir bağıntı göstermiyor olması, bu bozuklukların hastalık öncesi döneme ait, belki de hastalığa yatkınlık yaratan özellikler olabileceğini düşündürmektedir. Bu sonuçlar, sosyal işlevsellik alanının bağımlılıkların önlenmesi ve sağaltımında odaklanılması gereken önemli alanlardan biri olduğu yönünde yorumlanabilir.

Özet (Çeviri)

Background: In recent studies, emotion recognition (ER) functions and theory of mind (ToM) in social cognition have become prominent. It has been shown that ToM and ER are impaired in patients with different addictions. But there are only a few researches that compare degree or forms of social cognition impairment in different addiction groups. Our aim is to compare ToM and ER functions of patients with opioid addiction (OA), patients with alcohol addiction (AA) and healty control (HC) group. Method: 32 OA and 30 AA diagnosed with DSM-IV criteria, and 32 HC were included in the study. Reading the Mind in the Eyes Test (RMET), Pictures Of Facial Affect (POFA), and faux pas were used for measuring ToM functions; Stroop Test and Auditory Consonant Trigrams were used for measuring neurocognitive functions; and Structured Clinical Interview for DSM-IV Axis I Disorders (SCID-1) was used for excluding matched diagnoses. Results: As participants' ages and education levels showed difference between groups, research data were analysed by controlling these variants. OA group's POFA, RMET, faux pas total points were lower when compared with HC; they also had lower scores in all categories, but espacially in 'understanding faux pas', 'understanding an inappropriate state', 'false belief' and 'empathy' categories. Likewise; AA group had lower scores in POFA and RMET when compared to HC, but they showed no significant difference regarding faux pas and its sub-categories. When emotions were evaluted seperately, OA group gave more wrong answers about angry faces than HC group. Also, AA group gave more wrong answers about disgusted faces than HC group. Both OA and AA groups had tendency to answer as 'sad face' for unrecognised faces. OA and AA groups' RMET scores that evaluate ToM decoding and POFA scores showed no significant difference. Yet, when OA group's and AA group's faux pas scores that measures ToM reasoning were compared, OA group showed significantly lower performance in 'false belief' category. Difference between OA and AA groups' total scores of faux pas test, 'understanding inappropriate situation' scores and 'empathy' scores were near the treshold of significancy. OA group showed a significant negative correlation between POFA scores and duration of opioid addiction. OA group also showed a nearly significant negative correlation between RMET scores and opioid doses. After multiple regression analyses, it was seen that opioid doses affected their RMET scores directly. POFA scores and consumed standard alcohol doses of the AA group showed a positive correlation. Both AA and OA groups showed deficits in working memory and response inhibition categories, yet there was no significant relationship between these deficits and deficit in social cognition. Conclusion: In this research; we found that OA group showed extensive deficits in social cognition, especially in ToM and emotion recognition functions. AA group showed more deficits in ToM decoding and emotion recognition functions when compared to HC group, yet ToM reasoning was partly preserved in AA group. Altough there was no significant difference between AA and OA group's ToM decoding and emotion recognition functions, OA group's deficits in ToM reasoning functions were greater than AA group. When evaluating neurocognitive functions, both groups had deficits in working memory and response inhibition functions. There was no significant difference between groups. It was also found that deficits in neurocognitive functions had no direct affects on social cognition deficits. This findings might indicate that these two distinct cognitive areas may be affective through independent neural pathways, and may also be impaired independently. The fact that there is no strong relation between deficits in social cognition and clinical variables may bring to mind that these deficits are indicators of the pre-addiction period, or even properties that predispose to addiction. These results may be interpreted as 'social functioning areas are important to focus on while preventing and treating addictions'.

Benzer Tezler

  1. Opiyat kullanım bozukluğu olan hastalarda zihin kuramı ve aleksitiminin bağımlılık şiddetiyle ilişkisi

    The relationship between theory of mind and alexithymia with severity of addiction in patients with opiate use disorder

    DAMLA AK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    DR. MİNE ERGELEN

  2. Remisyondaki opiyat kullanım bozukluğu hastalarında dürtüsellik, aşerme, uyku bozukluğu ve gece yeme sendromu arasındaki ilişki

    The relationship between impulsivity, craving, sleep disorder and night eating syndrome in remitted patients with opioid use disorder

    PINAR ERDOĞAN TÜRKMEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriAkdeniz Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BURAK KULAKSIZOĞLU

  3. Opiyat bağımlılığı tedavisine devamlılığı öngören faktörlerin araştırılması

    Research of the factors that predict continuity in opioid addiction treatment

    NAZMİ ÇAĞLAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    PsikiyatriSağlık Bakanlığı

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ŞAFAK YALÇIN ŞAHİNER

  4. Laparoskopik kolesistektomi operasyonlarında subdiyafragmatik kateter yolu ile verilen levobupivakain ile bupivakainin etkilerinin karşılaştırılması

    The comparison of the effects of levobupivacaine and bupivacaine which are applied via subdiaphragmatic catheter in laparoscopic cholecystectomy operations.

    MUSA YILMAZ ACAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Anestezi ve ReanimasyonOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BAHRİYE BİNNUR SARIHASAN

  5. Alkol bağımlılığı ve opiat(eroin) bağımlılığı tanısı alan ayaktan takip edilen erkek hastalarda depresyon, anksiyete, aleksitimi ve bedensel belirtilerin incelenmesi

    Assessment of somatic symptoms, alexithymia, depression and anxiety between alcohol dependent and opioid dependent male outpatients

    MUHAMMED HAKAN AKSU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikiyatriGazi Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEHRA ARIKAN